İşte Kıyamet Senaryosu

25.12.2008
2,632
300
Konya
--------------------------------------------------------------------------------

21 ' den fazla Amerikan think-thank çoğu Yahudi sermayeli resmi veya riresmi düşünce kuruluşları, Ortadoğu ' da izlenecek politikalar ile ilgili Washington ' un izlemesi gereken 25 yıllık planı henüz 2000 öncesi çizmişlerdi. Türkiye ' yi ilgilendiren kısım kuşkusuz Kürtler üzerinden kurgulanan kıyamet senaryosuydu.

pkk şiddete dayalı bir terör örgütü olduğu için artık işlevsiz kalmış; yani istenilen kürt kimliği uyanışını yeterince başarmıştı. Onlara göre kürtlere kimlik kazandırma adına görevini, misyonunu tamamlamıştı. Bundan sonraki aşama kürtlere uydu devlet kazandırarak siyasal zemine taşınmasıydı.

İsrail ve ABD himayesindeki Kürtler kullanılacak bir taşerondu. İsrail ' in güvenliği bağlamında Irak ' a sürülen Amerikan güç aygıtı Türk ordusu ve devletinin kırmızı çizgilerini Mezapotamya ' da çiğneyecekti. 50 yıllık müttefik Türk ordusunu ekarte etmenin tek yolu Kuzey Irak ' ta yapılandırılacak 2. İsrail devletiydi. Kürtlerin refah seviyesi petrol gelirleri ile yükseltilecek, Bağdat yönetiminde söz sahibi yapılacak ve domino etkisinin Türkiye ' nin doğusundaki Kürtleri etkisi altına alması beklenecekti.

Türkiye ' de yayılan Anti-Amerikancı dalgadan duyulan rahatsızlık, ABD ' li yetkililerin bir numaralı sorunu haline gelirken, bugüne kadar sessiz kalmayı tercih eden Genelkurmay Cephesi ' nden onurlu sesler yükselmeye başladı. Edinilen bilgilere göre, Genelkurmay karargahında Türkiye ' deki Anti-Amerikancı dalga, % et Normal' olarak değerlendiriliyor. İki ülke arasında ciddi sorun olan tartışmanın krize dönüşmemesi için 'Resmi açıklama' yapılmazken, görüşler dolaylı olarak dillendiriliyor. ABD ' li yetkililerin, 'Halletmezseniz ciddi sorun olur' dediği Anti-Amerikancı dalga konusunda askerlerin görüşü, daha radikal. Asker, 'Halk Amerika ' yı sevmiyorsa biz 5 kat daha fazla sevmiyoruz' yorumunu yapıyor.

Genelkurmay Cephesindeki değerlendirme çok net; 'Bütün uyarılara rağmen Irak ' ı işgal ettiler. Orada Kürt aşiretleriyle Türkmenlere ve Türkiye ' ye karşı işbirliği yapıyorlar. Başımıza çuval geçirdiler. ABD ' yi niye sevelim.' Bu net değerlendirme, Ankara kulislerinde kulaktan kulağa yayılmaya başlandı. Genelkurmay ile ABD arasındaki sorunlar bunlarla da sınırlı değil. ABD ' nin özellikle Kuzey Irak ' taki faaliyetlerinin bölgedeki Türk Askeri varlığına dönük olduğu da biliniyor. 2005 yılının Ocak ayında, Telafer ' e gönderilmesi planlanan Türk Özel birlikleri de ABD ile Genelkurmay arasında sorun oldu. ABD ' li Yetkililer ' ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle Türk Özel Kuvvetleri Telafer yerine, Zaho ' ya gitmek zorunda kaldı. Ancak Genelkurmay buna rağmen, ABD ' nin bölgede, Kürt aşiretleriyle işbirliğini, Türkmenlere yapılan baskıları yakında izliyor. Gelişmeler anında Ankara ' ya iletiliyor ve durum değerlendirmesi yapılıyor.


Türk ordusunun kıyamet senaryosu yakın günlerde TİMAŞ tarafından basılan ' ****l Fırtına ' adlı romanla su yüzüne çıktı. 300 bin satarak en fazla okunan kitaplar içinde yeralan roman, 2007 yılında Türkiye ile ABD ' nin resmen savaşacağı senaryosu üzerine oturtulmuştu. Amerika ' nın saygın gazeteleri bu kitabın iki ülke ilişkilerini bozduğu ve Amerikan nefretini tırmandırdığını yazarken, kitabı kimin yazdırdığı konusunda dolaylı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini suçladılar. Genelkurmay, kitapla ilişkilerinin olmadığını ve onaylamadıklarını açıklamasına rağmen Washington koridorlarında Türk halkının Amerikan düşmanlığında asıl faktörün Türk ordusunun son 5 yıldır ABD ' ye güvenmediğini açıkca belirtmesi olduğu konuşuluyor. Yukarıda belirtilen gerekçeler Türk ordusunun haklı olduğunu gösteriyor.

Bugüne kadar yaşanan 3 sıcak askeri darbe ve en son 28 Şubat sürecinde bir kaç generalle Türkiye ' yi baskı altına almayı başarmış ve kaosla yönetmiş, ekeonomisini allak bullak etmiş Washington ve Pentagon, Orgeneral Hüsyin Kıvrıkoğlu ile başlayan ve Orgeneral Hilmi Özkök ile devam eden süreçte Genelkurmay Başkanlığı ile illegal iletişim kuramıyor. Çünkü onlar demokratlar ; artık irtica safsatasıyla dolduruşa gelmeyerek ülke yönetimini siyasilere bıraktılar. 28 Şubat ' ın tüm askeri figürleri son 5 yıl içinde ordudan ayıklandı. İrtica ile mücadele konseptinin CIA ' den ithal olduğunu pek az insanımız bilir.

Pentagon, Türk ordusunun endişelerini kullanarak pek çok antidemokratik uygulama yaptırdı ve dindar insanları ordusuna düşman yapmaya çalıştı. Bu tehlikeli oyunun farkına varan yeni kuşak generalleri asıl birinci tehditin İsrail ve ABD olduğunu Irak savaşı ile anladılar. Ankara ' ya içdüşman konsepti benimseterek halkı ile ordusunun arasını açma girişimi sağduyulu insanlarımız tarafından görüldü ve tahriklere kapılarak oyuna gelinmedi. Türk milletinin içinden çıkan ordusunu ne olursa olsun düşman görmesi mümkün olamaz.

Bu arada ABD, Türkiye için ayırdığı 1 milyar dolarlık hibe yardımın 'yakın gelecekte Türkiye tarafından kullanılması beklenmediğinden' ek bütçeye devredilmesine karar verdi. 1 milyar doların karşılığında, TBMM ' den, Irak Savaşı sırasında ülke topraklarından kuzey cephesi açılmasına olumlu oy istenmişti. Bu olmadı ancak yine de bu para, TBMM ' nin 1 Mart oylamasından sonra, savaş sonunda ortaya çıkabilecek olası ekonomik kayıpları karşılamak üzere, ABD yönetimi tarafından Türkiye ' ye tahsis edilmişti. Bush ' un Türkiye ' ye yardım önerisi, ABD kongresinden geçerken, Türkiye ' nin Kuzey Irak ' a müdahale etmemesi koşuluna bağlanmıştı. Türkiye, ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle bu 1 milyar dolarlık desteği kullanmadı. Elbette bu para bir rüşvetti ve Türk ordusunun Kuzey Irak ' a ferdi girmesini engellemek ve elini kolunu bağlamaya yönelikti.

Türk ordusu ve milletinin Irak ve bölge politikaları konusunda ABD ile yaman bir çelişki içinde olması bir kıyamet senaryosunu da yazmamıza yol açıyor. Uydu kürt devletinin nihai amacı, domino etkisiyle Türkiye ' deki Kürtlerin yaşadığı GAP bölgesini kontrollerine almayı amaçlıyor. 25 yıllık planın ilk 5 yıllık uygulamaları gösteriyor ki, plan tıkır tıkır işliyor. Kuzey Irak ' ta petrol gelirleriyle refah içinde yaşatılacak Kürtlere özenen Kürtlerimiz İsrail ve ABD himayesinde olmayı tercih edecek ve çoktan başlatılmış isyanlarını bayraklaştıracak. Azınlık oldukları safsatasını kabul ettirdikleri anda işimiz bitmiştir.

Bölgede İsraillilerin ve Amerikalıların toprak aldıkları yadsınıyor ve istatsitiklerle kamuoyu aldatılıyor. Minareyi çalan çoktan kılıfını uydurmuş durumda. GAP toprakları, yerli işbirlikçilerle kurulan, pkk ile ilişkisi olmamış, saygın görülen isim ve şirketler adına alınıyor; bir nevi GAP bölgesinin Filistinleştirilme süreci çoktan başladı.

ABD ' deki Yahudi lobileri GAP bölgesinden toprak alınması için sadece 2000 yılında bir milyar dolar topladı. Bu paralar nerede kullanıldı sanıyorsunuz. Topraklarımız Filistin gibi elden gidiyor. Yarın yabancı sermaye medyayı da satın aldığı zaman kamuoyu istedikleri şekilde yönlendirilecek; bugün Amerikan düşmanı potasına konan eski dost medyalarına ihtiyaçları kalmayacak.

Türk ordusunun AB üyeliğine destek vermesi ve yeni stratejik arayışlara geçmesi 50 yıllık müttefikimizin hain planlarındandır. Denize düşen yılana sarılır misali AB ' nin toprak güvenliğimizi güvence altına alacağı ve satranç tahtasında ABD ile mücadele edebilecek bir vezir olduğu varsayılıyor. Amerikalılar kusura bakmasınlar; petrol ve suyu ele geçirecegiz, İsrail ' in güvenliğini sağlayacağız diye toprak bütünlüğümüzle ve milli servetlerimizle kedinin fare ile oynadığı gibi oynayamazlar.

' Gılıkuşu ' olan, ' katakülle ' ye kalkan Bush Amerikasını sevmiyoruz, kendilerine çekidüzen vermedikçe sevemeyiz, bölücüleri, ayrılıkçıları kullandıkları sürece sevmeyeceğiz. Türk ordusu, ABD ' nin kıyamet senaryosunu görüyor ve elbette ki kendi think thank kurumlarında öz kıyamet senaryolarını yazıyor...
 

Benzer Konular