Tarımda büyüme durdu, sektörün umudu 2009

Global kriz ve kuraklıkla mücadele eden tarım ve gıda sektörü 2008 yılını küresel ekonomik krizin gölgesinde kapattı. 2008 ' de pek çok tarım ürününün üretiminde düşüş yaşanırken, hayvancılık firmaları da kapanma noktasına geldi. 2009 ' un ilk çeyreğinde de etkisini sürdürmesi beklenen kriz nedeniyle gıda sektöründe yeni yatırımlar da askıya alındı.
Yaşanan olumsuz tablo tarım sektöründeki dış ticaret açığını 85 yıllık Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıkardı. 2007 yılında tarım ürünleri ihracatı 3 milyar 724 milyon dolar, ithalat ise 4 milyar 640 milyon dolardı. 2008 ' in Ocak-Kasım döneminde tarımsal ihracat yüzde 5,6 artarak 3 milyar 526 milyon dolar, ithalat ise yüzde 41.7 artarak 5 miyar 982 milyon dolar oldu. 2007 yılının Ocak-Kasım döneminde 881 milyon dolar olan tarım ürünleri dış ticaret açığı, 2008 yılının Ocak-Kasım döneminde yüzde 179 oranında artarak 2 milyar 456 milyon dolar ile 85 yıllık Cumhuriyet döneminin en yüksek değerine ulaştı. Herşeye rağmen tarımın Türkiye için çıkış noktası olduğu düşünen sektör temsilcileri sektörün ayağa kalkması için farklı öneriler sunuyor. Yaşanan bu krizi fırsata dönüştürmek için öncelikli olarak yapılacak iş tarımı geçimlik üretim modelinden kitle üretim modeline doğru yönlendirmek gerektiğini söyleyen Türkiye Gıda Dernekleri Federasyon Başkanı Şemsi Kopuz, bunun için öncelikle iş miras hukukunun değiştirilerek arazi parçalanmasının önlenmesi gerektiğini dile getirdi.Havza bazında tarımsal politikalar üretilmesi gerektiğini belirten Kopuz, 'Türkiye ' nin 8,5 milyon hektar sulanabilir tarım arazisi olduğu halde bunun ancak 2,8 milyon hektarı sulanabilir durumda. Süratle sulama yatırımları tamamlanmalı. Öte yandan da tohumluk, gübre gibi girdilerin kullanımını artırarak birim alandan alınan verimi artırmaktır' diye konuştu. Sektörün şu anki çalışmalarının daha çok maliyet düşürmeye odaklandığını söyleyen Süt ve Et Üreticileri Birliği (SETBİR), ekonomik krizin daha az hasarla atlatılabilmesi için, gıda sektöründe hükümetin biran önce tedbir alması gerektiğini vurguladılar. Sektörün devletten beklediği önlemler arasında devletten sigorta primi, vergi, harç gibi devletten kaynaklanan yüklerin azaltılması da yer alıyor. İhracat konusunda da krizin etkilerini azaltacak önlemler alma yoluna giden et ve süt üreticileri 2009 yılında ihracat için alternatif pazarlar arıyor. SETBİR yetkilileri kriz döneminde Çin ve Asya pazarlarının et ve süt ürünleri başta olmak üzere gıda sektörü için önemli bir pazar olabileceği görüşünü dile getiriyorlar.
Öte yandan sektör temsilcileri 2009 yılı için tarıma ayrılan bütçeyi yetersiz buldu. 2009 bütçesinde tarımın payının yüzde 10 azaldığını belirten MEYED Başkanı Alaaddin Güç, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ne yazık ki zaten yeterli bulmadığımız bütçe payı, yeni kabul edilen 2009 bütçe yasasında yüzde 10 kısıntı yapılarak kabul gördü. Türk tarımı ve tarımsal sanayi kararlı ve sürdürülebilir destek politikalarıyla, krizden hızlı biçimde çıkmanın da lokomotifi olabilir. Umudumuz, kısıtlı olan tarımsal desteklerin en efektif biçimde ve şartlarda kullandırılmak suretiyle azami fayda elde edilsin.'

BAKLİYAT

Firmalar sektörden çekilmek zorunda kalacak

Kuraklık ve yatırımcıların emtia piyasalarına yönelmesi nedeniyle 2007 ' de yüzde 100 fiyat artışı yaşanan bakliyat ve pirinçte eylül ayından bu yanan fiyatlar geriliyor. 2008 ' de en büyük sorun kırmızı mercimekte yaşandı. Kuraklığın vurduğu Güneydoğu Anadolu bölgesinde kırmızı mercimek üretimi yüzde 80 düşünce yurt içindeki ihtiyaç tamamen ithalatla karşılandı. Yıllık üretimin 500 bin ton olduğu üründe 350 bin ton civarında üretim kaybı söz konusu oldu. Bu durum fiyatlara da yansıdı. Geçen yıl 0.90 TL olan kırmızı mercimek, bugün 1.90- 2.00 TL ' den işlem görüyor. Türkiye ' nin en önemli ürünleri arasında yer alan buğdayda 2007 ' de yaşanan sorunlar 2008 ' de görülmedi. Geçen sene 18 milyon ton civarında olan rekoltenin 2008-2009 döneminde 19-20 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Küresel krizin etkilerinin bakliyat sektöründe temmuz ayına kadar devam edeceğini söyleyen Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER) Başkanı Tevfik Dinçer, 'Ramazan ayı ağustos 2009 ' un son çeyreğine denk geldiği için, ağustos ayından itibaren bakliyat piyasalarında bir hareketlenme olacak. Dolayısıyla 2009 ' un son çeyreğine kadar bakliyat sektöründe bir daralma yaşanacak. Bu dönemde altyapısı sağlam olmayan firmaların sektörden çekileceğini düşünüyoruz' dedi.

TARIM MAKİNELERİ

Traktör satışları yüzde 50 düştü

Leasing işlemlerindeki KDV oranının artırılması ve kuraklık nedeniyle sıkıntıya düşen traktör sektörü ekonomik krizden en büyük darbeyi alan sektörlerden biri oldu. 2008 ' in ilk 9 ayında traktör satışları yüzde 20 daralarak, 21 bine düştü. Yaşanan düşüş Ağustos ayından itibaren daha da dramatik hale gelerek yüzde 50 ' lere ulaştı. Traktör iç pazarının yılı yüzde 36 ' lık bir daralmayla, 23 bin adetlik satışla kapattığı tahmin ediliyor. Ekipman grubunda da benzer keskin düşüşler yaşandı. Bu yıl makine alımlarının destekleme ödemelerinin hala tamamlanmaması, bazı firmalarda çok ciddi ekonomik krize neden oldu. 2009 yılının çok zor geçeceğini söyleyen Türk Tarım Alet ve Makine İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Genel Sekreteri Selami İleri, 'Genel kanıya uygun olarak özellikle ilk 6 ayda çok ciddi bir risk görüyorum. Son iki aydır sektörde yaşanan işçi çıkarmalar sanırım bu dönemde de artarak devam edecektir' dedi. Öte yandan Ocak-Eylül döneminde traktör ve ekipman ihracatında bir önceki seneye göre çok ciddi bir ihracat artışı sağlandı. Bu dönemde ihracat değeri 248 milyon dolardan 360 milyon dolara çıktı. Ekipman grubunda ilk 6 ayda 2007 ihracatının yüzde 80 ' ine ulaşıldı. İleri, ihracatın dünyadaki ekonomik krizden etkilenmemesi için sanayi stratejisi geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.


FINDIK

Hükümetin başını ağrıttı

Dünya fındık üretiminin ve ihracatının dörtte üçünü tek başına gerçekleştiren Türkiye, 2008 ' de de yüksek rekolte sorunuyla karşı karşıya kaldı. TÜİK ' e göre üretim 769 bin ton, ihracatçıları göre ise 900 bin ton civarında gerçekleşti. 2007 ' de 5 TL fiyat verilen fındığın fiyatının bu yıl kilogram başına 4 TL olarak açıklanması üreticiyi memnun etmedi. Müdahale fiyatının 2.5 TL olarak açıklanmasını ve üreticiye kilogram başına 1.5 TL destek verilmesini talep eden ihracatçıların da bu yıl eli boş kaldı. 2006 ' dan bu yana Fiskobirlik ' in yerine fındık alımı yapan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) hükümetin yağlık kararnamesi çıkarmasına karşın yeni sezona 300 bin ton stokla girdi. Bu stok rakamının yüksek rekolte nedeniyle iyice arttığı ve devlete maliyetinin 2 milyar TL olduğu düşünülüyor. Fındıkta bir politika belirlenmesi konusunda ısrarcı davranan ihracatçılar bu yıl pek çok faaliyetle seslerini duyurmayı planlıyor. Bu arada 4 TL olarak açıklanan müdahale fiyatına rağmen piyasada 2.70 TL ' den işlem gören fındık üreticisini de memnun etmiyor.


GIDA

İstihdam yüzde 10 azalacak

Kriz dönemlerinin en şanslı sektörlerinden kabul edilen gıda sektörü de krize yenildi. 2008 ' i yüzde 10 büyüme hedefi ile karşılayan gıdacıların 2009 büyüme hedefi yüzde 2 ' ye kadar geriledi. 2007 yılında yaşanan gıda krizi ve ardından gelen finansal kriz gıda sektöründe daralmalara ve sıkıntılara sebep oldu. Gıda krizi nedeniyle ham madde fiyatları arttığı için sıkıntıya giren gıdacılar ardından gelen ekonomik krizle de finans sıkıntısına düştü. Kriz diğer sektörlerde olduğu kadar olmasa da gıda sektöründe de kapasite kullanma oranı, büyüme ve ihracatta düşüşe neden oldu. Gıda sektöründe 2008 yılı rakamları kesinleşmemekle birlikte ihracatın yüzde 20, ithalatın yüzde 8, büyümenin yüzde 3, kapasite kullanım oranının yüzde 75, enflasyonun yüzde 13 artacağı tahmin ediliyor. Mevcut 23 bin 276 olan işletme sayısının ise yüzde 15 civarında düşeceği, gıda da 126 milyon 806 bin 851 ton, içecekte 13 milyar 364 milyon 258 bin 221 litre olan toplam kapasitenin yüzde 10 artacağı, mevcut 639 bin 148 olan istihdamında yüzde 10 azalacağı tahmin ediliyor. İlk dokuz aylık büyümenin gıdada yüzde 3.4 olduğu görülüyor. Gıda sektöründe 2009 yılı içinde ihracatın yüzde 15, ithalatın yüzde 6, büyümenin yüzde 2.5, kapasite kullanım oranının yüzde 75, enflasyonun yüzde 15, gıda da mevcut 126 milyon 806 bin 851 ton, içecekte ise 13 milyar 364 milyon 258 bin 221 litre olan toplam kapasitenin yüzde 10 artacağı, mevcut 639 bin 148 olan istihdamında yüzde 10 azalacağı tahmin ediliyor. Krizden dolayı fiyatların hem dünyada hem de Türkiye ' de çok değişken olmasının stoklu çalışmanın risklerini çoğaltacağını belirten Türkiye Gıda Dernekleri Federasyon Başkanı Şemsi Kopuz, 'Bu sebeple gıda sektörünün sattığı miktar kadar üretmeye ve stoksuz çalışmak mecburiyetindedir. Aksi halde finans sıkıntısı daha da artacaktır' dedi.


TÜTÜN

Sektör yabancıya emanet

2001 yılında çıkarılan Tütün Kanunu hükümleri gereğince TEKEL ' in destekleme alımlarından çekilmesi ve sözleşmeli üretime geçilmesi tütüncülük için yıkım oldu. Dünyanın en kaliteli şark tütününü üreten Türkiye çiftçisi üretimden hızla uzaklaştı. 2002-2007 döneminde üretici sayısı 410 binden 180 bine, ekim alanı 195 bin hektardan 140 bin hektara, üretim de 163 bin tondan 75 bin tona geriledi. Uzun yıllardır gündemde olan TEKEL özelleştirilmesi bu yıl içinde gerçekleştirildi. 146 yıllık bir geçmişe sahip olan TEKEL (Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü), ait üretilen sigara markalarıyla birlikte sigara fabrikaları ve taşınmazların, 'varlık satışı' yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin ihale, 22 Şubat 2008 tarihinde yapıldı. Şirket hisselerinin 1 milyar 720 milyon dolar peşin bedelle en yüksek teklifi veren British American Tobacco ' ya (BAT) satılmasına karar verilerek hisse devri 24 Haziran 2008 tarihinde gerçekleştirildi. Şirketin yeni logosu ve işletme adı 'TTA' olarak değiştirildi. Böylelikle tütünde son yerli kale olan TEKEL ' in BAT ' a satılmasıyla 2008 ' de sektörün tümü yabancı şirketlere devredilmiş oldu.



GÜBRE
Tüketim yüzde 15 azaldı

Bu yıl pek çok emtia fiyatında olduğu gibi gübrede de yüzde 150 ' ye varan fiyat artışları oldu. Bu artışlar sonucu gübre tüketimi bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında düştü. Çiftçinin gübre alım gücü buğdayda yüzde 45, şekerpancarında yüzde 48, ayçiçeğinde yüzde 58, fındıkta yüzde 60, mısırda yüzde 66, pamukta ise yüzde 70 oranında geriledi. Çiftçilerin çoğu sonbahar ekimini gübre kullanmaksızın yaptılar. Bu durum bitkisel üretimde kalite ve verim sorunlarını da birlikte getirecek. Bu arada Tekfen Holding, sonbahar gübrelerine olan talebin azalması nedeniyle, bağlı kuruluşu olan Toros Tarım ' ın Ceyhan ve Samsun tesislerinde üretimi geçici süreyle durdurduğunu açıkladı. Piyasalarda gübre yapımında kullanılan üre, amonyum sülfat ve amonyum nitrat gibi ürünlerin fiyatlarında gerileme olması gübreye de yansıdı. Temmuz ayında tavan yapan gübre fiyatları, artık düşüşe geçti. Gübretaş gübre fiyatlarında yüzde 20 indirime gitti. Bahar dönemine kadar bu düşüşün devam edeceği tahmin ediliyor.



GAP

Eylem Planı hazırlandı

Enerji ve sulama ağırlıklı bir proje olan GAP ' ta günümüze kadar enerji yatırımlarının yüzde 70 ' i; sulama projelerinin ise 15 ' i tamamlandı. Projenin nihai sulama hedefi 1,8 milyon hektar. Bugüne kadar ancak 270 bin hektar alan sulamaya açılabildi. Hükümet GAP için mayıs ayında yeni bir eylem planı açıkladı. Dört başlıkta toplanan ve 73 ana eylemin yer aldığı plana göre; 2012 yılına kadar 790 bin hektarlık yeni alan sulamaya açılacak. Kişi başı gelir yüzde 209 artırılırken 3.8 milyon kişiye iş sağlanacak. 1.649 kilometre sulama ana kanalı yapılacak. 2008 yılında 1 milyar YTL ' lik ek ödenekle bölgedeki yatırımların toplam kamu yatırımları içindeki payının yüzde 7 ' den yüzde 12 ' ye yükseltilecek. Cizre ve Silvan barajları bitirilecek, Ilısu Barajı ' nın inşaatına başlanacak. Açık kanalet sistemi kaldırılacak, damlama ve yağmurlama projelerine ağırlık verilecek. Sınır boyundaki 30 bin hektarlık mayınlı arazi temizlenerek organik tarıma açılacak. Sektör temsilcileri tarafından eleştirilere neden olan projenin akıbetini ise zaman gösterecek.


MEYVE SUYU

Sektör büyümede hız kesti

Global krizden etkilenerek 2008 ' i olumsuz geçiren bir diğer sektör de meyve suyu sektörü. Son 6-7 yıllık süreçte her yıl ortalama yüzde 15-20 büyüme rakamları yakalandığı için yerli yabancı pek çok firmanın yatırım yaptığı meyve suyu sektörü kriz nedeniyle tüketim azalınca sıkıntıya girdi. Global krizin kendisini tam anlamı ile hissettirdiği, yılın 2. yarısından itibaren sektördeki büyüme hızı yüzde 0-5 aralığına geriledi. Kriz tüketilen meyveli içeceklerin türünü de değiştirdi. Vatandaş bu dönemde daha çok ucuz olan meyveli içecek ve aromalı içeceklere yöneldi. Sektördeki daralma iç piyasayla sınırlı kalmadı. Yurtdışı taleplerin çok kısılmış olması nedeniyle Türkiye ' nin en rekabetçi ürünü olan 'elma suyu konsantresi' ihracatı büyük bir durgunluk içerisine girdi. Bu durum bazı meyve suyu üreticilerinin üretimini tamamen ve ya kısmen durdurmasına neden oldu. Sektördeki sıkıntılara karşın umutlarını kaybetmediklerini belirten Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Alaaddin Güç, sektör olarak 2009 ' un ikinci yarısını yüzde 5 ve üzeri bir büyümeyle tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.


SÜT

Süt fiyatı yüzde 20 düştü

2007 ' den bu yana yem fiyatlarındaki aşırı yükseliş, desteklerin ödenmemesi gibi sebeplerden sıkıntıda olan hayvancılık sektörünü de global ekonomik kriz vurdu. Süt fiyatlarında ekim ayından bu yana yaşanan yüzde 20 ' lik düşüş pek çok damızlık hayvan işletmesini kapanma noktasına getirdi. Sektörün bu yıl yüzde 25-30 küçüldüğü tahmin ediliyor. Firmaların kendini toparlaması için 2007 yılından bu yana ödenmeyen desteklerin verilmesi gerektiğini belirten TÜSEDAD Başkanı Nizam Kağıtçıbaşı, '25 yıldır bu piyasanın içindeyim hiç böyle kötü bir zaman görmedim. 1 kilo süt satarak 1 kilo yem alamaz durumdayız. Mutlaka bir Süt Konseyi kurulmalı ve sütte taban fiyat belirlemeli. Bizim süt fiyatını belirlemede pazarlık şansımız yok çünkü sütleri saklama süremiz 1-2 gün ya satacağız ya dökeceğiz. Ayrıca yurtdışından kaçak olarak süt tozu girişi engellenmeli' diye konuştu. Süt ve Et Üreticileri Birliği ' nden (SETBİR) alınan bilgilere göre ise son bir iki ayda et ve süt tüketiminde düşüşün yanı sıra ucuz kayıt dışı ürünlere de bir yöneliş söz konusu.


Firmalar 2009 ' a kriz önlemleriyle girdi

Geçen yıl kriz nedeniyle sıkıntılı günler geçiren gıda ve tarım firmaları 2009 yılına kriz önlemleri alarak girdi. Değerli TL nedeniyle sıkıntı yaşayan Penguen Gıda, 2009 için alternatif bir bütçe hazırladı. Sektördeki sıkıntıların giderilmesi halinde 2009 ' u yüzde 20 büyümeyle kapatmayı planladıklarını anlatan Penguen Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gençoğlu, buna karşın alternatif bütçe yaparak, nisan-mayıs başında planlarını tekrar gözden geçireceklerini söyledi. Şölen Çikolata da 2009 yılında yatırım planlarını ve büyüme hedefini koruyor. Firma 2009 yılında krize karşı önlem olarak bütçesinde büyük bir değişiklik yapmamakla birlikte orta ve uzun dönemli nakit akışını var olabilecek kriz senaryolarına göre oluşturdu. Şölen olarak 2 yıldır ekonomi gündeminde olan krize hazırlıklı olduklarına dikkat çeken Şölen Çikolata Yönetim Kurulu Üyesi Elif Çoban: 'Bu dönemde öncelikli olarak nakit akışı dengesini kontrol altına aldık. Büyüme hedeflerimizde bölgesel bazlı sapmalar mutlaka olacak fakat kesinlikle küçülme beklemiyoruz' dedi. Ülker de kriz döneminde büyüyen şirketler arasında yer alıyor. Yıldız Holding gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yeni tesis yatırımı ve yerli yabancı şirketlerle ortaklıklar aracılığıyla 2009 yılında da büyümeyi sürdürmeyi planlıyor.


Sektörün krizin etkisinden kurtulmak için önerileri

*Tarımın genel bütçe içindeki payı artırılsın
*Sigorta primi, vergi, harç gibi devletten kaynaklanan yükler azaltılsın.
*Belli büyüklüğün altındaki arazilerin toplulaştırılması çalışmaları hızlandırılsın.
*Havza bazında tarımsal politikalar geliştirilsin.
*Sulama yatırımları tamamlansın.
*Tohumluk, gübre gibi girdilerin kullanımını artırarak birim alandan alınan verim artırılsın.
*Özel bankaların verdiği zirai kredilerin önü açılsın.

*Kırsal kalkınma destekleri nicelik ve nitelik olarak gelişti

(Alıntı)
 

Benzer Konular