'Et ithalatı defteri kapanmalıdır'
12 Ekim 2013 Cumartesi 15:00
ANKARA - Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye ' nin et ithal etmesinin gerekli olmadığını belirterek, 'Et ithalatı defteri kapanmalıdır' dedi.
Yetkin, Derneğin '2013 Hayvancılık Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında büyükbaş hayvan sayısının son 10 yılda yüzde 25 arttığını ifade ederek, gerekli önlemler alındığı takdirde et açığının kapatılabileceğini dile getirdi.
Bu yılın ilk çeyreğinde kırmızı et üretiminin geçen yılların aynı dönemlerine kıyasla artış göstererek 208 bin 597 tona ulaştığını anlatan Yetkin, yıl sonu itibarıyla toplam üretimin geçmiş yıllara oranla daha yüksek olacağını söyledi.
Süt üretimi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Yetkin, üretim açısından bir sıkıntı olmamasına karşın, tüketim anlamında sorunlar bulunduğunu kaydetti. Yetkin, bunu aşmak adına süt ürünleri ihracatına ağırlık verilmesi gerektiğine işaret etti.
Üç sorun alanı
Hayvancılık sektörü açısından 3 ana sorun alanı bulunduğunu belirten Yetkin, bunlardan birinin hayvancılığın en önemli girdilerinden olan yem fiyatlarının yüksekliği olduğunu dile getirdi.
Türkiye ' de yıllık 58,6 milyon ton kaba yem üretildiğini, ülkenin 57 milyon ton olan ihtiyacı dikkate alındığında bu anlamda bir açık olmadığını ifade eden Yetkin, 'Oysa sap, saman, anız atıkları ile bahçe içi otlaklarını kaliteli kaba yem olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında yem açığı 13-14 milyon ton olarak tahmin ediliyor' diye konuştu.
Diğer bir sorun alanı olarak gördüğü et fiyatları hakkında da konuşan Yetkin, Türkiye ' de et fiyatlarının hala pahalı olduğuna dikkati çekerek, 'Bunun suçlusu bu hayvanları yetiştiren besiciler ve tüketiciler hiç değil' dedi.
Fiyatların yüksek olmasının temel nedenlerinden birinin yem fiyatlarındaki yükseklik olduğunu öne süren Yetkin, yem açığı kapatılmadığı müddetçe et fiyatlarının düşmesinin hayal olduğunu ifade etti. Yetkin, 'Bu anlamda Güneydoğu ' daki barış süreci sonunda çayır-mera alanları açıldığında bu açığın bir nebze kapatabiliriz' değerlendirmesinde bulundu. Geçen yıl saman ihtiyacının sorun olduğunu hatırlatan Yetkin, saman ihtiyacı karşılandığı zaman hayvancılık açısından maliyetin yüzde 25 civarında düştüğünü söyledi.
Aracı karlarının yüksek olmasının da et fiyatlarının yüksek seyretmesinde önemli etken olduğunu vurgulayan Yetkin, sektörde besiciden sonraki süreçte kar marjının yüzde 50-80 arasında değiştiğini dile getirdi.
Et ithalatının da sektörün en önemli sorunları arasında yer aldığını belirten Yetkin, 'Türkiye ' de et ithalatı gerekli değil. Et ithalatı defteri kapanmalıdır' ifadelerini kulandı. İthalatta vergilerin yükseltilmesine karşın yine de ithalat yapılmasını anlamsız bulduğunu kaydeden Yetkin, ülkede gerek küçükbaş gerekse büyükbaş hayvan sayısının yeterli olduğunu ifade etti. Son 3 yılda 3 milyar dolarlık ithalat yapıldığını belirten Yetkin, ithalatın et olarak değil damızlık hayvan ithalatı şeklinde yapılmasını istedi.
'Kurbanlıkların fiyatlarının artması normal'
Kurbanlık sayısı konusunda da görüşlerini paylaşan Yetkin, bu anlamda bir sıkıntı görmediğini söyledi. Geçen yıl Kurban Bayramı süresince 765 bin büyükbaş, 1 milyon 600 bin küçükbaş hayvan kesildiğini anımsatan Yetkin, bu yıl bunun iki katı kadar kurbanlık bulunduğunu ifade etti.
Ankara ' daki fiyatlar baz alındığında büyükbaş kurbanlık fiyatlarının 3-12 bin lira, küçükbaşların fiyatlarının da 400-900 lira arasında değiştiğini anlatan Yetkin, 'Canlı hayvan kilo fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 15 civarında artış var. Maliyetlerin artması göz önüne alındığında çok olumsuz bir tablo değil' diye konuştu.
Kurbanlık alacaklara önerilerde de bulunan Yetkin, vatandaşlara belediyeler tarafından belirlenmiş satış noktalarından kurbanlık almalarını tavsiye etti. Yetkin, vatandaşların kurbanlık alırken hayvanın küpesi ve ilgili resmi evrakının bulunmasına, gebe olmamasına dikkat etmesini istedi.
Ankara ' daki bazı kurbanlık pazarlarında gebe hayvanın tespiti için ultrason cihazı konulduğuna şahit olduğunu aktaran Yetkin, bunların desteklenmesi gereken yaklaşımlar olduğunu kaydetti.
12 Ekim 2013 Cumartesi 15:00
ANKARA - Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye ' nin et ithal etmesinin gerekli olmadığını belirterek, 'Et ithalatı defteri kapanmalıdır' dedi.
Yetkin, Derneğin '2013 Hayvancılık Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında büyükbaş hayvan sayısının son 10 yılda yüzde 25 arttığını ifade ederek, gerekli önlemler alındığı takdirde et açığının kapatılabileceğini dile getirdi.
Bu yılın ilk çeyreğinde kırmızı et üretiminin geçen yılların aynı dönemlerine kıyasla artış göstererek 208 bin 597 tona ulaştığını anlatan Yetkin, yıl sonu itibarıyla toplam üretimin geçmiş yıllara oranla daha yüksek olacağını söyledi.
Süt üretimi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Yetkin, üretim açısından bir sıkıntı olmamasına karşın, tüketim anlamında sorunlar bulunduğunu kaydetti. Yetkin, bunu aşmak adına süt ürünleri ihracatına ağırlık verilmesi gerektiğine işaret etti.
Üç sorun alanı
Hayvancılık sektörü açısından 3 ana sorun alanı bulunduğunu belirten Yetkin, bunlardan birinin hayvancılığın en önemli girdilerinden olan yem fiyatlarının yüksekliği olduğunu dile getirdi.
Türkiye ' de yıllık 58,6 milyon ton kaba yem üretildiğini, ülkenin 57 milyon ton olan ihtiyacı dikkate alındığında bu anlamda bir açık olmadığını ifade eden Yetkin, 'Oysa sap, saman, anız atıkları ile bahçe içi otlaklarını kaliteli kaba yem olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında yem açığı 13-14 milyon ton olarak tahmin ediliyor' diye konuştu.
Diğer bir sorun alanı olarak gördüğü et fiyatları hakkında da konuşan Yetkin, Türkiye ' de et fiyatlarının hala pahalı olduğuna dikkati çekerek, 'Bunun suçlusu bu hayvanları yetiştiren besiciler ve tüketiciler hiç değil' dedi.
Fiyatların yüksek olmasının temel nedenlerinden birinin yem fiyatlarındaki yükseklik olduğunu öne süren Yetkin, yem açığı kapatılmadığı müddetçe et fiyatlarının düşmesinin hayal olduğunu ifade etti. Yetkin, 'Bu anlamda Güneydoğu ' daki barış süreci sonunda çayır-mera alanları açıldığında bu açığın bir nebze kapatabiliriz' değerlendirmesinde bulundu. Geçen yıl saman ihtiyacının sorun olduğunu hatırlatan Yetkin, saman ihtiyacı karşılandığı zaman hayvancılık açısından maliyetin yüzde 25 civarında düştüğünü söyledi.
Aracı karlarının yüksek olmasının da et fiyatlarının yüksek seyretmesinde önemli etken olduğunu vurgulayan Yetkin, sektörde besiciden sonraki süreçte kar marjının yüzde 50-80 arasında değiştiğini dile getirdi.
Et ithalatının da sektörün en önemli sorunları arasında yer aldığını belirten Yetkin, 'Türkiye ' de et ithalatı gerekli değil. Et ithalatı defteri kapanmalıdır' ifadelerini kulandı. İthalatta vergilerin yükseltilmesine karşın yine de ithalat yapılmasını anlamsız bulduğunu kaydeden Yetkin, ülkede gerek küçükbaş gerekse büyükbaş hayvan sayısının yeterli olduğunu ifade etti. Son 3 yılda 3 milyar dolarlık ithalat yapıldığını belirten Yetkin, ithalatın et olarak değil damızlık hayvan ithalatı şeklinde yapılmasını istedi.
'Kurbanlıkların fiyatlarının artması normal'
Kurbanlık sayısı konusunda da görüşlerini paylaşan Yetkin, bu anlamda bir sıkıntı görmediğini söyledi. Geçen yıl Kurban Bayramı süresince 765 bin büyükbaş, 1 milyon 600 bin küçükbaş hayvan kesildiğini anımsatan Yetkin, bu yıl bunun iki katı kadar kurbanlık bulunduğunu ifade etti.
Ankara ' daki fiyatlar baz alındığında büyükbaş kurbanlık fiyatlarının 3-12 bin lira, küçükbaşların fiyatlarının da 400-900 lira arasında değiştiğini anlatan Yetkin, 'Canlı hayvan kilo fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 15 civarında artış var. Maliyetlerin artması göz önüne alındığında çok olumsuz bir tablo değil' diye konuştu.
Kurbanlık alacaklara önerilerde de bulunan Yetkin, vatandaşlara belediyeler tarafından belirlenmiş satış noktalarından kurbanlık almalarını tavsiye etti. Yetkin, vatandaşların kurbanlık alırken hayvanın küpesi ve ilgili resmi evrakının bulunmasına, gebe olmamasına dikkat etmesini istedi.
Ankara ' daki bazı kurbanlık pazarlarında gebe hayvanın tespiti için ultrason cihazı konulduğuna şahit olduğunu aktaran Yetkin, bunların desteklenmesi gereken yaklaşımlar olduğunu kaydetti.
