Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, Dünyanın en pahalı mazot ve tohumunu Türk çiftçisinin kullandığını ve verginin üreticinin aldığı desteğin iki üç katı olduğunu belirtti.
Dünyada pamuk stoku her geçen yıl azalırken, Türkiye ' de özellikle son yıllarda pamuk ekim alanlarının yüzde 50 oranında artmasına rağmen, uygulanan yanlış tarım politikaları ve artan girdi maliyetleri nedeniyle üretici aradığını bulamıyor. Türkiye pamukta dünyanın en büyük 8. üreticisi olmasına rağmen, 3.4 milyon balyalık ithalatla Çin ' den sonra dünyada en fazla pamuk ithal eden ikinci ülke konumunda bulunuyor.
İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, pamuğun; Çukurova Bölgesi açısından ' olmazsa olmaz ' lardan biri olduğunu ifade ederek Türkiye ' de uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle pamuk ekim alanlarının daraldığını vurguladı. Yeter, 1970 ' li yıllarda bölgede yaklaşık 3 milyon dekarlık bir alanda pamuk ekimi yapılırken, bugün bu rakamın 300 bin dekara kadar gerilediğine dikkat çekti. Türk sanayisinin en önemli sektörlerinden biri olan tekstilin hammaddesinin pamuk olduğunu hatırlatan Yeter, Türkiye ' de yeterli düzeyde pamuk üretilememesi nedeniyle sektörün dışa bağımlı olduğunun altını çizdi. Yeter, bu durumun sektörün geleceği açısından hiç olumlu sinyaller vermediğini ve önümüzdeki süreçte olumsuz sonuçlarla karşılaşılabileceğini vurguladı.
'İTHALATTA PETROLDEN SONRA EN FAZLA HARCAMA PAMUĞA YAPILIYOR'
Pamuğun yüzde 40 ' lık bir bölümünü oluşturan lifin tekstil sektöründe değerlendirildiğini, geri kalan ve halk arasında ' çiğit ' olarak bilinen tohumun da önemli bir yağ potansiyeline sahip olduğunu belirten Yeter, 'Türkiye, pamuğu olduğu gibi bitkisel yağı da ithal ediyor. Bu açıdan baktığımızda pamuğun sadece lifine değil, tohumuna da yağına da ihtiyacımız var. Sadece lifi için düşünüldüğünde Türkiye bunun için ithalata 3 milyar dolarlık bir para öderken, yağ için ödediği miktarsa bir milyar dolar. Bunlar çok ciddi rakamlar. Her iki ürün için ödenen miktar, Türkiye ' nin petrolden sonra ithalatta yaptığı en büyük ödeme olarak öne çıkıyor. Tüm bu nedenlerden dolayı Türkiye ' de pamuk üretimine büyük önem verilmesi, bu konuda doğru bir tarım politikası izlenerek, yerinde adımların atılması gerekiyor' dedi.
'DÜNYADAKİ STOK HER GEÇEN YIL AZALIYOR'
Pamuğun lifi ve yağının alınmasının ardından arta kalanınsa hayvan yemine dönüştürüldüğü bilgisini de veren Şahin Yeter, Türkiye ' nin hayvan yemini de yine yurt dışından temin ettiği dile getirdi. Pamuğun oldukça önemli bir tarımsal ürün olduğunu ve üretiminin artırılması halinde Türkiye ' nin pamuktaki ithalatının da gerileyeceğini savunan Yeter, aynı zamanda yeni istihdam alanları da oluşturularak işsizlikle mücadelede önemli bir mesafe alınabileceğini vurguladı. Özellikle son birkaç yıllık zaman diliminde dünya pamuk stoklarında hızlı bir düşüş yaşandığını, bu durumun Türkiye ' deki pamuk fiyatlarını da arttırdığını kaydeden Yeter, 2007-2008 döneminde dünyadaki pamuk stoku 62.3 milyon balya iken, bu rakam 2010-2011 döneminde 45 milyon balyaya gerilediğini, bunun yanında 2009 yılında 101.4 milyon balya üretilirken, 118.4 milyon balya pamuğun da tüketildiğini ortaya koydu.
'TÜRKİYE, PAMUK İTHALATINDA DÜNYADA İKİNCİ SIRADA'
Uygulanan yanlış tarım politikaları ve girdi maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen, Türkiye ' de özellikle son yıllarda pamuk ekim alanlarında yüzde 50 oranında bir artış yaşandığına dikkat çeken Yeter, 2010 yılında Türkiye genelinde 4 milyon 804 bin 393 hektarlık bir alanda pamuk ekimi yapılırken, 2011 yılındaysa 6 milyon 800 bin ile 7 milyon dekarlık bir alanda üretim yapıldığı bilgisini edindiklerini, Çukurova Bölgesi ' ndeyse 2010 yılında 479 bin hektar olan pamuk ekim alanının, 2011 yılında 627 bin 527 dekara ulaştığını açıkladı. Türkiye ' nin, 2.1 milyon balyalık pamuk üretimiyle dünyada 8. sırada olmasına sırada yer almasına karşın, 5.8 milyon balyalık tüketimle Çin, Hindistan ve Pakistan ' dan sonra 4. sırada yer aldığına dikkat çeken Yeter, Türkiye ' nin ithalattaysa 3.4 milyon balya pamukla Çin ' den sonra ikinci sırada kendisine yer bulduğu bilgisini de verdi.
'MAZOTTA ÖDENEN VERGİ DEVLETİN VERDİĞİ DESTEKTEN FAZLA'
Tüm bu rakamların da Türkiye ' deki dengesizliği gözler önüne serdiği yorumunda bulunan Yeter, 'Türkiye ' de pamuk üretimi için iklim, toprak yapısı kısacası her şey müsait. Ancak uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle bir yapı var.
Çiftçi, tarlasına pamuk ekmek istiyor ama devletten yeteri düzeyde destek alamıyor. Artan girdi maliyetleriyse çiftçinin belini büküyor. Dünyanın en pahalı mazot ve tohumunu Türk çiftçisi kullanıyor. Sadece tarımsal üretimde kullanılan mazot için ödenen vergilere baktığımızda ortaya çıkan rakam, neredeyse devletin üreticiye verdiği destekten iki üç katı. Kimin kime destek verdiği aslında ortada. Geçmişte 300 kilogramlık ürünüyle para kazanan çiftçi, bugün 500 kiloluk ürününe rağmen para kazanamıyor. Hal böyle olunca da çiftçi, tarlasına pamuk ekmek yerine alternatif ürünlere yöneliyor' ifadelerini kullandı.
Dünyada pamuk stoku her geçen yıl azalırken, Türkiye ' de özellikle son yıllarda pamuk ekim alanlarının yüzde 50 oranında artmasına rağmen, uygulanan yanlış tarım politikaları ve artan girdi maliyetleri nedeniyle üretici aradığını bulamıyor. Türkiye pamukta dünyanın en büyük 8. üreticisi olmasına rağmen, 3.4 milyon balyalık ithalatla Çin ' den sonra dünyada en fazla pamuk ithal eden ikinci ülke konumunda bulunuyor.
İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, pamuğun; Çukurova Bölgesi açısından ' olmazsa olmaz ' lardan biri olduğunu ifade ederek Türkiye ' de uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle pamuk ekim alanlarının daraldığını vurguladı. Yeter, 1970 ' li yıllarda bölgede yaklaşık 3 milyon dekarlık bir alanda pamuk ekimi yapılırken, bugün bu rakamın 300 bin dekara kadar gerilediğine dikkat çekti. Türk sanayisinin en önemli sektörlerinden biri olan tekstilin hammaddesinin pamuk olduğunu hatırlatan Yeter, Türkiye ' de yeterli düzeyde pamuk üretilememesi nedeniyle sektörün dışa bağımlı olduğunun altını çizdi. Yeter, bu durumun sektörün geleceği açısından hiç olumlu sinyaller vermediğini ve önümüzdeki süreçte olumsuz sonuçlarla karşılaşılabileceğini vurguladı.
'İTHALATTA PETROLDEN SONRA EN FAZLA HARCAMA PAMUĞA YAPILIYOR'
Pamuğun yüzde 40 ' lık bir bölümünü oluşturan lifin tekstil sektöründe değerlendirildiğini, geri kalan ve halk arasında ' çiğit ' olarak bilinen tohumun da önemli bir yağ potansiyeline sahip olduğunu belirten Yeter, 'Türkiye, pamuğu olduğu gibi bitkisel yağı da ithal ediyor. Bu açıdan baktığımızda pamuğun sadece lifine değil, tohumuna da yağına da ihtiyacımız var. Sadece lifi için düşünüldüğünde Türkiye bunun için ithalata 3 milyar dolarlık bir para öderken, yağ için ödediği miktarsa bir milyar dolar. Bunlar çok ciddi rakamlar. Her iki ürün için ödenen miktar, Türkiye ' nin petrolden sonra ithalatta yaptığı en büyük ödeme olarak öne çıkıyor. Tüm bu nedenlerden dolayı Türkiye ' de pamuk üretimine büyük önem verilmesi, bu konuda doğru bir tarım politikası izlenerek, yerinde adımların atılması gerekiyor' dedi.
'DÜNYADAKİ STOK HER GEÇEN YIL AZALIYOR'
Pamuğun lifi ve yağının alınmasının ardından arta kalanınsa hayvan yemine dönüştürüldüğü bilgisini de veren Şahin Yeter, Türkiye ' nin hayvan yemini de yine yurt dışından temin ettiği dile getirdi. Pamuğun oldukça önemli bir tarımsal ürün olduğunu ve üretiminin artırılması halinde Türkiye ' nin pamuktaki ithalatının da gerileyeceğini savunan Yeter, aynı zamanda yeni istihdam alanları da oluşturularak işsizlikle mücadelede önemli bir mesafe alınabileceğini vurguladı. Özellikle son birkaç yıllık zaman diliminde dünya pamuk stoklarında hızlı bir düşüş yaşandığını, bu durumun Türkiye ' deki pamuk fiyatlarını da arttırdığını kaydeden Yeter, 2007-2008 döneminde dünyadaki pamuk stoku 62.3 milyon balya iken, bu rakam 2010-2011 döneminde 45 milyon balyaya gerilediğini, bunun yanında 2009 yılında 101.4 milyon balya üretilirken, 118.4 milyon balya pamuğun da tüketildiğini ortaya koydu.
'TÜRKİYE, PAMUK İTHALATINDA DÜNYADA İKİNCİ SIRADA'
Uygulanan yanlış tarım politikaları ve girdi maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen, Türkiye ' de özellikle son yıllarda pamuk ekim alanlarında yüzde 50 oranında bir artış yaşandığına dikkat çeken Yeter, 2010 yılında Türkiye genelinde 4 milyon 804 bin 393 hektarlık bir alanda pamuk ekimi yapılırken, 2011 yılındaysa 6 milyon 800 bin ile 7 milyon dekarlık bir alanda üretim yapıldığı bilgisini edindiklerini, Çukurova Bölgesi ' ndeyse 2010 yılında 479 bin hektar olan pamuk ekim alanının, 2011 yılında 627 bin 527 dekara ulaştığını açıkladı. Türkiye ' nin, 2.1 milyon balyalık pamuk üretimiyle dünyada 8. sırada olmasına sırada yer almasına karşın, 5.8 milyon balyalık tüketimle Çin, Hindistan ve Pakistan ' dan sonra 4. sırada yer aldığına dikkat çeken Yeter, Türkiye ' nin ithalattaysa 3.4 milyon balya pamukla Çin ' den sonra ikinci sırada kendisine yer bulduğu bilgisini de verdi.
'MAZOTTA ÖDENEN VERGİ DEVLETİN VERDİĞİ DESTEKTEN FAZLA'
Tüm bu rakamların da Türkiye ' deki dengesizliği gözler önüne serdiği yorumunda bulunan Yeter, 'Türkiye ' de pamuk üretimi için iklim, toprak yapısı kısacası her şey müsait. Ancak uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle bir yapı var.
Çiftçi, tarlasına pamuk ekmek istiyor ama devletten yeteri düzeyde destek alamıyor. Artan girdi maliyetleriyse çiftçinin belini büküyor. Dünyanın en pahalı mazot ve tohumunu Türk çiftçisi kullanıyor. Sadece tarımsal üretimde kullanılan mazot için ödenen vergilere baktığımızda ortaya çıkan rakam, neredeyse devletin üreticiye verdiği destekten iki üç katı. Kimin kime destek verdiği aslında ortada. Geçmişte 300 kilogramlık ürünüyle para kazanan çiftçi, bugün 500 kiloluk ürününe rağmen para kazanamıyor. Hal böyle olunca da çiftçi, tarlasına pamuk ekmek yerine alternatif ürünlere yöneliyor' ifadelerini kullandı.
