Yeme 2.zam geliyor,süt ve et sırada!

Yem fiyatlarına yılbaşından önce yüzde 7-8 oranında zam yapıldı. Yüzde 5 oranında yeni bir zam hazırlığı var. Sektör temsilcileri bunlar yetmez 3.zam gelecek diyor.
Kur artışı, Danıştay’ın GDO’lu 2 mısır genini yasaklaması ve yem hammaddelerinde yoğunlaşan antibiyotik analizleri karma yem sektöründe peş peşe zamları getirdi. Yılbaşından önce yüzde 7-8 oranında fiyat artıran yem fabrikaları yeni bir zamma hazırlanıyor.Yemdeki zam et ve süt üretim maliyetine doğrudan yansıdığı için bu ürünlerde de fiyat artışı bekleniyor.
Yem sektörünü zam yapmaya zorlayan 3 faktör
1-Hammaddeler bakımından yüzde 25 oranında dışa bağımlı olan yem sektöründe son aylarda dövizdeki yüksek artıştan olumsuz etkilendi. İthal hammadde fiyatlarında büyük artış oldu. Bu artışlar nedeniyle yılbaşı öncesinde yem fiyatlarına yüzde 7-8 oranında zam yapıldı. Bu günlerde ikinci kez zam yapılması gündemde.

2-Danıştay Davalar Kurulu’nun genetiği değiştirilmiş( GDO) 2 mısır geninin ithalatını ve kullanımını yasaklaması yem sektöründe özellikle etanol artığı olan DDGS ithalatını olumsuz etkiledi.

3-Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yem hammaddeleri ve yemlerde antibiyotik testine ağırlık vermesi yem sanayicilerinin bir başka korkulu rüyası oldu. Antibiyotik olduğu tespit edilen ithal ürünlerin ülkeye girişine izin verilmiyor.

Ali Ekber YILDIRIM

İZMİR- Hammadde bakımından yüzde 25 oranında dışa bağımlı olan yem sektöründe kurdaki artışa bağlı olarak fiyatlar yükseliyor. Yılbaşından önce yüzde 7 ile yüzde 8 oranında zam yapan yem fabrikaları bu hafta içinde yüzde 5′lik ikinci bir zamma hazırlanıyor. Sektör temsilcilerine göre bu da yeterli olmayacak yaşanan sorunlar nedeniyle üçüncü bir zam daha olacak.
Kasım ayında tonu 1160 lira olan etlik piliç yemi Aralık’ta 1200 liraya yükseldi. Aynı dönemde yumurta yemi 900 liradan 945 liraya,süt yemi 690 liradan 720 liraya,besi yemi ise 680 liradan 710 liraya yükseldi. Bu fiyatlara geçtiğimiz günlerde yüzde 7-8 oranında bir zam daha yapıldı.
İthalat artıyor,fatura kabarıyor

Türkiye’nin yem hammaddeleri ithalatı her geçen yıl artarken döviz kurundaki artış ithalatın maliyetini artırıyor. Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin verilerine göre bundan 5 yıl önce 2009′da 3.9 milyon ton yem hammaddeleri ithalatına 2 milyar dolar ödenirken, 2010′da ithalat miktarı 5.5 milyon tona ödenen döviz 3 milyar dolara ulaştı. 2011′de 2.8 milyar dolar döviz karşılığında 4.6 milyon ton yem hammaddesi ithal edilirken 2012′de 6.4 milyon ton civarında yem hammaddesi ithalatı için 3.9 milyar dolar döviz ödendi. Geçen 2013 yılının ilk 11 ayında ise 6.4 milyon ton ithalat için 2.7 milyar dolar ödendi.
Karma yem sektörünü kıskaca alan 3 sorun

DÜNYA’ yanın sektör temsilcilerinden edindiği bilgilere göre,karma yem üretim maliyetleri ve yem fiyatlarının artmasına kurdaki artışın yanı sıra Danıştay Davalar Kurulu’ nun Aralık ayında genetiği değiştirilmiş (GDO) 2 mısır geninin ithalatını ve kullanımını yasaklaması, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yemde ve hammaddelerde antibiyotik taramasını yoğunlaştırmasının da önemli rolü var. Yem sektörü temsilcilerinin verdiği bilgiye göre özellikle soya, mısır,etanol atığı olan DDGS ve diğer yem hammaddelerinin ithal maliyeti kur artışı nedeniyle her gün artıyor. Bu ürünleri ithal eden yem firmaları ithalattaki artış maliyetini yem fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor. Yeme yapılan zam ise et ve süt maliyetini dolayısıyla et ve süt ürünlerinin fiyatını doğrudan etkiliyor.
Danıştay’ın GDO kararı sektörde panik yarattı

Yem Sanayicileri, Danıştay’ın kararına saygılı olduklarını belirterek DÜNYA’ya şu bilgileri verdi: “Kararın uygulanması konusunda ciddi sıkıntılar var. Amerika’dan ithal edilen mısır kaynaklı DDGS’ in ve diğer mısır türevlerinin yüzde 90′nı yasaklanan MON 810 genini taşıyor. Dolayısıyla bu karardan önce yapılan bağlantılar var. İthal edilen ve fabrikaların depolarında veya üretilen yemlerin içinde bu üründen var. Bu nasıl ayıklanacak. Eskiden izin verilen bir gen bir anda ithalatı da, kullanılması da yasaklanıyor. İthalattaki yasak uygulanabilir. Ama daha önce ithal edilmiş ve yem rasyolarında(karışımlarda) kullanılmışsa ne olacak? Bakanlık denetim yapıyor. Analizlerde yasaklanan bu gen çıkarsa üretici firma tüm yemlerini piyasadan toplaması gerekiyor. Bunun ne kadar yıkıcı olduğu ortada. Bu nedenle Bakanlık kaos olmasın diye bir anlamda üstüne çok gitmiyor. Toplatılan yemlerin imha edilmesi veya ihraç edilmesi gerekiyor. ihraç edilmesi mümkün değil. İmha edilmesi ise hiç bir işletmenin altından kalkacağı bir durum değil. Bu zorlukların farkında olan bakanlık denetimlerde daha anlayışlı davranıyor. Çünkü bir anda ülkedeki tüm ürünler tertemiz çıkmaya başladı. Ayrıca gelen ürünlerin hepsi kullanılmış,tüketilmiş görünüyor. Yani yasaklanan bu mısır geni bir anda yok oldu.Sektörün endişesi benzer kararların diğer genlerle ilgili olarak alınması. Ayrıca bakanlık işi ciddi tutar ve denetimlerde yasaklanan bu genler tespit edilirse bir çok firmanın canı yanar.”
Fabrikalar batabilir

Biyogüvenlik Yasası’na göre GDO içeren yem hammaddesi ithal eden, kullanan,dağıtan firmalar düzenli olarak her ay Gıda,Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne bildirimde bulunuyor. İl müdürlükleri yaptıkları analizlerle yasaklı geni kolayca tespit edebiliyor. Diyelim ki Türkiye’de yasaklanan ama yasak öncesi getirilen MON 810 geni taşıyan mısır veya mısır DDGS’i bir fabrikaya girdiyse ve analizlerde ortaya çıkarsa o firmanın batması bile mümkün. Çünkü bu ürünler genellikle yem rasyosunda yüzde 20 oranında kullanılıyor. Bin ton DDGS alan bir firma bunu 5 bin ton yemde kullanmış oluyor. Analizlerde ortaya çıktığında 5 bin ton yemin toplanması ve imha edilmesi gerekiyor.Bu durumla karşı karşıya kalan fabrika batar.
DDGS’te GDO ve antibiyotik sorunu yaşanıyor

Mısır ithalatının çok azaldığını ancak etanol üretiminde kullanılan mısırın atığı olan DDGS’in ithalatının sürdüğünü hatırlatan Yem Sanayicileri: ” Bir çok ithalatçı firmanın bağlantısı var. Amerika’dan ithal edilen DDGS’in neredeyse yüzde 90′nı Danıştay’ın yasakladığı MON 810 genine sahip. İthalatçı firmaların bu ithalattan vazgeçmeleri kolay değil. İthalatçılar vazgeçmek istiyor.Fakat cezalar nedeniyle vazgeçemiyorlar. Yakın zamanda Çin, Amerika’dan ithal ettiği 1 milyon ton mısır ve 500 bin ton DDGS’i MON163 geni bulunduğunu gerekçe göstererek geri gönderdi. Bu olay Amerika’da DDGS fiyatını ton başına 100 dolar düşürdü. Daha sonra Çin’in alımları ile tekrar 50 dolar yükseldi. Fakat, Türkiye’deki ithalatçı firmalar vazgeçse ton başına 50 dolar ceza ödeyecek.Firmaların 30 bin ton ithalat bağlantısı varsa bunun karşılığı 1.5 milyon dolar zarar demek. Bunu hiç kimse göze alamaz.”diye konuştu.
Antibiyotikli yeme izin yok

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı insan ve hayvan sağlığı açısından büyük tehlike arz eden yemde antibiyotiğe izin vermiyor. Bu amaçla ithal edilen yem hammaddelerinde yoğun olarak antibiyotik analizi yapılıyor. DÜNYA’ nın edindiği bilgilere göre Rusya’dan yola çıkan ve yaklaşık 1 ay önce İzmir Limanı’na gelen 3 bin ton DDGS yüklü bir gemiden numune alınarak analiz yapıldı. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü’nce yapılan her iki analizde de antibiyotiğe rastlandı.Rusya’da kullanımı yasak olmasına rağmen DDGS’te antibiyotik bulunması il müdürlüğü yetkililerini de şaşırttı.İl Müdürlüğü antibiyotikli DDGS’e izin vermedi.

Bakanlık yasaları uyguluyor
GDO’lu genlerin ithalatına izin veren Biyogüvenlik Kurulu’nun Başkan Vekili ve Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Masum Burak, yemdeki GDO ve antibiyotik denetimleriyle Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün ilgilendiğini söyledi. Danıştay’ın kararı ile genetiği değiştirilmiş 2 mısır geninin yasaklandığını hatırlatan Burak: “Bakanlık ve Biyogüvenlik Kurulu olarak yasalara saygılıyız yasa ne diyorsa ona uygun hareket etmemiz gerekir. Biyogüvenlik Kurulu bugüne kadar 16 mısır ve 3 soya genine izin verdi. Danıştay’ın yasakladığı iki mısır geni var. Bunlardan birisi hiç ithal edilmedi. Diğeri MON 810 ithal edildi. Danıştay’ın kararından sonra ithalat yasak.Daha önceden gelen ürünlerle ilgili yasal prosedür ne ise o uygulanıyor. Antibiyotik konusunda da bakanlığımız çok hassas çünkü bu insan sağlığını doğrudan etkileyen bir durum.”dedi.
Mısır ithalatına gerek yok
Türkiye’de bu yıl rekor mısır üretimi olduğuna değinen Burak, “daha 10 yıl önce Türkiye’nin mısır üretimi 2.2 milyon ton iken bu sene 5.9 milyon ton gibi rekor bir üretime ulaştık. Yem sektörü mısır ihtiyacını iç piyasadan karşılayabilir. İthalat yapmalarına gerek kalmayabilir.Bu sevinilecek bir durum” diye konuştu.

Antibiyotik ve GDO analizi nasıl yapılıyor?
Etanol atığı olan DDGS’in üretiminde çeşitli enzimler, bakteriler kullanılıyor. Bu bakteriler aktif olduğu için ısı durumuna göre çoğalıyor. Bakterileri etkisiz hale getirmek için antibiyotik kullanılıyor. O antibiyotikler yemden hayvana,hayvansal ürünlerden de insanlara geçiyor. Bakanlık bunu önlemek için antibiyotikli yem ve yem hammaddesi ithalatına ve üretimine izin vermiyor.
Bakanlı, ürünün çeşidine,üretildiği veya ithal edildiği ülkeye göre belli sıklıkta analize tabi tutuyor. Bazı ürünlerde analiz sıklığı yüzde 100 uygulanıyor. Bazılarında yüzde 50, bazılarında ise yüzde 20. GDO ile ilgili ürünler yüzde 100 analize tabii tutuluyor. İthalatçı firma getirdiği ürünün GDO’ lu olduğunu beyan ederse Biyogüvenlik Kurulu’nun izin verdiği 16 gen(2 si yasaklandığı için artık 14 gen) için analiz yapılıyor. İthalatçı firma GDO’ suz diye beyan ettiğinde ise yapılan analizde GDO var- yok testi yapılıyor. Sonra da izin verilen 14 gen için analiz yapılıyor. Antibiyotik veya GDO tespit edildiğinde ithalatçı firma mahkemeye başvurarak analizin tekrar yapılmasını isteyebilir veya bu ürünü izin verilen başka ülkeye götürebilir. Ülkeye sokulmasına kesin olarak izin verilmiyor.

Yemdeki fiyat artışı süt fiyatını etkileyecek
Ulusal Süt Konseyi geçtiğimiz günlerde 2014 yılında ilk 3 ayda uygulanacak çiğ süt referans fiyatını belirlemek üzere ilk toplantısını yaptı. Bu hafta ise ikinci kez toplanacak. Belirlenecek çiğ süt fiyatının maliyeti dikkate alındığında yemdeki fiyat artışı süt fiyatını da doğrudan etkileyecek. Çiğ süt üreticileri yemdeki fiyat artışının maliyeti çok artırdığını ve yem süt paritesinin dikkate alınarak bir fiyat belirlenmesini istiyor.

Büyük ölçekli çiğ süt üreticilerinin örgütlü olduğu Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği(TÜSEDAD) tarafından yapılan hesaplamaya göre, 6 yem firmasından alınan 1 kalite süt yeminin(21 protein,2700 enerji) ortalama kilogram fiyatı 90 kuruş. 2.Kalite süt yeminin (18 protein 2600 enerji)ortalama kilogram fiyatı ise 80 kuruş. Her ikisinin ortalama fiyatı 85 kuruş. Dünya standartlarında süt yem paritesine göre değerlendirildiğinde 1 kilo sütle 1.5 kilo yem alınması öngörülüyor. Bu maliyet hesabı ile 1 kilo çiğ sütün fiyatının 1 lira 28 kuruş olması gerekiyor. Ancak, süt sanayicileri bu fiyattan süt alamayacaklarını söylüyor. Geçmişte olduğu gibi maliyetin altında ve süt yem paritesi dikkate alınmadan belirlenecek fiyat süt ineklerinin kesilmesine neden olacak.Yem sektöründeki gelişmelere bakılırsa yakın zamanda yeme yine zam gelecek. Çiğ süt fiyatı en az 3 aylık belirleneceğine göre bu zamlarında dikkate alınması gerekecek.

Yem Hammaddeleri İthalatı

YIL Miktar (bin ton) Değer(Milyon $)
2009 3.993 2.000
2010 5.573 3.036
2011 4.662 2.869
2012 6.486 3.989
2013 * 6.444 2.752

* Kasım sonu itibariyle
Kaynak: Türkiye Yem Sanayicileri Birliği

Son iki aylık karma yem fiyatı(TL/Ton)*

Kasım Aralık
Etlik piliç yemi 1160 1200
Yumurta yemi 900 945
Süt yemi 690 720
Besi yemi 680 710

*KDV hariç peşin fiyatlardır.
Kaynak: Türkiye Yem Sanayicileri Birliği
 

Benzer Konular