OSMAN AROLAT / AROLAT ' TAN
Tarımdan bir başarı, bir başarısızlık
13 Ocak 2014 Pazartesi 01:00
Dünya tarımına baktığımızda bilgi temelli tarım yapan ülkelerin kazandığını, bilgi temelli yapmayanların kaybettiğini görüyoruz. Karşımıza kaybedenlere örnek olarak Arjantin, kazananlara örnek Danimarka çıkıyor...
Geçen yüzyıl dünyanın 7. tarım üreticisi olan Arjantin, geçen yıl sonunda tarım ürünleri ithalatçısı olmanın eşiğine gelmiş durumda. 5.6 milyon nüfuslu Avrupanın küçük ülkesi Danimarka ise son dönemde tarımın her alanında dünya markaları çıkarıyor ve tarımsal ihracatını son on yılda üç kat artırıp 16.5 milyar dolarlara ulaştırmış durumda.
Arjantinde 2002 yılında tarımsal ürünler ihracatına yüzde 20-35 arasında vergi getirip, sistematik destekleri kesince, bu çiftçiyi topraktan uzaklaştırdı. Ülkedeki 300 bin hektarlık El Tajerdeki ekim alanları üç yılda 30 bin hektara kadar geriledi. Aynı dönemde Los Grobo plantasyonu, Agrofina ile birleşerek pazar için üretimden çıkıp, daha karlı gördüğü tohumculuğa yöneldi. Plantasyon sahipleri verimli tarımsal arazilerinin yüzde 60ını kendileri işlemekten vazgeçip, Bolivya ve Brezilyalı taşeronlara devrettiler. Bunun sonucunda Arjantin tarımda başarısız olarak kaybedenler arasına girdi.
Danimarka ise bilgi temelli projelerle yola çıkarak, kendisinin geleceğini et ve süt ülkesi tanımıyla ifadeye başladı. Ülkenin ihracatı içersinde 2001 yılında 5.5 milyar euro olan tarım-hayvancılık ihracatı 2011 yılında 16.5 milyar dolara, ülkenin toplam ihracatının yüzde 20sine kadar yükseldi/yükselmeye devam ediyor...
Ülkenin domuz varlığı 30 milyon ve ülkenin en büyük domuz eti üreticisi Crown Company günde 20 bin domuz kesip Avrupa piyasasına sunan bir dünya markası. Dünya markası olan bilgi temeline dayalı üretim yapan firmaların arasında, Danish Crownla birlikte Arla, Rose Poultry ve Dupont Daniscoda yer alıyor. Dupont Danisco bir Amerikan firması tarafından satın alınmasına karşın, şirketin merkezi Danimarkada tutulmaya devam ediyor.
Danimarkada verim artışında iki tür firma rol oynuyor. Bunlardan bir bölümü inovasyon ve prodüktiviteyi bir arada ele alan büyük ölçekli Agro Business firmaları. Diğerleri ise KOBİ ölçekli enformasyon teknoloji firmaları. Bunlar arasında Latfarm, Bovisoft, Agrosoft, Webstech ve Isı Food isimli firmalar bulunuyor. Bu firmalar üç alanda tohum üretimi, gıda geni çalışmaları ve tarımsal danışmanlık alanlarında çalışmalar yapıyorlar.
Danimarkada ayrıca, üniversitenin de içinde yer aldığı hayvancılık kümesi ve teknopark da söz konusu. Bunlardan Danish Cattle Research Center hayvancılık araştırmalarında dünyanın önde gelen firmalarrından biri. Bunun dışında Danimarka Teknik Üniversitesinin 1500 araştırmacısının içinde yer aldığı Centre for Agriculture tarımsal gelişmeye katkı sağlıyor. Tarımsal bilgi üretiminde yer alan bir başka kurum ise Aarhus bölgesinde yeni bir kuruluş olan, Agro Food Park. Bu gelişmeler ülkede fabrika üretimine hayır, doğal üretime evet sloganını öne çıkarıyor.
Tarım ve hayvancılıkta büyük imkana sahip olan ülkemizin dünyadaki başarılı ve başarısız deneylerden çıkarabileceği çok ders olduğuna inanıyorum...
Tarımdan bir başarı, bir başarısızlık
13 Ocak 2014 Pazartesi 01:00
Dünya tarımına baktığımızda bilgi temelli tarım yapan ülkelerin kazandığını, bilgi temelli yapmayanların kaybettiğini görüyoruz. Karşımıza kaybedenlere örnek olarak Arjantin, kazananlara örnek Danimarka çıkıyor...
Geçen yüzyıl dünyanın 7. tarım üreticisi olan Arjantin, geçen yıl sonunda tarım ürünleri ithalatçısı olmanın eşiğine gelmiş durumda. 5.6 milyon nüfuslu Avrupanın küçük ülkesi Danimarka ise son dönemde tarımın her alanında dünya markaları çıkarıyor ve tarımsal ihracatını son on yılda üç kat artırıp 16.5 milyar dolarlara ulaştırmış durumda.
Arjantinde 2002 yılında tarımsal ürünler ihracatına yüzde 20-35 arasında vergi getirip, sistematik destekleri kesince, bu çiftçiyi topraktan uzaklaştırdı. Ülkedeki 300 bin hektarlık El Tajerdeki ekim alanları üç yılda 30 bin hektara kadar geriledi. Aynı dönemde Los Grobo plantasyonu, Agrofina ile birleşerek pazar için üretimden çıkıp, daha karlı gördüğü tohumculuğa yöneldi. Plantasyon sahipleri verimli tarımsal arazilerinin yüzde 60ını kendileri işlemekten vazgeçip, Bolivya ve Brezilyalı taşeronlara devrettiler. Bunun sonucunda Arjantin tarımda başarısız olarak kaybedenler arasına girdi.
Danimarka ise bilgi temelli projelerle yola çıkarak, kendisinin geleceğini et ve süt ülkesi tanımıyla ifadeye başladı. Ülkenin ihracatı içersinde 2001 yılında 5.5 milyar euro olan tarım-hayvancılık ihracatı 2011 yılında 16.5 milyar dolara, ülkenin toplam ihracatının yüzde 20sine kadar yükseldi/yükselmeye devam ediyor...
Ülkenin domuz varlığı 30 milyon ve ülkenin en büyük domuz eti üreticisi Crown Company günde 20 bin domuz kesip Avrupa piyasasına sunan bir dünya markası. Dünya markası olan bilgi temeline dayalı üretim yapan firmaların arasında, Danish Crownla birlikte Arla, Rose Poultry ve Dupont Daniscoda yer alıyor. Dupont Danisco bir Amerikan firması tarafından satın alınmasına karşın, şirketin merkezi Danimarkada tutulmaya devam ediyor.
Danimarkada verim artışında iki tür firma rol oynuyor. Bunlardan bir bölümü inovasyon ve prodüktiviteyi bir arada ele alan büyük ölçekli Agro Business firmaları. Diğerleri ise KOBİ ölçekli enformasyon teknoloji firmaları. Bunlar arasında Latfarm, Bovisoft, Agrosoft, Webstech ve Isı Food isimli firmalar bulunuyor. Bu firmalar üç alanda tohum üretimi, gıda geni çalışmaları ve tarımsal danışmanlık alanlarında çalışmalar yapıyorlar.
Danimarkada ayrıca, üniversitenin de içinde yer aldığı hayvancılık kümesi ve teknopark da söz konusu. Bunlardan Danish Cattle Research Center hayvancılık araştırmalarında dünyanın önde gelen firmalarrından biri. Bunun dışında Danimarka Teknik Üniversitesinin 1500 araştırmacısının içinde yer aldığı Centre for Agriculture tarımsal gelişmeye katkı sağlıyor. Tarımsal bilgi üretiminde yer alan bir başka kurum ise Aarhus bölgesinde yeni bir kuruluş olan, Agro Food Park. Bu gelişmeler ülkede fabrika üretimine hayır, doğal üretime evet sloganını öne çıkarıyor.
Tarım ve hayvancılıkta büyük imkana sahip olan ülkemizin dünyadaki başarılı ve başarısız deneylerden çıkarabileceği çok ders olduğuna inanıyorum...