Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor


ABDULLAH KARABACAK | ZONGULDAK - 23.08.2014 11:26:03

Zonguldak’ta Ertan Erdoğmuş(30), isimli vatandaş üniversitede hocalık yapmak yerine çiftçiliği tercih etti. Karadeniz Teknik Üniversitesi ' nde önce lisan ardından yüksek lisans eğitimini tamamlayan Erdoğmuş, bir süre asistan olarak fakültede görev yaptıktan sonra, akademik kariyerin kendisine göre bir iş olmadığına karar vererek baba ocağına yani köye döndü. Üniversitede öğrendiklerini köyde hayata geçiren Erdoğmuş, sulamayı içme suyundan, gübreyi ısırgan otundan, ilacı da sarımsak ve soğan karışımından elde ederek hem bilimsel hem de doğal üretim yapmayı başardı. Erdoğmuş, 'Üniversitede öğrendiğim bilgileri ve bilimsel çalışmalarımı bahçemde uygulama imkanı buluyorum. Akademik hayatıma devam etmiş olsaydım, bugün yardımcı doçentliğimin ikinci yılında olacaktım. Şu an yardımcı doçentin yıllık 3 katı kadar bir para kazanıyorum. Şimdi hedefim köyde kendi laboratuvarımı kurarak, virüssüz her türlü meyve ve sebze fidanın üretimini gerçekleştirebilmek.' dedi.

DOKTORAYA BAŞLAYACAĞI SIRADA ÇİFTÇİLİĞE YÖNELMEK ZORUNDA KALDI

Ereğli ' nin Ballıca köyünde ikamet eden maden emeklisi Akın(55) - Hava Erdoğmuş çiftinin iki çocuğundan biri olan Ertan Erdoğmuş, Karadeniz Teknik Üniversitesi(KATÜ) Biyoloji Bölümü ' nden 2004 yılında mezun oldu. Daha sonra başladığı KATÜ Tıp Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Fizyoloji Anabilim Dalı ' nda 4 yıl süren yüksek lisans eğitimini başarıyla tamamladı ve fakültede asistan olarak göreve başladı. Aynı zamanda Tıp Fakültesi 1. ve 2. sınıfda Fizyoloji Pratik Uygulamaları konusunda öğretici olarak derse girdi.

Ancak doktoraya başlayacağı sırada üniversite yönetimiyle yaşadığı problemler nedeniyle akademik hayatını yarıda bıraktı. Doktora yerine babasına ait 40 dönümlük fındık arazisinde 150 türde meyve – sebze ile bunların fide ve fidanlarını üretmeye başladı.
Dünyanın farklı ülkelerinden gelen; ahududu, böğürtlen ile nisan-ekim arasında yetişen çilek, sarı, siyah, kırmızı frenk üzümleri, Bektaşi üzümü, çeşitli tür ve renklerde domates, biber, patlıcan, elma, armut, karpuzun yanında arıcılık ve fındık yetiştiriciliği konularına el atan Erdoğmuş, sulamayı içme suyundan, gübreyi ısırgan otundan, ilacı da sarımsak ve soğan karışımından elde ederek doğal olduğu kadar bilimsel üretim yapmayı da başarmış.


2009 YILINDA AKADEMİSYENLİĞİ BIRAKTI

2009 yılından bu yana akademisyenlikten tarım sektörüne yöneldiğini belirten Erdoğmuş, 'Amacım eldeki malzemeyi en iyi şekilde kullanmaktı. 40 dönümlük arazide 4 yıldır çiftçilik faaliyetini yürütmekteyim. Fakültelerin kendi içerisinde hiyerarjik bir düzeni var. Kişisel olarak özgürlüğüne tutkun bir insanım. O dönemde yaşamış olduğum baskılar nedeniyle, verimli bir çalışma hayatı sürdüremeyeceğimi düşündüğüm için kendi işime yönelmek durumunda kaldım. Şu anda başta üzümsü meyveler grubuna giren çilek, böğürtlen, ahududu, Frenk üzümünün sarı, kırmızı ve siyahını, bölgemizin en önemli tarımsal ürünü olan fındığı, sebze grubunun tamamını, domates, biber, patlıcan, kendi içerisindeki her tür renkten aromadan üretimini yapmaktayım. Ürettiğim meyvelerin tamamının fidan üretimini de gerçekleştiriyorum. Kısır diye adlandırdığımız tohumlardan, asla kullanmıyorum. Bu işteki diğer üreticilerden farkım, doğal metotları baz alıyor olmam. Sulamayı içme suyuyla yapıyorum. Günlük ürünleri satışa sunarım. Stokta mal bulundurmam. Ürünümün tamamını bizzat tüketicinin kapısına kadar götürüyorum. İşe başladığım ilk günden itibaren satış yaptığım insanlara hala satış yapmaktayım. Lezzette, kokuda kaliteyi tutturduğunuzda kulaktan kulağa yayılıyor. Bir isteyen bir daha istiyor.' dedi.


ÜRETMEDİĞİ ÜRÜN YOK


Ertan Erdoğmuş, 4 yıllık süreçte yetiştirdiği mahsul verimliliği hakkında şunları söylüyor: 'Çilekte 8 bin fidanla çalışıyorum, ortalama 6 tonluk bir ürün alıyorum. Ülkemizin tamamında sezon bitmiş olmasına rağmen nisan ve ekim ayları arasında ürün alabiliyorum. Kullandığım cins, özel ve değerli türler. Fındıkta yıllık verimim 2 ila 6 ton arasında değişiyor. Bu sene 6 tonun üzerine çıkmasını bekliyorum. 4,5 ton böğürtlen ürettim. Gelecek yıl 6 tona çıkarmayı hedefliyorum. Bin 200 metrekarelik alanda karpuz yetiştiriciliği yapıyorum. Sezon ortalamam, 5 ton civarındadır.'

KENDİ LABORATUVARINI KÖYDE KURMAYI HEDEFLİYOR

Doktorluğu bırakıp çiftçilik yapmasına akademisyen arkadaşların destek verdiğini ancak köydeki insanlardan beklediği tepkiyi alamadığını dile getiren Erdoğmuş, köye yapacağı proje hakkında şu bilgiyi veriyor: 'Arkadaşlarım bu kararıma destek verdiler. Köydeki insanlardan beklediğim tepkiyi alamadım. Eğitimli insanların beni kendi mesleğime yönlendirmesi gerekirken tam tersi bir durumla karşılaştım. İnsanlar önce inanmıyorlar, belgeleri gösterince inanmak zorunda kalıyorlar. Aslında kendi mesleğimi yapıyorum. Olmam gereken yer burası. Kısa ve orta vadedeki hedeflerimi 4 yıllık sürede gerçekleştirdim. Hedefim 2016 yılı itibariyle kendi laboratuvarımı kurarak meristem dokudan virüssüz fidan üretimine başlamak olacak'

Anne Hava Erdoğmuş ise oğlunun kararına saygı duyduğunu kaydetti.

Video >>> http://www.cihan.com.tr/video/Universite-hocaligi-yerine-ciftciligi-tercih-etti-koyde-bilimsel-tarim-yapiyor_4077-CHMTUyNDA3Ny8wLzIvMQ==

02185732876_zps9f5e1f56.jpg

02185732877_zpsd1e992bb.jpg

02185732878_zps25658848.jpg

02185732879_zps4a52126e.jpg

02185732881_zps548cdb20.jpg

02185732883_zps386c3c74.jpg


Kaynak: Cihan http://www.cihan.com.tr/news/Universite-hocaligi-yerine-ciftciligi-tercih-etti-koyde-bilimsel-tarim-yapiyor_4077-CHMTUyNDA3Ny8x
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

keşke okuduğu alanda çalışmalarına devam etseydi.o kadar verilen emeğe ,zamana ve başka bir gencin hayallerinin önüne geçmeyip tarım üzerine okusaydı.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

aklı tesadüfen başarı sağlamış bir zaman sonra geçer gider. .
Akıllı bir Beyin o seviyeden bu seviyeye düşmez. .
sitede birkaç arkadaşta var..
bende aynı durumdayım..
Eczacıbaşı Doğuanadolu Müdürlüğünü bırak. .
gel köyde deutzun üstünde tarla sür. .
belli bi zaman iyiydi şimdi bin pişmanım. .
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

Mutlu, huzurlu ise diyecek bir şey yok. Ben hayvancılığı, hayvanları çok seviyorum. Sırf ileride ' ' keşke yapsaydım ' ' dememek için ufak da olsa deneyeceğim.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

YUSUFTUYLUOGLU link=topic=77311.msg913889#msg913889 date=1408863615' Alıntı:
aklı tesadüfen başarı sağlamış bir zaman sonra geçer gider. .
Akıllı bir Beyin o seviyeden bu seviyeye düşmez. .
sitede birkaç arkadaşta var..
bende aynı durumdayım..
Eczacıbaşı Doğuanadolu Müdürlüğünü bırak. .
gel köyde deutzun üstünde tarla sür. .
belli bi zaman iyiydi şimdi bin pişmanım. .

Hocam emin ol işe geri dön 2 gün sonra kafayı oynatır geri dönersin yine :D

Ben diş hekimiyim, İstanbul ' dayım. Sabırlı bir insan olmasam inan şimdiye kadar ya kafayı yerdim ya da katil olurdum. Evimle işim arası 20 km, normalde 20 dk arabayla. Gel gör ki İstanbul ' un hiç bitmeyen trafiği nedeniyle kimi zaman 1 saat kimi zaman 1.5 saatte anca işime gidiyorum ya da evime dönüyorum.

Bazen diyorum ki, dur Gürsel geç saatte çık işten hasta da bakarsın nasılsa geç saatte trafik olmaz. Hoooop bakıyorsun saat 11 ' de yine aynı trafik :D

Bunun yanında da hiç kimseye saygısı olmayan insanlarla uğraş, yaptığın işe saygısı olmayan hastalar, yolda saygısı olmayan benciller, markette sokakta her yerde boğulma hissi.

Geçen bir arkadaşla konuştum, Antalya ' ya gitti yerleşti. Ulan dedi hala anlamıyorum ne diye bu şehirde kalıyorsunuz, her şeyi pahalı, trafiği var, boğucu bir kalabalık. Ben de bilmiyorum dedim :D Siirt ' ten dayım geliyor arada, sanıyor ki biz her gün gezmelerdeyiz, her gece bir yerdeyiz. Eee tabi kendileri Siirt ' te öyle olunca :D Haliyle bizi de öyle sanıyor, ulan dışarıdan gelen adam İstanbul ' u benden daha fazla geziyor. Gidemiyorsun ki bir yere. Varsa yoksa çalış, çalış çalış. Yetmiyor bir de, hayat feci pahalı. En ucuz kira olmuş 1500 TL benim muhitte, sebze meyve desen diğer şehirlere göre 2 katı pahalı hatta 3 katı. Onu geçtim en önemlisi nefes alamıyorsun artık kalabalıktan, arabalardan. Afedersiniz bok gibi yer bu İstanbul. Neyse ki işimi seviyorum da biraz katlanıyoruz :)
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

DeHLiZ link=topic=77311.msg913901#msg913901 date=1408872188' Alıntı:
Hocam emin ol işe geri dön 2 gün sonra kafayı oynatır geri dönersin yine :D

Ben diş hekimiyim, İstanbul ' dayım. Sabırlı bir insan olmasam inan şimdiye kadar ya kafayı yerdim ya da katil olurdum. Evimle işim arası 20 km, normalde 20 dk arabayla. Gel gör ki İstanbul ' un hiç bitmeyen trafiği nedeniyle kimi zaman 1 saat kimi zaman 1.5 saatte anca işime gidiyorum ya da evime dönüyorum.

Bazen diyorum ki, dur Gürsel geç saatte çık işten hasta da bakarsın nasılsa geç saatte trafik olmaz. Hoooop bakıyorsun saat 11 ' de yine aynı trafik :D

Bunun yanında da hiç kimseye saygısı olmayan insanlarla uğraş, yaptığın işe saygısı olmayan hastalar, yolda saygısı olmayan benciller, markette sokakta her yerde boğulma hissi.

Geçen bir arkadaşla konuştum, Antalya ' ya gitti yerleşti. Ulan dedi hala anlamıyorum ne diye bu şehirde kalıyorsunuz, her şeyi pahalı, trafiği var, boğucu bir kalabalık. Ben de bilmiyorum dedim :D Siirt ' ten dayım geliyor arada, sanıyor ki biz her gün gezmelerdeyiz, her gece bir yerdeyiz. Eee tabi kendileri Siirt ' te öyle olunca :D Haliyle bizi de öyle sanıyor, ulan dışarıdan gelen adam İstanbul ' u benden daha fazla geziyor. Gidemiyorsun ki bir yere. Varsa yoksa çalış, çalış çalış. Yetmiyor bir de, hayat feci pahalı. En ucuz kira olmuş 1500 TL benim muhitte, sebze meyve desen diğer şehirlere göre 2 katı pahalı hatta 3 katı. Onu geçtim en önemlisi nefes alamıyorsun artık kalabalıktan, arabalardan. Afedersiniz bok gibi yer bu İstanbul. Neyse ki işimi seviyorum da biraz katlanıyoruz :)

Aynen abi, büyük şehir beni de bunaltıyor. Hayırlısıyla şu okul filan bitseydi ben gideceğim yerleri biliyorum da nasip artık :D.

Tabi herkes aynı şeyden hoşlanmaz ama bir de devlet dairesinde çalışıp ciğeri beş para etmez insanların altında çalışıyorsun ya insanın kanına dokunuyor. Adamlar torpille makam sahibi olmuş, iş bilmez bir şey bilmez ama ezerler. Memurluk filan hep çok güzel geliyor insanlara da fiziken daha az yorulsan bile zihnen inanılmaz yoruluyorsun. Akıl sağlığı önemli. Tabi ben böyle deyince tepki gösteriyorlar ama memur çocuğu olduğum için hatta tüm sülalem memur olduğu için zorluklarını biliyorum ve bu yönlerini söylüyorum.

Torpilin filan olacak da makam sahibi olacaksın, ancak o zaman tadına varırsın :D. Aksi halde alt kademe her meslekte olduğu gibi eziliyor.

Üniversite hocası olmak da kolay değil. Her gün ayakta sabahtan akşama kadar ders anlatıyorsun. Bir sınav yapıyorsun binlerce kağıt okuyorsun. Bu yüzden adamın çiftçiliği seçmesini yadırgamadım, sevdiği işi yapması güzel bir şey.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

peki beyler köyde veya kasabada yaşamak o kadar kolay mı? geçen konusu vardı. gençler kendilerine eş bulamamaktan yakınıyorlardı. bu işte mazot pahalı , bir kadın yövmiyesi 40 tl , yıl kurak gider ürün çıkaramassın bir dert , sermayesi çok getirisi az , ürünün düşmanı çok yani hastalıklarından tutunda hayvan zararlarından insan zararına kadar. Daha yazayım mı?
Vesselam hepimizin işi kolay değil genede halimize binlerce şükür.
birde Suriye , Irak veya Afrika gibi yoksul ülkelerde yaşasaydık.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

istanbul da yaşıyorum ve bir yandan çiftçilik yapmaktayım bildiğiniz gibi, hatrı sayılır uluslararası şirketlerde iyi koşullarda çalıştım insanlarla uğraşmaktansa Çiftçiliği servet verseler değişmem. Köklerim beni buraya bağlıyor istanbulun yerlisi sayılırız, yoksa 1 dk durmam bu şehirde. Konusu geçen arkadaşı üretiminden dolayı kutluyorum.
 

Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

FEHİM link=topic=77311.msg913913#msg913913 date=1408876270' Alıntı:
peki beyler köyde veya kasabada yaşamak o kadar kolay mı? geçen konusu vardı. gençler kendilerine eş bulamamaktan yakınıyorlardı. bu işte mazot pahalı , bir kadın yövmiyesi 40 tl , yıl kurak gider ürün çıkaramassın bir dert , sermayesi çok getirisi az , ürünün düşmanı çok yani hastalıklarından tutunda hayvan zararlarından insan zararına kadar. Daha yazayım mı?
Vesselam hepimizin işi kolay değil genede halimize binlerce şükür.
birde Suriye , Irak veya Afrika gibi yoksul ülkelerde yaşasaydık.
Abi yaşam hiç bir yerde kolay değil. Paylaştığım videodaki gibi bir kadın bulayım evlenirim hemen. Ama emin ol koyde 3 le yaşıyorsan burada 10 la bile bazen olmuyor. 2000 TL kira mı olur? Domatesin kilosu bazen 2 lira geçen aldım 4 lira. Ama en kötüsü ne biliyor musun Fehim abi, sırf benim apartmanda 52 daire var, 10 kişiyi anca tanıyorsun. Kimse kimseye selam bile vermiyor işi yoksa onunla.

Bak ben diş Hekimi yim çoğu kişi beni para içinde yüzer zanneder emin ol. Her yerde büyük Klinikler var bize gelen çok kalmadı, 2.5 yıldır açtım muayenehaneyi yine şükür bir şekilde kazanıyorum ama, haziranda ve ramazanda neredeyse 0 çektim.

Bunu niye anlattım, kızlar dizilerden, magazinden gördükleri gibi sanıyor İstanbul ' u, taşı toprağı altın değil Afedersin bok. Giren boka batıyor anlayacağın. 8 ay önce nişanlanacaktım, nişandan 1 hafta önce ayrıldım, evlilere bakıyorum boşanan eden çok. Boş versin arkadaşlar evlenilmeyecek, onu mutsuz edecek bir kızla evleneceğine bekar kalsınlar daha iyi. Zaten öyle kadına gel sarayda yaşayalım desen bir kulp bulur yine. Oysa sadece bir aile arayan kadınla mağarada yasa yine mutlu olursun. Bu tecrübeyi edindim abi, bundan sonra sadece kendi mutluluğum önemli, herkesi mutlu etmeye çalışmaktan yoruldum artık, çünkü ne kadar çabalarSam çabalayayım kimse mutlu olmuyor, hep daha fazlasını istiyor.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

DeHLiZ link=topic=77311.msg913919#msg913919 date=1408877844' Alıntı:
Abi yaşam hiç bir yerde kolay değil. Paylaştığım videodaki gibi bir kadın bulayım evlenirim hemen. Ama emin ol koyde 3 le yaşıyorsan burada 10 la bile bazen olmuyor. 2000 TL kira mı olur? Domatesin kilosu bazen 2 lira geçen aldım 4 lira. Ama en kötüsü ne biliyor musun Fehim abi, sırf benim apartmanda 52 daire var, 10 kişiyi anca tanıyorsun. Kimse kimseye selam bile vermiyor işi yoksa onunla.

Bak ben diş Hekimi yim çoğu kişi beni para içinde yüzer zanneder emin ol. Her yerde büyük Klinikler var bize gelen çok kalmadı, 2.5 yıldır açtım muayenehaneyi yine şükür bir şekilde kazanıyorum ama, haziranda ve ramazanda neredeyse 0 çektim.

Bunu niye anlattım, kızlar dizilerden, magazinden gördükleri gibi sanıyor İstanbul ' u, taşı toprağı altın değil Afedersin bok. Giren boka batıyor anlayacağın. 8 ay önce nişanlanacaktım, nişandan 1 hafta önce ayrıldım, evlilere bakıyorum boşanan eden çok. Boş versin arkadaşlar evlenilmeyecek, onu mutsuz edecek bir kızla evleneceğine bekar kalsınlar daha iyi. Zaten öyle kadına gel sarayda yaşayalım desen bir kulp bulur yine. Oysa sadece bir aile arayan kadınla mağarada yasa yine mutlu olursun. Bu tecrübeyi edindim abi, bundan sonra sadece kendi mutluluğum önemli, herkesi mutlu etmeye çalışmaktan yoruldum artık, çünkü ne kadar çabalarSam çabalayayım kimse mutlu olmuyor, hep daha fazlasını istiyor.

Yapılan bir araştırma:

Amerika ' da bilmem kaç bin kişiye soruyorlar:

'Bir adam, büyük fedakarlıklarla nükleer bir felaketin önüne geçerek dünyayı kurtardı. O kişiye karşı ne hissedersiniz?'

Soru bu.

Cevaplar:

% 52 sevgi / sempati duyarım
% 48 sevmek zorunda değilim. herhangi birşey hissedeceğini sanmıyorum.

Mecaz değil, gerçek anlamda 'dünyayı kurtarsan' bile 2 kişiden biri seni sevmeyecek. Olay budur.

Kendiniz için yaşayın.


Özet: insanları mutlu etmek için hiç kendinizi yırtmayın. 'Dünyayı bile kurtarsanız' nafile..
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

gerek ülkemizin birçok yerinde gerekse sitede bu habere konu olan kişi gibi birsürü insan var biriside benim
fakat işin birde diger boyutu var egerki aldıgımız egitim sonunda kendimiz için hakettigimizi düşündügümüz bir meslegi yapsaydık veya maddi yönden egitimini aldıgımız meslek bizi tatmin etseydi acaba çiftçilik yaparmıydık
daha evlenemiyoruz bile bu yaşa geldik bekar geziyoruz varmı ötesi :D
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

DeHLiZ
sorunlarına biraz cevap vermeye çalışayım. senin gibi bende 49 haneli apartmanda oturuyorum. kimi tanıyorsun dersen en fazla 5 bilemedin 6 diyeyim. bu sorun aynı.
ikinci bir işinin olması bence çok güzel para kazanma konusuna gelince bundan üç beş yıl öncesine kadar pancar ekiyordum. ektiğim son üç sene para kazanmayı bırak diğer mahsullerin parasını da elimden aldı.
Eş konusu ince iş sana geçmiş olsun demekten başka bir diyebileceğim bir şey yok.
Kendini mutlu etmen veya etmeye çalışman çok güzel. ancak yorulmak gibi hayata işleyemeyiz. çünkü yaşamak güzel birde yanında üzüntünü sevincini paylaşabileceğin varsa güzel en güzeli de bunun meyvesini bu dünya gözüyle görebilmek. bu işin güzel tarafı birde bu güzelliğin faturası olacaktır tabi ki.
Bu dünya dan ümidini sakın yitirme derim bence inat edip daha çok saldır hayata. çalıştıkça mutlu olmayı da unutma (ihmal etme)
videoda bir terslik var şöyle 18-20 sağılır hayvan var günlük süt üretimi 200 lt kadar sadece bir hayvandan 40 lt süt alırsa gerisi muamma bence , gelir hesaplanmışta giderden bahseden yok.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

FEHİM link=topic=77311.msg913924#msg913924 date=1408880143' Alıntı:
DeHLiZ
sorunlarına biraz cevap vermeye çalışayım. senin gibi bende 49 haneli apartmanda oturuyorum. kimi tanıyorsun dersen en fazla 5 bilemedin 6 diyeyim. bu sorun aynı.
ikinci bir işinin olması bence çok güzel para kazanma konusuna gelince bundan üç beş yıl öncesine kadar pancar ekiyordum. ektiğim son üç sene para kazanmayı bırak diğer mahsullerin parasını da elimden aldı.
Eş konusu ince iş sana geçmiş olsun demekten başka bir diyebileceğim bir şey yok.
Kendini mutlu etmen veya etmeye çalışman çok güzel. ancak yorulmak gibi hayata işleyemeyiz. çünkü yaşamak güzel birde yanında üzüntünü sevincini paylaşabileceğin varsa güzel en güzeli de bunun meyvesini bu dünya gözüyle görebilmek. bu işin güzel tarafı birde bu güzelliğin faturası olacaktır tabi ki.
Bu dünya dan ümidini sakın yitirme derim bence inat edip daha çok saldır hayata. çalıştıkça mutlu olmayı da unutma (ihmal etme)
videoda bir terslik var şöyle 18-20 sağılır hayvan var günlük süt üretimi 200 lt kadar sadece bir hayvandan 40 lt süt alırsa gerisi muamma bence , gelir hesaplanmışta giderden bahseden yok.
Abi valla ben orada gelir kısmına bakmadım :) kadın üniversite bitirmiş gelmiş süt sağıyor :D ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti :)
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

Dünya ' ya kaç defa geleceğiz Allah aşkına? Niye sevmediğimiz bir iş ile ömrümüzü bitirelim. Zaten ülkemizde 70-75 yaşı ancak görüyoruz. Bunun ilk 25 senesi okumakla ve askerle geçiyor (hepsine zamanında başlar ve bitirirsen). Ee belli bir yaştan sonra da hem fiziken hem de zihnen yorulmaya başlıyorsun. Bu yüzden ne yapacaksan 25 ile 55 yaş arası yaptın yaptın, sonrası ve öncesi sıkıntılı :D.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

ELPRESACANARİO link=topic=77311.msg913932#msg913932 date=1408881815' Alıntı:
Dünya ' ya kaç defa geleceğiz Allah aşkına? Niye sevmediğimiz bir iş ile ömrümüzü bitirelim. Zaten ülkemizde 70-75 yaşı ancak görüyoruz. Bunun ilk 25 senesi okumakla ve askerle geçiyor (hepsine zamanında başlar ve bitirirsen). Ee belli bir yaştan sonra da hem fiziken hem de zihnen yorulmaya başlıyorsun. Bu yüzden ne yapacaksan 25 ile 55 yaş arası yaptın yaptın, sonrası ve öncesi sıkıntılı :D.

az önce başka bir konuda da yazdığım gibi hep muhalefet yapıyorum. kendim için yazıyorum esnaflık ve çiftçilik yapmaya çalışıyorum. 89 yılından bu güne kadar cumartesi pazarım olmadı sabah en geç 06 da kalkarım. işlerimi seviyor muyum hayır ama hayat devam ediyor. faturalar gelmeye devam ediyor birde çoluk çocuğa karıştıktan sonra baktım çıkış yok mecburiyetten işimi sevmeyi öğrendim.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

YAVUZ_13 link=topic=77311.msg913923#msg913923 date=1408879484' Alıntı:
gerek ülkemizin birçok yerinde gerekse sitede bu habere konu olan kişi gibi birsürü insan var biriside benim
fakat işin birde diger boyutu var egerki aldıgımız egitim sonunda kendimiz için hakettigimizi düşündügümüz bir meslegi yapsaydık veya maddi yönden egitimini aldıgımız meslek bizi tatmin etseydi acaba çiftçilik yaparmıydık
daha evlenemiyoruz bile bu yaşa geldik bekar geziyoruz varmı ötesi :D

Yavuz sen de öğretmenlik yap 1-2 yıl. Bul bi tane, Nikahı bas, 1 sene geçmeden direk tarlaya.

Aklınızı kullanın azcik :)
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

sebazios link=topic=77311.msg913938#msg913938 date=1408883485' Alıntı:
Yavuz sen de öğretmenlik yap 1-2 yıl. Bul bi tane, Nikahı bas, 1 sene geçmeden direk tarlaya.

Aklınızı kullanın azcik :)
kardeş valla bu dediign belki 2005-2010 arası yıllarda olsa belki olurdu ama şimdi hiçbir bayan kusura bakmasında isterse dünyanın en güzel en hamarat en namusulu en mükemmel bayanı bile çıksa karşıma ve bu dedigini dese yani evlenmek için bu şehir de yaşama ve şehirde çalışma şartını koysa karşıma
ilk sözüm başka kapıya güzelim allah versin derim :)
ben düzenimi azda olsa kurmuşum burda bu meslekte ve bu yaştan sonra sırf evlenmek için anasının babasının bakamadıgını terbiye edemedigi adam edemedigi çocukları avutmam yani
kaldıki yapmadıgım bir işdegil azbuçuk biliyorum egitim camiasında ki durumları ve çekilecek dert degil inan
git asgari ücretle biryerde çalış daha iyi enazından kafan agrımaz
 

Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

FEHİM link=topic=77311.msg913936#msg913936 date=1408882552' Alıntı:
az önce başka bir konuda da yazdığım gibi hep muhalefet yapıyorum. kendim için yazıyorum esnaflık ve çiftçilik yapmaya çalışıyorum. 89 yılından bu güne kadar cumartesi pazarım olmadı sabah en geç 06 da kalkarım. işlerimi seviyor muyum hayır ama hayat devam ediyor. faturalar gelmeye devam ediyor birde çoluk çocuğa karıştıktan sonra baktım çıkış yok mecburiyetten işimi sevmeyi öğrendim.

Haklısınız çiftçilik de zor. Herkes sevmeyebilir tabi ki. Bazen şartlar sevmediğiniz işleri yapmaya sürüklüyor. O zaman da insan yaptığı işle mutlu olmaya çabalıyor. Bu hobiler filan da bu nedenle çıkmış, işin stresini atmak için.
 
Ynt: Üniversite hocalığı yerine çiftçiliği tercih etti, köyde bilimsel tarım yapıyor

Ailem çiftçilik yapıyor , ben şehirde yaşıyorum.
Şükürler olsun hayatımı kazandığım bir mesleğim var. Sık sık köye gidiyorum oradaki bir hayatın parçası olmak ve elimden geldiğince yardım etmek için.
Haliyle hem şehirde hemde köyde çevremiz var , her iki hayatında zorluklarını sizinde birçoğunuz gibi görüyor ve yaşıyorum.
Sorarsan şehirdede , köydede çok mutsuz olanlar var. Herkez kendi işinin zorluklarını anlatıyor , şehirdekilerin hayali köy , köydekilerin birçoğunun hayali şehir , aman çocuklarımız okusun , bizim gibi köyde zorluk çekmesin derdinde.
Kendi adıma hayatımda bir taraf köy olmasa daha zor yaşardım , arada kaçıp gitmek şehirden bana nefes aldırıyor , kafamı boşaltıyorum.
Köyden yorgun argın şehire gelince ise , şehirdeki işimin ve düzenimin kıymetini anlıyorum. Hayatımda böyle bir denge kurmaya çalışıyorum.
Sizede bu düzeni tavsiye ederim , bir karış dahi bir toprak ile uğraşmak stresi alıyor.
 

Benzer Konular