Tarım ilaçlarında tehlike…

Tarım ilaçları, doğru ve etkin olarak kullanıldığında hastalık ve zararlıların olumsuz etkilerini yok ederek ürün verimliliğini ve kalitesini korur. Bu yönüyle tarımsal üretimin vazgeçilmez girdilerinden birisidir. Ancak, doğru ve bilinçli kullanılmadığında, halk deyimi ile bu ilaçlar zehirdir. Başta insan olmak üzere bitki, hayvan ve çevre sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturur.
Bu kadar önemli bir konuda Türkiye’nin karnesi ne yazık ki pek parlak değil. Daha geçen yıla kadar herkes istediği tarım ilacını alıp istediği şekilde kullanıyordu. Denetimler çok yetersizdi. Çünkü denetimi yapacak kurumların başında gelen Zirai Mücadele ve Karantina Genel Müdürlüğü, Zirai Mücadele Enstitülerinin bir bölümü yıllar öncesinden kapatıldı.
Çiftçi, bayiinin önerilerine göre ilaç alır, kullanırdı. Fakat bayilerin de büyük bölümü yeterli bilgi ve birikime sahip olmadığı için tarım ilaçlarının kullanımında ciddi sorunlar yaşanıyordu. Kamuoyunda da genellikle hormon kullanımı tartışılırken, asıl tehlikenin tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımında olduğu yeterince anlaşılamadı. Türkiye’den ihraç edilen ürünler ilaç kalıntısı nedeniyle Almanya’dan, Avrupa’dan geri dönmeye başlayınca tarım ilaçlarının yarattığı tehlike anlaşılmaya başlandı.
İlaç kalıntısı nedeniyle Rusya ile ilki 2005’te ikincisi ise 2008’de olmak üzere iki büyük kriz yaşandı. İhraç edilen yaş sebze ve meyvede ilaç kalıntısı belirlenen değerlerin üstünde çıkınca Rusya, Türkiye’den mal alımını durdurdu. Türkiye, tarımsal ilaç kalıntısının önemini bu krizlerden sonra daha iyi anlamaya ve önlem almaya başladı. Kontrol laboratuarları kuruldu. Bugün sadece Rusya’ya ihraç edilen ürünlerin kontrolünü yapan 15 laboratuar var.
Sorun elbette sadece ihraç edilen ürünlerde yaşanmıyor. İç piyasaya arz edilen ürünlerde de bu sorun ciddi boyutlarda. Fakat, iç piyasaya sunulan ürünlere yönelik ciddi denetim yoktu.
İhracatta yaşanan sorunların etkisi ve kamuoyu baskısı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bu yılın başında önemli bir adım atarak tarım ilaçlarının ruhsatlandırılarak reçeteli satışını öngören yönetmelik yayınladı. Sektörün görüş ve önerileri dikkate alınmadan hazırlanan bu yönetmelik kısa zamanda yenilenmek zorunda kalındı.
Reçeteli ilaç satışının ülke genelinde altyapısı hazırlanmadan, eğitim çalışmaları tamamlanmadan başlatılması ciddi sorunları da beraberinde getirdi. Pilot uygulama olarak başlansa, Ziraat Mühendisleri Odası, üniversiteler ve üretici örgütleriyle işbirliğine gidilseydi daha sorunsuz bir geçiş olabilirdi.
Tüm bu sorunlara ve aksaklıklara rağmen tarım sektörü, zirai ilaçların reçeteli satışını benimsedi. Ancak, reçete ile satış yeterli değil, ilacın kullanılması ve geriye dönük olarak izlenebilirlilik sağlanırsa tarım ilaçlarındaki tehlike önlenmiş olur
 

Benzer Konular