HAYVAN BAKIMI BESLEMESİ,VERİLEN RASYONUN VERİM SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

01.02.2010
5,124
1,139
Aksaray
Merhaba arkadaşlar konuyu açmamdaki amaç hayvanlarımıza nasıl bakıyoruz verdiğimiz rasyon sağlıklımı? nasıl daha sağlıklı dengeli hale getirebiliriz,rasyonumuzda neler eksik yada fazla nelerin fazlalığında yada eksikliğinde hangi sağlık problemleriyle karşılaşabiliriz,yem rasyon programlarındaki değerlerin anlamları ne bize neleri ifade ediyorlar,elimizdeki kaba,kesif yem maddeleriyle en iyi rasyonu nasıl sağlarız vs. akla gelebilecek bakım ve beslemeyle alakalı bütün soruları önerileri okuduğumuz faydalı olabilecek makaleleri paylaşalım,uyguladığımız rasyonları paylaşalım üzerlerinde tartışıp verimli sonuçlara varalım,ana başlık altında birçok güzel önemli konu var ama hepsi sabitlenemediği için sayfalar arasında kaybolup gidiyor bu konuyuda sabitliyorum.

Ben başlangıç olsun amacıyla aşağıdaki makaleyi paylaşıyorum çok defa okudum alıntıdır konular uzun yada kısa kimse yüzeysel yorum yapıp okumadan geçmesin bence,yorum ve paylaşımlarınızı konu başlığı altında bekliyorum
 
Ynt: HAYVAN BAKIMI BESLEMESİ,VERİLEN RASYONUN VERİM SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

SÜT SIĞIRLARININ LAKTASYONUN ERKEN DÖNEMİNDE BESLENMESİ
LAKTASYON
İnekler de süt salgısının başladığı andan hayvanın kuruya çıkarıldığı zamana kadar geçen süre
laktasyon dönemi olarak tanımlanır. İnekler için yaklaşık olarak 305 gün olarak kabul edilen
bu süre doğumla başlar. Buzağılamadan itibaren süt verimi her gün hızla yükselerek 3-8 hafta
arasında maksimum düzeye ulaşır. Buna laktasyon piki adı verilir. Daha sonra süt miktarı
yavaş yavaş azalarak kuruya çıkarma işlemi başlar.( )
TABLO laktasyon eğrisi
Yukarıda belirtilen bilgilerin ışığın da laktasyon da bulunan bir ineğin beslenme programı
dört bölümde incelenir. Her dönem farklı bir beslenme programı gerektirir.( ) Tez konumu
oluşturan ve önemli olan, beslenme konusun da daha da dikkat edilmesi gerekli zaman dilimi
geçiş dönemidir. Bu dönem laktasyon başlangıcından 60 ‘ıncı güne kadar devam eden
süredir.
Bu dönem de süt verimi hızla artarak buzağılamayı takiben 3-8 haftalar da pike ulaşır. Fakat
bu dönem de beslenme açısından dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dönem
içinde hayvanın süt verimi ne kadar pik düzeye ulaşmışsa da hayvanın kuru madde
tüketiminde aynı düzeyde artış gözlenmemektedir. Dolayısı ile hayvanda enerji açığının
oluşması muhtemeldir. İnek bu süre içinde negatif enerji dengesindedir. Bunun yanında kaba
yem, konsantre yem miktarlarına, bu yemlerin, suyun, mineral ve vitaminlerin hangi kurallar
çerçevesin de kullanılacağına dikkat edilmelidir.( )
KURU MADDE TÜKETİMİ
Kuru madde; yem maddelerinin %100 susuz kısmını ifade eder. Kuru madde rasyon
düzenlenmesinde çok önemli bir kriter olup yüksek verimli süt sığırlarında ayrıcalık taşıyan
bir konudur. Çünkü etkin bir süt verimi için ineğin yeterince kuru madde tüketmesi
gerekmektedir. Yüksek miktarda kuru madde tüketimi yüksek miktarda enerji ve besin
maddesi alımını ifade eder.( )
Kuru madde tüketimi laktasyonun ilk döneminde dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Gebeliğin son dönemin de düşmeye başlayan kuru madde tüketimi laktasyonun ilk döneminde
de düşüktür. Bu dönemde bilindiği gibi süt verimi pik düzeye ulaşmakta ve kuru madde
tüketiminin de pik düzeye ulaşması istenmektedir. Ancak beklendiği gibi paralel bir artış
yoktur. Başka bir ifade ile doğumu izleyen günler de süt verimin de meydana gelen hızlı
artışa karşılık kuru madde tüketimindeki artış yavaş yavaş gerçekleşir. Süt verimi 3-8 haftalar
arasında pike ulaşırken kuru madde tüketimi 12-13 üncü haftalar da maksimuma ulaşır. ( )
Dolayısıyla yüksek süt verimine sahip inekler de pik döneminde besin maddeleri ve özellikle
enerji gereksiniminin, sınırlı olan kuru madde tüketimi ile karşılanması mümkün değildir. Bu
durumda orta düzeyin üzerinde süt veren inekler de vücut rezervlerinin mobilize olması
zorunlu olmaktadır. Laktasyona yeterli kondüsyon da girmeyen ineklerde bu durum hayvanın
canlı ağırlık kaybına neden olmaktadır. Bu da hayvanın süt veriminin düşmesine neden
olmaktadır.( )
Laktasyon başlangıcın da gerek iştahın azlığı gerekse canlı ağırlık kaybı gibi nedenlere bağlı
olarak, inekler de kuru madde tüketiminin laktasyonun diğer dönemlerine göre %15 daha
düşük olduğu saptanmıştır.( )
Bu dönem de kuru madde tüketimini maksimum düzeye çıkartabilmek için
- Çok iyi düzenlenmiş bir rasyon hazırlanmalı
- Çok iyi kaliteli konsantre ve kaba yemlerin verilmesi gerekli
- Az miktarlar da ve günde 5-6 kez yemleme programı uygulanmalı
- Yemlik üzerlerinin aydınlatması yapılmalı
- Yemin 24 saat süre ile hayvanın tüketebileceği halde hazır bulundurulması
- Yemlikteki yemlerin zaman zaman karıştırılması
Şeklinde sıralanan önlemler ile kuru madde tüketimi arttırılabilir.( )
KURU MADDE TÜKETİMİNİ REGÜLE EDEN FAKTÖRLER
İneklerin kuru madde tüketimini etkileyen faktörleri iki ana grup altında toplamak mümkün
dür.
A-) Hayvana bağlı faktörler;
- Canlı ağırlık
- Hayvanın fizyolojik durumu (süt verimi, laktasyon dönemi, gebelik )
- Rumen kapasitesi ve etkinliği
- Vücut kondüsyonu
B-) Yeme bağlı faktörler;
- Yem maddelerinin özellikleri (özellikle kaba yemlerin tipi )
- Yem kalitesi (sindirilebilirliği)
- İstekle tüketebileceği yem maddesi
Bunların dışında; bakım, önceki yemleme düzeyi ve sıcaklık gibi çevre faktörleri de bu
konuda etkili olmaktadır.
Kuru madde tüketimini etkileyen yem özellikleri arasına yemin kalitesi ilk sırayı alır. Yem
çok iyi kaliteli ise tüketim metabolik faktörler tarafından regüle edilir ve hayvan besin
maddeleri gereksinimini karşılayabilir. Yem kalitesi düşük olduğunda, tüketim fiziksel olarak
sınırlandırılır. Bu durum bu tür yemlerin yüksek hücre duvarı veya düşük düzey de protein
içermesinden kaynaklanır. Rumen mikroorganizmalarının yemin fermantasyonu, sindirimi ve
geçiş hızı üzerinde etkili olur. Ham selülozca zengin yemler oldukça yavaş sindirilir ve bu
özelliğe sahip yemlerin tüketimi sınırlıdır.( )
Yemin tipi, formu ve lezzetliğinin de tüketim üzerine etkili olduğu bildirilmektedir.( )
KURU MADDE İHTİYACININ BELİRLENMESİ
Tablo ( ): Belirli ağırlıklar da ve belirli miktarlarda süt veren ineklerin canlı ağırlıklarına göre
bir günde tüketebileceği kuru madde miktarları( )
Vücut ağırlığına göre ineklerde kuru madde tüketimi
Günlük süt
lt
409 kg 500 kg 545 kg 590 kg
9,1 %2,6 % 2,3 % 2,2 % 2,1
13,6 % 3,0 % 2,7 % 2,6 % 2,5
18,2 % 3,4 % 3,1 % 2,9 % 2,8
22,7 % 3,8 % 3,4 % 3,2 % 3,1
27 % 4,1 % 3,7 % 3,5 % 3,4
31,8 % 4,6 % 4,0 % 3,8 % 3,6
36,3 % 5,1 % 4,3 % 4,1 % 3,8
40,9 % 4,7 % 4,4 % 4,1
45,5 % 5,0 % 4,7 % 4,4
Süt ineklerinin kuru madde ihtiyacı aşağıdaki formüle göre hesaplanır;
- Kuru madde ihtiyacı, kg = canlı ağırlık/ 100 + 5 + süt verimi x 0.3
- Kuru madde ihtiyacı, kg = 0.025 x canlı ağırlık + süt verimi x 0.1 şeklinde hesaplanır.( )
ENERJİ ve BESİN MADDELERİ GEREKSİNİMİ
Süt sığırlarının yaşama payı ile verim payı (gebelik, süt verimi, döl verimi ) için gerekli olan
enerji ile besin maddesi gereksinimlerini yeterli ve uygun oranlarda dengeli rasyonlar ile
verilmesi gerekir.( )
Yüksek süt veriminde olan yoğun bir madde değişimi söz konusu dur. Örneğin; laktasyon
döneminde 5000 ‘kg süt veren bir inek bu miktar ile 190 ‘kg yağ 175 ‘kg protein 250 ‘kg süt
şekeri ve 35 ‘kg mineral madde olmak üzere toplam 650 ‘kg besin maddesi dışarı atarlar.
Bunun yanı sıra inek vücut ağırlığını korumak, hayatını sürdürmek, gebe hayvanlar ise
uterusta ki yavruyu beslemek zorundadır. Bu denli yüksek bir fizyolojik yük altında bulunan
inekler de ihtiyaç duyulan besin maddelerinin tamamının dengeli bir rasyonla karşılanması
büyük önem taşır.( )
Belirli düzeyler kuru madde tüketimi ile yüksek verimli inekler de besin maddeleri ihtiyacının
karşılanması sindirilme derecesi % 70 ‘den yukarı olan yemlerin kullanılması ile mümkün
olur.( )
Laktasyonda bulunan ineklerin beslenmesin de enerji, protein, selüloz, A, D ve E vitaminleri
ile kalsiyum, fosfor, magnezyum ve tuz kritik besi maddeleri olarak bilinir. Bunların
hayvanlara eksiksiz olarak verilmesi halinde diğer vitamin ve mineral ihtiyaçlarının
karşılandığı kabul edilir. Sözü edilen enerji ve besin maddelerinin tüketilen kuru madde
içinde yeterli miktar ve oranlarda bulundurulması gerekir. Ayrıca temiz ve kaliteli su
ihtiyacının karşılanmasına da özen gösterilmelidir.( )
ENERJİ GEREKSİNİMİ
Yüksek süt verimli inekler laktasyonun ilk 3-8 haftalık dönemin de verim pikine ulaşırlar. Bu
dönemde hayvanın enerji ihtiyacı maksimum düzeydedir.( ) Kuru madde tüketiminin sınırlı
olduğu bu dönemde, enerji ihtiyacının rasyonla karşılanması mümkün olmamaktadır. Bu
durum da inek enerji açığı için vücut depolarını harekete geçirir ve bu ihtiyaçlarını
karşılamaya çalışır.( )
Yüksek düzey de süt veren inekler pike ulaştıkları dönem olan laktasyon başlangıcında gerek
kuru medde tüketiminin henüz maksimuma ulaşması, gerekse iştahının azalmasına bağılı
olarak ağırlık kaybederler. Ağırlık kaybının hızlı olması durumun da metabolik bozukluklar
ortaya çıkar.( ) Kondüsyonu iyi olan ağır ırklar laktasyonun ilk döneminde yani ilk 70
gününde 100 ‘kg vücut yağını güvenle kullanabilirler. Bu değer buzağılamayı izleyen
dönemdeki ağırlığın yaklaşık olarak %15 ‘ine eşdeğerdir.( )
Yüksek süt verimin de olan hayvanlarda laktasyonun ilk 1/3 ‘ünde yoğun besin maddeleri
ihtiyacının mümkün olduğu ölçüde konsantre yem ağırlıklı besleme ile karşılanmasına çaba
harcanmalıdır. Enerji ihtiyacı karşılanamayan hayvanların süt verimi düştükten sonra tekrar
eski düzeyine çıkarılması olası değildir.( )
ENERJİ İHTİYACININ HESAPLANMASI
Süt ineği rasyonların da enerji birimi olarak metabolik enerji (Kcal ME / kg ) ve toplam
sindirilebilir besin maddesi ( % TDN ) en çok kullanılan birimlerdir. Türkiye ‘de geçerli olan
Karma Yem Tebliği ‘nde yem fabrikalarının hazırladığı karma süt yemlerinin en az 2400
kalori ME bulundurulması ön görülmüştür.( )
Enerji ihtiyacı yaşama payı ve verim payı olmak üzere iki ayrı bölümde incelenir. Bu iki
değerin toplamı hayvanın günlük enerji ihtiyacını belirler. Muhtelif ağırlıklardaki süt
sığırlarının toplam 24saat içinde yemleri ile birlikte almaları gereken yaşama payı enerji
ihtiyaçları tablo da gösterilmiştir.( )
Canlı ağırlık
kg
Bir günlük yaşam payı enerji ihtiyacı
ME
TDN
400 11,50 Mcal 3,15 ‘kg
500 14,06 Mcal 3,72 ‘kg
600 16,12 Mcal 4,27 ‘kg
700 18,10 Mcal 4,79 ‘kg
Şekil : (). Belli ağırlıktaki sığırların 24 saat içinde almaları gereken yaşama payı enerji
gereksinimi
Sağılan ineklerde yaşama payının üzerine süt verimi için verim payı ihtiyacını
eklemek gerekir. Süt için harcanacak enerji miktarı sütteki yağ oranına göre değişir.
Aşağıdaki tablo da değişik süt yağı oranı ihtiva eden 1 ‘lt süt için gereken verim payı enerji
ihtiyaçları metabolik enerji (ME) ve toplam sindirilebilir besin maddesi ( % TDN ) enerji
birimlerine göre hesaplanmıştır.( )
Tablo : 1 lt süt için gereken verim payı enerji gereksinimi( ) ;
Sütteki
yağ oranı
Bir litre süt için enerji gereksinimi
ME
TDN
% 3,0 1,07 Mcal 0,282 kg
% 3,5 1,16 Mcal 0,304 kg
% 4,0 1,24 Mcal 0,326 kg
% 4,5 1,31 Mcal 0,344 kg
% 5,0 1,35 Mcal 0,365 kg
Bu konu da örnek verecek olursak:
600 ‘kg canlı ağırlıkta ve günde 30 lt % 3.5 yağlı süt veren bir ineğin günlük enerji ihtiyacını
hesaplayalım.
1-) Metabolik enerji cinsinden toplam enerji ihtiyacının belirlenmesi
- Yaşama payı:16.12 Mcal
- Süt verimi : 34.80 Mcal (1.16 x 30 = 34.80 )
- Toplam olarak: 50.92 Mcal enerji
2-) Toplam sindirilebilir besin maddesi (TDN)
- Yaşama payı: 4 .27 ‘kg
- 30 lt süt payı için: 9.12 ‘kg
- Toplam: 13.39 ‘kg TDN ihtiyacı vardır.
PROTEİN GEREKSİNİMİ
Protein; büyüme, yaşlanan dokuların tamiri, süt verimi, fötüsün gelişimi için gerekli bir besin
maddesidir.( ) Süt ineklerinde protein beslemesinin amacı, Rumen mikroorganizmalarının
büyümesi ve optimum mikrobial protein sentezi yapılabilmesi için gerekli olan amonyağın
sağlanmasıdır. Ayrıca yüksek verimli süt sığırlarının rasyonlarında rumende parçalanabilen
ve parçalanamayan protein arasındaki oran ihtiyacı karşılayacak şekilde ayarlanmalıdır. Bu
nedenle yüksek süt verimli ineklerde, rasyondaki proteinin bir bölümü by-pass protein
içerikleri fazla olan balık unu, et unu, tüy unu ve kan unu gibi hayvansal kökenli yemler ile
soya küspesi, mısır gluteni gibi bitkisel kaynaklardan karşılanmalıdır.( )
Rasyonda by-pass özelliği yüksek proteinin fazla olması ise mikroorganizmaların azot
bakımından yetersiz beslenmesine yol açar. Bu durumda barsak düzeyinde toplam protein
miktarının azalması dolayısıyla süt veriminin düşmesi söz konusu olacaktır. Kaldı ki
mikroorganizmaların protein bakımından yetersiz beslenmesi sonucu diğer besin
maddelerinin sindirilebilme dereceleri de olumsuz yönde etkilenir.( )
Konsantre süt yemlerinde bulunması gereken ham protein miktarı laktasyon dönemine ve
kaba yemin çeşit ve kalitesine bağlıdır. Yüksek verimli ineklere verilecek toplam rasyonun
ham protein miktarı, laktasyonun başlangıcında en az %19 olmalıdır. Yüksek verimli
hayvanlarda konsantre yemin protein miktarının %14 ‘ten fazla olması enerjinin optimum
düzeyde sindirimi için büyük bir yarar sağlar.( )
Protein yetersizliği yem tüketiminin azalmasına, selüloz sindiriminin düşmesine neden olur.
Protein gereksinimi karşılanamayan hayvanlar kendi vücut proteinlerini harcamaya başlarlar.
Bu durum ilk planda süt veriminin düşmesine daha sonra ağırlık kaybına yol açar.( )
Protein fazlalığı durumunda ise Rumen de oluşan fazla amonyak ve metabolitlerin, gamet ve
erken dönemde embriyolar üzerine toksik etkisi oluşturduğu bilinmekte, buna bağlı olarak döl
verimi sorunlarının ortaya cıkabileceği ileri sürülmektedir.( ) Aşırı protein tüketimi ayrıca
doğum sonrası negatif enerji dengesini de artırmaktadır. Süt ineklerinde ihtiyacın üzerinde
verilen ham protein, enerji kaynağı olarak metabolize olur.( )
PROTEİN İHTİYACININ BELİRLENMESİ
Süt sığırlarında ham protein ( HP ) ihtiyacının belirlenmesinde aşağıdaki eşitlikten
yararlanılır.( )
HP,g = ( 3,7 x W0.75 ) + ( 85 x SV )
Bu formülde W0.75: Metabolik vücut ağırlığını, (SV) ise süt verimini ( kg ) ifade etmektedir.
Sindirilebilir ham protein (SHP) ihtiyacı ise; aşağıdaki gibi hesaplanır.
SHP,g = ( C.A / 2 ) + 100 +( DSV x 60 )
Bu formülde ( C.A ): Canlı ağırlığı ve ( DSV ): % 4 yağa göre düzeltilmiş süt verimini
göstermektedir.
Değişik oranlarda yağ içeren sütün, standart süte çevrilme formülü:
DSV ( kg ) = SV ( 0,4 + ( 0,15 + Süt yağı)) dır.( )
Bu formülde Normal süt % 4 yağlı süt olarak kabul edilmektedir.
SÜT İNEKLERİ RASYONLARINDA ÜRE KULLANILMASI
Protein niteliği taşımayan azotlu maddelerde ( NPN ) olan üre rumende bulunan
mikroorganizmalar tarafından vücut proteinlerine ( mikrobiyal protein ) dönüştürülmek
suretiyle sığırlar için yararlı hale getirilir.( )
Sığır beslenmesinde üreden etkili bir şekilde yararlanma aşağıdaki hususların yerine
getirilmesine bağlıdır.( )
- Ürenin konsantre yemlere homojen şekilde karışımı sağlanmalıdır
- Üreli yem hayvanlara alıştırılarak verilmelidir
- Üre tahıl taneleri veya melas gibi kolay çözülebilir enerji kaynaklarıyla birlikte
kullanılmalıdır.
- Üre düşük proteinli ve yüksek enerjili yemlerle verilmelidir.
- Üreden sağlanan azot hayvanın toplam azot ihtiyacının %33 ‘ünü geçmemelidir.
- Üre toplam rasyonda ( KM ‘de) % 1, konsantre yemlerde ise %3 ‘e kadar katılabilir. Ancak
% 2 önerilen miktardır.
- Rasyonlarda yeterli miktarlarda mineral madde, özelikle P, S ve K bulundurulmalıdır.
Yüksek süt verimine sahip ineklere protein ihtiyacının karşılanması kritik bir öneme sahiptir.
Bu bağlamda günde 25 ‘kg üzerinde süt veren hayvanlara Rumende tamamen amonyağa
fermente olan ürenin verilmesi önerilmektedir. Yüksek verimli hayvanlar bu bileşiğin
kullanılması gerektiğinde miktar günde maksimum 90-100 ‘gr şeklinde ayarlanmalıdır.
SELÜLOZ İHTİYACI
Süt ineklerinin beslenmesinde selülozun önemli bir yeri vardır. Rumen fonksiyonunu
optimum düzeyde tutabilmek dolayısıyla hayvanı sağlıklı kılmak ve sürü veriminde genetik
güce ulaşabilmek için rasyonun uygun miktarda ham selüloz içermesi büyük önem taşır. Bu
nedenle selülozca zengin kaba yemlerin rasyonda yeterli düzeyde bulunması normal bir
çiğneme ve tükürük aktivitesi için önemli bir koşuldur.( )
Bilindiği gibi yüksek süt veren inekler daha fazla enerji ve proteine ihtiyaç duydukları için
genellikle selüloz oranı düşük yemlerle beslenirler. Bu uygulama sonucunda abomazum
deplasmanları, asidosis, Rumen parakeratozisi, düşük süt yağı oluşumu gibi
komplikasyonlarla karşılaşılabilir. Yetersiz selüloz ile besleneme sonucunda rumende asetik
asit miktarının azalması, propionik asit miktarının artması söz konusu olup buna bağlı olarak
ta süt yağı oranının düşmesi gözlenebilmektedir. Bu durum inekte yağ depolanması
dolayısıyla vücut ağırlığının artmasına yol açar. Bu olay besi sığırları için bir avantaj teşkil
ederken süt fiyatlarının yağa göre ayarlandığı ülkelerde istenmeyen bir durumdur.
Bunlar önleyebilmek için toplam rasyonun en az % 15-18 ‘i oranında ham selüloz kapsaması
istenmektedir.( )
SU GEREKSİNİMİ
Su, süt ineklerinin beslenmesinde en az diğer besin maddeleri kadar önem taşır. Özellikle
verim gücü yüksek sığırlarda su ihtiyacı oldukça fazladır.( )
Hayvanların su ihtiyacı genel olarak 3 kaynaktan karşılanır.
- Yemlerle tüketilen su,
- İçilen su,
- Metabolik olaylar sonucu organizmada çeşitli besin maddelerinin parçalanması sonucu
ortaya çıkan su.
Bu su kaynaklarından yemlerin içerdiği su, büyük bir varyasyon göstermektedir. Yeşil
yemler posalar silo yemler % 60 - 90 arasında su ihtiva ederken yoğun yemler % 10-15
arasında su ihtiva ederler.( )
Sığırlarda su ihtiyacını hayvanın ağırlığı, süt verimi, iklim, gebelik, yem tüketimi ve yemin
kapsadığı protein, mineral, su miktarı gibi faktörler etkiler. Rasyonun tuz veya protein
bakımından zengin olması su tüketimini arttırır, aynı şekilde rasyonun fazla miktarda selüloz
içermesi gübre ile su kaybına yol açacağından hayvanın su tüketimi yükselmektedir. Su
tüketiminin yeterli olmaması halinde yem tüketimi süt verimi düşmektedir.( )
Hayvanlar tükettikleri her kg KM için 3-4 kg suya ihtiyaç duyarlar. Ayrıca süt ineklerinde
her 1 kg süt verimi için 0,870 kg su hesap edilmelidir.( )
VİTAMİN GEREKSİNİMİ
Organizmada çeşitli kimyasal reaksiyonların başlatılması ve metabolizmanın normal seyri
için gerekli olan vitaminler vücutta çok önemli fonksiyona sahiptirler. Başka bir ifade ile
yaşam için vazgeçilmez organik bileşikler olup düşük miktarları bile hayati öneme sahiptir.
Süt ineklerin de özellikle A, D ve E vitaminlerine olan ihtiyacın karşılanmasına özen
gösterilmelidir.( )
Ön mideler deki mikroorganizmalar A, D ve E vitaminlerini sentezlemezler. Bu vitaminlerin
yemlerle birlikte dışarıdan karşılanması gereklidir. Bu vitaminler yemlerde yeterli
miktarlarda mevcut değilse vitamin takviyesi ihtiyacı ortaya çıkar.( )
A VİTAMİNİ İHTİYACI
A vitamini kemik oluşumu, görme fonksiyonu, epitelyum dokuların bütünlüğünün devamlılığı
ve büyüme için gerekli bir vitamindir. Yetersizliği halinde gece körlüğü, çeşitli doku ve
organ mukozalarının dejenerasyonu, ineklerde gebelik süresinin kısalması ve retentio
secundinarium gibi semptomlar ortaya çıkar.( )
Sığırlara yeterli miktarda A vitamininin verilmesi rasyonda ki yem maddelerinde bulunan beta
karoten ile ilgilidir. Provitamin ince barsak ve karaciğer de vitamine dönüşür. Karaciğer A
vitamini ve karotenin depo görevini üstlenmiş olup diğer dokulara gerektiğin de vitamin
taşınmasını regüle eder.( )
Sığırlar tüketilen her mg karotenden 400 IÜ A vitamini sentezler. En iyi karoten kaynakları
yeşil çayırlar olup kurutma işlemi boyunca önemli kayıplar gerçekleşir. Vejetasyon
döneminin uygun zamanın da biçilen yeşil otlar ile bunlardan elde edilen silaj yemler beta
karoten yönünden zengindir. Depo edilmiş otlarda kayıp şartlara göre değişir. Silajda ise
kayıp çok az düzeydedir.( )
Doğal koşular altında yiyebildikleri kadar bol yeşil yemlerle beslenen sığırların karaciğerinde
depolanmış olan A vitamini rezervi 5-6 ay hatta biraz daha uzun bir süre ihtiyacı
karşılayabilir.( )
Rasyonun yüksek düzeyde nitrat içermesi, beta karotenin A vitaminine dönüşmesini engeller.
Kurak bölgede yetiştirilen kaba yemler ile fazla nitrojenli gübre ile gübrelenen bitkilerde
nitrat düzeyi yüksektir.( )
Yüksek verimli hayvanların özellikle laktasyon başlangıcında konsantre yem ağırlıklı
beslendikleri göz önünde bulundurulursa rasyonlarına mutlaka vitamin ilavesinin yapılması
unutulmamalıdır.( )
Sağmal inekler her kg canlı ağırlığı için 70-72 IÜ A vitaminine ihtiyaç duyarlar. Süt
ineklerinin rasyonların da 1 kg kuru madde yem içinde en az 3200 IÜ normal şartlarda ise
5000- 6000 IÜ A vitaminine veya buna denk aktivitede karoten bulunması gerekmektedir.( )
D VİTAMİNİ
D vitamini, A vitamini ile birlikte kemik yapımı, kemiklerin dayanıklılığı ve iskelet yapısının,
eklemlerin normal fonksiyonu için gereklidir. Vücutta Ca-P metabolizmasının düzenleyen üç
faktörden ( diğer ikisi paratiroid hormon ve kalsitonin ) birisidir. Tiroid bezinin parothormon
ile etkileşim içerisinde görev yaparak bu minerallere olan ihtiyacın yükselmesi halinde (
örneğin laktasyon başlangıcında ) kalsiyumun kemiklerden mobilizasyonunu kolaylaştırır.
Yetersizliği halinde kandaki Ca düzeyi düşer.( )
Yapılan süt sığırlarının laktasyon için D vitaminine ihtiyaç duydukları saptanmıştır. Bu
vitamin gereksiniminin karşılanmasın da sığırlara verilen rasyon ham maddeleri ile hayvanın
güneş ışınlarına maruz kalması düzenli rol oynamaktadır. Taze ot ve silaj yemleri D vitamini
bakımından yetersizdir. Sığırlar için en iyi D vitamini kaynağı güneşte kurutulmuş ot
çeşitlerindedir. Günün belirli saatlerinde güneş ışığından yararlandırılan sığırlarda D vitamini
eksikliği gözlenmez . ( )
Ergin sığırlar her kg canlı ağırlık için 23 IÜ D vitaminine ihtiyaç duyarlar. Rasyonun kuru
maddesinde 154 IÜ D vitamini bulunması yeterli miktar olarak kabul edilir.( )
D vitamini noksanlığını önlemek için rasyona belirli bir miktar D vitamininin bulunması
yeterli değildir. Buna ilaveten:
- Rasyonda Ca- P dengesinin kurulması
- Kaba / kesif yem dengesine dikkat edilmeli
- Hayvanların mümkün olduğunca yararlandırılması gibi yetiştiricilik kurallarına uyulmasına
dikkat edilmelidir.( )
E VİTAMİNİ
E vitamini epitel ve mukozal dokuların bütünlüğünün korunması için gerekli bir vitamindir.
E vitamini yemlerde yaygın şekilde bulunduğundan sığırlarda bu vitaminin ihtiyacı rasyonla
karşılanabilmektedir.( )
Normal koşullarda, süt ineklerinin yemlerine E vitamini ilavesi gerekli değildir. Süt
ineklerinde E vitamini ihtiyacının 300-400 IÜ / gün şeklinde olduğu bilinmektedir. Sığırlarda
bu oran rasyonla karşılanabilmektedir.( )
DİĞER VİTAMİNLER
K vitamini ile suda eriyen B grubu vitaminleri ise Rumen de mikrobiyal yol ile
sentezlenebilmektedir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalarda yüksek verimli süt ineklerin
de Rumende sentezlenen tiamin ve niasin gibi vitaminlerin yeterli olmadığı ortaya
konulmuştur. Bu çalışmalarda yüksek verimine sahip, ketozis riski olan aşırı kondüsyondaki
ineklerde özellikle laktasyon başlangıcında ilave niasinin önemli yararları gözlenmiştir. Bu
amaçla buzağılamadan iki hafta önce başlayarak hayvan başına günde 6-12 gr niasin
verilmesinin ve bu uygulamanın buzağılamayı izleyen 8-12 hafta devam etmesinin ketozisin
önlenmesinde etkili olduğu bildirilmektedir.( )
MİNERAL MADDE GEREKSİNİMİ
Mineral maddeler organizmada önemli görevlere sahip bileşiklerdir. Süt inekleri en az 15
çeşit mineral maddeye ihtiyaç duyarlar. Süt ineklerinde sağlık ve yüksek süt verimi için
rasyonlarda mineral maddeler yeterli miktar ve uygun oranlarda bulundurulmalıdır. Bir
laktasyon döneminde 10.000 ‘kg süt veren bir ineğin yaklaşık olarak 70 ‘kg mineral maddeyi
vücudundan sütle çıkardığı dikkate alınırsa süt sığırlarının beslenmesin de mineral maddelerin
önemini daha iyi vurgulamış oluruz.( )
Süt sığırları için kalsiyum ( Ca ), fosfor (P), magnezyum (Mg), ve tuz gibi mineraller büyük
önem taşır. Bununla birlikte toprak ve bitkinin mangenez (Mn), ıyot (I) ,selenyum (Se) , bakır
(Cu) , kobalt (Co) ve çinko (Zn ) bakımından yetersiz olması durumunda bu mineralleri
içeren premikslerin kullanılması gereklidir.( )
Mineral maddeler makro ve mikro mineraller olmak üzere iki grupta incelenir.
Sığır yemlerinin yapısında bulunması gereken makro mineraller; Ca, P, K, Mg, S mikro
mineraller ise; Co, Se, I, Mn, Fe, Cu veZn dir.( )
Süt sığırlarında mineral madde yetersizliği sonucunda, süt veriminde düşme, çeşitli
hastalıklara karşı predispozisyon ve döl verimi bozuklukları oluşur. Hayvanlara gereğinden
fazla mineral madde vermek de zararlı etki yapmaktadır. Mineral maddelerin hayvanların
gereksinimini karşılayacak ölçüde verilmesi yaşamsal fonksiyonların yerine getirilmesi ve
verimin optimum düzeyde tutulması açısından büyük zorunluluk taşımaktadır.( )
MAKRO MİNERALLER
KALSİYUM (Ca)
Süt inekleri beslenmesinde kritik bir mineral olan Ca süt ile yüksek düzeyde atılır. Kemik,
diğer vücut doku ve sıvılarının başlıca yapı maddesini oluşturur. Kanın pıhtılaşması ve
kasların kontraksyonu için gereklidir.( )
Vücut kanda kalsiyum düzeyini ayarlamak için çeşitli mekanizmalara sahiptir. Kısa süreli
yetmezliklerde hayvan kemiklerden kalsiyum mobilize eder. Buzağılamadan hemen sonra
kalsiyum ihtiyacı artar. İnek rasyondan yeterli miktarda kalsiyumu absorbe edemez. Bu
nedenle kemikten daha fazla Ca mobilize edilmesi gereklidir. Mobilize olan Ca daha sonra
ihtiyacın üzerinde mineral madde tüketildiğinde yerine konur.( )
Süt inekleri yaşama payı için günde 17-25 gr Ca ‘a ihtiyaç duyarlar. Her kg % 4 yağlı süt
yaklaşık olarak 1.2 gr Ca kapsar. Rasyondaki Ca ‘un hayvan tarafından % 38-45 ‘i
değerlendirilir. Bu bakımdan sığırlara her 1 lt süt için 1.7-3.2 gr Ca ihtiyaç duyarlar.( )
Süt ineklerinde verime bağlı olarak toplam rasyonun kuru maddesinde minimum kalsiyum
oranının % 0, 43 – 0, 66 arasında olması gerektiği, bu değerin % 1 ‘in üzerine çıkması ile kuru
madde tüketiminin ve performansın düştüğü aynı zaman da P, Mn ve Zn nin emiliminin
bozulduğu bildirilmektedir.( )
Süt ineklerin de Ca gereksinimi aşağıdaki formül ile hesaplanabilmektedir .
Ca, gr = (0,0154 x CA ) +( 1,22 x DSV) / 0,38
Burada – CA: canlı ağırlık
- DSV: % 4 yağa göre düzeltilmiş süt verimi
0,38: ineklerde yemdeki Ca ‘un emilim etkinliğini gösterir.
FOSFOR(P)
Fosfor kemik ve sütün önemli komplementlerinden biridir. Ayrıca enerji metabolizması ile
ilgili birçok enzimin yapısına girer. Süt sığırları vücut rezervlerinin sınırlı olması ya da
metabolizmada yeterince değerlendirilmemesi nedeniyle uzun süreli fosfor yetmezliğini tölere
edemezler. Rasyonda fazla Ca, düşük D vitamini bulunması fosforun değerlendirilmesini
düşürür.( )
Süt % 0,9 oranında fosfor içerir. İneklerde yemdeki fosforun kullanılabilirliği % 45-50 olarak
bilinmektedir.( )
Yem maddelerinden kaba yemlerde fosfor miktarı oldukça düşüktür. Tahıllar, değirmencilik
yan ürünleri ve protein kaynaklı yemler de ise fosforca zengindir. Çoğu zaman rasyona
inorganik fosfor ilavesi gerekli olur.( )
Erişkin süt inekleri günde 45-90 gr fosfora ihtiyaç duyarlar. Süt inekleri rasyonları kuru
madde esasına göre % 0,3- 0,5 fosfor içermelidir. Süt ineklerin de fosfor gereksinimi
aşağıdaki formüle göre hesaplanır.
P, gr = ( 0,143 x C.A ) +( 0,99 x DSV ) / 0,50
Burada – CA: canlı ağırlık
DSV: %4 yağa göre düzeltilmiş süt verimi
0,50: ineklerde yemdeki P emilim etkinliğini göstermektedir.( )
Önemli bir konu da Ca / P oranıdır. Vücutta Ca / P oranı yaklaşık olarak 2 / 1 şeklinde
olması rasyon da benzer bir oranda bulunması tercih edilmektedir. Her ne kadar bu oranda
mineralin değerlendirilmesi daha yüksek ise de yeterli miktarda fosfor ve D vitamini ile
beslenen süt ineklerinde rasyonda Ca / P oranın 1 / 1 ile 8 / 1 arasında olmasını olumsuz
etkisine rastlanmamıştır.( )
TUZ
Süt ineklerin de tuz ihtiyacının karşılanmasında üzerinde durulması gereken bir husustur.
Gerek sodyum ( Na ) gerekse klor ( Cl ) organizmada önemli fonksiyonlara sahiptirler. Sütün
sodyum kapsamının 0,63 g / kg olduğu bilinen bir husustur.( )
Süt sığırlarında günlük tuz ihtiyacı hayvanın vücut ağırlığı, büyüme durumu ve süt verimine
göre 54- 108 gr arasında değişir. Süt ineklerinde toplam rasyonda ise minimum % 0,43
oranında tuz bulunmalıdır.( )
MAGNEZYUM (Mg)
Magnezyum sinir ve kas fonksiyonları ile vücuttaki birçok enzimin etkinliği için gereklidir.
Süt 0,015 oranın da Mg içermektedir.( )
Gereğinden fazla azot ve potasyum ile gübrelenen körpe çayır ve meralarda beslenen inekler
özellikle laktasyon döneminin başlangıcın da Mg etkinliğine predispoze olurlar.( )
Mg çoğu kaba ve tane yemler de yeterli miktarda bulunmaktadır. Tane yemlerde bulunan Mg
% 30-40 oranında kaba yemler de bulunan Magnezyum ‘a göre daha fazla sindirilir %20.
Yüksek verimli ineklerde ve çayır tetanisi riski bulunması durumun da rasyonda ki Mg
oranını n % 0,25-0,30 arasında olması gerektiği bilinmektedir. Mineral madde bakımından
yetersiz görülen rasyonlara ucuz ve hayvan tarafından kolayca sindirilebilen MgO ile hayvan
başını 25-50 gr / gün oranında eklenmelidir.( )
POTASYUM (K)
Vücutta bulunan potasyum ‘un önemli bir bölümü hücrelerde bulunur. Sütün potasyum
içeriği % 0,15 ‘tir. Laktasyonda bulunan ineklere minimum potasyum ihtiyacı % 0,70 olup bu
miktar yüksek süt verimli hayvanlarda laktasyon başlangıcında % 1 ‘e kadar
çıkabilmektedir.( )
KÜKÜRT (S)
Kükürt hayvan vücudun da sülfat şeklinde olup düşük miktarlarda bulunur. Sütte bulunan
kükürt miktarı % 0,03 kadardır. Bu miktarın önemli bir bölümü metiyonin ve sistein
şeklindedir. Kükürt özellikle NPN bileşikleri verilen hayvanlarda mikrobiyal protein sentezi
için gereklidir.
Laktasyon da bulunan hayvanların rasyonların da bulunması gereken kükürt miktarı ise %
0,20 oranın da bulunmalıdır.( )
MİKRO MİNERALLER
DEMİR (Fe)
Kan yapımı için gereklidir. Eksikliğinde buzağılarda gelişme geriliği oluşur. Sütte demir
olmadığı için yavru bu elemente olan ihtiyacı karaciğerinde bulunan demir deposundan
karşılar. Bu sebeple gebelik sırasında yavrunun ihtiyacının da karşılanması önemlidir( )
Sütte 10 mg / kg miktarın da demir bulunur. İneklerde minimum ihtiyacın rasyon kuru
maddesinde 100 mg / kg demir bulunması ile hayvanın ihtiyacı karşılanabilir.
Süt inekleri 400- 1000 ppm miktarda demire tolerans gösterebilirler. Böyle bir durumda
zehirlenme gerçekleşmez.( )
İYOT (I)
Süt ineklerin de yemle alınan iyot un yaklaşık olarak %10 u sütle atılır. Hayvanın minimum
İhtiyacı rasyonun kuru maddesin de 0,6 ppm kadardır. Ergin sığırlar için 0,5 mg / kg iyot
hayvanın ihtiyacını karşılayabilmektedir.( )
BAKIR (Cu)
Bakır ve demirin emilmesi ve kan yapımı için çok önemlidir. Bakır eksikliğinde kıllarda
matlaşma ve dökülme görülür. Buzağılarda gelişme geriliği şekillenir. ( )
Sütte bulunan bakır miktarı laktasyon ilerledikçe azalır. İneklerde bakır ihtiyacı rasyonun
kuru maddesin de 10 mg / kg ile karşılanabilmektedir.( )
KOBALT (Co)
Rumen bakterilerinin “B12 vitamini” sentezlemesini sağlar. B12 vitamini DNA ve kan
yapımında çok önemli bir vitamindir ve kobalt varlığında rumende bakteriler tarafından
üretilir. Eksikliğinde kansızlık, yemden yararlanmada azalma, kısırlık, verim düşüklüğü
görülür.( )
İneklerde kobalt ihtiyacı rasyonun kuru maddesin de minimum 0,1 mg / kg, maksimum 10- 20
mg / kg miktarın da bulunması ile karşılanabilmektedir.( )
MANGENEZ (Mn)
Eksikliğinde doğan buzağılarda kemik ve kıkırdak yapıda bozukluklar, ineklerde kızgınlığın
aksaması ve döl tutmama problemleri oluşur.( )
Süt ineklerin de Mn ihtiyacı rasyonun kuru maddesin de 40 mg / kg kadardır.( )
ÇİNKO (Zn)
Deri, kemik ve kıl oluşumunda rolü vardır. Kılların ve derinin sağlıklı ve parlak görülmesini
sağlar. Eksikliğinde “Parakeratoz (Nasır Deri) Hastalığı” görülür( )
Süt ineklerin de çinko ihtiyacı rasyonun kuru maddesin de 40 mg / kg olarak belirlenmiştir.( )
SELENYUM (Se)
E vitamini ile birlikte oksidasyonu önleyerek dokuları koruyucu görev yapar. Sütün acılaşıp
çabuk bozulmasını önler. Eksikliğinde yavrularda “Beyaz Kas Hastalığı (Yel)” görülür.( )
Süt ineklerinin selenyum ihtiyacı rasyonun kuru maddesin de 0,2 mg / kg kadardır.( )
SÜT SIĞIRLATININ LAKTASYONUN ERKEN DÖNEMİN DE BESLENMESİ
Buzağılamayı takiben süt verimi hızla artarak 3-8. hafta içerisinde pike ulaşmakta oysa bu
dönemde tüketilen kuru madde ile hayvanların özellikle enerji gereksinimi
karşılanamamaktadır.( )
Hayvanın yem tüketimi süt verimine paralellik gösterecek şekilde hızla artmaz ve özellikle de
enerji bakımından yetersizlik görülür.( ) Dolayısıyla hayvan negatif enerji dengesindedir.( )
Bu durumda hayvan enerji gereksinimini vücut dokularından gerçekleştirdiği mobilizasyon ile
karşılamaya çalışır ve beraberinde canlı ağırlık kaybı % 10 ‘a kadar çıkabilir. Bu oranın
üzerine çıkılması metabolik hastalıkları beraberinde getirir.( )
TABLO 1 2 3
Bu dönemde rasyon düzenlemeleri süt sığırcılığında yapılması gereken en önemli
uygulamalardandır.( ) kaba yemden, yüksek düzeyde konsantre yem uygulamasına geçiş
yavaş yavaş artan miktarlarda olmalıdır. Bu uygulama ile Rumen PH ‘sında meydana
gelebilecek dalgalanmalar minimum düzeye indirilerek bunun bakteri populasyonunu kötü
yönde etkilemesi önlenir. Yem tüketimine ve asidoza ilişkin problemlerin en düşük seviyeye
indirilmesi sağlanır.( )
Kaba yem oranı daha çok yem kalitesi ile ilişkilidir. Bu nedenle doğrudan kaba yem /
konsantre yem oranını belirten ifadeler yerine hücre duvarı elemanlarının rasyondaki oranı
üzerinde durulmalıdır. Rasyondaki Asit deterjan fiber ( ADF ) oranı % 18, nötral deterjan
fiber ( NDF ) oranı ise % 28 den az olmamalıdır. Dikkat edilmesi gereken husus NDF ‘nin
en az %21 i kaba yemlerden oluşmasıdır.( )
Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta rasyondaki kaba yem oranının % 40 ‘ın altında
olmaması ve konsantre yem miktarının ise % 60 ‘ın üzerinde olmamasıdır. Aynı zamanda
kaba yemin fiziksel formu da büyük önem taşımaktadır. normal bir ruminasyon için kaba
yemin en az %50 sinin 2.5 cm uzunluğunda olması gerekmektedir. Böylelikle asidozis ve süt
yağı oranının düşmesi riski minimum düzeye indirilir. ( )
Laktasyon başlangıcın da imeklere verilecek protein miktarı da ihmal edilmemesi gereken bir
konudur.() Bu dönem de yüksek verimli hayvanların toplam rasyonunda ham protein miktarı
en az %19 olmalıdır. Bu miktarın bir bölümü by-pass protein niteliği taşıması önemlidir.
Ekstra protein yem tüketimini olumlu yönde etkiler ve süt üretimi için mobilize edilen besin
maddeleri ve enerjinin daha etkin kullanımını sağlar. () Protein kaynağı olarak soya ve diğer
bitkisel kaynaklar kullanılabildiği gibi bir Non protein azot (NPN ) kaynağı olarak üre
hayvan başına günde 100 gr kadar rasyonlarda başarılı bir şekilde kullanılabilmektedir.()
Ayrıca rasyonlar % 0.5-1 oranın da mikro mineral tuzları içermeli ve %1 civarında Ca-P
kapsamalıdır. Rasyonlara A, D ve E vitaminlerinin ilavesi unutulmamalıdır.()
Laktasyonun erken dönemin de besin maddeleri ve enerji gereksinimleri yeterince
karşılanmadığı zaman hayvanlarda ketozis şekillenebilir, hayvan pk düzeyde sdüt verimine
ulaşamazlar. Sonuç olarak toplam laktasyon süt verimin de azalma meydana gelir. Bu durumu
önlemek için konsantre yem miktarı çok hızlı arttırılır veya aşırı yüksek miktarlarda
çıkarılırsa bu defa yem yememe , asidozis, abomasum deplasmanı meydana gelebilir. ()
Bu durumları engelleyebilmek için ve yem tüketimini artırarak gereksinimleri karşılayabilmek
için aşağıda belirtilen tedbirler alınmalıdır.
Kaba yem yüksek kalitede ve fiziksel özellikleri uygun olmalıdır.
Rasyonda protein oranı yeterli miktarda olmalıdır.
Buzağılamadan sonra konsantre yem miktarı sabit bir hızla arttırılmalıdır
Yeme günde hayvan başına 500-750 gr yağ ilave edilmelidir.
Stres faktörleri minimize edilmelidir
Yemde by-pass protein oranı dikkate alınmalıdır
Konsantre yem günde çok sayıda öğünlere bölünerek ya da komple karma rasyon halinde
verilmelidir
Erken laktasyon döneminde dikkat edilmesi gereken noktalar ise()
Laktasyon başlangıcında her kg rasyon kuru maddesinde en az %19 ham protein ve 1,67 Mcal
nel içermelidir. Azot kaynağı olarak üre kullanılacaksa hayvan başına 100 gr / gün şeklinde
sınırlandırılmalıdır .
Kaba yem miktarı kuru madde tüketiminin % 1 inden az olmamalı bu dönem de ADF miktarı
en az %17 olmalı ( ilk üç hafta içerisin de % 21 ) NDF miktarı ise % 25 olmalı ( ilk üç hafta
içerisinde %28 ) olmalıdır.
Kesif yem miktarı hergün 0.5- 0.75 kg arttırmak sureti ile ilk iki haftada arzu edilen seviyeye
çıkarılmalıdır
Rasyonlar % 0.5- 1 arasında mikro mineral içermeli ve % 1 civarında Ca – P kapsamalıdır.
Ayrıca yeterlidüzeyde A , D ve E vitaminlerini içermelidir.
Kaba yemler çok iyi kıyılmalı, konsantre yemler aşırı öğütülmemelidir
 

Benzer Konular