Görülmeye değer bir kare

Ynt: Görülmeye değer bir kare

Adam olacak çocuk belli etmiş kendini , bu işler heves ve gönül işi öncelikle. Gerisi kendiliğinden geliyor.
Ailesi köyde olan , köyde doğmuş birinin ne olacaksa , okuyacaksa vb bunların öncesinde çiftçi ve hayvancı olması lazım , bunların üzerine ne koyacaksa koysun. Gitsin mühendis olsun , öğretmen olsun , bilim adamı olsun. Ama öncelikle insan ve çiftçi olsun , ailesinin işini öğrensin , gün gelir lazım olur. Babasından dedesinden kalan tarlaları yarın öbür gün işlemeyip kiraya , icara verse bile , çiftçiliği iyi bilir gide ona göre verir işlettirir. Etrafımızda yeğen , tanıdık vb birçok kimse bu hatayı yaptı. Aman çocuğu tarlaya götürmeyelim ders çalışsın , okusun , aman ahıra sokmayalım ders çalışsın okusun. Şimdi birçoğu bunların üniversite kazandı , evlendi barklandı , doğru düzgün köye bile uğramıyorlar , bırak tarlayı hayvanı yani. Çocukların köklerinin köyde olduğunu bu işleri öğreterek göstermeliyiz. Yarın öbürgün başına bir iş gelir , gidip köye dönersin , en azından kimseye muhtaç olmadan karnını doyurup kendine ve ailene bakarsın. Şehirde paran yoksa , işin yoksa hiçbirşeysin , kimse yüzüne bakmaz. Ama köyde en azından ekersin bahçene birşeyler onları yersin aç kalmazsın.
 
Ynt: Görülmeye değer bir kare

Konuyla alakalı şöyle ilginç bi kitap var...


Çocuk ve doğa hareketi şu temel fikirden güç alıyor: Doğadaki çocuk, soyu tehlike altında olan bir türdür ve çocukların sağlığı ile Yeryüzü’nün sağlığı birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.” Richard Louv Çocuklarının doğayla anlamlı bir bağ kurmadan büyüyen bir kuşağa ait olmasını istemeyen anne babaların başucu kitabı olan Doğadaki Son Çocuk, tüm dünyada hızla yayılan doğaya dönüş hareketinin biçimlenmesinde ve yaygınlaşmasında önemli roller üstlenmiş bir kitap. Richard Louv Doğadaki Son Çocuk’ta çocuklarda ve gençlerde obezite, dikkat bozukluğu, depresyon gibi vakalarda büyük artış yaşanması ile çocukların yaşamında doğanın giderek daha az yer alması arasında bir ilişki olduğunu örneklerle kanıtlarken aynı zamanda içinde bulunduğumuz bu durumu tersine çevirebilecek bir yol haritası sunuyor.

 
Ynt: Görülmeye değer bir kare

Bizi böyle özendiriyonuz sonra okumuyoruz :D Siteye katılmadan önce, köyde can sıkıntısından bakardım siteye tabi beyaz sayfa formatında resim video yok sadece nickleri yorumları okuyabiliyordum. Yaz bitti İstanbul ' a gelince siteye kayıt oldum, baktım tam benim aradığım site. Pulluk kazayağı Diskaro dan başka bişey bilmezdim. Traktörü sadece sürüyoduk piston muş teknik miş bg miş 0 dım yanı. Ama site de bu güne kadar olan üyeliğimde bana çok çok fazla şey kattı. Çok değerli kişiler de tanıdım, hala da tanıyorum. Yaşımdan dolayı buluşmalara felan birden çıkıp gelemiyorum yada fuarlarda buluşmalara katılamıyorum inşallah bi gün oda olur ama siteye girmeden önce ki tarım bilgim ile şimdiki arasında dağlar kadar fark var. Ayrıca bir iş hakkında tecrübeli birisinin yorumundan daha değerli bilgi yok. Kulübü Mustafa Eskişehiri diye birisi kurmuş sanırım, yaşını ner olduğunu tarım yapıp yapmadığını bilmiyorum ama iyi ki de bu siteyi kurmuş. İnşallah bende sevdiğim mesleği tarım ve hayvancılığı yaparım inşallah.

Benim konu ile ilgili görüşüm şu, şimdi kime tarım yapayım dersem olumlu yanıt almıyorum, bana gelen cevap şu oku, sigortalı iyi maaşlı bir işe gir, emekli olunca git köyüne istediğini yap. Bana yanlış geliyor bu görüş, insan 40 yaşından sonra tarım yapsa ne yapmasa ne.

Bana göre en verimli yıllarını tarıma vermeli, körü körüne değil, bilinçsiz değil, doğal olarak bilinçli tarım yapması daha uygun olur diye düşünüyorum. Elbette ülkemizin polise amire memura işçiye taksiciye dönerciye tekstilciye, aklına ne gelirse artık ihtiyacı var, ama tarım yapacak kişiyede ihtiyaç var ve bu kişi ömrünün sonunda tarımı yapmaya kalkar üç beş ne olursa hesabı yaparsa hem cebimize hem ülkemize zarar. 20 Yaşındaki gencin traktör sürmesi ile 60 yaşındaki amca nın traktör sürmesi hiç bir olur mu ? Benim gençliğim geçtikten sonra ben tarım yapsam ne hayvancılık yapsam ne ?
 

Ynt: Görülmeye değer bir kare

ufukk link=topic=67819.msg770661#msg770661 date=1378289539' Alıntı:
Adam olacak çocuk belli etmiş kendini , bu işler heves ve gönül işi öncelikle. Gerisi kendiliğinden geliyor.
Ailesi köyde olan , köyde doğmuş birinin ne olacaksa , okuyacaksa vb bunların öncesinde çiftçi ve hayvancı olması lazım , bunların üzerine ne koyacaksa koysun. Gitsin mühendis olsun , öğretmen olsun , bilim adamı olsun. Ama öncelikle insan ve çiftçi olsun , ailesinin işini öğrensin , gün gelir lazım olur. Babasından dedesinden kalan tarlaları yarın öbür gün işlemeyip kiraya , icara verse bile , çiftçiliği iyi bilir gide ona göre verir işlettirir. Etrafımızda yeğen , tanıdık vb birçok kimse bu hatayı yaptı. Aman çocuğu tarlaya götürmeyelim ders çalışsın , okusun , aman ahıra sokmayalım ders çalışsın okusun. Şimdi birçoğu bunların üniversite kazandı , evlendi barklandı , doğru düzgün köye bile uğramıyorlar , bırak tarlayı hayvanı yani. Çocukların köklerinin köyde olduğunu bu işleri öğreterek göstermeliyiz. Yarın öbürgün başına bir iş gelir , gidip köye dönersin , en azından kimseye muhtaç olmadan karnını doyurup kendine ve ailene bakarsın. Şehirde paran yoksa , işin yoksa hiçbirşeysin , kimse yüzüne bakmaz. Ama köyde en azından ekersin bahçene birşeyler onları yersin aç kalmazsın.
aynen oyle bizimkiside bi hevesle başladı zaten
 

Benzer Konular