Tarım kesimi perişan


TZOB’un 2011 raporuna göre, Türkiye’de tarım sektörü resmen alarm veriyor. Dünyanın en verimli topraklarına sahip ülkemiz, tarımda 3 milyar 590 milyon dolarlık dış ticaret açığı veriyor


RECEP BAHAR

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) 30 sayfalık “2011 Yılı Tarım Değerlendirme Raporu”, Türkiye açısından kilit önemi haiz tarım sektörünün ne kadar feci bir durumda olduğunu gözler önüne seriyor. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar’ın önceki gün kamuoyuyla paylaştığı rapor, çarpıcı verileri içinde barındırıyor.

Tarım kesimi yoksulluk içinde
Rapora göre, tarım sektöründe 2010 yılı için 3 bin 566 dolar seviyesinde olan kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) miktarı, Türkiye ortalamasının yaklaşık 3’te 1’ine denk gelmekte. Bu rakam, tarım kesiminde çalışanların yoksulluk içinde bir hayat sürdüğünü gözler önüne seriyor. Raporun parmak bastığı bir başka husus ise Türkiye’de tarım envanterinin bulunmaması... Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan
lığı Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı 2 milyon 800 bin çiftçi desteklerden faydalandığı halde, kayıtlı olmayan yaklaşık 2.5 milyon çiftçi destekten mahrum kalmakta!

Tarım sektörü de döviz yutuyor
En çarpıcı verilerden birini ise tarım sektörünün dış ticaret açığı vermesi oluşturuyor. Pamuk ithalatı dahil edildiğinde de sektörün ihracatı 4 milyar 564 milyon dolara, ithalatı ise 8 milyar 154 milyon dolara ulaşmakta. Sonuç olarak tarımda 3 milyar 590 milyon dolarlık dış ticaret açığı ortaya çıkmakta! Ocak - Kasım arasında canlı et ithalatına 867 milyon dolar, buğday ithalatına 1.5 milyar dolar, pamuk ithalatına 1.8 milyar dolar, ayçiçeği ithalatına 535 milyon dolar, soya ithalatına 632 milyon dolar harcandı. En büyük ihraç kalemleri ise 962 milyon dolarla fındık, 468 milyon dolarla kuru üzüm, 402 milyon dolarla domates!

İşsizler ‘tarım’da gösteriliyor
Tarım sektörü, toplam istihdam içindeki önemini koruyor. Toplam istihdamda tarımın payı, 2005-2011 döneminde yıllara göre, yüzde 23.5 ile yüzde 25.7 arasında değişiyordu ancak 2005 - 2008 döneminde düşme trendi yaşayan sektördeki istihdam, 2009’da yüzde 4.7, 2010 yılında yüzde 8.2 ve 2011 yılı Ocak - Eylül döneminde yüzde 0.9 oranında artış gösterdi.
Tarımsal istihdamdaki bu artış, tarım dışı istihdam alanları oluşturamamaktan kaynaklanmakta. Bu durum, tarımda var olan gizli işsizliği artırmakta, topraklar bölünmekte ve işgücü açısından verimlilik düşmekte.

Gübre ateş pahası
Gübre kullanımı, tarımsal girdi olarak çiftçimizi azami derecede etkileyen faktörlerden birini oluşturuyor. 2011 yılında gübre fiyatları, çeşitlerine göre yüzde 40 ile yüzde 100 arasında arttı. Bu durum gübre kullanımını olumsuz etkiledi; kullanılan gübre miktarları 2009’da 5.3 milyon ton, 2010’da 4,9 milyon ton, 2011 yılının 9 aylık döneminde ise 4 milyon ton oldu. Bu rakamın, yıl sonu itibarıyla, geçen yıla göre yüzde 2 oranında düşerek, 4,8 milyon ton olması beklenmekte. Rapora göre, “Gübre kullanımında halen devam eden bu düşüşün en büyük sebebi, gübre fiyatlarındaki çok yüksek artıştır. Bunun yanı sıra çiftçilerimizin toprak gübre analiz sonuçlarına göre bilinçli gübre kullanması da gübre tüketimini azaltmaktadır.”

Tarım arazileri yabancılara satılacak

TZOB’un “2011 Yılı Tarım Değerlendirme Raporu”nda Belçikalı Dexia’nın Türkiye’deki yapılanması olan Denizbank’ın tarım kesimine kullandırdığı 1.8 milyar TL’lik kredinin yüzde 7.5’luk kısmının takipte olduğuna işaret edilerek, şu bilgiler verildi: “Bazı bankaların takip oranının yüksekliği, üreticileri arazilerinin satılması riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle yabancı sermayeli bankalar dikkate alındığında, tarım arazilerinin yabancılara satışı gündeme gelmekte, bu durum geleceğe yönelik tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda ek bir kaynak ayrılarak, üreticilerin özel bankalara olan borçları yapılandırılmalıdır. Yabancılara arazi satışını kolaylaştırmak amacıyla hazırlanan bir Kanun Taslağı gündemdedir. Bu Taslak yasalaştığı takdirde özel bankalara borcunu ödeyemeyen çiftçilerin arazilerinin yabancılara satışı kolaylaşabilecektir. Bundan endişe duymaktayız. Taslakta bu endişelerin giderilmesine yönelik düzenlemelerin alınması sağlanmalıdır. Üreticilerin yüksek faiz oranlarıyla kredi kullanmasının önlenmesi ve tarımsal kredi kullanımının kontrol altına alınmasının sağlanması amacıyla sadece Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri (TKK) aracılığıyla uygulanan sübvansiyonlu kredi, diğer kamu bankalarını da kapsamalıdır. Bu uygulama ile Ziraat Bankası ve TKK üzerindeki fazla yük kaldırılmalı, üretici daha rahat düşük faizli kredi kullanabilmelidir.”

Çiftçinin ahı gitmiş, vahı kalmış

TZOB “2011 Yılı Tarım Değerlendirme Raporu”na çiftçilerin karşılaştıkları bazı sıkıntılar şöyle:
* Çiftçilere verilen mazot desteği, tarımda kullanılan mazota ödenen bedelin yüzde 5’ini ancak karşılıyor. Bu rakam da mazot için çiftçinin ödediği KDV’nin ancak 4’te 1’ine tekabül etmekte!
*Tarımsal ürünlerimizin dünya fiyatlarıyla rekabet edebilmesi, diğer ülkelerin üreticilerine uyguladıkları yüksek orandaki desteklerin ülkemiz çiftçilerine de sağlanmasıyla mümkün olabilecektir.
* Çiftçimizin 2010 yılında gübre için ödediği bedel yaklaşık 3,8 milyar liradır. 2010 yılında gübre desteği 622 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Böylece üreticinin gübreye ödediği paranın yüzde 16 oranında destek sağlanmıştır.
* Endüstri bitkilerinden şeker pancarında 2011’de yüzde 10.8 oranında üretim azalması beklenmektedir.
* Son 1.5 yılda canlı hayvan ithalatı için 1.5 milyar dolar döviz ödenmiştir.
* Süt üreticisinin yem alım gücü 2011 yılında
azalmıştır
* Tavukçuluk sektörü yem ve damızlık olarak dışa bağımlıdır. Bu durum, herhangi bir ticari ambargo uygulanması veya hastalık nedeniyle karantina uygulanan ülkelerden ithalatın yapılamaması gibi durumlarda, tavukçuluk sektörünün kısa sürede darboğaza girme riskini de beraberinde getirmektedir.
* BDDK verilerine göre, 2011 yılında tarım kesimine kullandırılan toplam kredinin yüzde 3.2’si takibe düşmüş kredileri kapsamakta. Bu orana göre 2011 yılı 9 ayında takibe düşen kredi miktarı 1 milyar liraya yaklaşmıştır. Çoğu banka, borcu, yeniden açtığı krediyle kapatarak çiftçileri uzun dönemli borçlandırmakta. Bu nedenle borç sürekli devam etmekte, üretici takibe düşmemekte
 
Ynt: Tarım kesimi perişan

çiftçilik kronik bir hastalık içinde. Türkiyede bir mahsul üretmek için her safhada vergi yükü çok ağır.bunun anlamı şu.İthal tarım ürünlerinden bir kalemde tek gümrük vergisi alınırken.Aynı malı Türkiyede üretmek için Her kalemde ithalden alınanın 10 katı vergi ödüyorsun.Yerli üretici cezalandırılmış oluyor.Bir kilo buğdayın üretimi esnasında ne kadar vergi ödeniyorsa ithaldende bu denli gümrük vergisi alınmalı..
 
Ynt: Tarım kesimi perişan

arkadaşlar butür haberler ne derece dogru düşünmek gerekir.ben bu habrlere konu olan olaylara,sorunlara ve şikayetlere sadece gülüyorum.
ziraat odaları arasıra çıkar güya gündem oluşturacak rahmetli erbakan hocanın meşhür sözü vasa viso ...
gelelim aglayan çiftçiye ben bunlara hiç inanmam çünkü onlar ağlamaya alışmışlar onşar seçimlerini yaptı.
bugün köylerde bir çok insan odun ,kömür,un ,makarna,harçlık alıyorlar kaymakamlıktan ve devletten ve ilgili kurum ve kuruluşlardan.hiç bir fantazilerinden ödün vermiyor.
mazot pahalı herkesin altında sıfır traktör ve o bankadan o bankaya koşuyor.
gübre pahalı tavisisiz alıyor atıyor
ürünü para etmiyor hiç kendinde tasa yapmıyor.
çiftçi-köylü halinden şikayetçi degil.olmazda ekmek elden su gölden.
bu oran %80
bunlar seçimlerini kendileri yaptı.kimse topla tüfekle odunla karşılarına dikilmedi.
KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ.
ZATENDE AĞLAMIYORLAR
faizler sıfır olmuş
daha ne istiyorlar.
gerçek çiftçileri ayırmak gerekir.....
 

Benzer Konular