Havza modelinin hedeflerine ne oldu?

TARIM DÜNYASINDAN / Ali Ekber YILDIRIM

Tarımda yeni bir dönemin başlangıcı olması beklenen, 'Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli', Bakanlar Kurulu ' nun 2 Mart 2010 tarihli Resmi Gazete ' de yayınlanan kararı ile resmen yürürlüğe girdi.

Resmi Gazete ' de yayınlanan 'Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeline Göre 2010 Yılı Ürünleri Fark Ödemesi Desteğine Dair Karar', yağlık ayçiçeği, kütlü pamuk, soya fasulyesi, kanola, dane mısır, aspir, zeytinyağı, buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, çeltik, kuru fasulye, nohut ve mercimek olmak üzere toplam 16 üründe fark ödemesi yani prim desteği verilmesini öngörüyor.

Başına, 'Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli' eklenen bu kararın her yıl yayınlanan destekleme primi kararnamelerinden ne farkı var?

Hiçbir farkı yok.Yağlık ayçiçeği, kütlü pamuk, zeytinyağı, kanola, soya fasulyesi gibi bazı ürünlerde 10 yılı aşkın bir süreden beri destekleme primi ödeniyor. Buğday, arpa, çavdar, dane mısır gibi hububat ürünlerinde uzun yıllardan beri, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi bakliyat ürünlerinde ise son üç yıldan beri prim desteği sağlanıyor.

Havza modeli ile ilk kez destekleme primi kapsamına alınan veya destekleme primi kapsamından çıkarılan bir ürün yok. Dolayısıyla havza modeli ile getirilen bir yenilik, farklı bir durum yok. Tarım politikası, destekleme politikası aynen devam ediyor. Oysa, havza modeli için çok önemli hedefler açıklanmıştı. Neydi o hedefler?

1-Tarım havzalarını belirlemek

2-Sağlıklı tarım envanteri hazırlamak

3-Üretim planlamasına imkan sağlamak

4-Hangi ürünün nerede ne kadar üretilebileceğini belirlemek

5-Çiftçinin gelirini artırmak

6-Geleceğe ait talep projeksiyonları yapmak

7-Destekleri rasyonel, yönlendirici ve etkin bir şekilde kullanmak

8-Arz açığı olan ürünlerde üretim artışı sağlamak

9-Doğal kaynakları korumak ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak

10-Havza bazlı planlama ve yönetimle ilgili sektör talebini karşılamak

11-Muhtelif senaryolara göre üretimi planlamak

Resmi Gazete ' de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile, bu hedeflerden bir tanesini bile gerçekleştirmek mümkün değil. Çünkü, karar, yıllardır uygulanan prim desteğinin aynen devamını öngörüyor. Bunun dışında getirdiği bir yenilik yok.

Destek miktarında, destek bütçesinde bir artış yok. Desteklenecek ürünlerin sayısında bir değişiklik yok. Türkiye, 30 havzaya bölündü. Hangi ürün hangi havzada daha verimli üretilirse o ürün sadece o havzada desteklenecekti. Fakat, her ürün neredeyse her havzada destekleniyor. Geçmişe göre farklı bir destekleme uygulaması yok.

Bu uygulama ile tarımda üretim planlaması nasıl sağlanacak?

Arz açığı olan ürünlerde üretim artışı sağlanabilir mi?

Çiftçinin geliri nasıl artacak?

Destekler nasıl daha rasyonel ve etkin olacak?

Bu soruların hiç birinin yanıtı havza modelinde yok. Fark ödemesi yapılacak 16 ürünün dışındaki ürünlere ilişkin havza modeli neyi öngörüyor? Böyle bir düzenleme de yok.

Şekerpancarı, tütün, yaş sebze ve meyve üretiminde veya desteklenmesinde havza modeli nasıl uygulanacak?

Bu soruların hiç birine yanıt verilemiyor.

Tarımda 'devrim' yaratacak diye sunulan Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli uygulamaya konulurken içi boşaltılmış, hedeflerinden uzaklaşmış sıradan bir çalışma oldu.

Özetle, adı değişse de tarım politikasının özünde bir değişiklik yok.

Çiğ sütün fiyatı Biga ' da belirlenir..

Salı günü bu sütunda yayınlanan 'Telefonlar çalıştı, çiğ süt fiyatı düşürüldü' başlıklı yazımızda 'Türkiye ' de çiğ sütün fiyatı Burdur ' da yapılan ihale baz alınarak belirleniyor.' diye yazdık. Köy - Koop Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz ve bazı dostlar telefonla arayarak çiğ süt fiyatının Burdur ' dan önce, Biga ' da yapılan ihale baz alınarak belirlendiğini bildirdi. Bu ay sonunda Biga ' daki ihaleye katılarak izlenimlerimizi paylaşacağız. Aynı yazıda, 'İhaleden bir gün önce akşam yemeğinde buluşan taraflar rakı balık eşliğinde görüş alışverişinde bulunur.'cümlesinin 'rakı balık' bölümüne ise, Burdur ' daki dostlardan itiraz geldi. Biz, 'rakı balık' deyimini, samimiyeti, oradaki ortamı yansıtmak için kullandık. Yazının özünü değiştiren bir unsur değil. Kaldı ki, yemekte ne yenilip içildiği değil, çiğ süt fiyatının nasıl belirlendiği önemli. Bunu vurgulamaya çalıştık. Burdur ' daki dostları bilmeden de olsa üzdüysek, özür dileriz.
 

Benzer Konular