OĞLUM DEĞİLSİN,TÜRK DE DEĞİLMİŞSİN !

25.12.2008
2,632
300
Konya
Babası Tulun tarafından Tarsus’a okumaya gönderilen genç Ahmet,birkaç yıl sonra babası öldüğü için annesinin davetine uyarak Bağdat’a dönüyordu.Yolda kervanları çöl hırsızları tarafında pusuya düşürüldü.Kervanda Türk olarak sadece Ahmet vardı.Öbür yolcular Araptı.Hırsızlarda bedevi çapulculardı,yirmi kişilik bir çete idi.
Kervandakiler kımıldayacak halde değillerdi.Hayvanlara yüklü eşyalarını hırsızlara ses çıkaramadan teslim ettikleri gibi,üstlerinde ne varsa onlarıda atıyorlar,sade bir gömlekle kalıp bir köşeye çekiliyorlardı.Yolcuları soymak vazifesini üzerine alan beş bedevi,Ahmet’in önüne gelerek hırçın bir sesle emir vermişlerdi:
- Soyun ya iblis !
Ahmet henüz terleyen bıyıklarını burmak ister gibi elini dudakları üstüne götürdükten sonra sakin sakin cevap verdi:
- Ben Türk’üm arkadaşlar.Ne soyunurum,ne soyulurum.
Bedevinin biri vurmak için elini kaldırdı ve aynı anda ağzına inen bir yumrukla otuz iki dişini birden yutup yere yuvarlandı.Öbürleri umulmayan bu harekete karşı ne yapacaklarını düşünemeden Ahmet kılıcını çekmiş,heriflerin kulaklarını,kollarını doğramaya koyulmuştur.
Pusudakiler “ Ben Türküm” diye bağırarak kılıç oynatan delikanlıya yaklaşamayıp, çil yavrusu gibi dağılmışlardır.
Ahmet’in bu suretle kurtardığı kervanda Abbasi halifesininde kıymetli eşyaları vardı.Macera halifenin kulağına aksetti. Ahmet’e bin dinar mükafat verildi.İltifat gösterildi,hatta Miyase adlı bir de güzel halayık bağışlandı.
Bu olay Ahmet’in yükselişinin ilk basamağı oldu. Bu yükselişin son basamağı ise Mısır’da kurduğu devletin hükümdarlık makamına geçmesidir.
Tulunoğlu Ahmet,devletinin sınırlarını genişletmek için Halep’ten çıktıktan sonra,iğrenç bir haber aldı. Mısır’da oğlu Abbas isyan çıkarmış,hükümdarlığını ilan etmişti. Tulunoğlu son derece müteessir olmakla beraber telaş göstermedi. Mısır’a döndü ve isyanı bastırarak,huzuruna getirilen oğlunu cezalandırmak için acele etmedi,hapse gönderdi. Cezayı, onunla elbirliği yapan diğer elebaşların toplanmasına bıraktı. Bu iş yapılınca Ahmet, oğlunu hapistan çıkararak,yanına getirtti.ve şöyle dedi:
- İşte, dedi, seni uçuruma götüren dostların.Kendi ellerinle bunların ellerini,ayaklarını keseceksin.
Abbas bu emri hemen kabul etti.Kendisi için silaha sarılmış dostlarının ellerini ve ayaklarını uçurmaya hazırlandı.
İşte o vakit Tulunoğlu Ahmet’in yerinden fırladığı ve gök gibi gürlediği görüldü:
- Sen oğlum değilsin,çünkü babana isyan ettin.Fakat Türk de değilmişsin. Çünkü canlarını senin uğruna feda etmeyi kabul eden dostlarını elinle kesmeye hazırlanıyorsun,Türk dostunu kesmez,hatta incitmez.
Ve sonra hüngür hüngür ağladı,acı acı inledi. Dudaklarında hep bu kelimeler dökülüyordu.
- Bana bu yaradılışta çocuklarmı baba diyecekti
 

Benzer Konular