Bilinçsiz Hasat Ve Depolamada Kayıp Büyük

23.04.2009
13,966
23,923
35
Bilecik
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
“2010-2011 Sezonunda Buğdayın 1 Milyon 639 Bin 828, Arpanın 605 Bin 375 Tonu Üretimde Ve Kullanımda Kaybedildi”

'Buğday Ve Arpadaki Üretim Ve Kullanım Kaybının Parasal Değeri 1 Milyar 245 Milyon Lirayı Buluyor'

“Fao Rakamlarına Göre, Buğdaydaki Kayıp, Dünyadaki 123 Buğday Üreticisi Ülkeden 86’sının Üretiminden Fazla. Arpadaki Kayıp İse 102 Üretici Ülkenin 69’unun Üretimini

ADANA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bilinçsiz hasat ve depolama nedeniyle, buğday ve arpada büyük israf yaşandığını bildirerek, “2010-2011 sezonunda buğdayın 1 milyon 639 bin 828, arpanın 605 bin 375 tonu üretimde ve kullanımda kaybedildi” dedi.

Bayraktar, Çukurova’da buğday ve arpa hasadının başlaması dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) rakamlarına göre, buğdaydaki kaybın dünyadaki 123 buğday üreticisi ülkeden 86’sının üretiminden fazla olduğunu, arpadaki kaybın ise 102 üretici ülkenin 69’unun üretimini geçtiğini belirtti.
Bayraktar, Sırbistan’da 1,63, Yunanistan’da 1,6, Şili’de 1,52, Güney Afrika’da 1,46, Paraguay’da 1,4, Hollanda’da 1,37, Uruguay’da 1,3, Suudi Arabistan’da 1,3, Azerbaycan’da 1,27, Slovakya’da 1,23, Japonya’da 0,57 milyon ton buğday üretildiğini, buna karşın Türkiye’nin kaybının 1,64 milyon tonu bulduğunu kaydetti. Bayraktar, “Litvanya 0,55, Norveç 0,53, Azerbaycan 0,51, Afganistan 0,44, Belçika 0,37, Slovakya 0,36, Yunanistan 0,32, Brezilya 0,27 milyon ton arpa üretirken, Türkiye’nin kaybı 0,6 milyon tonu geçiyor” dedi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Türk tarımının temel sorunlardan birisinin israf olduğunu bildirdi. Ülkenin önemli üretim gücüne rağmen, ürettiği ürünleri yeterince koruyamadığını belirten Bayraktar, özellikle bazı alanlarda büyük boyutlara varan kaybın devam ettiğini vurguladı.

Bayraktar, durum buğdayında 189 bin 750 tonu üretimde, 97 bin 808 tonu kullanımda olmak üzere 287 bin 558 ton, diğer buğdaylarda 892 bin 320 tonu üretimde, 459 bin 950 tonu kullanımda olmak üzere 1 milyon 352 bin 270 ton, toplam buğdayda 1 milyon 82 bin 70 tonu üretimde, 557 bin 758 tonu kullanımda olmak üzere 1 milyon 639 bin 828 ton, arpada 435 bin tonu üretimde, 170 bin 375 tonu kullanımda olmak üzere 605 bin 375 ton kayıp meydana geldiğini vurguladı.

Çavdarda 4 bin 752 ton üretimde, 10 bin 824 ton kullanımda, yulafta 1631 ton üretimde, 6 bin 67 ton kullanımda kayıp meydana geldiğini bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Yeterlilik derecesi, yulafta yüzde 94,28’de, diğer buğdaylarda yüzde 99,98’de kalırken, durum buğdayında yüzde 114,29’a, arpada yüzde 104,68’e, çavdarda yüzde 104,36’e çıkıyor. Toplam buğdayda yeterlilik oranı yüzde 102,23’ü buluyor.
Buğdayda 4 milyon 174 bin 105 tonluk, arpada 60 bin 409 ton ithalat var. Buğdaydaki ihracat 3 milyon 228 bin 101 tonu, arpada ise 46 bin 210 ton. Üretim buğdayda 19 milyon 674 bin, arpada 7 milyon 250 bin ton. Kullanılabilir üretim, üretim kayıpları nedeniyle buğdayda 18 milyon 591 bin 930 tona, arpada 6 milyon 815 bin tona iniyor. İthalatla birlikte kullanıma sürülen arz miktarı buğdayda 22 milyon 766 bin 35 tona, arpada 6 milyon 875 bin 409 tona çıkıyor. Yurtiçi kullanıma sunulan 18 milyon 187 bin 98 ton buğdayın 15 milyon 766 bin 287 tonu tüketildi, 1 milyon 458 bin 612 tonu tohumluk olarak, 404 bin 441 tonu yemlik olarak kullanıldı. 557 bin 758 tonu ise kullanımda kaybedildi. 3 milyon 228 bin 101 ton buğday ihraç edilirken, 1 milyon 350 bin 836 ton buğday stoğa gitti.

Yine, yurtiçi kullanıma sunulan 6 milyon 875 bin 409 ton arpanın 68 bin 150 tonu tüketildi, 608 bin tonu tohumluk olarak, 5 milyon 440 bin 443 tonu yemlik olarak, 223 bin 176 tonu endüstriyel olarak kullanıldı. 170 bin 375 tonu ise kullanımda kaybedildi. 46 bin 210 ton arpa ihraç edilirken, 319 bin 55 ton arpa stoğa gitti.”

KAYBIN PARASAL BOYUTU

Kaybın parasal boyutlarına değinen Bayraktar, çiftçinin eline geçen fiyatlarla, buğdayda 19 milyon 674 bin ton olan üretimin parasal karşılığının 11 milyar 445 milyon 420 bin lira olduğunu, arpada ise parasal karşılığının 3 milyar 480 milyon lirayı bulduğunu kaydetti. Bayraktar, arpada üretim ve kullanımda kaybedilen ürünün benzer hesapla karşılığının 290 milyon 580 bin liraya, 169 milyon 659 bin lirası durum buğdayı, 784 milyon 317 bin lirası diğer buğday olmak üzere buğdaydaki kaybın parasal karşılığının ise 953 milyon 976 bin liraya çıktığı bilgisini verdi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, buğday ve arpadaki toplam kaybın parasal karşılığının 1 milyar 244 milyon 556 bin lirayı bulduğunu bildirdi. Bu rakamın dolar cinsinden değeri, 2011 yılında 1,6767 TL olan ortalama dolar kuru hesabıyla, 742,3 milyon dolara yaklaştığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“742,3 milyon dolar olan kayıp miktarı, 1 milyar 154 milyon dolar olan Liberya’nın milli gelirinin üçte ikisine, 977 milyon dolar olan Gambiya’nın milli gelirinin dörtte üçüne ulaşıyor. Oysa, Liberya’nın nüfusu 3 milyon 876 bini, Gambiya’nınki 1 milyon 799 bini buluyor. Yani Türkiye’deki buğday ve arpadaki kayıpla Liberya’da 2,5 milyona yakın insan geçimini sağlıyor.

Kayıp miktarının parasal değeri, 9 ülkenin milli gelirinden de fazla. St. Kitts ve Nevis’in 715, St. Vincent ve Grenadinlerin 695, Samoa’nın 630, Komorların 614, Dominika’nın 489, Tonga’nın 439, Sao Tome ve Principe’nin 248, Kiribati’nin 167, Tuvalu’nun ise 35 milyon dolarlık milli gelirleri var. Kaybın parasal boyutu, Vanuatu’nun milli geliri (743 milyon dolar milli geliri var) boyutlarında. Vanuatu 245 bin, St. Kitts ve Nevis 56 bin, St. Vincent ve Grenadinler 110 bin, Samoa 183, Komorlar 680, Dominika 71, Tonga 104, Sao Tome ve Principe’nin 169, Kiribati 105 bin, Vatikan’ı saymazsak dünyanın en az nüfuslu ülkesi mercan adalarından oluşan Tuvalu 10 bin 544 nüfuslu.”

ÜRETİMDEN TÜKETİME KAYIPLAR

Sürdürülebilir bir kalkınmanın, israftan arınmış verimli çalışan bir ekonomiyle mümkün olduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bin bir zorlukla ürettiğimiz ürünleri hasatta veya kullanımda kaybetmemeliyiz. Üretimden tüketime kadar geçen süreçte bitkisel ürünlerindeki kayıplar, gıda sektöründe atıl kapasite kayıpları; tarım sektörümüzdeki önemli israf alanları arasında sayılabilir.

Türk tarımındaki israf alanlarının en önemlilerinden birisi, tarım ürünlerinde üretimden tüketime kadar (hasat, taşıma, depolama, tüketim aşamalarında) yaşanan kayıplardır. Ülkemizde buğdayda üretim ve kullanımdaki kayıp dışında, sadece ekmek israfından kaynaklanan yıllık kayıp 0,8 milyon ton buğdaya tekabül ediyor.

Kayıpların önemli bir kısmı hasat ve depolama safhasında meydana geliyor. Zamanında ve uygun araçlarla yapılamayan hasat işleri ve gerekli koşulları taşımayan depolama sistemleri sonucu ürünlerimizin önemli bir kısmı kayboluyor.

Yapılan çalışmalar ülkemizde biçerdöverlerle hasattan kaynaklanan kayıpların ortalama yüzde 3 civarında olduğunu ortaya çıkardı. Depolama aşamasında uygun olmayan depo şartlarının, ambar zararlılarının neden olduğu kayıpların oranı da yüksek.”

Bayraktar, Türkiye’de bazı bölgeler dışında birim tarımsal alan başına halen çok düşük miktarlarda tarım ilacı kullanıldığını, bu olumsuzluğa bilinçsiz kullanım, eğitimsizlik ve benzeri olumsuzluklar eklendiğinde hastalık ve zararlılardan kaynaklanan ürün kayıplarının oranının çok büyük miktarlara ulaştığını belirtti. Yaşanan açlığa, 1 milyara yakın insanın yeterli gıdaya ulaşamamasına rağmen dünyada yaklaşık 100 milyon ton tahılın zararlılar nedeniyle kayıp edildiğini bildiren Bayraktar, hastalık ve zararlılardan dolayı ürün kaybının yıldan yıla ve bölgeden bölgeye hatta tarladan tarlaya göre değişebildiğini vurguladı.

KAYIPLARIN ÖNLENMESİ İÇİN GEREKENLER

Şemsi Bayraktar, üretim ve kullanımdaki kayıp dışında, tüketimde de çok büyük israf yaşandığını, milyonlarca ton gıda ürününün tüketilemeden çöpe gittiğini, ekonomiye büyük zarar veren kayıplarının en az indirilmesi gerektiğini bildirdi.

Hasat, taşıma, depolama ve satışta yanlışlıkların buğday ve arpada, üretimden tüketime kadar kayıplara neden olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Hastalık ve zararlılardan kaynaklanan ürün kayıplarının önlenmesi için üreticilerimizin eğitilmesi, zirai ilaca verilen desteklerin artırılması, ilaçtan katma değer vergisi (KDV) oranlarının düşürülmesi gerekir.

Gübrenin, tekniğine uygun şekilde ve miktarda kullanımı, üreticilerin eğitilmesi, gübre, toprak analizi için verilen desteklerin artırılması, yine KDV oranlarının düşürülmesi elzem.

Ülkemizde hasat ve depolama safhasında meydana gelen kayıpların en aza indirilmesi gerekiyor. Tahılda dane kaybı önemli bir sorun. Dane kaybı, ürettiğiniz ürününün önemli bir kısmını tarlada bıraktığınız anlamına geliyor. Tarım arazilerimizde tohum ekim aşamasında arazi iyi tesviye edilmeli. Çiftçilerimizin büyük emek ve masrafla üretmiş oldukları hububat ile diğer ürünlerin, biçerdöverlerle hasat edilmeleri sırasında meydana gelen dane ve sap kayıpları ile dane hasarlarını en aza indirme gerekliliği var.

Biçerdöverlerin ayar ve bakımları çok iyi yapılmalı,
Operatör belgeleri olan sürücülere hasat yaptırılmalı,
Ürün sahibi hasat sırasında tarlasında bulunarak dane kayıplarını kontrol etmeli, sürücüyü uyarmalı, uyarıya uymayan operatörü en yakın Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe veya İl müdürlüğüne bildirmeli,
Hasat olgunluğuna gelmemiş ürünler kesinlikle hasat edilmemeli,
Hasat sırasında nem dikkate alınmalı, çiğ kalkmadan hasada başlanmamalı ve çiğ düşmeden hasada son verilmeli,
Biçerdöverlerin hassas ayarları ürünün cinsi, durumu dikkate alınarak tekniğine uygun yapılmalı, biçerdöverlerin ilerleme hızı, biçerdöverin özelliğine, arazinin yapısına, ürünün cinsine göre belirlenmeli.”

AMBAR ZARARLILARIYLA MÜCADELE

Depolamada, ambar zararlılarıyla mücadelenin önem taşıdığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Özellikle depolamadan kaynaklanan kayıpların en aza indirilmesi için, lisanslı depoculuğun ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından uygulamaya konan emanet usulü alımların ülke genelinde yaygınlaştırılması için üreticinin teşvik edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda 2005 yılında yürürlüğe giren 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu çerçevesinde TMO’nun bazı sivil toplum örgütleriyle şirket kurarak lisanslı depoculuk konusunda çalışmalara başlamasını ve bu çabaların artırılmasını takdirle karşılıyoruz.

Yapılan çalışmaların ülke geneline yaygınlaşması ülkemizde hububatta depolama kayıplarını en aza indirecek, aynı zamanda tarımsal üretim ve fiyatların istikrara kavuşmasını, sanayicinin istediği kalitede hammaddenin piyasada her an bulunabilirliğini de sağlayacak.

Diğer taraftan uygun ambalajlama ve paketlemenin yapılamayışı, tür ve çeşit bazında muhafaza koşullarının bilinmemesi, depolama şartlarının iyi olmaması üretim sonrasında yaşanan kayıpların önemli nedenleri arasında yer alıyor. Hasat sonrası kayıpların azaltılması bakımından da hasat ve pazara hazırlama aşmasında daha titiz davranılmalı, depolama koşulları iyileştirilmelidir.”
 

Benzer Konular