Tanios Kayasi [ Amİn Maalouf ]



Mehmet Ali Paşalı yılların Mısır’ı.
Emirlikler, dağ köyleri ve şeyhler.
Kfaryabda güzelliği dillere destan Lamia’nın köyü..


Hikayemiz 19. yüzyılların ilk yarısında mısırda geçiyor. Mısırda bu dönemde emirlikler mevcut ve bu emirliklere bağlı küçük dağ köyleri. Her köyün de başında köylüler için tanrıdan sonra en büyük güce sahip olan şeyhler.

Kfaryabda köyü şeyh Francis’in yönetimindedir. Lamia şeyhin kahyası Gerios’un hanımıdır. Dönem şeyhleri uçkur düşkünlükleri nedeniyle köydeki kadınların çoğunu baştan çıkartmaktadırlar. Şeyh Francis’in Lamia’ya olan ilgisi herkes tarafından bilinmektedir. Şeyhin karısının babasının köyüne olan bir yolculuğu sırasında, Lamia’nın gebe kalması, tüm köyün doğacak çocuğun şeyhten olduğunu düşünmesine yol açar. Çocuk doğduğunda şeyhin ona kendi soyundan bir isim vermek istemesi bu düşüncelerin kuvvetlenmesine neden olur...

Çocuğun adı, köyün ilgisini daha fazla çekmemek amacı ile şeyhin isteği dışında Tanios, koyulur. Tanios’un hikayesi böyle başlar. Yıllarca doğmadan önce hakkında söylenenlerden habersiz olan Tanios ergenlik çağında iken hayatı değişir. Bir gün arkadaşları ile su başında oynarken, köyün meczubu ona sinirlenerek Tanios-kiçk diye bağırır. Bu sırada tüm çevredekiler ve Tanios dona kalırlar. Çünkü o zamanlar köy halkı, köy kadınlarının şeyhin tohumuyla dünyaya gelen çocuklarından bahsederken onları isimlerinin sonuna annelerinin şeyh için yaptıkları en beğenilen yemeğin adını ekleyerek anmaktaydılar. Kiçk bir çeşit tarhana çorbasıydı ve bu çorbayı en iyi Lamia yapardı. Yani “Tanios-kiçk” diye anılmak Tanios’un başına gelebilecek en kötü olaydı.

Bu olaydan sonra Tanios kendine göre köye mesafe koyar ve vaktini mümkün olabildiğince köyün dışında ve yalnız başına geçirmeye başlar. Köyden uzakta olduğu günlerden birinde şeyhin eski kahyası Rukoz’la tanışır. Rukoz onun için yeni bir baba niteliğindedir. Hem ona iyi davranmakta hem de Tanios’u kızına layık görüyormuş gibi bir portre çizmektedir.

Tanios’un Rukoz’la tanışmasından kısa bir süre sonra Kfaryabda köyüne komşu olan Sahlain köyüne İngiliz bir papaz okul açar. Bu okula Tanios ve Şeyh’in oğlu Raad da yazılırlar. Tanios çok başarılı bir öğrencidir. Raad ise başarısız bir öğrenci olmakla kalmayıp Tanios ve diğerlerinin başarısını da engellemektedir.

Tanios bu sırada Rukoz’la iyice yakınlaşır. Aralarındaki ilişki gelişirken Tanios Esma’ya aşık olur. Esma da Tanios’a karşı iyi hisler beslemektedir. Raad Tanios’un ilişkilerinden haberdardır. Ve onları bozabilmek için Rukoz’la muhabbete girer. Rukoz şeyhlikte gözü olduğu için şeyhin oğlunu yanına çekmek amacıyla, kızı Esma’yı Raad’le nikahlama kararı alır. Bunu öğrenen Tanios deliye döner ve bu evliliği engellemesi için Gerios’tan yardım ister. Gerios bunun üzerine şeyhle konuşur ve Tanios’a yapılan haksızlığı anlatır. Şeyh bu evliliği engelleyeceğine söz verir. Bunun için emirliğin patriğini Rukoz’la görüştürme kararı alırlar. Patrik bu görüşmeyi kabul eder fakat bir oyun oynayarak Tanios’un işini halletmek yerine Rukoz’un kızını kendi yeğenine ister. Oğluna yapılan bu aldatmaca karşısında kendini kaybeden Gerios Patriği öldürür. Gerios hakkında ölüm fermanı vardır. Tanios’la meczubun söylediklerinden sonra ilk kez yakınlaşan Gerios oğluyla birlikte Kıbrıs’a kaçar. Orada eskiden dağ köyünde yaşayan Fehim adında biri ile yakın dost olurlar. Kıbrıs’ta yerleştikleri pansiyonda Tanios yeniden birine aşık olur. Tanios bu kıza adayı terk edeceği zaman onu da yanına alacağına söz verir.

Gerios’un dağa geri dönebilmesi için emirliğin yıkılması gerekmektedir. Gerios’un iyi dostu Fehim aslında Emirliğin üst rütbeli bir subayıdır. Ve görevi Gerios’u dağa götürüp idam ettirmektir. Bu nedenle, dostlukları koyulaştıktan bir süre sonra Gerios ve oğlunu bir şekilde dağda emirliğin yıkıldığına inandırarak o sırada Kıbrıs’ta olan bir gemiyle köye geri dönmeye ikna eder. Tanios pansiyondaki kızı son bir olsun görebilmek için gemiye babasından sonra gelir ve gemiye binemez. Gemi ayrıldıktan sonra öğrenir ki emirlik yıkılmamıştır. O zaman Fehim’in bir sahtekar olduğunu anlar. Gerios idam edilecektir.

Gerios öldürülür. Tüm bunlar olurken Raad de bir şekilde tutuklanarak idam edilir. Şeyhin başı da emirlikle dertlidir. Emirlikten güç bulan Rukoz şeyhi devirerek Kfaryabda’nın yeni şeyhi olur. Halk bundan hiç memnun değildir.

Emirlik artık Osmanlının ve o bölge üzerinde hak iddia etmek isteyen diğer ülkelerin yönetiminden iyice uzaklaşmıştır. Bunun için tüm bu ülkelerin temsilcileri emire bir ültimatom vermek üzere emirliğe gelirler. İngiliz papazın okulunda iyi bir eğitim almış olan Tanios emire hükümranlığının artık sona erdiğini bildirmek üzere seçilmiştir. Bu olayda papaz aracı olmuştur.

Emir, Osmanlı’nın buyruğunu reddettiği için saltanatına son verilip, sürgüne gönderilir. Bu olayla birlikte Tanios, köyüne döndüğünde bir kahraman olarak karşılanır. Rukoz egemenliğinde zor günler geçirmiş olan halk Tanios’u liderleri olarak seçerler ve Rukoz’un cezalandırılmasını isterler.

Şeyh Francis ölmemiştir. Rukoz onun devirdiği zaman dağın yukarı bölgelerine kaçarak yaşamını devam ettirmiş ve emirliğin yıkıldığını öğrenince de köye geri döneceğini haber verir. Tanios liderlik yükünü taşımak istemediği için Rukoz hakkında verilecek kararı şeyh geri dönene kadar erteleme kararı verir. Bu sırada Esma ile yeniden karşılaşır. Geri dönüşünde karşılaşmış olduğu olaylar onun kafasının iyice karışmasına neden olur.

Rukoz Sahlain köyüne yapmış olduğu kötülükler nedeni ile Sahlainli kişiler tarafından öldürülür. Bu olaydan sonra şey köye döner ve Tanios yeniden eski sıradanlığına döner. Esma’ya başsağlığı dilemek için evinden ayrılan Tanios köyün sınırındaki kayalardan birinin üzerine oturur ve saatlerce orada kalır. Tanios hiç kimsenin bilmediği bir nedenle oturduğu kayanın üzerinde kaybolur gider ve daha sonra kimse izine rastlayamaz... işte bu Tanios’u yutan kayadır. Tanios Kayası...

Maalouf bu romanında da tarihten ayrılmıyor. Her zamanki gibi öyküsünü tarihe gömüyor. Motiflerini yaşanmış olaylardan seçiyor ve öyküsünü anlatırken, öykünün geçtiği tarihin olaylarını da okuyucuya başarılı bir şekilde aktarıyor. Ve bu başarısı öyle çok beğeniliyor ki bir çok yazarın rüyalarını süsleyen Goncourt ödülü ile şereflendiriliyor.

Maalouf romanında Tanios’u anlatırken Mehmet Ali Paşalı yılların Mısırı’na ve onun modernlik yolunda verdiği uğraşlara ve bu nedenle onun başının nasıl ezilmek istendiğine de yer veriyor.
 

Benzer Konular