Toprak Verimliliği

TOPRAK VERİMLİLİĞİ



Tarımsal alanlardan maksimum ürünlerin elde edilebilmesi bitki gelişim faktörlerinin optimum düzeyde uygulanması ile mümkün olabilmektedir. İkinci dünya savaşından sonra yaygın olarak kullanılmaya başlayan kimyasal yada ticari gübreler, Türkiye ve tüm dünyada çiftçilerin aşırı uygulamaları ile 50 yıl gibi kısa bir sürede çevre kirliliğinin en önemli nedenlerinden birisi haline gelmiştir. Bu yüzden tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çiftçilerimizin toprak analizi yaptırarak topraklara sadece gerekli olan besin elementlerini uygulamaları çevre kirliliğini azaltmada önemli olacaktır.

Kahramanmaraş ilinde yapılan anket çalışmaları çiftçilerin çoğunun hiç toprak analizi yaptırmadığını ortaya koymuştur. Genelde gübre uygulamalarını başkalarından duydukları ile veya deneme yanılma yöntemi ile yapmaktadırlar. Çiftçiler genel olarak ekimle beraber 20:20 yada 15:15:15 gübrelerini ve birinci sulamadan önce ise üre, amonyum sülfat (şeker gübresi) yada amonyum nitrat gübrelerinden birini uygulamaktadırlar. Bu uygulamalarla ilgili dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri tarlalarının gerçekten fosforlu ve potasyumlu gübrelere ihtiyacı olup olmadığıdır. Çünkü fazla miktarlarda uygulanan fosforlu gübreler su ile hareket etmekte ve yüzey sularında sucul bitkilerin sayısını arttırıp, suda çözünmüş oksijenin azalması ile durgun sularda yaşayan balıkların ölümüne neden olabilmektedir.

Çiftçilerimiz genel olarak gübre denilince azot, fosfor ve potasyumu düşünürler. Fakat bitki gelişimi için gerekli olan 13 tane daha besin elementi vardır. Besin maddelerini genel olarak bitkice fazla miktarlarda ihtiyaç duyulan makroelementler ve göreceli olarak daha az miktarlarda ihtiyaç duyulan mikroelementler olarak iki gruba ayırabiliriz. Makroelemnetler azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve kükürttür. Mikroelementler ise demir, bakır, mangan, çinko, bor, klor ve molibden ' dir. Daha önce de belirtildiği gibi, çiftçiler deneme yanılma yöntemi ile azot, fosfor ve potasyum için kendilerince en doğru olan uygulama dozunu bulabilirler, fakat tarlalarına hiç uygulamadıkları diğer besin elementlerinin toraklarında yeterli miktarda bulunup bulunmadığı konusunda bir fikir sahibi olamazlar.

Genel bir kural olarak makroelementlerin noksanlıkları ilk olarak bitkilerin alt yada yaşlı yapraklarında, mikroelement noksanlıkları ise öncelikle üstteki genç yapraklarda gözlenir. Bu yüzden eğer genç yapraklarda bir renk değişimi yada sararma gibi belirtiler meydana geliyor ise çiftçilerimizin topraklarını analiz ettirmelerinde fayda olacaktır. Unutulmamalıdır ki; mikroelementler bitkiler tarafından topraktan az miktarlarda kaldırılsalar dahi noksanlıklarında verimde ve ürün kalitesinde önemli düşüşler meydana getireceklerdir. Özellikler Kahramanmaraş gibi toprakları nötr ve hafif alkali karakterde olan bölgelerde mikroelement noksanlıklarına yaygın bir şekilde rastlanılmaktadır.

Toprak örnekleri bir tarlanın düz ve yeknesak olduğu durumlarda en fazla 40 dönüm (4 hektar) bir alanı temsil edecek şekilde arazinin 10-15 farklı noktasından 20 cm derinlikten alınır ve karıştırılır. Eğer tarlada eğim farklılıkları var ise yada verimliliği farklı olan bölgeler var ise bu farklı alanlardan da örnek almak gerekmektedir. Daha sonra bu karışımdan yaklaşık 1 kg toprak bir torba içine konulur ve üzerine çiftçinin adı, örneğin nereden alındığı, ürün verimi ile karşılaşılan problemler ve yetiştirilecek ürün yazılarak laboratuara getirilir. Laboratuara getirilen örnekler kurutma işlemi sonrası elenme ile analize hazır hale getirileceğinden analiz işlemleri bir aylık bir süreyi alabilmektedir. Toprak analizi yaptırmak isteyen çiftçilerin ekimden en az 40 gün önce toprak örneklerini getirmeleri gerekmektedir. Çiftçilerin toprak örneği analiz ettirmede isteksiz davrandığını göz önünde bulundurarak, yaptırılan bir toprak analizinin 4-5 yıllık bir süre için tarlanın bilinçli gübrelenmesinde etkili olacağını söyleyebiliriz.


 

Benzer Konular