Türkiye’de 12 milyon kişi yoksul

Ama zengin-fakir uçurumu 8 kata geriledi

TÜİK’in ‘Gelir ve Yaşam Koşulları’ araştırmasına göre, Türkiye’de en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 2010’da 8.5 kattan 8 kata geriledi. Nüfusun yüzde 16.9’u yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yine resmi rakamlar, nüfusun yüzde 43.8’inin oturduğu evin ‘sızdıran çatı, nemli duvar’ gibi sorunlarıyla boğuştuğunu, yüzde 87.5’inin evden uzakta bir tatili hayal bile edemediğini ortaya koydu.

ANKARA-Devletin resmi kurumu TÜİK’in açıkladığı rakamlar, Türkiye’de 12 milyon 97 bin kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını ortaya koydu. Bu rakam, kurumsal olmayan nüfusun yüzde 16.9’unun yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalıştığı anlamına geliyor. Yine resmi rakamlar, nüfusun yüzde 43.8’inin oturduğu evin “sızdıran çatı, nemli duvar, çürümüş pencere” gibi sorunlarıyla boğuştuğunu, yüzde 87.5’inin evden uzakta bir tatili hayal bile edemediğini ortaya koydu.

Türkiye’de en yoksul yüzde 20’lik dilim ile en zengin yüzde 20’lik dilim arasındaki gelir farkı, 2009’daki 8.5 katlık farktan, 2010’da 8 kata geriledi. Türkiye’de ortalama yıllık hanehalkı kullanılabilir geliri 22 bin 63 lira oldu.

TÜİK araştırmasına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46.4 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 5.8 olarak gerçekleşti.

Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden gini katsayısı bir önceki yıla göre 0.013 puan düşüş ile 0.402 olarak tahmin edildi. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0.389, kırsal yerleşim yerleri için ise 0.379 olarak tahmin edildi.

İSTANBUL ZENGİN GÜNEYDOĞU YOKSUL

Türkiye’de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 22 bin 63 lira iken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir 9 bin 735 lira oldu.

İstanbul Bölgesi 13 bin 382 lira ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge durumunda iken, bunu, 11 bin 116 lira ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi izledi. En düşük ortalamaya sahip bölge 5 bin 144 lira ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

İSTANBUL ZENGİN GÜNEYDOĞU YOKSUL

Maaş-ücret gelirleri yüzde 43.7’lik oranla toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip oldu. Bunu yüzde 20.5 ile sosyal transferler ve yüzde 20.2 ile müteşebbis gelirleri izledi. Sosyal transferlerin yüzde 91.1’ini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturdu. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 18.6’lık paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1.8 oldu. Müteşebbis gelirlerinin yüzde 68.5’i tarım-dışı sektörden oluştu.

SÜREKLİ YOKSULLUK ORANI YÜZDE 18 OLDU

TÜİK araştırmasına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, nüfusun yüzde 16.9’u yoksulluk riski altında. Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 14.3 iken, kırsal yerlerde yüzde 16.6 oldu. Sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı ise yüzde 18 olarak gerçekleşti. Dört yıllık veriler kullanılarak hesaplanan ‘’sürekli yoksulluk’’ oranı, dört yıl boyunca hanenin üyesi olan fertlerden en az üç uygulamada yoksulluk riski altında olanlar olarak tanımlanıyor. Sürekli yoksulluğun hesaplanmasında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınıyor. Buna göre, araştırmanın 2009 yılı dört yıllık panel sonuçlarından hesaplanan sürekli yoksulluk oranı yüzde 18 oldu.

GINI KATSAYISINA GÖRE HESAPLANIYOR

Hesapta kullanılan gini katsayısı, sıfıra ne kadar yakınsa gelir dağılım eşitsizliği o derece az, 1’e ne kadar yakınsa eşitsizlik o kadar fazla anlamına geliyor.

NÜFUSUN YÜZDE 87.5’İ EVDEN UZAKTA BİR TATİLİ HAYAL BİLE EDEMİYOR

TÜİK araştırmasına göre, kurumsal olmayan nüfusun, yüzde 60’ı kendilerine ait konutta oturuyor. Yüzde 43.8’inin konutunda “sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi” gibi sorunlar söz konusu. Yüzde 43.3’ünün oturduğu konutta “izolasyondan dolayı ısınma sorunu” yaşanıyor. Yüzde 61.4’ünün hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunuyor, bu borç ödemeleri, yüzde 28.3’ünün hanesine çok yük getiriyor. Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 87.5’i “evden uzakta bir haftalık tatili”, yüzde 65.7’si “beklenmedik harcamalarını” ve yüzde 81.7’si “yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını” ekonomik nedenlerle karşılayamıyor.

Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı 2009 yılında yüzde 63, 2010’da yüzde 63.5 olarak hesaplandı.
 

Benzer Konular