» TOPRAĞIMIZ İSRAİLE EMANET!!!

25.12.2008
2,632
300
Konya
Prens Charles'in Türkiye ziyaretini herkes başka bir açıdan değerlendirdi. Kimi için cami ziyaretleri, kimi için Mevlana hayranlığı, benim için ise ayrılırken uçağına doldurduğu kasalar dolusu sebze önemliydi.



Koca Prens Türkiye'nin domatesine muhtaç değildi herhalde.

Öyleyse bir anlamı olmalıydı bu kasaların.
Evet, Prens yanılmıyorsam Kaz Dağı'nda kendisi için yetiştirilen organik sebzeleri ülkesine götürüyordu.
Meğer o civarda yaşayan birkaç aile sürekli kraliyet ailesinin sebzesini yetiştiriyormuş ve kraliyet ailesi sadece bu sebzeleri kullanıyormuş.
Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın Kuzey Kıbrıs ziyaretinde Cumhurbaşkanı Talat ile aralarında şöyle bir konuşma geçtiğini hatırlıyorum;
Cumhurbaşkanı Talat, Toptan'a bir yemek sırasında 'Türkiye'de en son yediğim domateslerin tadı hala damağımda' demişti. Bu konuşma üzerine Toptan, Talat'a 'En kısa zamanda size hormonsuz Anavatan domatesleri göndereceğim' sözü vermişti.
Meclis Başkanı Toptan kendisinden sonra Kıbrıs'a giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hormonsuz domatesleri emanet ediyor, Cumhurbaşkanı Gül de Toptan'ın bu masum ricasını yerine getiriyordu.
Meclis Başkanı Toptan'ın Ankara'da ancak bir hafta araştırma sonucunda hormonsuz domates bulabildiğini de okumuştum o dönemde. Nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun farkında mısınız?
Gelelim işin teknik meselesine.
Tarım ve Köy işleri Bakanlığı'nda
115 bin kişi çalışıyor.
70 tane üniversitemiz,
30 tane ziraat fakültemiz,
50 tane tarım araştırma enstitümüz,
10 bin işsiz ziraat mühendisimiz var.
Domuz geni yerleştirilmiş domates, AIDS mikrobu bulaştırılmış kavun haberleri biraz spekülatör olabilir ama İsrail tohumu olayının kesinlikle öbür madalyon tarafı da var.
İsrailli araştırmacıların, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdiğini Şalom Gazetesi'nin internet sayfasından okumuştum.
İstediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli...

Yani genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğru.
Gelelim başka doğrulara. Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye'de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor.
Ne korkunç. Köylü kendi bahçesinde tohum bırakamayacak. Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak!
Şu anda dünyada İsrail tohumu kullanma yasası çıkartan ilk ülke işgal altındaki Irak'tır.
İkincisi de biz olacağız

Türkiye tohumda tamamen dışa bağımlı.
Tek kelimeyle tohumun patronu ise İsrail.
 
Ynt: » TOPRAĞIMIZ İSRAİLE EMANET!!!

tohum gübre ileç herşey dışardan geliyor.
dediğin gibi bu kadar üniversite bu kadar ziraat fakültesi boşuna çalışıyor galiba

askerde bir ziraat müh arkadaş vardı bitirme ödevi ayçiçeğine kuşların verdiği zararları anlatmak
arkadaş araştırmış sadece yıllar önce bunu yabancı ülkede yazılmış yazısına ulaşmış bizim ülkemizde bunca senedir tarımı yapılıyor bunun! kimse bununla ilgili araştırma yapmıyor yazı yazmıyor.
demem şuki ülkemizde eğitim sisteminde mi bir hata var yada bu eğitim sistemini her 2 yılda bir değiştirendemi.

yıl 2009 86 yıllık milletiz hala eğitim sistemini oturtamamışız ilk öğretim sekiz yıla çıkalı çok olmadı müfredat her yıl değişiyor. üniversite sınav sistemi gene değişiyormuş diye duydum. üniversiteyi kazan bitir. başka dert her yıl memur alma sistemi değişiyor. daha bizim ülkemizdeki düzenin oturması herhalde bi 86 yıl daha alacak.

kısacası bizim kendi domatesimizi üretmemiz 50 yıl sonra çünkü kaç üniversitede gen mühendisliği diye bölüm var. hadi var dedik okudun bitirdin hanki kurum bunları işe alıp sadece dometes yada sebze geliştirsin diye ödenek ayıracak? dometase bizim devlet büyüklerimiz pazarda kilosu 1 lira ne gerek var buna yılda 1 milyon lira ödenek diye [bgcolor=#00d7ff]( yada israilli kardeşlerimiz araştırıyor )[/bgcolor] düşündükleri için daha çooooook zaman var tekrar kendi hormonsuz %100 yerli domates yememize.
 

Benzer Konular