Tankut

Genç kız, sevgilisine telefon açmış... - ' Tankut, ' demiş, ' seni çok arzuluyorum, geceleri uyku uyuyamıyorum. Ne olur bu hafta sonu bize yemeğe gel. Seni annem-babamla tanıştırayım. Sonra benim odamda ders çalışıyor gibi yaparız ' Tankut ömründe hiçbir kızla yan yana gelmemiş , toy bir delikanlı... Bir eczaneye gitmiş... Babacan eczacıya; ' Bu hafta sonu önce bir aile yemeği, peşinden ateşli bir aşk yaşayacağım ' demiş, ' Bu yüzden iyisinden bir kutu gerekenden istiyorum... ' Babacan eczacı kutuları vermiş, oğlanın sırtını sıvazlayıp yolcu etmiş... Tankut hafta sonunda bir büyük buket çiçekle kızın evinin kapısını çalmış... Genç kız kapıyı açmış. Tankut ' u doğrudan yemeğe almış... Delikanlı çok mahçup biçimde masaya oturmuş. Kızın ana-babasının yüzüne şöyle bir baktıktan sonra başını önüne eğmiş... Başlamış dua etmeye... Ancak dua bir türlü bitmiyor... Kız sonunda dayanamamış, fısıltıyla: - ' Ben senin bu kadar dindar olduğunu hiç bilmiyordum Tankut, ' demiş... Tankut adeta inlemiş: - ' Ben de babanın eczacı olduğunu! zuha-*-s