bizim ilçenin tarihçesini buldum okumanız tevsiye edilir


Çiçek balı, keşgegi ile ünlü olan Kurşunlu, kuzeyde Kastamonu ve Bayramören, kuzeydoğuda Ilgaz, doğuda Ilgaz ve Korgun, güneyinde Orta, batısında Atkaracalar ile komşudur. Ankara-Zonguldak demiryolu ve E-80 Devlet Karayolu üzerinde bulunan ilçe 477 km² lik bir alana sahiptir. Rakımı 1114 m. toplam nüfusu 8 580 olup bunun 4 221’i ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). Çankırı’ya olan uzaklığı Ilgaz üzerinden 85 km. Korgun üzerinden 49 km.‘dir. Ankara’ya 165 km. İstanbul’a 390 km. mesafededir. Ulaşım, Gerede-Çerkeş, Kızılcahamam-Çerkeş, Çubuk-Şabanözü-Orta , Çankırı-Kurşunlu üzerinden sağlanır. Düzenli otobüs seferleri vardır. Trenden de yaralanılabilinir. Kışları soğuk ve uzun süreli karla kaplı, yazın ise yağışsız ve serin bir iklimin etkisi altında, kısa bir ilkbahar, kurak bir yaz, uzun süren yağışsız ve yumuşak bir sonbahar, soğuk bir kış yaşanır. Tipik karasal iklim görünür. Yazın ısı 13-35 C°, kışın ise eksi 15 ila 12 derece arasında değişir. Kış mevsimi dışında her zaman gidilebilir.
ADI: Antik dönem kayıtlarında adı Andinata, Osmanlı İmparatorluğu kayıtlarında Karacaviran olarak geçmektedir. İlçeye Kurşunlu adının ne zaman verildiği ve adının nereden geldiği konusunda kesin bilgi yoktur. Rivayeten anlatılanlara göre Çavundur’da bulunan termal suyun içerdiği metal yönünden ağır olması nedeniyle, kurşun gibi denmiş ve Kurşunlu adı buradan gelmiştir. Başka bir anlatımda, Bölgeye gelen Oğuz boyları buraya geldiklerinde kale, kilise ve köprüyü terk edilmiş viran halde buldular, toprağın rengine de bağlı olarak buraya Karacaviran adını verdiler. Eski adı Karacaviran olarak bilinen Kurşunlu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemini korumuştur.
TARİHİ: Devrez vadisinde yer alan Demirciören, Mekören ve Köpürlü köylerinde bulunan kaya mezarlarının varlığı Kurşunlu bölgesinin Paleolitik dönemden bu tarafa insanların yaşamakta olduğunu kanıtlamaktadır. Nitekim son yıllarda yapılan Paflagonya bölgesi yüzey araştırmaları ve çevre ilçelerde bulunan geçmiş dönemlere ait çeşitli parçalarda bunu teyid etmektedir. Tarihi devirler içinde Kurşunlu hakkında ilk yazılı bilgileri bölgede yaşayan Hitit tabletlerinden öğrenmekteyiz. Günümüzden dört bin yıl önceye tarihlenen bu dönemde, Kurşunlu yakınlarında olduğu tahmin olunan ve hâla yeri tespit edilemeyen Devrez Çayı (KUMMESMAHA) yöresinin en önemli yerleşme merkezlerinden biri Tilura kentidir. Tilura kenti belirlenemeyen nedenlerden dolayı, Hitit kralı Mursil’den sonra kral olan HANTILIS döneminde terk edilmiştir. Terk nedenleri arasında, yangın, deprem ve salgın hastalıklar sayılabilir. Hitit İmparatoru III. Hattusil dönemine ait bir tablette “TILIURA Kenti Hantili’nin gününden beri boştu. Babam Mursil, onu yeniden yaptırdı, ama oraya iyice yerleşme sağlayamadı. Oraya silah ile yendiği NAMRA’ları yerleştirdi. Sonradan (Çiftçi olan) Tiliura’nın eski sakinlerini çekip aldım ve ben majeste onları geri getirdim ve onları yeniden TILIURA’ ya yerleştirdim.” İfadesi yer almaktadır. III. Hattusil döneminde Hitit Devletinin kuzeyinde oturan ve sürekli akınlarıyla tedirginlik yaratan Gasgaslar’ la Hitit-Gaska sınırında yer alan Tilura kentinde anlaşma yapıldı. Anlaşma, Gasgaslar’ın Devrez çayını geçemeyeceği ve Hitit halkının buraya yeniden yerleşme koşullarını içer1mekteydi. Hiçbir Gaskalı askerin ya da yurttaşın bu kente giremeyeceği, girerse suç işlemiş sayılacağı ve cezalandırılacağı belirtilmekteydi. Hitit halkından bir kişi, Gasgas ülkesinden bir esir alırsa, kente getirmeden kent dışında köle olarak çalıştırılabilecek, Gagsalı çoban, köylü veya çiftçiler ile gizli bir anlaşma yapmaları halinde cezalandırılacakları hükmü yer almaktadır. Metinden de anlaşılacağı gibi Hititler döneminde bölgede terk edilmiş, sonradan yeniden hayat bulmuş Kurşunlu civarında bulunan Tilura kentinin varlığı açık olarak belirtilmektedir. Trak-Firik akınları sonucu Anadolu’ya gelen Deniz Kavimleri Hitit İmparatorluğunun yıkılmasına neden olmuştur. Kuzeyde oturan Gasgaslar doğuya çekilerek Mezepotamya’nın kuzeyindeki dağlık yörelere yerleştiler. Paflagonlar (İÖ. 1100 sonrası), Kimmerler, Lidyalılar (İÖ. 650 sonrası), Persler (M,M.546), Pontuslar (İÖ.126), Romalılar V.ci yıldan itibaren bölgede hüküm sürdüler. Bu dönemlere ait Kurşunlu ve çevresinde henüz maddi bir unsura rastlanmamış olmakla birlikte ilçenin iki yakasını birleştiren, değişik dönemlerde onarım gören taş köprün (Kara Köprü) ve Eskiahır köyünde bulunan II. yüzyıla ait yazıtlar geçmiş hakkında bilgi vermektedir.Bütün bunlar Roma döneminde de Kurşunlu ve çevresinin iskân edildiğini kanıtlamaktadır. İlçe merkezinde bulunan ve günümüze harabesi ulaşan geçmişte içinde kilise olan Andinata kalesinin Bizanslılar döneminde yapıldığı, ilk kuruluşun bu küçük kale içinde olduğu ve daha sonraları kalenin doğu yamacına doğru yerleşimin genişlediği ve kentin çekirdeğini oluşturduğu değişik kaynaklarda belirtilmektedir. İlçenin kuruluşunun Bizans döneminde gerçekleştiği yönünde görüşler bulunmakla birlikte ilçenin iki yakasını birleştiren Roma dönemine ait bir taş köprünün varlığı ilçe tarihi hakkında daha gerilere giden bir yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Tümülüs ve kaya mezarlarının bulunması da bu görüşü destekler yöndedir. Hitit yazılı belgelerinde o dönemde iskân edildiği açıkça belirtilmiştir. Batılı kaynakların verdiği bilgilere göre Andinata, bir kale etrafında toplanan köylerden meydana gelmiştir. Bizans dönemindeinşa edilen Andianata-Kurşunlu kalesi içinde, kale içinde ve çevresinde bulunan halk ile köylülerin ibadet edebilmeleri için birde kilise yapılmış olup günümüzde izi dahi kalmamıştır. Başka bir bilgide Kurşunlu-Korgun yolunda Devrez çayı üzerinde bulunan köprünün olduğu yere Mamu denmekte, manastır adının manasur ve buradan da Mamu’ya dönüştüğü belirtilmektedir. Günümüze kadar gelebilen Pazar Cami geçmişte Pazar Kilise olarak bilinmekte olup Bizans dönemi eseridir. Caminin kilisenin kendisi mi veya kilisenin yerine yapılan cami mi olduğu konusunda bilgi edinilemedi.Türk boylarının bölgeye gelişi 1080 ve sonrası yıllarda gerçekleşti. İlk gelenler Yazır ve Comartlar’dı. Her iki Oğuz boyunun bölgeye gelerek yerleşmeleri ve yurt tutmaları Kurşunlu’yu önemli bir yerleşim yeri haline getirdi. Bölge sırasıyla Karatekin Beyliği, Selçuklular, Çandaroğulları beyliklerinin egemenliği altında yönetildi ve Çankırı bölgesinin Osmanlılara katılması ile birlikte bir Osmanlı beldesi oldu.1882’de bucak, 1944’de ilçe yapılmıştır.
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİMLER: Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km) , Demirciören (Kurşunlu’ya16 km) ve Mekören-Dağören (Kurşunlu’ya 13 km) köylerinde harabeler, antik kalıntılar vardır.Roma dönemine ait sütun başlıklar çıkarılmıştır.Sütun başlıkları Dumanlı’da (Kurşunlu’ya 28 km) Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde onarım görmüş Romalılardan kalma İÖ.VI. yüzyıla ait bir gölet vardır. Göl, 1854’de Abdulmecit’in emri ile tamir ettirilmiştir. Taşkaracalar’da (Kurşunlu’ya 32 km) Romalılar döneminden kalma Boruca ve İlezi sarnıcı, Yapım tarihi 1892 olan bir camisi vardır. İğdir’de (Kurşunlu’ya 4km) kale harabeleri. Kızılca’da (Kurşunlu’ya 12 km) Sancak tepesi kalıntıları. Viyadük. Hacımuslu ‘da (Kurşunlu’ya 5 km) Aslanlı köy harabeleri yer alır. Hoca Hasan yaylasında kilise ve han kalıntısı bulunmaktadır.Devrez Köprüsü, Kurşunlu ilçesi yakınında Mamu adı verilen bölgededir. Köprü yıkılmış olup Devrez çayının her iki kıyısındaki taş ayakları durmaktadır.
KALELER: Andinata Kalesi: İlçe merkezinin güneyinde ve tepe üzerinde kurulmuştur. Günümüzde harap bir vaziyettedir, sur kalıntıları dışında başka bir şeye rastlanılmaz. Surlarının uzunluğu yaklaşık 450 m. civarındadır. Surlar bir biri üzerine konmuş harçsız taşlardan yapılmıştır. Yapım tarihi konusunda bilgi yoktur. Değişik dönemlerde onarım gören kale kuvvetle ihtimal şiddetli depremlerin etkisiyle ayakta kalamamıştır. Belediyece onarılmıştır. Bugünkü Kurşunlu kalesi diğer adıyla 'Andinata Kalesi' Bizans döneminde inşa edilmiştir. Kentin ilk kuruluşu bu küçük kale içinde olmuş ve daha sonra yerleşim kalenin doğu yamacına doğru gelişmiştir. Kalenin aslına uygun olmamakla birlikte belediyece onarımı yapılmıştır. Dumanlı Kalesi: Dumanlı köyüne 2 km. uzaklıkta Devrez vadisine hâkim bir tepe üzerindedir. Kalenin yaklaşık olarak boyutları 50x60m. civarındadır. 2000 yılında gerçekleştirilen Paflagonya Yüzey Araştırmaları sırasında tarihlendirilmesi yapılan kale Hititler dönemine ait olup yaklaşık İÖ. 1500’lerde yapılmıştır. Kalenin yapımı sırasında harçsız blok taşlar kullanılmıştır.Dumanlı kalesi Kaya Mezarları: Kızılca, Demirciöreni, Köpürlü ve Mekören köyleri arasında, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10 km) köyüne 3 km mesafede, Devrez’e karışan Yedikapılı deresinin her iki yakasında kayalar oyulmuş kaya mezarları vardır.
Yedi kapılı kaya mezarları ve mağaraları: Köpürlü, Mekören ve Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km) köyleri arazisi içinde Kapaklı’ya 3-4 km. uzaklıkta, Devrez Çayının kenarında, “Yedi Kapılar” mevkiinde, Devrez çayının hemen kıyısından başlayarak vadi boyunca devam eden, sarp kayalıkların keskin yüzeylerinde ulaşılması zor kısımlarda, kaya mezarları ve mağaralar yer almaktadır. Kaya mezarları Devrez çayının iki yakasında da bulunmaktadır. Ancak aslında çoğunluk çayın kuzey yamacındaki “Yedi Kapılar” mevkiindedir. Bu mağaralara ve kaya mezarlarına ulaşım imkanı oldukça zordur. Kaya mezarlarının içlerine girmek ve iç mekanları gözlemlemek çok zor ve tehlikelidir. Yedikapı deresi olarak bilinen ve Devrez ' e karışan derenin her iki yamacın da kayalara oyulmuş vaziyette birbirine geçme odalardan meydana gelmiş 'Yedikapı Kaya Mezarları' içinde ölü sedirleri bulunur. Derenin kuzeyinde 16, güneyinde 3 oda yer alır. Ayrıca iki adet daha kaya mezarı vardır.
Eskiahır yeraltı şehri: (Kurşunlu’ya 15 km) Eskiahır köyünde bulunan yer altı şehrinin sadece iki bölümü açılabilmiş, çökme tehlikesi olabileceği göz önüne alınarak daha fazla gidilmemiştir. Gerekli takviyeler yapılarak yer altı şehrinin diğer bölümlerine ulaşılması gerçekleşmeyi beklemektedir Eskiahır köyü yazıtları: Köyde İS. 2 yy’a ait epigrafik eserler bulunmuştur. Romalılar döneminde ve ünü Roma’ya kadar yayılmış Hekim Barbars’a ait olan mezar taşı (yazıt), Eskiahır köyünün o dönemde ünlü bir hekimin yaşadığını ve tıp merkezi olduğunu ortaya koymaktadır. Asklepios tapınağının mevcudiyeti bilinmekle beraber henüz yeri tespit edilememiştir.. Barbars’ın ünü Roma’da oturan kraliçe tarafından dahi bilinmektedir. Hekim Barbars yazıtı: Boyu 2.50 m. dir. Hekim Barbars’ın anıtsal mezarı üzerine yazılmış ve yerinden alınarak Çankırı’ya getirilmiştir. Kültür Sarayının yan tarafında mezar taşları arasında sergilenmektedir.
KÖPRÜLER: Kara Köprü: İlçe merkezinde Pazaryeri yakınında yapım tarihi belli olmayan kesme taştan yapılmış tek gözlü taş köprünün Romalılar döneminden kaldığı tahmin olunmaktadır. Eskiahır köyü: Köyün karşısında, kuzey tarafında eski yol üzerinde IV.Murat zamanında yaptırılmış tarihi bir köprü vardır. Köyde Roma dönemine ait epigrafik eserler bulunmuştur. İS. V-X yüzyıllarda yapıldığı tahmin olunan yer altı şehri.Viyadükler : Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km), Kızılca (Kurşunlu’ya 12 km) viyadükleri Cumhuriyet dönemi eseridir.
Kurşunlu Hamamı: Moloz taş ve harçtan yapılmıştır Tonozlu soyunma yeri, tek kubbeli sıcaklık bölümü vardır. 1327 H. ‘de tamir görmüştür. Selçuklu dönemi eseri olduğu tahmin edilmektedir. Moloz taş ve harç ile yapılmış tonozlu soyunma yeri ve sıcaklık bölümlü , tek kubbelidir. Konu edilen hamam yıkılmıştır. Geçmişte Aşağı mahallede var olan Karakilise ve Karaköprünün varlığından bahseden kaynaklar vardır. Kurşunlu Hamamı : Kurşunlu ilçesinde bulunan mevcut hamamın yapım tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Onarım geçirmiş olan yapı moloz taştan inşa edilmiştir. Tonozlu soyunma yeri ile tek kubbeli sıcaklık bölümlerinden oluşmaktadır. Çeşmeler: Arkeoloğ Ahmet Gökoğlu tarafından 1950’de 11 adet çeşme tespit edilmiştir. Klasik usluplu olan bu çeşmeler, taştan yapılmış, sivri kemerli, basit ayna taşlı, musluk ve yalaklıdır. Bir tanesinde kitabe tespit edilmiştir. Cömertler mahallesi ve Pazar cami yanında bulunan çeşmelerin kitabesinde 1697’de Erzurumlu Duhrirzade Mehmet Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Cami önü Çeşmesi, Erzurumlu Muhtarzade Mehmet Ağa Çeşmesi, Karşı Pınar, Aligilin Köy Odası Çeşmesi, Hatıbın Pınarı, Ağa Pınarı, Ayen Çeşmesi, Orta Pazar, Asapınar, Göllüce ve Kapaklı Köyü Çeşmeleri. Çeşmelerin büyük çoğunluğu yok olmuştur.
Türbe-Yatır-Ziyaretgâhlar: Çırdak (Kurşunlu’ya 20 km) türbe ve yatırı, Dağtarla(Kurşunlu’ya 7 km) Dedeler mevki yatırı, Eskiahır (Kurşunlu’ya 15km) Seyit baba yatırı, Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km), Hocahasan Erenler türbesi, İğdir (Kurşunlu’ya 4 km) Zeyve türbesi, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10 km) Zeyve türbesi, Sünürlü (Kurşunlu’ya 22 km) Hacıkürt türbesi, Taşkaracalar (Kurşunlu’ya 22 km) Erenler türbesi, Çavundur (Kurşunlu’ya 11 km) Erenler türbesi, Madenli (Kurşunlu’ya 12 km) türbesi.
CAMİLER: Tarihi Köy Camileri; Eskiahır (Kurşunlu’ya 15 km),Hocahasan, (Kurşunlu’ya 12 km) Kapaklı (Kurşunlu’ya15km),Kızılca (Kurşunlu’ya 12 km), Sarıalan (Kurşunlu’ya 31 km),Sumucak(Kurşunlu’ya 8 km), Sivricek (Kurşunlu’ya 14 km) ,Dumanlı (Kurşunlu’ya 28 km), Çatkise (Kurşunlu’ya 9 km) köyleri camilerinin tarihi değeri vardır, Pazar Camii: Kare planlı, sekizgen tezgaha oturtulmuş tuğladan ve basık kubbeyle örtülüdür. Yapım yılının 15. yüzyıl olduğu tahmin edilmektedir. Cami yakınında yapım tarihi bilinmeyen kesme taştan yapılmış ve tek gözü olan bir köprü vardır.Pazar Kilise (Pazar Cami): İlçe merkezinde Comartlar mahallesindedir. Önceleri kilise olup sonradan camiye çevrildiği söylenen yapının kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kilise iken cami mi yapılmış, yoksa yıkılan Kara Kilise’nin yerine mi cami mi yapılmış olduğu konusunda bilgi yoktur. Minare kürsüsünde 1301 H tarihi kaydı olmakla beraber cami hakkında kesin bir bilgi vermemektedir. Onarım tarihi olması kuvvetle muhtemeldir. Cami minaresi 1763’de yapılmıştır. Caminin yapım tarihi konusunda çelişkili bilgiler vardır. Caminin XV. Yüzyılda ve minaresinin 1717 ‘de yapıldığı yönünde bilgiler vardır. Cami gövdesi depremlerin etkisiyle zarar görmüş ve desteklenerek yıkılması önlenmiştir. 10.5x10.5 m. boyutunda, kare şekilli, son cemaat yeri yıkılmış, döşeme ve mimberi tahta, mihrab basit, tek kubbeli ve sekiz köşelikasnağa oturtulmuş, üzeri kiremit örtülü, minare kaidesi kesme taş, gövde tuğladır. Mihtap istalaktidli, minaresi kesme taşta. Çok köşeli ve gövdesi tuğladır. Kullanılan malzemeden Selçuklu dönemi eseri olduğu tahmin olunmaktadır.. Depremlerden zarar görmesinden dolayı bazı kısımlara destek atılmıştır. 1943 yılında son cemaat yeri yıkılan cami 1982 yılında tamamen restore edilmiştir. Kare planlı ana mekan sekizgen kasnağa oturan tuğladan basık bir kubbeyle örtülüdür. Mihrap, istalaktitlidir. Minarenin kaidesi kesme taştan, çok köşeli gövdesi tuğladandır. Dumanlı Camii: Kare planlı, bağdadi kubbeli olan cami, 1897’de Çerkeş’te kadılık yapan Tosyalı Vefa Efendi tarafından, Abdülmecit adına yaptırılmıştır. Duvarlar kesme taştan ve içinde Abdülmecit’in tuğrası bulunan madalyon vardır. Kapaklı köyü camii, (Kurşunlu’ya 15 km) eski yapının üzerine 1947’de inşa edilmiştir. Eski cami 1860 yılında minaresi ise 1792’de inşa edilmiştir. Eskiahır: (Kurşunlu’ya 15 km) Yusuf Oğlu Hasan Ağa Camii, yapım tarihi 1862’dir. Madenli : (Kurşunlu’ya 12 km) Çolakzade Mehmet Efendi Camii: yapım tarihi 1890 olup depremler nedeniyle zarar görmüş ve yenilenmiştir. Demirciören köyü camii: (Kurşunlu’ya 16 km) Kare planlı olan caminin yapım tarihinin XX. Yüzyıl başlarında olduğu tahmin edilmektedir. Ağılözü köyü camii: (Kurşunlu’ya 14 km) Yapım tarihi 1903’tür, kare planlı camilerdendir.Hocahasan camii (Kurşunlu’ya 12 km) Hocahasan camisiÇatkise’de (Kurşunlu’ya 9 km) kubbeli ve süslü minaresi olan cami,Taşkaracalar Camii: (Kurşunlu’ya 22 km) Taşkaracalar köyündedir. Dikdörtgen planlı, ahşap tavanlıdır. Çatısı alaturka kiremitli, duvarlar moloz taşla yapılmış olup, iç tavan tahta kaplaması ceviz ve ortada sedef işlemeli Mühr-ü Süleyman vardır.Yapım tarihi 1611.Kitabesinden anlaşıldığına göre XVII. yüzyılda (1611) inşa edilmiş olduğu ve daha sonra bu caminin yerine şimdiki caminin yapıldığı düşünülmektedir. 6.50x 10.48 m. boyutlarında dikdörtgen planlıdır. Ahşap tavan üstü kiremit örtülüdür. Moloz taş örgülü, cevizden yapılmış ahşap tavanlıdır. Tavanın ortasında yer alan altı kollu Mühr-ü Süleyman motifi sedeflerle işlenmiştir. Kayıkçı Şaban Ağa Camii: (Kurşunlu’ya 28 km) Dumanlı köyündedir. Camide bulunan Osmanlı Padişahı IV. Mehmet’in tuğrasına dayanarak 1642-1693 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Bazı kaynaklarda da caminin XVIII. Yüzyılda yaptırıldığı Sultan Abdulmecid döneminde 1897’de onarıldığı kaydı vardır. Cami içinde Abdulmecid’in tuğrası bulunur. Cami kare planlı olup sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş ahşap üstü kiremit örtülü çatısı vardır.Kalem işlemeleri XIX. Yüzyılda Tosyalı Ali Usta tarafından yapılmıştır. Dumanlı’da bulunan camii ise, minare kaidesindeki kitabeye göre 18. yüzyılda yapılmıştır. Yapı kare planlı ve bağdadi kubbelidir. Doğu ve batı cephelerinde yer alan iki ayrı kapıdan girilir. Duvarlar kesme taştan örülmüş, kıble cephesinde yer alan bir madalyon içinde Sultan Abdülmecit’in Tuğrası bulunur.
Sivil Mimari: Geçmişte yapılan binalar güneş ışığından azami ölçüde yararlanması amacıyla cepheleri güneye bakacak şekilde inşa edilmiştir. Su basman kısmı dahil birinci kat taş duvar ikinci katlar ise beşe on büyüklüğündeki tahta malzemenin ağ şeklinde çakılması ve arasının kerpiçle doldurulması (yeydane) şeklinde yapılır. Üzeri ahşap üstü kiremit çatı ile kaplanır. Kullanım olarak, üç katlı olanlarda zemin depo ve ahır yer alırken, iki katlılarda ara kat, günlük hayatın geçtiği mutfak, yemek yeme, oturma gibi yerler olarak değerlendirilir. Üst katlar ise alt katlara nazaran özenle yapılır ve süslenir, oldukça ferah, aydınlık ve manzaralıdır. Yatak odaları bu kattadır. Ahşap işçiliği ve döşemesi yönünden özenilmiş başodası da olan üst katlar yaz aylarında kullanılır.Üst katlarda bulunan sofaların devamında alt kat girişinin üzerine uzantı olarak çıkma yapılan şahniş (şahnişin) adı verilen yükseklik bulunur. Şahnişine daha çok başodalarda rastlanır. Odalar içinde sedir (peyke) adı verilen ahşap seki ve divanlar, yüklük adı verilen bazıları kapaklı olan yatak yastık koymaya yarayan dolap yer alır. Genelde kapı girişinin tam karşısına gelen yerde ocak vardır. Ocağın her iki yanında terece adı verilen ahşaptan yapılmış küçük gözler ve sağlı sollu dolaplar bulunur. Geçmişte bu dolaplardan biri yıkanma yeri olarak kullanılıyordu. Ocakların üzerinde ahşaptan yapılmış ve kaşıklık adı verilen çıkma bulunur.
YEMEK KÜLTÜRÜ: Sofra Adabı: Yemeğe önce sofrada bulunan büyük başlar, sonra yaşça küçük olanlar. Yemekte fazla konuşulmaz ve gülünmez, buna çok dikkat edilir. Köylerde gelinler ayakta ve ağzı kapalı (yaşmaklı) olarak hizmet için bekler. Yemek sırası çorba ve en son tatlı şeklindedir. Yörenin bilinen yemekleri: tarhana çorbası, çizleme, keşkek, tatar hamuru, tava, ıslama, çöreği, su böreği, nokul, gözleme, ince ekmek, tatlılardan lokma ve Bandırma.
ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR: Çavundur ‘da (Kurşunlu’ya 11km) bulunan termal su kaynağı ve kaplıcalar bulunmaktadır. Karbondioksitçe zengin olan kaplıca karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir. Bölgede modern havuzlar ve konaklama tesisleri bulunmaktadır. Diğer termal kaynaklar ise: Hacımuslu acı suyu: (Kurşunlu’ya 5 km) ilçe merkezinin 5 km. kuzeydoğusunda Hacımuslu köyünden çıkar acı , ekşimsi ve bikarbonatlıdır. Kaynak sayısı fazla, su sıcaklığı 15 derecedir Demir içerir, alkaliktir. Maden suyu özelliği taşır. Mide, bağırsak, karaciğer ve pankreas hastalıklarına iyi gelir. Kanda yedek alkaliyi yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, sarılık hastalığı sonrasında kanda birikmiş bulunan safra pigmentlerinin temizlenmesini de kolaylaştıran bu maden suyunun, karaciğerin bozulan fonksiyonlarını düzeltici tesiri vardır Sarıalan köyünün (Kurşunlu’ya 31 km) Uzunoğlu mahallesinden cilt hastalıklarına iyi gelen kükürtlü ve fazlaca tuzlu bir sudur. Karacaviran ılıcası: İlçenin kuzeybatısındadır. Banyo olarak kullanılır. Romatizmaya iyi gelen sıcak doğal lezzetli, hafif kükürt kokulu ve erimiş madence zengin bir vardır. Müslim çeşmesi: İyi kalitede memba suyudur.
ÇAVUNDUR TERMAL TESİSLERİ: Kurşunlu’ya 11 km uzaklıkta olan Çavundur içme ve ılıcası uzlu ve asit asit karbonatlıdır. Mide hastalıklarına, banyosu ise deri ve siyatiğe iyi gelir.Üç kaynaktan çıkan suyun ortalama sıcaklığı 34 derecedir. Kaynaktan 54 °C sıcaklıkta 47 litre/saniye su çıkmaktadır. Sodyum bikarbonat, karbondioksit ve kükürtlü hidrojence zengindir. Alkalik özelliğine bağlı olarak, karaciğer, safrakesesi ve safra yolları yetmezliklerinde kullanılabilmektedir. Sarılık sonrası bozulan karaciğer fonksiyon testlerinin düzeltilmesi amacı ile, pankreasla ilgili kronik hastalıklarda ve Gut hastalığında yararlı olmaktadır. Kronik mide ve bağırsak iltihapları, böbrek ve idrar yolları kronik iltihaplarında, böbrek taşı oluşumunu engellemek için içme kürleri şeklinde değerlendirilebilir. Su, sodyum iyonu içerdiğinden dolayı üst solunum yolları ve akciğerin alerji ve kronik iltihapların tedavisinde de iyi bir faktör olarak değerlendirilebiliyor.Çavundur Termal kaynağı yalnızca dertlerine derman arayanlar için değil, günlük hayatın streslerinden uzaklaşıp dinlenmek isteyenler için de sosyal tesisleri, temiz havası ve konaklama imkanlarıyla eşsiz bir tatil imkanı sağlayabilecek donanımlara sahiptir. Çavundur termal kaynağının; şifa arayanlara şifa olan, lüks ve hijyenik havuzlarından çıktığınızda yaptıracağınız spa masajının ardından ağrılarınızı ve yoğun iş temposunun vücudunuzda oluşturduğu yorgunluğu ve stresi orada bırakıp tekrar gelmeyi düşünerek ayrılacağınız tüm hizmetlere sahiptir.
Mesire yerleri: Büyük göl ve Saz çayı gezilecek diğer yerler arasında Büyük göl ve Devrez Çayı olta balıkçılığı ve mesire yeri olarak tercih edilen mekanlardandır.Osman gölü: Kurşunlu ' nun doğal güzellikleri arasında Dumanlı yaylası, Osman gölü önemli bir yer tutar.Osman gölünde yer yer yoğunlaşan sarıçam, karaçam, köknar, ardıç ağaçları ve zengin orman altı bitki örtüsüyle kaplıdır. Ağaçlıklar arasında otlak olarak kullanılan dağ çayırlarıyla kaplı alanlar yer almaktadır.Havanın elverişli olduğu zamanlarda güzel bir mesire yeri olan Osman gölü,günü birlik ziyaretlerin dışında doğa yürüyüşü, bisiklet gezisi, manzara seyri, kamping, foto safari gibi özel ilgi turizmine elverişlidir. Ayrıca kara avcılığı içinde son derece zengin bir potansiyele sahiptir.Göller: Bulancak, Çırdak gölleri bulunur. güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* güçç*-* ok-*-s *098*-
 

Benzer Konular