Sanayici, kriz yüzünden artan süt stoğunu eritmenin çaresini arıyor

Yılın bu aylarında artan süt stoğuna bir de kriz eklenince sanayici şaşkına döndü. SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan, stoğu eritmek için hükümete üç farklı öneri sunduklarını söyledi.

Genel teamül, gıda sektörünün en azından otomobil, inşaat sektörleri kadar krizlerden etkilenmeyeceği yönündedir. Ancak görünen o ki, bu kriz genel teamülü de bozdu.
İşin aslını isterseniz global kriz daha patlak vermeden dünyada gıda pazarının yapısı bozulmaya başlamıştı. Hatta Amerika ' da finansal kriz daha yeni yeni kendini hissettirmeye başladığında, yatırımcılar emtia piyasalarını kendilerine yeni yatırım alanı, daha doğrusu yeni spekülasyon alanı olarak belirlemişlerdi.
Dünyadaki bu gelişimden Türkiye de nasibini aldı ve gıda fiyatları dünya pazarları ile aynı anda inanılmaz rakamlara çıktı. Bundan dört-beş ay öncesine kadar pirinç fiyatlarındaki artışlar yüzünden oluşan kuyrukları, buğday fiyatı yüzünden ekmeğin fiyatındaki artışı konuştuğumuzu bugün hatırlamıyoruz bile.
Nitekim geçenlerde Türkiye Süt, Et Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan ile krizin gıda sektörüne yansımasını konuşurken, bu konuları da karşılıklı hatırladık.
Erdal Bahçıvan, gıdada krizin 2007 ' nin ilk aylarında başladığını ve dünyada gıda ürünlerinde eşi benzeri görülmemiş bir talep patlaması yaşandığını belirterek, 'Fiyatların fahiş olarak artması, spekülatörlerin bu işe el atması ve gidişatın kontrolden çıkması öyle bir hal aldı ki, sıkıntıyı sanayiciler yaşamaya başladı' diyor.

Kriz oyunu bozdu
Erdal Bahçıvan ' a göre yüksek fiyatlar sanayiciye kâr olarak dönmedi. Türkiye her ne kadar gıda ürünlerinde yüzde 60-70 fiyat artışlarına alışık olsa da, yüzde 2-3 enflasyonun olduğu Avrupa ' da yüksek fiyat artışlarının tüketiciyi üründen uzaklaştırdığına değinen Bahçıvan, 2008 ' de ise bu sefer fiyatların tepe taklak gittiğine dikkat çekiyor. Nedeni ise basit. Talep azalmaya başlayınca, bu sefer stok yapan üretici yüksek maliyetli ürünleri bir an önce elinden çıkarma yolunu seçti. İşte bu durum da bir fiyat kargaşası yarattı. Erdal Bahçıvan, bu kargaşanın halen sürdüğünü söylüyor.
Tabi bu işin yurtdışındaki gelişimi. Gelelim Türkiye ' ye... Erdal Bahçıvan, Türkiye ' de de talepte bir düşme yaşandığını vurguluyor ve şunları söylüyor:
'Süt ürünlerinde ve beyaz ette özellikle ramazandan itibaren bu düşüş yaşanmaya başladı. Ramazan beklentisi spekülatörler tarafından çok yüksek satın alınmıştı. İlk oyunun bozulması, ramazan talebinin bu sene çok gevşek olması ile başladı. Arkasında da global kriz bu oyunu tersine çevirdi. Bir talep daralması var. Fiyatlar da bunu gösteriyor. Tüketicinin en az 6-7 ay daha bugünkü fiyatın yukarısında bir fiyat hareketi göremeyeceği bir döneme giriyoruz.'

Sanayici şaşkın
İşte tam bu noktada Erdal Bahçıvan, sütteki sıkıntıya değiniyor ve elde ciddi bir süt fazlası bulunduğunu söylüyor.
Yılın bu döneminde zaten süt stoklarının arttığını, bugüne kadar da sanayicinin bu yükü göğüslediğini, ancak kriz nedeniyle talebin daha da azalmasına bağlı olarak sorunun ciddi boyutlara ulaştığını kaydeden Bahçıvan, 'Şimdi normal talebin de altında bir taleple karşı karşıya kaldığımız için bu iki yükü birden sanayicinin çekme şansı yok. O yüzden ilgili makamlarla bu konuyu konuşuyoruz. Hükümet de duyarlılık gösteriyor. Bu işin en akılcı ve kısa çözümü okul sütü kampanyası' diyor.
Bildiğim kadarıyla böyle bir kampanyanın süreci öyle kısa olmuyor. Çünkü bir tarafta Tarım Bakanlığı, diğer tarafta Milli Eğitim Bakanlığı ve üretici kesim... Bu yorumuma Erdal Bahçıvan da katılıyor ve sorunu çözmenin iki yolu daha olduğunu belirtiyor:

İhracat teşvik edilsin
'Bunun bir tanesi, mesela Türkiye ' ye gelen süt tozu vardır. Muhtelif gıdacılar yurt dışına ihraç edecekleri ürünün hammaddesini Türkiye ' ye dünya fiyatlarından getirebilirler. Bunu da biz yerli ürünlere döndürmek istiyoruz. En azından bir dönem sütteki KDV ' nin düşürülmesine yönelik bir talep var ki, bunun ismi konarak, şu zamana kadar denebilir. İhracata bir takım yan teşvikler verilip, bu dönemi ihracat şansımızı kullanarak geçirme konusunda da bazı önerilerimiz var. Bunların hepsini hükümet ile paylaşıyoruz.'
Görünen o ki, global kriz gıda sektörünü de ciddi anlamda etkiliyor. Şimdilik bu etki de sütte ortaya çıkmış durumda. Eğer sorun bir an önce çözülmezse, Türkiye ' nin sütte yakaladığı olumlu gelişme tersine dönecek. Şunu da unutmamak lazım ki, sütte 12.5 milyon tonluk bir üretim rakamını yakaladık ve bunu da korumamız gerekiyor.
 

Benzer Konular