Trakya Çiftçisinin yeni umudu Kanola...

14.11.2007
2,309
20

Geçen yıl ayçiçeğinde yüzde 50 verim kaybı yaşayan Trakya çiftçisinin yeni umudu kanola. Üretiminde yaz yağmurlarına ihtiyaç duyulmayan kanola, hem sıvıyağ hem de biyoyakıt olarak kullanılıyor

A. Hilmi Hacaloğlu
NTV
Güncelleme: 13:27 TSİ 24 Nisan 2008 Perşembe


TEKİRDAĞ - Son iki yılda Türkiye’deki ekim oranı sekiz kat artan Kanola bitkisi hakkında genetiği değiştirilmiş tohumlardan biri olmasıyla ilgili tartışma sürerken, Trakya çiftçisi kuraklığın getirdiği olumsuz şartları Kanola ile aşmayı düşünüyor.


Haberin devamı

Geçen yıl kuraklıkta kırılan çiftçi, bu yıl bir umutla Kanola’ya sarıldı. Aslında kanola son dönemde dünyada çok gündeme gelen bir yağlı tohum. Çünkü, petrole alternatif olarak sunulan biyoyakıt üretiminde en çok verim sağlayan bitkilerin başında geliyor.

Kanolanın Türkiye’de ilk ekimi 1980’lerin başında yapılmış. Tekirdağ’ın en büyük çiftçilerinden olan Münir Karaevli, Türkiye’nin ilk kanola üreticilerinden biri.
“20 yıl önce biz bu bitkiyi ekiyorduk ama o zaman ismi kanola değil de Rapisa’ydı. İlk olarak iyi verim aldık ancak bir sonraki sene çok asitli yağ verince fabrikalar almadı biz de ekmekten vazgeçtik” diyor.

Karaevli’nin söz ettiği Rapisa gerçekten de hem çok asitliydi hem de soğuğa dayanıksızdı. Zaten kanola da bu yüzden geliştirildi. Az asitli Kanada yağının kısaltması olan kanola, Anadolu kökenli bir yağlı tohum olan kolzadan üretildi. Keith Downey ve Baldur Stefansson adlı iki tarım bilimci, Kanada’da bir laboratuarda kanolayı yaptılar.

Ancak bu çalışma sırasında bitkinin genetiğinin değiştirilmiş olması tartışma yarattı. Hemen hemen tüm çiftçiler gibi Tekirdağ’ın Gazipaşa Köyü’nden kanola eken Rıza Gürkan da bu konuda fazla bilgi sahibi değil. Gürkan “Genetiği değiştirilmiş olup olmadığını bilmiyoruz, eğer bu zararlıysa ekmeyiz ama şu anda çok iyi gelir getiriyor” diyor.

KURAKLIK GEÇEN YIL TRAKYA’YI VURDU
Özellikle kuraklığın Türk tarımını vurduğu geçen yıl, Trakya’daki ayçiçek tarlalarında yüzde 50’ye yakın verim kaybı meydana geldi. Münir Karaevli, kanolayla bu zararın bir bölümünü telafi ettiklerini söylüyor: “Ayçiçeğinde geçen sene bir önceki seneye göre yarı yarıya mahsul kaybettik. Şöyle söyleyeyim 200-250 kilo verim beklerken, yerine göre değişmek üzere 110-130 kilo arası ayçiçeği aldık. kanola ise aynı dönüm arazide 400 kilo civarında ürün verdi.”

Aradaki büyük farkın nedeni kanolanın kış, ayçiçeğinin yaz bitkisi olması. Kanola, büyük ölçüde kış ve bahar yağışlarından faydalanıyor, yaz başında hasat ediliyor. Ayçiçeği ise genelde nisan başı, mayıs sonu arasındaki dönemde ekiliyor ve yazın suya ihtiyaç duyuyor. Trakya insanının “çiçek” dediği ayçiçeği, bölgede sulu tarım uygulanan ürün olmadığı için yaz yağmurlarına ihtiyaç duyuyor.

Yaz kurak geçerse mahsul de düşük oluyor. 3 yıldır kanola eken Rıza Gürkan “Gelecek yıl tercihiniz kanola mı ayçiçeği mi olacak?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Kesinlikle kanola çünkü doğa kuraklığa gidiyor. Geçen sene dönümde 40-50 kiloya kadar çiçek biçtik, masrafları da karşılamıyor. Bu arada gübre fiyatları 1500 lira oldu. Sayın Başbakan da duyarsa iyi olur. hiç bakmıyorlar çiftçiye, mecburen çiftçi hangi üründen gelirini fazla elde etmek için onlara yöneliyor”

KANOLA EKİM ALANLARI 2 YILDA YÜZDE 800 ARTTI
2006’da 27 bin dönüme ekilen kanola, 2007’de 50 bin dönümde denendi. Bu yıl ise bu rakam 200 bin dönüme ulaştı. Gelecek yıl için şimdiden 1 milyon dönüm telaffuz ediliyor. Trakya’da yıla göre 10,5 milyon ile 12 milyon arasında bir alanda tarım yapılıyor. Geçen yıla kadar bu alanın yüzde 60’ında buğday, yüzde 35’inde ayçiçeği ekiliyordu, kanola ise binde oranlarda ifade ediliyordu. Ancak bu agresif büyümeyle Trakya’nın ekilebilir topraklarının yüzde 10’undan fazlasında kısa bir süre sonra kanola görebileceğiz.

“Kanolanın faydaları saymakla bitmez ” diyen Tekirdağ Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fedai Tali ise durumdan memnun. Tali; “Kanola hiçbir bitkinin alternatifi değildir. Kanola münavebeyle beraber teknik tarım ve doğru tarımın yapılması için çok önemli bir bitki. Türkiye’nin ham yağ açığının karşılanması için zayıf bölgelerde ayçiçek verimlerini çok düşük olduğu kumsal arazilerde kanola devreye girerek çok güzel bir yağ bitkisi olur. Kanola kışın yağışlarla erozyonu önleyerek erozyon önleyici bitki olur” diyor

TÜRKİYE’NİN YILLIK YAĞ AÇIĞI 1,2 MİLYON TON
Türkiye her yıl ortalama 12,2 milyon ton yağ ithal ediyor. Palm, ayçiçeği ve soya en fazla ithal edilen yağlar arasında yer alırken son birkaç yılda kanola da sıralamada üst sıralara yükseliyor. 2007’de piyasaya 122 bin ton kanola girdi, bunun yüzde 50’si biyoyakıt olarak kullanılırken, yüzde 44’ü ise yemeklik yağ olarak tüketildi.

En büyük kanola perakendecisi Aymar’ın CEO’su Nihat Özyurt, kanolanın iç pazarda çok hızlı yol alacağından emin:
“Türkiye’nin ithalatında en büyük kalem petrole ait, onu sıvıyağ takip ediyor, 2007’de yaklaşık 4 milyar dolar civarında sıvı yağ ithalatı için dışarıdan ürün getirdik. Bizim ürettiğimiz sıvıyağ tüketimimizi karşılamıyor. Ayçiçek yağını sadece Trakya bölgesinde yetiştirebiliyoruz ancak kanola yağını bütün Türkiye genelinde üretip yaygınlaştırmamız mümkün. Türkiye, kanolaya dönerse sıvı yağda dışa bağımlılığı sona erdiririz”

KANOLA GELİŞİRKEN AYÇİÇEĞİ UNUTULMAMALI
Hem biyodizel üretiminde kullanılan hem de sıvı yağ olarak tüketilen kanola tüm dünyada yılda 22 milyon ton üretiliyor. Çin 4,5 milyon tonla dünya lideri, onu 4,4 milyon tonla Hindistan, 2,8 milyon tonla Kanada izliyor. Henüz sıralamanın çok gerisinde olan Türkiye, ekim alanları hızla büyütecek gibi görünüyor.

Ancak Ziraat Mühendisi Bülent Dinç Ecevit, önemli bir uyarıda bulunuyor. “Kanola üretimini yaparken ayçiçek üretimini de baltalamamak lazım. Büyük biyodizelle kanolanın reklamı oldu ama Türkiye’deki yağ açığını kapatmak için kanolanın buğdayla münavebeye girmesi lazım. Eğer ayçiçeği ekim alanlarını çok daraltırsak bu bizi uzun vadede olumsuz etkileyebilir”.

Alıntıdır...
 
: Trakya Çiftçisinin yeni umudu Kanola...

Paylaşım için sağol Özgür...Valla biz ekmeye başladık şuan çok güzeller yalnız Edirne ' de bi arkadaşlar ekti soğuktan donmuş o yüzden çok soğuk yerlerde pek ii olmuyo kanola...Bu sene iyi olursa seneye hiç ayçiçeği ekmeyi düşünmüyoruz...
 
Ynt: Trakya Çiftçisinin yeni umudu Kanola...

kanola bitkisi gerçektende bakımı dertlı ve nazik bir bitki türüdür donma gibi konularla ugrasmamak icin kıs donemıne girilmeden 8 10 yaprak boyutlarına ulasması gerekmektedir ciftciligi iyi yapıldıgı surece hemen hemen türkiyenin cogu yerınde yetistirilebilir ekim hakkında biraz bilgi sunmak isterim

surmus oldugumuz tarlayı tiller veya kazayagı diye tabir ettigimiz aletlerle karıstırmalıyız bu islemden sonra ekım zamanından 1 hafta once trifularin ile ilaçlamamız gerekmektedır hafta bıtımınde tırmık ile topragın tepilmesini saglamalıyız arkadan merdane cekıp yerı ııce oturttuktan sonra pnomatik mibzer ile 1,5 - 2 cm derinlige ekip ustune tekrar merdane cekmeliyiz.

çimlenme sartlarının ii olması icin sıcaklıgın 10 15 derece oldugu zamanlarda ekimi gerçekleştirmeliyiz.15 eylül 15 ekim tarihleri en uygun zamandır. Bu şekilde iyi çıkış yapan kanola bitkileri kışa 4-6 yaprak (rozet dönemi) arasında girer ve kuvvetli bir kök sistemini geliştirerek soğuktan zarar görmez. Eğer kanola ekimleri Kasım ayına sarkarsa genç fideler zarar görmektedir. Bu nedenle kanola ekiminde geç kalınmamalıdır.
Normal zamanında yapılan ekimlerde kanola gür geliştiği için içerisinde yabancı ot barındırmaz. Tarlada yabancı ot olarak hardal varsa kanola ekilmez. Çünkü ikisi de aynı familyadan olduğundan mücadelesi zordur ve daha sonra hasat edilecek kanola ürününe karışarak kaliteyi bozar.

İyi bir verim alabilmek için dekara 12-14 kg saf azot, 7-8 kg fosfor verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı ( 6 kg/da), fosforlu gübrenin tamamı ekimle birlikte, azotlu gübrenin diğer yarısı Şubat sonu Mart başında sapa kalkma döneminde verilmelidir

Yabancı ot mücadelesi kanolanın ilk yetişme devresinin ilk ayında çok önem taşır ve yapılması % 20-30 oranında daha fazla verim alınmasını sağlayabilir. Hızlı gelişme yeteneğine sahip yabancı otlar özellikle ilk gelişme devresinde faydalı tarla alanını kaplayarak kanola bitkisinin gelişmesini engelleyerek ve bitki besin maddelerine ortak olarak önemli oranda zarar yaparlar. Kanola bitkisi 30-40 cm boyunda olduğunda gür gelişip, gölge yaparak diğer yabancı otların gelişmesini büyük oranda engellemektedir

Kanola çiçeklenme döneminde tozlanma için çeşidin kendine tozlanmasının az veya çok olmasına bağlı olarak yüksek oranda bal arılarına ihtiyaç duyar. Bu nedenle çiçeklenme dönemindeki sürede kanola tarlaları yakınında arı kovanı bulunması harnuplarda (kapsüllerde) döllenme ve tane tutmayı artırır. Çiçeklenme ve döllenme bitkide alttan yukarı doğru olmaktadır. Nisan sonu Mayıs ayı başlarında kanolanın çiçeklenmesi arılara bol miktarda çiçek tozu sağlamaktadır.

Kanola hasat olumuna geldiğinde bitkilerin sap, yaprak ve kapsülleri tamamen kuruyup sararır. Kırmızımsı sarı bir renk oluşur. Tohum kahverengiye dönüşmüşse hasat zamanı gelmiş demektir. Kanola bitkisinde olgunlaşma aşağıdan yukarıya doğrudur. Hasatta bitkileri tam olgunlaşması beklenirse alt kapsüllerde çatlama ve dökülmeler görülür. Erken hasatta ise üst kapsüller tam olgunlaşmadığından hasat kaybı olur. Kanola taneleri çok küçük olduğundan hasada başlamadan önce biçerdöverin ayarları çok iyi yapılmalıdır. Dekardan alınan verim ekilen çeşidin verim gücüne ve toprak verimliliği ile iklim koşullarına bağlı olarak 250-350 kg arasındadır. Emniyetli bir depolama için tanelerin rutubeti %9 u geçmemelidir. Kuru ambarlarda depolanmalıdır. Aksi halde çok çabuk kızışma olur ve küflenir.

yardımcı olabıldıysem ne mutlu

bu yıl 200 dönüm yerden 79,2 ton kanola hasadı gerceklestirdim malkara bolgesınde rekor sımdılık bende bu yılda 350 dekar kanolam var kısmet sızlere haber verecegım bu yıl kı verımlerıde
 

Benzer Konular