corizza CCG


(Coryza gangrenosa bovum, CGB)

CGB, sığır ve mandaların baş ve bağırsak mukozalarının yangısı ve sentral bozukluklar ile karakterize sporadik, ateşli viral bir enfeksiyonudur.
Koyunculuk ve sığırcılığın bir arada yapıldığı işletmeler ve bölgeler için önemli bir problemdir. Böylesi yerlerde sporadik ve hatta bazen enzootik olgular halinde görülür.
Morbiditesi düşük, letalitesi yüksek bir hastalıktır.

Etiyoloji :
Ülkemizde görülen tip, Sheep associated herpes virus ' tur.

Bulaşma :
Hastalığın bulaşma şekli henüz kesin olarak bilinmemektedir. Büyük bir ihtimale bulaşma alimenter yolla olmaktadır.
Hastalık sığırdan sığıra direkt olarak bulaşmaz.
Götze ve Liss, 1929 yılında koyunların enfeksiyonun kaynağı olduğunu bildirmiştir. Koyunlar portör olup virus rezervuarıdırlar ve kendileri hastalanmaz.
Koyunlarla sığırların aynı merada veya ahırda bir arada bulunmaları halinde, tek tük olgular ortaya çıkabiliyor.
Kurbanlık koyunun bir süre sığır ahırında tutulmasına bağlı olarak hastalığın ortaya çıkması nedeniyle yabancı literatürlerde hastalık 'Kurban Bayramı Hastalığı' olarak ifade edilmektedir.
Boşaltılan bir koyun ahırına sığır konulduktan sonra sporadik olarak olguların ortaya çıktığı tarafımızdan saptanmıştır.
Koyunlar direkt temas eden sığırların öncelikle hastalığa yakalandığı vurgulanmışsa da, koyunlarla teması olmayan bölgelerdeki sığırlarda da hastalığın çıktığı bildirilmiştir.
Ayrıca bulaşmada artropodlarda rol oynar.
İnsektlerin taşıyıcı olarak rol oynaması mümkündür.
Bu hastalıkta yabani sığırlarda rezervuar olarak vazife görürler.
Afrika ' da inek antilop cinsi yabani bir ruminantın aracı olduğu bildirilmiştir.
Ayrıca ateşin en yüksek olduğu dönemde enfekte hayvan kanının sağlıklı hayvanlara nakledilmesiyle veya enfekte lenf yumrusu materyalinin sağlıklı hayvanın lenf yumrusuna inakulasyonu ile bulaşma gerçekleştirilmiştir.
Hastalık her yaş ve ırk sığırda görülürse de, özellikle 6 ay-2 yaş arasındaki genç kültür ırkı hayvanlar daha duyarlıdır.

Semptomlar :
Hastalığın inkubasyon süresi genellikle 2-8 hafta kadardır. Bazen bu süre 10 aya kadar olabilir. Hastalığın klinik tablosu oldukça değişkendir. Bu nedenle değişik 4 klinik formu bildirilmiştir. Bu formalar birbirinden çok iyi ayrılabilmesine rağmen, bazen birbirine geçebilir veya bir arada bulunabilir.

Perakut form :
1-) Aniden vücut ısısının yükselmesi (40-42 C)
2-) İştahsızıık
3-) Fibriler kas titremeleri
4-) Mukozaların yangısı
5-) Lenf yumrularının şişmesi
6-) Pis kokulu ishal
7-) Yatalak hal
:cool: Bu formda 1-3 gün içinde ölüm görülür.
9-) Hastalık daha yavaş seyrederse baş ve mide-bağırsak mukozalarında yangılar ön planda bulunur.

İntestinal form :
1-) Bu form ağır seyreder ve ölümle sonlanır
2-) Hastalık yüksek ateş (4l-42°C) yanında
3-) Çok sulu, pis kokulu ve bazen diffuz kan bulunabilen şiddetli bir ishal
4-) Bu formda da konjunktivitis ve rinitis bulunur. Fakat daha hafif derecededir
5-) Başlangıçta fibriler karekterde kas titremeleri, daha sonra göz yaşı akıntısı, konjunktivalarda hiperemi, episkleral damarlarda belirginleşme ve fotofobi
6-) Lenf yumrularında büyüme gözlenir
7-) Bazen seromukoz burun akıntısı görülür
:cool: Bu form 4-9 gün içinde ölümle sonlanır.

Baş-Göz formu :
1-) Hastalığın en çok görülen ve en iyi bilinen formudur. Akut seyreder.
2-) Baş mukozalarındaki yangılar hastalığın karakteristik bulgularıdır
3-) Vücut sıcaklığı artışı (40-42°C) uzun süre yüksek kalır
4-) Hastalığın başlangıcında görülen müköz karakterdeki göz yaşı akıntısı daha sonra prulent-kanlı olur
5-) Kuruyan akıntı göz iç açısında sekret yolu oluşturur. Daha sonra şiddetli bir konjunktivit gelişir, episkleral damarlar belirginleşir ve fotofobi görülür.
6-) Hastalığın 5.-6. gününden itibaren her iki gözde, değişik derecede ve çevreden merkeze doğru ilerleyen keratitis (iridosyclitis ile) ortaya çıkar
7-) Bir kaç günde her iki göz kamerası tamamen opak bir görünüm alarak keratokonjunktivitis tablosuna dönüşür
:cool: Özellikle hastalığın ilk günlerinde baş bölgesi vücudun diğer bölgelerinden daha sıcaktır
9-) Ağız ve burun mukozası çok kızarıktır. Yer yer erozyonlar, yüzeysel nekrozlar ve peteşilere rastlanır
10-) Kataral nekrotik stomatitis nedeniyle ağız ağrılıdır, Salivasyon, boş çiğneme hareketleri ve ağız şapırdatma görülür.
11-) Eroziv karakterdeki mukoza lezyonları lokal veya yaygın olabilir.
12-) Bu lezyonlar sert damakta, dilin üst kısmında, labial kommissuralarda, diş etlerinde ve dudaklarda görülür.
13-) Özellikle ağız papillalarında kızarıklık ve uçlarındaki nekroz belirtileri belirgin bir şekilde dikkati çeker.
14-) Mermede nekroz odakları ve kabuklanmalar görülür
15-) Aynı lezyonlara korona bölgesi ve tırnak aralarında da rastlanır
16-) Ayrıca nazal mukozada hiperemi, mukoz veya mukoprulent bir burun akıntısı
17-) Burun mukozasındaki nekroz ve psöydomembranlar nedeniyle burun kanalları daraldığı için hınltılı solunum duyulur.
1:cool: Lenf yumruları büyümüştür.
19-) Hastalarda ishal görülmez.
20-) Hastaların çoğu 4-10 gün içerisinde ölür.
21-) Direnci yüksek olan hayvanlar tedricen iyileşebilir, özellikle hastalar 14-15 gün yaşadıysa bu iyileşebileceğini gösterir. Keratit zamanla düzelebilir.

Hafif form :
1-) Genel durum asla bozulmaz.
2-) Vücut ısısı geçici olarak hafif derecede yükselir
3-) Deride yer yer eritemöz lekeler, kabartılar ve ekzantemler oluşur (ekzantemik form)
4-) Derideki lezyonlar daha çok perianal bölgede, prepisyum, testis ve meme çevresinde ve tırnak aralarında görülür
5-) Ağız, burun, göz ve bağırsaklardaki lezyonlar çok hafiftir
6-) İyileşme açısından prognoz iyidir
7-) İyileşen hayvanlar uzun süre yeni enfeksiyonlara karşı immundur.

Hastalığın baş-göz ve intestinal formlarının komplikasyonu olarak ensefalitis oluşursa sentral bozukluklar da gözlenir (depresyon, çevre ile ilgisizlik, uykulu hal, inkoordinasyon, sallantılı yürüyüş, diş gıcırtısı, yemlikleri ısırma, tonik-klonik kramplar, ataksi, başın anormal tutuluşu ve koma). Ayrıca baş-göz-burun formunda komplikasyon olarak bronkopnömoni de gözlenebilir. Hastalıkta yavru atma, (abortif form) mümkündür.

Tanı ve Ayırıcı Tanı :
vKlinik semptomlar, patolojik-anatomik ve histolojik bulgulara göre yapılır.
vTipik seyreden olaylarda klinik semptomlar ve epidemiyolojik bulgular kesin tanı için yeterlidir.
vKan muayenesinde granulosit azalması belirgindir.
vHistopatolojik olarak lenfositer lenfomeningitis ve ensefalitis ' in tespiti CGB için önemli bir bulgudur. Bu nedenle her olayda histolojik beyin muayeneleri yapılmalıdır.
vVirolojik tanı sığırlarda mümkün değildir. Zira etken hücre kültürlerinde çok güç izole edilir. Virus nötralizasyon, komplement fikzasyon, indirekt immuno flouresans, ELISA, ve agar-jel immunodiffuzyon testleri virus antikorlarının saptanmasında kullanılabilir.
vMDND, sığır vebası ve enfeksiyöz stomatitis ' te tipik oküler lezyonlar bulunmaz.
vSığır vebası sindirim sisteminde lezyonlar oluşturur ve hızlı bir yayılım gösterir. Yüksek bir mortaliteye sahiptir.
vIBR genellikle öldürücü değildir ve hızlı bir iyileşme gösterir. Lezyonlarda üst solunum yollarında sınırlıdır ve hastalık hızlı bir şekilde yayılır.
vPnömonik pastörellozis ' te ağız, burun ve göz lezyonları bulunmaz ve tedaviye iyi cevap verir.
vSığırların diğer önemli viral ensefalitisleri, genellikle sporadik olarak ortaya çıkarsa da epitelial lezyonlar bulunmaz.

Prognoz :
Perakut form daima öldürücüdür.
İshal görülmediği sürece baş-göz ve hafif formlarda prognoz iyidir.
Akut meningoensefalitis ve enteritis ile komplike olaylarda çok kötüdür. Böylesi hastalar 10 gün içinde ölürler.
Hastalıkta mortalite %50-80 kadardır.
Eğer hastalar 10-12. günlerde hala yaşıyorsa iyileşebilir.

Tedavi :
üSpesifik bir tedavisi yoktur.
üAncak semptomatik tedavi yapılabilir.
üYüksek dozda antibiyotik uygulamaları (tetrasiklin 10 mg/kg canlı ağırlığa) ve göz lezyonlarının lokal tedavisi sekunder enfeksiyonları önler.
üDehidre hastalara birkaç gün süreyle oral veya paranteral sıvı tedavisi uygulanır.
üSemptomatik olarak ayrıca glukokortikoidler, ateş düşürücü ilaçlar (4-5 gün müddetle, günde 5 gr. aspirin, 20 gr. antifebrin içirilir) ve ağrı kesiciler verilir.
üSerum glukoz (%5), A ve C vitamini, ağız ve göz lezyonlarına karşı lokal antiseptik uygulamalar endikedir.
üPrognozu kötü hastaları zayıflamadan kesime göndermek daha ekonomik olabilir.

Korunma :
ØCGB ' nin aşısı yoktur.
ØSporadik olarak ortaya çıkışı nedeniyle amacına uygun bir mücadele de güçtür.
ØHastalık, koyunlarda latent seyrettiği için sığırlarla koyunların direkt ve endirekt teması önlenmelidir.
ØBir arada bulunmaları zorunlu ise koyun ahırları ile sığır ahırları arasında en az 400 m mesafe olmalıdır.
 
Ynt: corizza CCG

arkadaşlar böyle bir durum ineklere koyunlardan bulaşır bu hastalıkta koyunlar taşıyıcıdır ve ineklerle aynı ortamda bulununca hasta taşıyıcı koyunlardan ineklere bulaşır göze perde iner bu hastalık beynin iltihaplanmasıda deniliyor bazı yerlerde bu hastalıkta kurtarma ilk başlarda ise kurtuluyor bu hastalıkda en iyi antibiyotik oksitetrasiklin yada tetrasiklin gurubu diyer antibiyotik ama yüksek dozda uygulamak gerek gözlerede gentamisin 5cc sabah akşam sıkmak ateş düşürücü uygulamak hayvanın genel durumuna göre müdahale etmek gerek...
 
Ynt: corizza CCG

Paylaşım için teşekkürler kardeşim Koriyza geçektende çok kötü ve tedavisi zor bir hastalık genelde hasta hayvanların büyük kısmı ölüyor.Hayvanların koyunla herhangi bir teması olmasada görülebiliyor benim işletmemde bir defa görüldü onuda praymicin la (ositetraksilin) 50 gr günlük doz 250 cc 5 gün artı sorunlu gözede opliklox ve oksitetraksilin püskürttüm ateş içinde meleksicam (maxcam4x4) kullandım şükür tedavi oldu.
 
Ynt: corizza CCG

Faydalı bir paylaşım olmuş teşekkürler, bu hastalığın teşhisini yapıncaya kadar epey bir kaybımız oldu. Bulaşma şekli, koyun barınaklarında ki doğum artıkları ile daha hızlı bir şekilde oluyor. Kurtulan hayvan sayısı 12 b.baş hayvanda; 1 kesime giden inek ve 2 adet gözleri hasar görmüş düve. Ölüm sayısı 9 adet çeşitli yaş grublarındaki b.baş hayvan.Barınaklardan hastalığın tamamen kaybolması 3 yıl sürdü, kireç, dezenfektasyon ve pürvüz ile yakma dahil her türlü her türlü mücadele ile anca kurtulduk.
 
Ynt: corizza CCG

arkadaşlar konuya muhalif olmak istemem. ancak bazı veteriner hekimler dahi bazı paraziter hastalıklarla karıştırıp koruyucu olarak yuksek doz antibiotik uygulayıp Coriza tedavi ettim diyebiliyor. bu hastalığın hafif formunu ilk defa bu yazıda okudum. bunun üzerine kendi kaynaklarıma tekrar baktım. hafif formu bulamadığım gibi bas göz formundan da kurtulan hayvan bulamadım. işletmenizdeki hayvanlara muhtemelen yanlış teshis konuldugunu düşünüyorum. bizim hocanın uzmnalık alanı bu hastalık üzerine kendisiyle konusrken bize derste soylemiş olduu cümle buhastalıktan dünya üzerinde kurtulan 1 tek inek olmadıgıydı. ve tıpta istisnasını görmediği yani yakalanan hayvanın kesinlikle öldüğü tek hastalık oldugunu üzerine basa basa anlatırdı.
ayrıca hayvan sigortacılarının en korktugu hastalık oldgunu soylerdi aşısı ve tedavisi olmadıgı için.
 
Benzer Konular
hacimmet 0 939

Benzer Konular