Süt Üreticilerinin Feryadını Kimse Duymuyor

Süt üreticilerin indirilen süt fiyatları ile ilgili feryadını ülkede duyan bir yetkilinin bulunmaması işin çözümünü daha da zor duruma sokuyor.

Bununla ilgili olarak bir açıklama yapan süt üreticileri son durumu kamuoyuna duyurdular.

Çiğ Süt Üreticilerinin açıklaması şöyle:

Çiğ Süt 32 Kuruş-Gözünüz Aydın

Çiğ Süt 32 Kuruş. Süt Sanayicileri, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın gözü aydın. Süt sanayicilerinin çiğ süt fiyatlarına, hayvancılığımıza bu darbesine Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı elleri böğründe seyirci kalıyor.

2010 ocak ayında Çukurova’da 50-55 kuruşa indirilen çiğ süt 32 Kuruşa indirilme çabaları sürüyor. 1 haziran 2011 tarihi itibari ile Adana’nın Kozan ilçesinde çiğ süt toplayıcılarına fiyatı geriye dönük 32 kuruş olarak uygulayan süt sanayicileri, Kozan’daki bu çabayı Adana’nın diğer ilçelerine, Çukurova ve ülkenin diğer bölgelerine de sıçratmanın peşindeler. Çiğ sütün 32 kuruşa indirilmesi sadece Adana’da değil Kütahya’nın birkaç ilçesinde de uygulamaya konuldu.

Çiğ Süt Üreticileri Grubu’nda ve kamuoyu ile paylaştığımız 04.02.2010 tarihli
Rekabet Kuruluna başlıklı yazdığımız yazıda;
Adana Bölgesinde süt toplayan aşağıdaki kuruluşlar aralarında
yaptıkları toplantıda halen bu bölgede 0,7 TL/Litre olan çiğ sütü
önümüzdeki günlerden itibaren 0,6 TL’ den üreticiden alma kararı
almışlardır.

Toplantıya katılmayan süt toplayıcı firma ve firmaları ticari olarak
baskı yapacaklarını karar altına almışlardır.

Rekabet kurulunun bu beyanımızla hareket ederek adı geçen firmalar
hakkında soruşturma açmalarını talep ederiz.

Toplantıya katılan ve yukarıdaki kararı alan firmalar:
1-Vitamin süt
2-Kültüroğlu
3-Okçular
4-Güney süt
5-Kelebekler
6-Güneydoğu süt
7-Öztadım
Şeklinde açıkladığımız Rekabet Kurulu’nun çiğ sütte fiyat incelemesinden halen sonuç alınamıyor.

Rekabet Kurulu Çaresiz

2008 yılında 39 kuruşa çiğ süt fiyatlarının indirilmesini incelemeye alan Rekabet Kurumu’nun soruşturması sonuçsuz kaldı. Diğer sektörlerde rekabeti sağlamada, rekabeti engelleyen, rakiplerini piyasadan çekmek için fiyat indireni tesbit edebilen rekabet kurumu’nun 2008 yılı ve hali hazırdaki soruşturmasının da sonuçsuz kalması bekleniyor. Çiğ Süt satın alım sektöründe Rekabet Kurumu’nun inceleme ve soruşturmalarının sonuçsuz kalmasının nedeni bu sektörde fiyat indirmelerinin Sicilya Tarzı uygulamalardır. Telefonlar ve toplantılar ile fiyat indiriliyor.

Yukarıda adı geçen firmaların bir gün önce farklı bir gün sonra farklı ve hep birlikte uygulanan fiyat indirme hareketlerinin üreticilere kestikleri müstahsil makbuzlarının incelendiğinde ‘’ hep birlikte fiyat indirme girişimleri ‘’ olduğunun açığa çıkması mümkün iken Rekabet Kurumu uzmanlarının bu şekilde inceleme yapıp yapmadıkları bilinmiyor!
2225 sayıdaki süt sanayicisi iki sivil toplum kuruluşunda yer almaktadır. Ülkenin önde gelen 80 civarında süt sanayicisi ASÜD (Asüd), geri kalanından bazıları Set-Bir çatısı altında birleşerek üyelerinin hak ve menfaatleri bir şekilde korumakta ve üyelerinin süt ve süt mamülleri üretiminde asla zararları söz konusu olmamaktadır. 2010 yılının ilk dokuz ayında borsaya kayıtlı bir süt sanayicisi % 68 kazanç sağlarken, hayvancılık sektörü diz çöküyor, ülke 1 milyar dolarlık canlı hayvan, et ithalatına mahkum ediliyor. 2225 süt sanayicisi içerisinde 80 sayıya sahip ambalajlı süt üreticileri (ASÜD) üyeleri, ülke üretiminin çoğunluğunu elinde bulundurduğundan ülkemizin hayvancılık, çiğ süt üretimini bu halde yönlendiren, politikalandıran bir kuruluş!

Ulusal Süt Konseyini üretici, hayvancılık sektörü, çiğ süt-damızlık sektörü,Tarım Bakanıveya Tarım Bakanlığı değil Süt Sanayicileri Yönetiyor. Yani koyun kurda teslim edilmiş durumda!

Süt Tozu fabrikasına sahip olan ASÜD başkanı ve aynı zamanda Ulusal Süt Konsey’imizin de başkanı sayın Harun Çallı aynı zamanda bürokrat atamalarında da etkin olduğu bildiriliyor. Konya’da bir süt tozu fabrikasının akrabası olan teşvik veren genel müdür ve kendi akrabasına ita amiri olarak süt tozu teşviğini kendisi veriyor. O süt tozu fabrikasının Konya’da çiğ sütte fiyat istikrarı sağlaması da elbetti beklenemez ve Konya’da süt tozu teşvikleri dost-ahbap-çavuş ilişkisinde seyrediyor. Osmaniye’de kurulu süt tozu fabrikasının da aynı zamanda süt ve süt ürünleri fabrikasının olması verilen süt tozu teşviklerinin fiyat istikrarı sağlaması hayal oluyor. Çiğ Sütte fiyat istikrarı reçetelerini süt sanayicileri yazıyor, uygulanıyor ondan sonra da aynı sektörün süt tozu teşviği ile fiyat istikrarını sağlayacağı hayali yaşattırılıyor.

2008 yılında çiğ süt fiyatları 39 kuruşa indirildiğinde basına ‘’ çiğ sütte arz fazlası var ‘’ demecini, Tarım Bakanı sayın Mehdi Eker’e de aynı ‘’görüşle ‘’ bildiren ASÜD başkanı Sayın Harun Çallı’nın ‘’ Süt Tozu teşviği’’ tavsiyelerini tıpa tıp 30 Nisan 2009 yılından bu yana uygulayan Tarım Bakanlığı halen bu uygulamayı yanlış bir şeklide uyguluyor, ülke kaynakları heba ediliyor. 1,7 milyar Liralık hayvan başına, çiğ süt litre başına, yem bitkileri dekar başına verilen teşvikler aslında hayvancılık sektörüne değil süt sanayicilerine gidiyor. Düşürülen hammadde (çiğ Süt) fiyatları, ambalajlı süt ve süt ürünlerine yansıdığı da görülmüyor.

Süt Tozu teşviğinden yararlandığını sandığımız Ambalajlı süt sanayicileri Derneği Başkanı Sayın Harun Çallı, kendi verdiği reçetenin çiğ sütte fiyat istikrarı sağlamadığı görülmüş iken süt sanayi sektörüne süt tozu teşvikinin yanı sıra diğer süt ve süt ürünlerinin ihracatında da parasal teşvik tedbirleri alınması girişimlerini sürdürüyor.

Çiğ Süt-Damızlık Üreticileri sanayicilerin değil üreticilerin çözüm reçetelerinin hayata geçirilmesini bekliyor.

Süt sanayicilerinin çiğ süt fiyatlarını indirebilme yapısı bozulmadıkça alınacak her türlü parasal teşviklerin boşa gideceği bilinmelidir. 2002 yılında 84 milyon üreticiye teşvik verilirken hayvancılığın çökmediği, 1 milyar 700 milyona çıkarılan bu dönemde hayvancılık sektörünün çöktüğünün bilinmesi gerekir.

Hayvancılığı çökerten çiğ süt fiyatlarının süt sanayicilerince indirilmesidir.
Ülkede çiğ süt üretimi artmamıştır. Geçtiğimiz yıl süt ineği sayısı artmadığı halde süt sanayicilerinin topladıkları sütte artış görülmesinin sebebi bir önceki yıla nazaran çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelere gelmesi ile açık parekende çiğ süt sektörünün sanayicilere yönelmesinden ibarettir.

Dolayısı ile hayvancılığın çökmesinin, çiğ sütün sanayi sektöründen açık parakende sektörüne kaymasından da süt sanayicileri sorumludurlar!
Yem, mera bitkileri üretimine teşvik verilerek 34 milyon ton olan kaliteli kaba yem açığının kapatılamaması, süt tozu teşvikinin süt sanayicilerine, hayvan başına, litre çiğ süt başına üreticilere verilen teşvikler ile hayvancılığımızın ayağa kaldırılamazlığı verilen tüm teşvik sisteminin yanlışlığıdır.

İddia ediyoruz ki teşvik sistemi düzeltildiği takdirde çiğ sütte fiyat istikrarını da sağlayacaktır. Sağlanacak fiyat istikrarı da hayvanclığımızı olması gereken seviyelere getirecektir.

Ve iddia ediyor ve biliyoruz ki çok daha az teşvikle ve dolayısı ile daha az kamu kaynakaları ile fiyat istikrarı sağlanabilir.

Hayvancılığımızın dinamosu çiğ süt fiyatlarıdır. Kazançsız, zarar ettiren çiğ süt fiyatı ile hayvancılığı sürdürübilmek imkansızdır

 
Ynt: Süt Üreticilerinin Feryadını Kimse Duymuyor

Bi yazi var, paylasacaktim ama uygun olmaz diye konu acmamistim. Ahanda buraya atiyom..Resmen bizim durumumuzu anlatiyor....

Facebook dan alintidir....

ÖKÜZLÜĞÜN ALEMİ YOKKK
Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. 'yahu' demişler, 'hesapta... kralız,
açlıktan... öleceğiz birader ....

Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor;

Fillere saldırsak, fazla büyük...

Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor,

Ee balık yakalayacak halimiz de yok...

N ' aapsak? '

Bir tanesi 'en iyisi, öküzlere saldıralım' demiş,

'iri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş... Tam dişimize göre!'

Olur mu? Olur.

Hücum!

Ama evdeki hesap çarşıya uymamış;

Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer...

organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.

Aslanlar aç bilaç.

N ' aapsak, n ' aapsak?

'tilkiye danışalım' demişler.

Tilki 'kolay' demiş,

'beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim...'

Kabul etmişler.

Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş,

'saygıdeğer öküzler' demiş,

'aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar...

Ama; Şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o...

Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü,

Kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın! '

Öküz heyeti düşünmüş taşınmış,

'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' Mantığıyla,

verivermişler sarı öküzü...

Aslanlar da afiyetle yemiş.

Bir gün, iki gün ....

Tilki gene gelmiş.

'bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz' demiş

Ve eklemiş:

'ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz,

O burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş,

Canları çekiyor, verin, kurtulun!'

Öküz heyeti düşünmüş,

'otlağın selameti için'

Teslim etmiş benekli öküzü...

Üç gün, dört gün...

Tilki gene gelmiş.

Kuyruğu uzun olanı...

Burnu beyaz olanı...

Tombul olanı...

Tek tek alıp, gitmiş.

Otlak seyrelmiş.

Semirmiş aslanlar.

Günlerden bir gün... Artık tilki gelmemiş!

Gerek kalmamış çünkü.

Doğrudan aslan gelmiş.

'hanginizi istiyorsam,

Canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz,

Adamı hasta etmeyin' demiş.

Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler,

'keşke sarı öküzü vermeseydik' demiş ama iş işten geçmiş.

* * * *

İşte Öküzlük böyle bir şeydir...

* * * *

Bu hikaye sebebiyle,

dünyaca ünlü alman şair ve tiyatro yazarı Bertolt Brecht akla geliyor...

Bir şiirinde aynen şunları yazmıştı:

'Naziler önce komünistleri tutukladılar;

Komünist değilim diye ses çıkarmadım.

Sonra Yahudileri tutukladılar,

Yahudi değilim dedim, sesimi çıkarmadım.

Sosyal demokratları tutukladılar,

Savunmak bana mı kaldı dedim, sesimi çıkarmadım.

Sıra bana geldiğinde;

Etrafta tutuklanmama ses çıkaracak kimse kalmamıştı!'

***

Şimdi bakın çevrenize.

çevrenizde ses çıkartacak kimse kaldı mı?

Umarım sıra size gelmez!..
 
Ynt: Süt Üreticilerinin Feryadını Kimse Duymuyor

Şimdi durum bizdeki yle aynı, defi bela veriyoruz sütü.. İnekte aynı şekilde veriyor, sağım bitsede bi kurtulup yan gelip yatsam diye..O da biliyor 25 lt sütü içen buzağısının öleceğini, bende biliyorum günde 25 litre sütle peynir yoğurt yapsam buzhane kirasını ödeyemiyeceğimi, hatta bunun markası üretim izni v.s. olmadığından ne pazarda resmi olarak nede gayri resmi olarak satamıyacağımı.
Kısacası verip kurtuluyoruz, akan kokan iş.:)
 

Benzer Konular