10 milyar dolarlık et ve süt sektörü can suyu istiyor

SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan Büyük ve küçükbaş hayvan sayımız giderek azalıyor, acil tedbir alınması gerekiyor

--------------------------------------------------------------------------------







Türkiye Süt, Et ve Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan, büyük ve küçükbaş hayvan sayımız giderek azaldığına dikkat çekerek acil tedbir alınması gerektiğine işaret ediyor.

Bahçıvan, TÜİK verilerine göre büyükbaş hayvan sayısı 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,58 azalış gösterdiğini hatırlatarak 2008 yılı sonu itibariyle toplam büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,58 azalış göstererek 10 milyon 964 bin adet baş olarak gerçekleştiğini belirtti.

Büyükbaş hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı ise yüzde 1,60 azalarak 10 milyon 859 bin baş oldu. Bahçıvan, yıllar öncesinde, koyun varlığı bakımından dünyada 8. sırada, sığır varlığı bakımından ise dünya sığır varlığının yüzde 1 ' ine sahip olan ülkemiz sayısal bakımdan dünyada ilk 10 sırada yer almakta iken son 20 yılda hem hayvan sayısı bakımından hem de hayvansal üretim bakımından bir gerileme olduğunu ifade etti.

MAYINLI ALANLAR DEĞERLENDİRİLMELİ

Hayvancılık açısından değerlendirilme imkanı olan mayınlı arazilerin gerekli altyapının ve güvenliğin sağlanması sonrasında sektöre kullandırılmasının ülkemiz hayvancılığına katkılar sağlayacağını söyleyen Bahçıvan, özellikle ihracata yönelik yatırımların bu bölgede yapılmasının hem bölge hem de ülke ekonomisine katkıları olacağı, işsizliğin yüksek olduğu bu bölgelerde istihdamın artırılması bakımından da önemli etki yaratacağı muhakkaktır, dedi. Bahçıvan, konunun sürüncemede kalmadan biran önce karar verilerek atıl duran alanların değerlendirilmesini istedi.

SUNİ TOHUMLAMA TEŞVİK EDİLMELİ

Yıllardır uygulanmakta olan yanlış tarım politikaları, ırkların ıslah edilmemesi ve yeterli miktarda ucuz ve kaliteli yem bitkisi tarımının yapılmaması sonucu, ülkemiz hayvancılığı mevcut durumunu koruyamadığı gibi hayvan popülâsyonunda ciddi azalmalar oldu diyen Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Hayvan yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip olan suni tohumlamanın artırılmasını istedi. AB ülkelerinde bu oran yüzde 90 civarında iken Türkiye ' de bu oran yüzde 20 düzeyinde kalıyor. Türkiye üretim koşullarını iyileştirme, hayvan başına verimi arttırma, daha düşük maliyetle üretim gibi konularda daha gerçekçi davranmak ve politikalarını ve desteklerini buna göre şekillendirmek durumundadır.'

KÜÇÜK ÇİFTLİKLER BİRLEŞMELİ

Tarım sektöründe üretim yapan Türk firmalarının yüzde 90 ' ı KOBİ ölçeğindeki firmalar olduğunu vurgulayan Bahçıvan, mali ve teknik açıdan güçsüz küçük işletmelerin yoğunluğu gıda sanayinde de teknoloji kullanımını ve hijyenik kriterlere göre üretimi sekteye uğrattığını ifade etti.

Üretilen ürünler fiyat bakımından da bölgesel olarak farklılıklar gösterdiğini de belirten Bahçıvan, bu anlamda, her iki sektörde de öncelikle süt ve et piyasalarının oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.

Bahçıvan, sektördeki küçük firmaların birleşmesi ile ilgili önerilerini şöyle sıraladı:

'Makine ve ekipman yardımlaşmaları, piyasa ve pazarlama, işleme, dağıtım konularında ekonomi, finans, eğitim, birlikteliği öncelikli konulardır. Süt sektöründe olduğu gibi devlet desteklerinden faydalanma konusunda örgütlere üyeliğin koşul olarak getirilmesinin bu süreci hızlandırması beklenmektedir.'

MERALARIMIZIN SAYISINI ARTIRMALIYIZ

Ülkemizin doğal şartlar itibarıyla hayvancılığa çok müsait olmasına rağmen, hayvansal ürünlerin üretiminde ve verimlilikte istenilen seviyeye gelinemediği gibi, hayvansal ürünlerin tüketiminde de gelişmiş ülkeler düzeyine gelinemediğini söyleyen Bahçıvan, bunun nedeni, hayvancılık işletmelerinin giderlerinin yüzde 75 ' ini oluşturan yem giderlerinin ucuz ve kolay temin edilememesi olduğunu açıkladı.





Ülkemizde yaklaşık 1milyon hektar olan yem bitkileri ekiliş alanı toplam ekilebilir alanların yüzde 3,6 ' sını oluşturuyor. Meraya dayalı bir hayvancılığa sahip olduğumuz göz önüne alındığında, bu ihtiyacın ancak 25 milyon tonu meralardan karşılanabiliyor. Bahçıvan sözlerini şöyle tamamladı:

'Türkiye, et ve süt sektörlerinde yaklaşık 10 milyar dolarlık bir pazara sahiptir. Süt ve et sektörleri sadece üreticisi ile değil sanayicisi, pazarlamacısı, yem bitkisi üreticisi ile büyük bir kitlenin ekmek yediği, istihdama önemli katkıları olan bir sektördür. Dolayısı ile bu sektöre verilmekte olan teşviklerin, tüm bu geniş kitle üzerinde etkisi olacağını unutmamak gerekir.'

İHRACAT İÇİN KOMŞULARIMIZ İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ

İhracat imkanları incelendiğinde en muhtemel pazarın Türkiye ' nin komşuları olduğu görüldüğünü belirten Bahçıvan, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar en kolay ihracat yapılabilecek ülkelerin başında geldiğini kaydederek şöyle konuştu:

'Güney Asya pazarında Avustralya, Yeni Zelanda en büyük rakipimiz. Bu ülkelerin üretim metotlarından kaynaklanan düşük maliyetleri ve düşük nihai fiyatları rekabeti en fazla zorlayan unsurlardır. Orta Doğu ve Kuzey Doğu Afrika pazarları incelendiğinde, bu ülkelerin AB, ABD, Brezilya, Arjantin, Avustralya ve Yeni Zelanda ' dan ithalat yaptıkları görülmektedir. Bunun yanı sıra, komşu ülkelerimizden olan Rusya ' nın büyük oranda süt ve süt ürünleri ithalatı yaptığı ve ülkemiz için de önemli bir pazar olduğu unutulmamalıdır.'

RAKAMLARLA SEKTÖR

• Türkiye ' de süt ve süt ürünleri piyasası çok büyük oranda iç pazara yönelik. Ortalama olarak yılda yaklaşık 50–55 milyon Dolar tutarında ithalat, 40–45 milyon Dolar tutarında bir ihracat gerçekleştiriliyor.

• İhracat verileri incelendiğinde, Ülkemizin AB dışındaki çok geniş bir ülke grubuna ihracat yapmakta olduğu görülmektedir. Rusya Federasyonu, Makedonya, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Pakistan, Tayvan, Norveç, Japonya, ABD, Özbekistan, Kazakistan, Mali, Orta doğu Ülkeleri, Libya ihracat yaptığımız ülkeler arasında yer almaktadır.

• İhraç ürünleri ise, krema, sürülebilir peynirler, peynir altı suyu, kaşar peyniri, lor peyniri, tereyağı, yoğurt gibi birçok çeşitten oluşmaktadır.
 

Benzer Konular