Avrupanın gıda oyunu.

25.12.2008
2,632
300
Konya
Sevgili dostlar gün geçmiyor ki güdümlü medyamızın
manşetleri bir gıda maddesiyle ilgili olmasın. Bir gün
ballarımızın sahte olduğundan ve kanserojen madde
içerdiğinden dem vuruyorlar,ertesi gün tavuklarımızın
hormonundan bahsediyorlar. Son olarak da yumurtaların
içinde zehir olduğu iddia edildi. Bu çok bilmişlere
göre meğerse bizim tüm yediğimiz içtiğimiz zehirmiş de
bizim haberimiz yokmuş. İşin gerçeği bunlar değil
elbette ve Türk basınında belki de ilk defa bu işin
arkasındaki esas niyeti bu köşeden okuyacaksınız.

Gıda ürünlerimizi yıpratmaya yönelik bu kampanyanın
iki önemli yönü vardır. Bunlardan ilki ticari. Avrupa
Birliğinin Türkiye’den çekinmesinin en önemli sebebi
ürettiğimiz gıda ürünlerinin temizliği ve kalitesidir.
Bugün Avrupa’da içinde katkı maddesi bulunmayan veya
hormonlarla canavara dönüştürülmemiş her hangi bir
tarım veya hayvancılık ürünü bulmanız mümkün değildir.
Sanayileşen Avrupa’da tarım alanları daraldığı ve zor
meslek olan hayvancılıkla uğraşan insan sayısı
azaldığı için teknolojiyi kullanarak üretimlerini
arttırıyorlar. Normalde iki defa ürün vermesi gereken
bitkilerden hormonlar sayesinde beş defa ürün
alıyorlar veya uzun süre beslendikten sonra kesilmesi
gereken hayvanları doping ilaçlarıyla büyüterek kısa
sürelerde kesime hazır hale getiriyorlar. Bu sebeple
Avrupa’da yenilen içilen her şey ağzına kadar hormon
ve ilaç dolu. Bu durum böyle olduğu içinde normal
üretilen tarım ve hayvansal ürünlerin adına “organik
gıda” adı vererek standart fiyatların on katına
tüketiciyi kazıklıyorlar. Yani bizim bildiğimiz köy
yumurtası orada normal bir yumurtadan defalarca pahalı
ve sanki çok lüks bir şeymiş gibi satılmakta. Tüm bu
faktörlere bir de Avrupa’nın artık kirlenmiş havası ve
suyunun etkilerini de eklerseniz Avrupa’nın gıda
bakımından aslında sınıfta kaldığını görürsünüz.

Türkiye’deki ürünlerin neredeyse tamamına yakınıysa
“organik gıda” standartlarında ve fiyatları hormonlu
Avrupa ürünlerinden ucuzdur. Bu sebeple Avrupa
devletleri Türk tarım ürünlerinin karşısında rekabet
edemeyeceklerinin farkında. Gümrük birliğine
girdiğimiz halde yıllarca bizim ürünlerimizi pis ve
sağlıksız olduğu propagandasıyla gümrük kapılarından
içeri işte bu sebeple sokmadılar çünkü temiz ürüne
hasret Avrupalıların Türk ürünlerini kapışacaklarını
çok iyi biliyorlardı. Avrupa kamuoyunun kafasına Türk
ürünlerinin sağlıksız olduğu sokulduktan sonra şimdi
sıra Türk milletinin zihnini bulandırmaya geldi.
Güdümlü medyanın alet olduğu bu propaganda
kampanyasının ana hedefi Türk ürünlerinin zehirli ve
sağlıksız olduğunu Türk kamuoyuna da kabul ettirerek
tarım sektörümüze darbe vurmaktır. Türk milleti Avrupa
ürünlerinden bin kere sağlıklı ve katkısız olan kendi
tarım ve hayvansal ürünlerinden soğutularak bu
ürünleri tüketmeleri azaltılacak ve zaten borç
batağında kıvranan Türk üreticisi batırıldıktan sonra
bunların yerini “sağlıklı” olduğu iddia edilen
Avrupa’nın “ilaçlı” ürünleri alacaktır. Yani siz
tertemiz yumurtanızdan ve balınızdan soğutulup
bunların yerine gerçekten ilaçlı Avrupa yumurtası ve
balı tüketeceksiniz.

Bu işin ticari yönüydü bir de çok başka ve korkunç bir
boyutu daha var. Biliyorsunuz son yıllarda genetik
bilimi çok gelişti ve artık son derece tehlikeli ve
sadece bir ırkın genetiği üzerinde etkili olan
biyolojik silahlar yapabilmek mümkün. Buna göre bir
ırkın genetik haritası çıkarıldıktan sonra sadece bu
ırka mensup olanların etkileneceği virüsler
üretilebiliyor. Şimdi biraz akıl yürütmesi yapalım.
Diyelim ki erkeklerdeki sperm sayısını azaltan bir
madde bazı gıda ürünlerine katkı maddesi olarak
karıştırılsın. Bu madde genetik olarak dizayn edildiği
içinde sadece bir ırkın erkeklerini etkilesin. Yani bu
gıda maddesini yiyen bir grup insan arasında sadece
tek bir millete ait olan fert bu maddeden etkilenirken
diğerleri hiçbir şekilde etkilenmesin. Bu maddelerin
karıştırıldığı gıda maddeleri “sağlıklı” ürünler
propagandası ve ucuz fiyatla etkilenmek istenen
milletin çoğunlukta olduğu ülkeye satılsın. Böyle bir
biyolojik saldırının sonucunda bu ülkenin doğum
oranında hızlı bir düşüş ve sakat çocukların
doğumlarında hızlı bir artış olacaktır. Bu
söylediklerim sadece teoridir ama bilin ki bilimsel
olarak tüm bunları bugün yapabilmek mümkündür. İşte bu
sebeple diyorum ki bir ülkenin en stratejik maddesi
gıda ürünleridir ve kendi kendini besleyemeyen bir
ülkenin bağımsızım demesi mümkün değildir.
 

Benzer Konular