Keçi Sağlığı ve Hastalıkları

Keçiler de diğer çiftlik hayvanları gibi gözlenmeli, günlük normal yaşamlarında sapmalar olursa, kısa sürede müdahale edilmeli, koruyucu hekimlik ilkelerinden vazgeçilmemelidir. Diğer çiftlik hayvanları için geçerli olan birçok kural keçiler için de geçerli olup, en önemli kuralın 'kuru ve temiz' ilkesi olduğu unutulmamalıdır.

Keçi sürülerinde dikkat edilmesi, gözlenmesi gereken önemli hususların başında 'sürüden ayrı durma' gelir. Sürüden ayrı duran, sürünün arkasında kalan keçiler kontrol edilmelidir. Keçilerin yürüyüşleri, dışkıları, deri ve tüyleri her zaman gözlenmeli, vücuttan gelen herhangi bir anormal akıntı ciddiye alınmalıdır. Bu konular dikkate alındığı zaman erken teşhis ve kısa süre içinde önlem almak mümkün olacaktır. Yine sürüde zayıflama ya da aniden zayıflayan birkaç keçi bize problemler hakkında bilgi verecektir. Keçi sürülerinde ölüm, atık, anormal dışkı gibi istenmeyen olaylar söz konusu olduğunda kesinlikle laboratuar kontrolü istenmelidir.

Keçilerin normal vücut sıcaklıkları 38,6 - 39,7 0C olup, 39,1 0C ortalama olarak kabul edilir. Keçiler dakikada 12 - 15 kez, oğlaklar ise 20 - 35 kez soluk alıp verirler. İşkembeleri normal olarak dakikada 1 - 1,5 hareket yapar, nabızları yine dakikada 70 - 80 kez atar.

Keçilerin birçok derdi olmakla birlikte, her derdin de bir çaresi vardır. Problemlerin olabileceği öngörülerek uygun aşılama programlarının aksatılmadan sürdürülmesi, dengeli ve eksiksiz bir yemleme ile koruyucu hekimlik işlevi yerine getirilmiş olur.

Başlıca Keçi Hastalıkları ve Önerilen Çözümler:

1- Pasteurellosis: Öksürük ve sık soluma ile kendini gösterir. Antibiyotiklerle tedavisi mümkün olabilir. En etkili yol koruyucu önlemlerdir. Aşı yapılmalıdır.

Ayrıca; pasteurellosis etkenlerinden Mannheimia haemolytica keçilerde meme yangısına sebep olabilir.

2- Enterotoksemi: Ani ölümlere sebep olan bir hastalıktır. Çaresi aşılamadır.

3- Tetanoz: Kasılmalarla kendini gösteren bir hastalıktır. Kırkım söz konusu olduğunda daha çok ortaya çıkar. Herhangi bir yaranın oksijenli suyla silinmesi koruma bakımından önemli olup, aşısı vardır.

4- Leptospiroz: Kan işeme ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Kesilen ya da ölen hayvanların gövdeleri sararmıştır. Antibiyotik tedavisi düşünülebilir. Ancak; antibiyotikle tedavi çözüm değildir. Aşılama yapılmalıdır.

5- Piyeten, Ayak Çürüğü: Tırnakları çürüten bir hastalıktır. Sürüde hızla yayılabilir. Topallığa sebep olur. Tırnakların uygun şekilde kesilmesi, kuru- temiz barınaklar, ayak banyoları ile önlenebilir. Uğraştırıcı bir hastalıktır. Antibiyotik tedavileri denenebilir. Antibiyotiklerle tedavi girişimleri her zaman başarılı olmayabilir. O yüzden temiz ve kuru barınakların önemine inanmak şarttır. Aşılama denenebilir.

6- Kazeöz Lenfadenitis, Koyun Pseudotüberkülozu:
Halk arasında çıban, cırtlak diye bilinen, lenf yumrularının apseli yangısıdır. Ancak; apse kalın bir kapsula içerisinde çok az miktardadır. Apseyi açıp akıtmak yemlik kenarlarına etkenin bulaşmasını, dolayısıyla sürüde hastalığın hızla yayılmasını kolaylaştıracağı için, hiçbir şekilde tavsiye edilmez. Aşılama, aşılıların ve sağlamların hastalardan ayrılması, aşılamaların programlı bir şekilde sürdürülmesi önerilir. Apseler çene altında, kasık ve koltuk altlarında bulunacağı gibi, dışarıda görünmeyen, kesilince ortaya çıkan lenf yumrularında da bulunabilir. Kesildikten sonra ortaya çıkan hastalık durumlarında derhal aşılamaya geçilmelidir. Aşılama sadece hasta olmayanları korur. Lenf yumruları şişmiş ve apseleşmiş olanlarda aşının bunları yok etmesi beklenemez.

7- Kuduz: Çok tehlikeli, insanlara da bulaşabilen, virus etkenli bir hastalıktır. Problemli bölgelerde sistemli aşılar yapılmalıdır.

8- Clamidiosis: İnsanlara da bulaşabilen, yavru atmaya sebep olan bir hastalıktır. Koyunlarda uygulanan aşı, keçiler için ruhsatlanmamış olsa da, denenebilir. Antibiyotik tedavisinden sonuç alınır.

9- Ektima: Dudak kenarlarında yara ile karakterize olan bu hastalık, yem yemeyi engellediği için öldürücü olabilir. Çok bulaşıcıdır. Aşılama dışında çaresi yoktur.

10- Camphylobacter Fetus Enfeksiyonu (Vibriosis): Yavru atmaya sebep olan bir hastalıktır. Tedavisi antibiyotiklerle mümkün olsa da, aşılama en akılcı yoldur.

11- Yanıkara - Malignant Ödem: Vücutta kötü kokulu, çıtırtılı şişlik ve yaralarla kendini gösteren bu öldürücü hastalığın tek çaresi aşılamadır.

12- Cryptosporidiosis: İshale sebep olan bir hastalıktır. Aşısı yoktur. Bazı tedavi yöntemleri denenebilir. Başlıca önlem; temiz ve kuru ilkesine her yönden, her yerde uyulmasıdır.

13- Coccidiosis: Kanlı ishale sebep olan bir hastalıktır. Özellikle suyla verilen ilaçlar kullanılarak tedavi edilebilir.

14- İç ve Dış Parazitler: İç parazitler deyince akla kıl kurtları, şeritler ya da karaciğer kelebekleri gelir. Dönemsel olarak enjeksiyonluk ilaçlarla ya da ağızdan verilen ilaçlarla tedavileri yapılmalıdır. Dış parazitlerden pire, kene, uyuz etkenleri, bit ve sinekleri sayabiliriz. Her birinin uygun koruma ve tedavi şekilleri vardır. Banyo tarzında olabileceği gibi, sırta dökülen ilaçlardan da yararlı sonuçlar alınabilir. Keçilerde tüy yapısı sebebiyle sırta dökülen her ilaç koyun ve sığırlarda olduğu gibi iyi sonuç vermeyebilir. Böyle durumlarda banyo tarzı ilaçlar daha çok tercih edilmelidir.

15- Beyaz Kas Hastalığı: E vitamini ve selenyum eksikliğinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Selenyum, E vitamini birlikte vücuda yararlı olduklarından bu kombinasyonun yemlere katılarak ya da enjeksiyon şeklinde verilmesi gerekir.

16- Çiçek Hastalığı: Yaygın bir virus hastalığı olup, vücudun tüysüz bölgelerinde kabartılarla kendini gösterir. Göz kapaklarında şişme olur ve burun deliklerinden akıntı gelir. Hastalık ölümcül olabilir. Aşılama dışında çaresi yoktur.

17- Şarbon, Anthrax: Ani ölümlerle kendini gösterir. Odak bölgeler varsa yerel olarak problem artar. Ölüm ani olduğu için antibiyotikle tedavisi söz konusu değildir. İnsanlara bulaşabilen bu tehlikeli hastalığın tek çaresi aşılamadır.

18- Bruselloz: Yavru attıran, insanlara da bulaşabilen, sürüyü ve sürü sahibini zor durumda bırakan, tehlikeli bir hastalıktır. Atıkların tahlili şarttır. Rev 1 aşısı ya da göze uygulanan Rev 1 aşısı ile önlenebilir. Deri altı uygulanan Rev1 aşısının sekiz aylıktan büyük dişi keçilere yapılması tavsiye edilir.

19- Şap Hastalığı: Viral, bulaşıcı bir hastalıktır. Ağız, ayak, meme bölgelerinde yaralarla ortaya çıkar. Aşılama yapmak gerekir.

20- Küçük Ruminantların Vebası ( Küçükbaş Geviş Getirenlerin Vebası): Öldürücü, viral etkenli bir hastalıktır. Aşısı vardır. Aşılama tek çaredir.

21- Septisemi: Yeni doğan oğlakların ani ölümü ile sonuçlanan bir hastalık olup, aşılama ve yeni doğan oğlağa antiserum uygulaması yaparak başarılı bir mücadele sürdürülür. Ağız sütünün emilmesi sağlanmalı, kontrol edilmeli ve oğlağın ağız sütünü emdiği gözlenmelidir.

22- Keçi Ciğer Ağrısı: Öksürük, hızlı soluma, burun akıntısı, yüksek ateş ile kendini gösteren, öldürücü bir hastalıktır. Tedavisi mümkündür. Bazen keçiler belirtiler ortaya çıkmadan ölebilirler. Aşılama yapılması şarttır.

23- Enfeksiyöz Nekrotik Hepatit: Kara hastalık veya kara bohça diye bilinen öldürücü bir hastalıktır. Tek çare aşılamadır. Klostridyum mikroorganizması karaciğer kelebekleriyle birlikte hastalığı oluşturduğu için, karaciğer kelebeği mücadelesi yapmak da önleyici tedbir olarak kabul edilir.

24- Agalaksi: Süt kesen hastalığı olarak da bilinen, meme iltihabı oluşturan ve ölüme sebep olabilen bu hastalığın çaresi aşılamadır.

25- Mastitis: Meme Yangısı: Agalaksi dışında da çeşitli mikroorganizmalar meme yangısına sebep olabilir. Antibiyotiklerle tedavisi mümkündür. Aşısı olan mikroorganizmalara karşı aşı ile koruyucu önlem alınabilir. Temizlik ve dezenfeksiyon kurallarına uymak gerekir.

26- Listeriosis: Yavru atmaya ve sinirsel belirtilere sebep olan, insanlara da bulaşabilen bir hastalıktır. Dudaklarda titreme, yem yememe, yutma zorluğu, sallantılı yürüyüş ile kendini gösteren bu hastalık ölümle sonuçlanır. Hastalık erken safhada yakalanırsa antibiyotiklerle sonuç alınabilir. Ancak; teşhisi klinik olarak zordur. Sinirsel belirtiler gösteren hayvanların tedavisi genellikle mümkün olmaz.

Keçilerde Aşı Uygulamaları:

1- Enterotoksemi; Kara hastalık (Nekrotik hepatit), yanıkara gibi hastalıklar için karma aşılar uygulanır. Keçilere yılda 1 kez, deri altı yolla 2 ml yapılması tavsiye edilir.

2- Bruselloz aşısı: Rev1 aşısı teke katımından önce 1 ml deri altı olarak uygulanır. Teke katımdan 1 ay önce ve yılda 1 kez yapılması önerilir.

3- Ektima aşısı: Doğumu takiben 10 gün içinde arka bacaktan, butun iç kısmına çizik şekilde uygulanır.

4- Mastitis: Özellikle süt verimi yüksek kültür ırkı keçiler mastitis etkenlerine karşı aşılanmalıdırlar. Mastivac karma mastitis aşısı kullanılabilir.

5- Koyun Keçi Vebası Aşısı (Küçük Geviş Getirenlerin Vebasına Karşı Aşılama): 1 ml kuyruk altından ( deri altı) uygulanır.

6- Keçi Ciğer Ağrısı: Kulak ucundan 0,2 ml deri altına uygulanır. Yılda bir kez yapılır. Gebeliğin son iki ayında yapılması önerilmez.

7- Agalaksi Aşısı: Koltuk altındaki tüysüz bölgeden 1 ml. deri altı yolla yapılır. Gebeliğin son iki ayında uygulanmaz.

8- Şap Aşısı: Deri altı uygulanır (1ml).

9- Pseudetüberküloz Aşısı (Kazeöz Lenfadenitis Aşısı): Yılda bir uygulanır. Tekrarı vardır. Aşılama sistemli olarak sürdürülmeli, hastalar sağlamlardan ayrılmalıdır.

10- Piyeten Aşısı: Yılda bir, rapelli olarak (tekrar) uygulanır. Kuru ve temiz barınaklar en iyi koruyucu yöntemdir.

11- Pasteurella Aşısı: İlk aşılama rapelli olarak(tekrarlanarak), yılda 1 kez uygulanır.

12- Çiçek Aşısı: 6-12 haftalık sağlıklı oğlaklara 0,2 ml. 3 aylıktan büyüklere 0,5 ml. deri altı yolla yapılır. Hastalık çıkmamış bölgelerde ve gebeliğin son 1,5 ayı içerisinde yapılması önerilmez.

GENEL KURAL: Bütün aşılar prospektüsünde yazdığı şekilde uygulanmalıdır.

Aşılama Dışındaki Uygulamalar:

- Selenyum ve E vitamini kombinasyonları enjeksiyon olarak uygulanmalıdır.
- Parazit mücadelesi yapılmalıdır.
(İç parazitler) ( Dış parazitler)
- Kuru döneme giren keçilere meme içi olarak kuru dönem için hazırlanmış antibiyotikli preparatlar uygulanmalıdır.


KEÇİ BAKIM İŞLEMLERİ

Kırkım: Kırkım keçilerde kıl ve ya tiftik elde edilmesi amacıyla ya da hayvan sağlığı açısından yapılması zorunlu bir uygulamadır. Vücudu örten kıl kışın ısı kaybını önlerken yazın vücut ısısının dengelenmesinde sorun çıkarır. Kırkım, tüm vücudun kırkılması şeklinde yapılabileceği gibi sütçü keçilerde hijyenik süt elde edebilmek için hayvanın belirli bölgelerinin kırkılması gibi veya tekelerde olduğu gibi boyun altından başlayarak karın altına kadar devam eden bir alanda uygulanmak suretiyle koku problemlerinin azaltılması için uygulanabilir.

Keçilerde kırkım kırklıkla veya makine ile olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Ekonomik olması açısından kırklık adı verilen makasla yapılan kırkım şekli daha çok küçük işletmelerde tercih edilirken, usta olmayan kırkımcının hayvana zarar vermesi en büyük problemlerden biridir. Büyük sürülerde ise gerek zaman gerek işgücünün tasarruflu kullanılması amacı ile makine ile kırkım tercih edilmektedir.

Tırnak Bakımı: Özelikle kış ayları boyunca meraya çıkmayan süt keçilerinde tırnaklar uzayabilir ve sonuç olarak da duruş bozuklukları kaçınılmaz olur. Özellikle tekelerde meydana gelebilecek bu tip bozukluklar aşımda problemler çıkmasına neden olur. Tırnak kesimi tırnak bıçağı ya da tırnak makası ile olur. Tırnak kesilirken canlı dokuya zara vermeden yapılmalıdır. İstenmeden oluşan yaralanmalarda yaralı bölge dezenfekte edilmelidir veya o bölgeye ardışık katranı sürülmelidir.

Boynuz Köreltme: Sürü idaresinin kolay olması açısından ve sürü içerisinde saldırgan davranışların meydana getirebileceği yaralanmaların önüne geçmek için özelikle sütçü keçilerde boynuz köreltme uygulaması yapılır. Boynuz köreltme uygulanacaksa doğumdan sonraki 3-4 gün içerisinde işlem tamamlanmalıdır. Oğlakların ileriki yaşlarında boynuzlu veya boynuzsuz olacakları boynuz düğmelerinin kontrolü ile anlaşılır. Boynuzsuz olacak oğlakların başlarındaki kıllar düzgün, boynuz düğmeleri ise dokunulduğunda kaygan bir his verir. Boynuz düğmelerine uygulanacak köreltmede kimyasal maddeler ( kostik = sodyum hidroksit = Na2OH, potas kostik = Potasyum hidroksit = K2OH ) veya dağlama yöntemi uygulanır. Boynuz düğmelerinin etrafına vazelin uygulanması hayvanın zarar görmesini engeller. Dağlama yöntemi tercih edildiğinde kor haline gelmiş kızgın demir fazla bastırılmamalı işlem esnasında uygulama alanından sağa sola kaydırılmamalıdır.

Meme Bakımı: süt keçiciliğinde temel amaç temiz ve bol miktarda süt elde etmek olduğu için sağım öncesi ve sonrası meme bakımı büyük önem taşımaktadır. Sağım öncesinde ve sonrasında memenin ıslak bir bezle yıkanması, mümkünse antiseptikli su ile dezenfekte edilmesi en ideal olan uygulamadır. Meme başlarının kuruyup çatlamalarını engellemek için antiseptik sağım gresleri kullanılmalıdır.

Kastrasyon (Eneme): Keçi yetiştiriciliğinde teke veya erkek oğlakların üreme (eşeysel) faaliyetleri özel amaçlar için kastre ( eneme, burma )edilmek suretiyle durdurulur. Keçi Yetiştirmede kastre edilmiş erkek oğlakların canlı ağırlık artışı ile yemden yararlanma seviyeleri, kastre edilmeyenlere göre daha yüksektir. Ayrıca ileri yaşlarda ortaya çıkması muhtemel etteki teke kokusunu önlemek için Kastrasyon yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Tiftik keçisi ( Ankara keçisi ) yetiştiriciliğinde de kastrasyonun tiftik miktar ve inceliğine olumlu etkisinden söz edilebilir. Tekelerin kastrasyonun da en fazla tercih edilen yöntem kuru yöntem olup burdizzo pensi yardımıyla kan damarlarının bağlanması suretiyle uygulanır. Elastratör ( lastik halka ) ve kimyasal madde enjeksiyonu ile de aynı işlem uygulanabilir.

DERLEYEN: Vet. Hek. Hüseyin DEMİRTAŞ
 

Benzer Konular