TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Nizam KAĞITÇIBAŞI tarafından süt sektörü ile ilgili hazırlanan “Damardan Müdahale Gerekiyor!” başlıklı yazı ekte ilginize sunulmuştur.
--------------------------------------------------------------------------------
Son 25 senenin en zor günlerini yaşayan süt üreticilerinin dişi hayvanlarını kesmeye başlamış oldukları ve bugünlerde yaptıkları “İMDAT” çağrıları üzerine Tarım Bakanlığımız SÜT ÜRETİCİLERİNE YÖNELİK KRİZ DESTEK PAKETİ çalışmalarını hızlandırmıştır.
2007 yılından itibaren ve bilhassa son 6 ayda %30’un üzerinde düşen süt fiyatları sebebiyle borç batağına saplanan ve işin içinden çıkamayacak duruma gelen üreticiler en sonunda bu işi yapmaktan vazgeçme noktasına gelmiş ve hayvanlarını kesmeye başlamışlardır. Son 25 yılın en düşük seviyelerine gerileyen süt fiyatları ile üretici 1 lt süt satarak ancak 0,85 gr yem alabilmektedir. Oysaki bir süt üreticisinin asgari şartlarda varlığını sürdürebilmesi için 1 lt süt satarak en az 1,5 kg yem alabilmesi gerekmektedir. Süt fiyatlarında son 6 ayda meydana gelen düşüşler sebebiyle süt üreticilerimizin toplam kaybı 745 milyon TL’ye ulaşmıştır. 2007’den kalan desteklemeler ile 2008 yılı desteklemelerinin bir kısmının 2009 Şubat ayında ödenmeye başlanmasıyla üretici en azından bir nefes alabilmiştir.
Bakanlığımızın destek paketi çalışmaları içerisinde tüketimi artırıcı (okul sütü, asker sütü, süt kuponu gibi) tedbirlerde olduğunu öğrenmekteyiz.
Bu tür tedbirleri de desteklemekle birlikte, bunlar için ayrılacak olan bütçenin ancak %25-30’unun üreticiye döneceğini kalan %70-75’lik bölüm ise sanayici, ambalajcı, nakliyeci ve marketçi gibi diğer kollara dağıtılacağını düşünmekteyiz.
Üreticinin nefes alabilmesi ve tekrar üretimine devam edebilmesi için Tarım Bakanlığının kısıtlı imkanları ile hayvancılık sektörüne ayıracağı bu ek kriz destek bütçesinin tamamının üreticiye can suyu olarak verilmesi gerekmektedir. Bunun için önerilerimiz:
1- Süt desteklemeleri, MART 2009 ayından itibaren belli bir süre içinde olsa (mesela 2009 Haziran ayı sonuna kadar) iki misline çıkartılarak her ay üreticiye ödenmeli,
2- Süt tozu ithalatı en azından bir süre için durdurulmalı veya çok sıkı denetim altında kısıtlı miktarlarda izin verilmeli,
3- Hayvan başına verilecek desteklemelerin hayvan verimine doğrudan katkısı olmamasına rağmen, üretici gelirinin artması hedeflenerek bu dönem için hayvan başına ödenecek destekleme miktarları arttırılarak bir defada derhal ödenmeli,
4- ÜRETİCİNİN borç batağından çıkıp tekrar üretimine dönmesi için Ziraat Bankası kanalı ile (kullandığı krediler veya borçlar dikkate alınmadan) kayıtlı süt ineği başına faizsiz ve 18 ay vadeli işletme kredisi tahsis edilmeli,
5- Tüketimi artırıcı tedbirler içersinde ayrılacak bütçenin üretici lehine harcanılmasına dikkat edilerek, bu tür kampanyalarda sadece UHT kutu süt şartı olmamalı; pastörize süt, peynir v.b. gibi daha çok süt tüketimine sebep olabilecek ve üreticiye daha fazla oranda pay aktarılabilecek ürünlerde olmalıdır.
Üreticinin bugün için düşmüş olduğu durumu, hastanenin yoğun bakım ünitesinde makinelere bağlı, serumla beslenen bir ağır hasta durumundan farksızdır.
Bu saydığımız tedbirler dışında alınacak tedbirler ölmek üzere olan hastaya aspirin vermekle eşdeğer olacak ve bu yardım hastanın iyileşmesine katkı sağlamayacak, belki sadece biraz rahatlatacaktır.
ÜRETİCİYİ kurtarmak için bugün yapılması gereken müdahale ise belirttiğimiz çözüm önerilerinin direkt damardan ve operasyonla olmasıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
Son 25 senenin en zor günlerini yaşayan süt üreticilerinin dişi hayvanlarını kesmeye başlamış oldukları ve bugünlerde yaptıkları “İMDAT” çağrıları üzerine Tarım Bakanlığımız SÜT ÜRETİCİLERİNE YÖNELİK KRİZ DESTEK PAKETİ çalışmalarını hızlandırmıştır.
2007 yılından itibaren ve bilhassa son 6 ayda %30’un üzerinde düşen süt fiyatları sebebiyle borç batağına saplanan ve işin içinden çıkamayacak duruma gelen üreticiler en sonunda bu işi yapmaktan vazgeçme noktasına gelmiş ve hayvanlarını kesmeye başlamışlardır. Son 25 yılın en düşük seviyelerine gerileyen süt fiyatları ile üretici 1 lt süt satarak ancak 0,85 gr yem alabilmektedir. Oysaki bir süt üreticisinin asgari şartlarda varlığını sürdürebilmesi için 1 lt süt satarak en az 1,5 kg yem alabilmesi gerekmektedir. Süt fiyatlarında son 6 ayda meydana gelen düşüşler sebebiyle süt üreticilerimizin toplam kaybı 745 milyon TL’ye ulaşmıştır. 2007’den kalan desteklemeler ile 2008 yılı desteklemelerinin bir kısmının 2009 Şubat ayında ödenmeye başlanmasıyla üretici en azından bir nefes alabilmiştir.
Bakanlığımızın destek paketi çalışmaları içerisinde tüketimi artırıcı (okul sütü, asker sütü, süt kuponu gibi) tedbirlerde olduğunu öğrenmekteyiz.
Bu tür tedbirleri de desteklemekle birlikte, bunlar için ayrılacak olan bütçenin ancak %25-30’unun üreticiye döneceğini kalan %70-75’lik bölüm ise sanayici, ambalajcı, nakliyeci ve marketçi gibi diğer kollara dağıtılacağını düşünmekteyiz.
Üreticinin nefes alabilmesi ve tekrar üretimine devam edebilmesi için Tarım Bakanlığının kısıtlı imkanları ile hayvancılık sektörüne ayıracağı bu ek kriz destek bütçesinin tamamının üreticiye can suyu olarak verilmesi gerekmektedir. Bunun için önerilerimiz:
1- Süt desteklemeleri, MART 2009 ayından itibaren belli bir süre içinde olsa (mesela 2009 Haziran ayı sonuna kadar) iki misline çıkartılarak her ay üreticiye ödenmeli,
2- Süt tozu ithalatı en azından bir süre için durdurulmalı veya çok sıkı denetim altında kısıtlı miktarlarda izin verilmeli,
3- Hayvan başına verilecek desteklemelerin hayvan verimine doğrudan katkısı olmamasına rağmen, üretici gelirinin artması hedeflenerek bu dönem için hayvan başına ödenecek destekleme miktarları arttırılarak bir defada derhal ödenmeli,
4- ÜRETİCİNİN borç batağından çıkıp tekrar üretimine dönmesi için Ziraat Bankası kanalı ile (kullandığı krediler veya borçlar dikkate alınmadan) kayıtlı süt ineği başına faizsiz ve 18 ay vadeli işletme kredisi tahsis edilmeli,
5- Tüketimi artırıcı tedbirler içersinde ayrılacak bütçenin üretici lehine harcanılmasına dikkat edilerek, bu tür kampanyalarda sadece UHT kutu süt şartı olmamalı; pastörize süt, peynir v.b. gibi daha çok süt tüketimine sebep olabilecek ve üreticiye daha fazla oranda pay aktarılabilecek ürünlerde olmalıdır.
Üreticinin bugün için düşmüş olduğu durumu, hastanenin yoğun bakım ünitesinde makinelere bağlı, serumla beslenen bir ağır hasta durumundan farksızdır.
Bu saydığımız tedbirler dışında alınacak tedbirler ölmek üzere olan hastaya aspirin vermekle eşdeğer olacak ve bu yardım hastanın iyileşmesine katkı sağlamayacak, belki sadece biraz rahatlatacaktır.
ÜRETİCİYİ kurtarmak için bugün yapılması gereken müdahale ise belirttiğimiz çözüm önerilerinin direkt damardan ve operasyonla olmasıdır.
