TMO “ithalat ofisi” oldu…

TMO “ithalat ofisi” oldu…

TMO “ithalat ofisi” oldu…


Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO), Türkiye’nin tek müdahale kuruluşuydu. Son yıllarda bu görevini bir yana bıraktı, “ithalat ofisi” gibi çalışıyor. TMO’nun bu hale gelmesinde siyasi müdahalelerin etkisi çok büyük.

İki yıl öncesine kadar görevi hububat piyasasını düzenlemek olan TMO’ya, hükümet müdahale etti ve fındık almakla görevlendirdi. İki yılın sonunda kurum fındıkta tam bir çıkmaza sürüklendi. Hükümetin yağlık kararnamesi çıkarmasına rağmen deposundaki 300 bin tonu aşkın fındığı ne satabildi ne de yağ yaptı. Sadece fındıktan dolayı yapılan siyasi müdahalenin devlet hazinesine faturası 1.5- 2 milyar doları buldu.

Asıl görevi olan hububat piyasasında da TMO’nun etkili bir politika izlediğini söylemek çok zor. Yöneticileri iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor olabilirler ancak iyi niyet yetmiyor. Bilgi sahibi, piyasaları iyi okumak gerekiyor. Geçen yıl bütün dünyayı kasıp kavuran kuraklığı hafife alan ve yaşanan gıda krizinin nereye varacağını öngöremeyen bir hububat politikası uyguladı. Piyasanın çok altında bir fiyat açıkladığı için buğday ve arpa alamadı.

Dünyada buğdayın tonu 150-200 dolar düzeyinde iken yaşanan krizi yine göremedi ve fiyat 500 dolara çıkınca buğday ithal etmeye başladı.

Pirinçte yaşanman rezalet biliniyor. Mısırda iki yıldan beri fiyat bile açıklanmıyor.

Bu yıla gelindiğinde TMO yöneticilerinin geçen yıl yaşanan krizden hiç ders almadığı, sırtını ithalata dayadığı görülüyor.

TMO, adeta “ithalat ofisi” gibi çalışıyor.

Buğday hasadı başladığından bu yana iki ayı aşkın bir süre geçti. TMO buğday alım fiyatı açıklamadı. Fiyat açıklamak bir yana, üretici buğdayını satmaya çalıştığı bu günlerde TMO, her fırsatta “800 bin ton buğday ithalat yetkimiz var buğday ithal ederiz” tehdidi savruluyor.

Nitekim, TMO tam da hasat döneminde buğday ithal ederek çiftçinin büyük zarara uğramasına neden oldu.
Geçtiğimiz günlerde çiftçilerin ve muhalefet partilerinin sert tepkisi üzerine TMO, aceleyle “emanete alım fiyatı” açıkladı. Çiftçi veya tüccar isterse buğdayını TMO’ya emanet edecek. TMO, buğday ithal etmezde fiyat yükselirse üretici emanetteki buğdayını satabilecek. TMO, depolarını kiraya veren ve “ithalat ofisi” gibi çalışan bir kuruluş haline geldi.

İthalatçı kimliğini sürekli ön plana çıkaran TMO, mısır hasadının başlamasına bir ay kala mısır ithal etti. Mısır üretiminin yoğun olduğu bölgelerde bu ithalatın şoku yaşanıyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Ticaret Borsası Başkanı Fethi Coşkuntuncel, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada TMO’nun 300 bin ton mısır ithalatı yetkisini kullandığını, 150 bin ton ithal mısırın TMO depolarında bulunduğunu, kalan 150 bin tonun da yola çıktığını bildirdi. Coşkuntuncel’in verdiği bilgilere göre, TMO’nun ithal mısırın kilosunu 49 kuruştan satışa sunarken, daha kaliteli yerli mısırın kilosu ise 45 kuruştan işlem görüyor.

Fethi Coşkuntuncel’in de belirttiği gibi, Türkiye’nin bu yıl mısırda üretim açığı olmayacak. Üretimin yaklaşık 4 milyon ton olması bekleniyor. Tüketim de bu seviyede olduğuna göre TMO, hasat öncesi neden ithalat yapıyor?
Bu uygulamalarla Türkiye’deki çiftçi zarar ederken, TMO aracılığı ile dışarıdaki üreticilere döviz akıtılıyor. Türkiye üretimi artırmak yerine ithalata bel bağlıyor. İthalatın kolay ve ucuz olmadığı geçen yıl yaşanan gıda krizinde görüldü. Bir tek

TMO yönetimi bunu göremiyor.
 

Benzer Konular