Ynt: Düşünceleriniz Nelerdir?
Simental güzel hayvandır.
Etçisi var, sütçüsü var. Almanlar ve Avusturyalılar sütçü olanlarını besliyorlar. Fleckvieh diyorlar. Fransızlar da sütçü olanlarını tercih ediyorlar. Montbeliard diyorlar adına. Farkları ne derseniz, fark şudur:
Fransızlar genetik ıslah politikası olarak seçimi önce süt, sonra dayanıklılık ve tip, en son da et önem sırasına göre yapıyor. Böylece ülkedeki Simentaller daha çok Kırmızı Holstein ' a benzeyen sütçü tipi daha yüksek ama narin bir ırk şeklinde. Bunlara Montbeliard deniyor. Almanya ve Avusturya bu konuda ortak hareket ediyor ve ZAR izimli bir Birlikleri var. Onların genetik ıslah politikası ise önce dayanıklılık ve tip, sonra süt, sonra da et şeklinde. Yani sütlü olsunlar ama bir o kadar da dayanıklı olsunlar istiyorlar. Bunlar da Fleckvieh diyorlar. İngilizler etçileri ile ilgileniyorlar ve Simental diyorlar. Amerikalılar etçileri ile ilgileniyorlar ve Simental diyorlar. Kanada da aynı. Çek Cumhuriyeti, Macaristan, vs. Alman-Avusturya Fleckviehlerini besliyor ve ülke olarak da birlikler vasıtasıyla yol haritalarını çizmiş ve kendi Simental tiplerini oluşturmuş bile sayılırlar. Çünkü ithalatta bu ülkeleri tercih edenler hiç de az değil.
Türkiye ' deki durum ise gözlemlediğim kadarıyla şöyle:
Montofon dediğimiz Brown Swiss ırkı ülkemize getirilmiş. Hatta ülkemize adapte edilip, Karacabey Esmeri adıyla bir tip bile oluşmuş ama daha sonra Holstein ırkına karar kılınıp yola devam edilmiş. Birlikler kurulmuş, ciddi mesafe katedilmiş. Ülkemizde yer gök Holstein. Sütlü hayvanlar. Ama bir o kadar da narin, dayanıksız. Sık hastalanıyor. Meme problemi fazla. Ayak problemi fazla. Döl tutma problemi yüksek. Vermesine veriyor ama bir yandan da alıyor. Ama sonuç olarak ideal şartlarda para kazandıran bir ırk. Ama sağlam bir veterineriniz olmalı, ahırda hijyen olmalı, sağımı çok muntazam ve kurallara harfiyen uygun davranılmalı. Yoksa dertli olursunuz, para da kazanamazsınız. Hadi para kazanıyorsunuz diyelim ama bence mutsuzluk, moral bozukluğu eksik olmaz çiftliğinizden.
Böyle olduğu için 90 ' lı yıllarda ülkemize Simental ırkı hayvanlar getirildi. Vatandaşa krediyle dağıtıldı. Ama iyi seçilmediği için, baştan savma özensiz ithalat yapıldığı için, zaten bilinçsiz olan vatandaş bunlardan memnun kalmadı. Sütsüz bunlar dediler. Yol stresi yaşamış hayvanlar, etçi tip olanlar, bu ortama henüz alışmamış hayvanlar sabırsız imsanımız tarafından satıldı, kesildi heba edildi. Adı kötüye çıktı. Sabredenler, verime göre eleme yapanlar, suni tohumlama ile elindeki hayvanı genetik olarak geliştirenler bugünlere geldi. Ama bu işletmelerin sayıları çok az. Ama hayvancılık camiasının en mutlu işletmeleri bunlar bence. Ben de bunlardan biriyim.
Simental süt verimi: 7 ton
Holstein süt verimi: 9 ton
Fark bu. Holstein ' ın tek üstünlüğü yılda 2 ton süttür. Bir de ülkemizde yaygın olmasıdır.
Simentalin artı özellikleri:
Daha az veteriner masrafı. Daha sağlam meme, daha sağlam ayak, daha iyi döl verimi, daha kaliteli süt, daha çok et, daha kaliteli et, yapılan hatalara daha toleranslı, buzağıları daha değerli,arızalı hayvanlar daha tüksek paraya satılır yani hurdası bile daha çok para eder. Hayvan satçam deyin, insanlar sıraya girer. Uysal ağır kanlı hayvanlar, sevimli. Melezlemeye çok uygun bir ırk. Holstein melezleri harika oluyor. Sütünüzü almak için alıcılar aralarında kavga eder. En az 10 krş. daha pahalıya satarsınız. Besi de yapacaksanız dananızı almak için kasaplar birbirleriyle yarışır. 1 tl daha pahalıya satarsınız.
Ama hepsinden önemlisi de :daha çok mutluluk. Daha az üzüleceğiniz kesin. Bıktım bu işten deyip iş değişikliğine gitme olasılığınız çok düşük.
Bunlar benim gözlem ve düşüncelerim.
Kağıt, kalem ve bir de hesap makinesi alıp hesaplarsanız sonuç sizi belki Holstein ' a götürebilir ama hayvancılıkta 1+1 her zaman 2 etmez.