20. yüzyılı yaratan adam...

Bazılarının uzaydan gönderildiğine inandığı Sırp mühendis Nikola Tesla (1856-1943), elektromanyetik, robot bilimi, uzaktan kumanda, radar, balistik ve nükleer fizik alanlarındaki buluşları için 700’den fazla patent almıştı. Bazı fikirleri öylesine ileriydi ki, bilim dünyası henüz bunlara yetişebilmiş değil. Örneğin, onun icadı olan prize takılmaksızın uzaktan şarj edilebilecek ilk cep telefonu pili bu yıl sonunda piyasaya çıkabilecek.

Çarpıcı bir kütüphanesi vardı; ama kitaplarını kaybetmeye aldırmazdı, çünkü eserleri ezberlerdi. Sadece parmaklarını kullanarak bir göz kırpma süresinde üç düğüm atabilen biriydi. Matematik problemlerini, öğretmenlerin formülleri karatahtaya yazmayı bitirmesinden önce çözecek yetenekteydi. Boş zamanlarında kendi kendine beş dil öğrendi. Günün yirmi saatini öğrenmeye ayırdı ve geceleri üç saatten az bir süre uyudu.

Tesla mühendislik öğrenimini tamamlayıp diploma alamadı ama ilk icadı olan hoparlörü bu dönemde ortaya koydu. İki yılı Edison’un Paris’teki şirketinde çalıştı ve boş zamanlarında ilk dalgalı akım motorunu yaptı. 1884’te Edison’un New York’taki ofisinin kapısını çaldı. Yaklaşık bir yıl sonra doğru akımlı jeneratördeki sorunu çözdüğünde, Edison söz verdiği ikramiyeyi ödemeye yanaşmadı. Tesla da Edison’dan ayrılıp, Westinghouse ile işbirliği yaptı.

Dünyanın ilk hidroelektrik tesisi
1887 başlarında dalgalı akımlı jeneratörleri, transformatörleri, iletim hatlarını, motorları ve ışıklandırma düzenini kapsayan yedi patenti, telefondan sonra alınan en değerli patentler oldu. Uzak mesafeli enerji dağıtımında karşılaşılan çetrefilli sorun onun icatlarıyla çözüldü. Tesla sayesinde Westinghouse, 1898’de dünyanın ilk hidroelektrik tesisini kurarak, Niagara Şelalesi’nden elde edilen dalgalı akımı 30 kilometrelik bir hatla Buffalo kentindeki yeni enerji santraline aktardı. Ardından, ABD’de satın alınan bütün elektrikli aygıtlarda dalgalı akım sistemi % 80’lik bir orana ulaştı.

Tesla, Röntgen’den üç yıl önce x ışınlarını buldu. 1890’ların sonuna doğru tel kullanmaksızın uzaya akım göndermeyi başardı. ABD Patent Dairesi 1904’te yanlış bir kararla Marconi’yi radyo patentiyle ödüllendirdi; oysa Marconi’nin bütün çalışmaları Tesla’dan sonra Tesla’nın patentli aletleri kullanılarak yürütülmüştü. Hakaret, 1909’da Marconi’ye Nobel Ödülü’nün verilmesiyle daha da ağırlaştı; aynı şekilde Röntgen’e de 1901’de böyle bir paye uygun görülmüştü. Tesla ise hiç Nobel Ödülü alamadı. 1943’te 86 yaşında, ağır borca gömülmüş halde otel odasında yapayalnız öldü. ABD mahkemeleri 1944’te nihayet lehinde karar vererek, radyoyu icat edenin Marconi değil, Tesla olduğunu onayladı.
 

Benzer Konular