BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

UÖZKAN.77 link=topic=77893.msg988653#msg988653 date=1427879883' Alıntı:
bayburt/merkez.. güzün anıza ekilen tritikaleler.. çıkışlar o civarda sürülüp ekilenlerden daha iyi:)






Umut Abi bereketli olsun.

Hafif bi fosfor noksanlığı görülüyor ama sizinkilerin ot ilacı dahi atmadığını söylediğin için demeye dilim varmıyor :)
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

Hayırlı uğurlu olsun. Yüzyılın ekim metodu bence anıza direk ekim.

www.tarmakpar.com
Tarım Makineleri Yedek Parçaları
internetteki Yedek Parçacınız...
 

Resimler ve ekler

  • _DSC7635.JPG
    _DSC7635.JPG
    3.1 MB · Görüntüleme: 267
  • rr 014.JPG
    rr 014.JPG
    969.2 KB · Görüntüleme: 234
  • _DSC7635.JPG
    _DSC7635.JPG
    3.1 MB · Görüntüleme: 239
  • rr 014.JPG
    rr 014.JPG
    969.2 KB · Görüntüleme: 231
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

inanın o civardaki sürülüp ekilen tarlaların hepsinden iyi çıkışlar..:)

sonu ne olur bekleyip görcez, paylaşırım.. tüm ülkede tüm ürünlerde EN iyi yöntem olmayabilir ama bizim ekolojik özelliklerdeki biçok yerde bu iş tutar derim şimdiden.. çok verimli ovalara göre size zayıf gelmiş olabilir çıkışlar ama.. yanımda görsün diye götürdüğüm buranın en büyük üreticilerinden biri aynen mibzerden almaya karar verdi:)

yılmaz bizim buralar belgesiz organik.. çoğu tarlayı bi ekerken bi biçerken görüyo..:) ot-böcek ilacı sıfıra yakın.. iyi tarlalara basarlar bolca hayvan gübresi dayan gitsin o kadar, parası olan da azıcık dap-üre atar bitti:)
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

Mustafa ben de biraz mandıra filozofu tarafındayım..

eskiden beri ademoğlunun kaş yapayım derken göz çıkardığına bütün tarih-mazi şahittir..

yani 'elleme gardaşım, beni kendi halime bırak' mantığı özellikle ekolojide ÇOK geçerli derim.. aslında sağlıkta da geçerli.. bu gidişle doktorların/ilaçların/hastanelerin öldürdüğü insan sayısı, kurtardıklarını GEÇECEK, şaka değil gerçek!

madem meraklısın ISRARLA OKU DERİM..

EKİN SAPI DEVRİMİ-M. Fukuoka (japon tarım filozofu)

***

sorunun cevabı;

gözlemlerime dayanarak.. anıza ekimde toprak erozyona uğramıyo, topğrağın yapısı bozulmuyo aksine düzeliyo, suyu daha iyi tutuyo.. İNAN en son attığım tarlanın TÜM komşu parselleri o kadar iyi çıkmadı hepsi de sürülüp ekilmişti..

aslında özü.. biz çoğu şeyi daha iyi yapacağım derken bok eden bi canlıyız.. aklımız fazla çalışıyo ters tepiyo ondan:) pulluğun mazisi dünyaya yayılması 1 asrı geçmez tarım 10 BİN yıldır yapılıyo diyim anla:)
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

UÖZKAN.77 link=topic=77893.msg989272#msg989272 date=1428049730' Alıntı:
inanın o civardaki sürülüp ekilen tarlaların hepsinden iyi çıkışlar..:)

sonu ne olur bekleyip görcez, paylaşırım.. tüm ülkede tüm ürünlerde EN iyi yöntem olmayabilir ama bizim ekolojik özelliklerdeki biçok yerde bu iş tutar derim şimdiden.. çok verimli ovalara göre size zayıf gelmiş olabilir çıkışlar ama.. yanımda görsün diye götürdüğüm buranın en büyük üreticilerinden biri aynen mibzerden almaya karar verdi:)

yılmaz bizim buralar belgesiz organik.. çoğu tarlayı bi ekerken bi biçerken görüyo..:) ot-böcek ilacı sıfıra yakın.. iyi tarlalara basarlar bolca hayvan gübresi dayan gitsin o kadar, parası olan da azıcık dap-üre atar bitti:)

Umut Abi öyle tarım olmaz.

'Bi ekerken git, bi biçerken, parası olan azıcık DAP atar'

Tarımsal gelişmemişliğin itirafıdır bu cümle.

Abi sen Ziraat Mühendisi ' sin. Sence de bu düşünce yapısı doğru ise diyecek birşeyim yok zaten.

Trakyalı hemşerim Emin Elçin ' in, geçen yıl telefonda konuşurken kurduğu bir cümle hep aklımda:

'Attığım sistemik etkili süne ilacından sonra tam 35 gün boyunca istisnasız her gün tüm tarlaları dolaştım, herhangi bir süne popülasyonuna rastlacak mıyım diye'

Tarım budur.

Bu adamın kuru şartlarda ortalaması 830 kg/da ' dı geçen yıl. 900 ' ü geçtiği tarlaları oldu.

Hollanda ' da 'ülke ortalaması' 1000kg/da sınırında. 21. Yüzyıldayız. Kumda oynayacak zaman kalmadı yani.

Pulluğun 100 yıllık mazisi var. Doğru.

Ama bunu söylerken, sabanın 8000 yıllık mazisi olduğundan bahsetmemişsin.

Tarım pullukla başlamadı. Böyle bir yargı oluşmasın.

Biriyorsun. Asıl bıranşım tarih ve tarihin sadece işe gelen kısımlarını almanın çok tehlikeli olduğunu öğrettiler bize.

Tarım 8000 yıl yaşında. Sabanla akran. Dediğin gibi olsaydı, 8000 yıldır muhakkak anıza ekmeyi bir şekilde becerirdi insanoğlu. Boşu boşuna sabanı icat etmezdi.

Yani insanoğlu ne zaman toprağı işlemeyi öğrendi, toprağa ilk bupdayı da o zaman attı.

Anıza ekim yöntemine 'organiklik' maskesi takmak da çok riskli bir hareket.

Çünkü anıza ekimin temel sorunu olan yabancı otlar, yoğun ve etkili herbisit kullanımı ile önlenir.

Yoğun herbisit (kimyasal ot ilacı) ile anıza ekim, et ile tırnak gibi bir birbirinden ayrılamaz bir bütündür. Bunları birbirinden ayırmak yetiştiriciyi felakete götürür.

Tabloda, toprak işleme türüne göre mahsüldeki yabancı ot miktarları karşılaştırırmış:

807e80f65167ee6ca5df1264993bb17f.jpg


Böyle bir ot sorunu varken organikçilik oynayacak, herbisit kullanmayacaksın. Abi yok öyle dünya.

Mazottan kazanılan para ot ilacına verildikten sonra bu işin bi anlamı kalır mı?

Senin sevdiğim bir lafın var:

'Her bakımdan mükemmel olan bir şey varsa, o büyük ihtimal cennettedir' diye. Bu iş de öyle.

Yani tarımın saban ile doğması gibi anıza ekim de 'herbisit' ile doğdu.

Bir de herbisit ile kontrol altına alınamayan yabancı otlar var ki o konu çok daha vahim. Mesela kanola ekiyorsan, hardal ile ilgili yapabilecin en etkili, belki de tek mücadele, iyi bir toprak hazırlığıdır. Ilaca kaldıysan bittiğinin resmidir. Benzer durumlar buğdaydan arpaya her bitkide mevcut. Ve mekanik mücadele edilmediği sürece popülasyonları artıyor.

Bi de böyle birşey var.

Bu, olayın tarihsel ve metodolojik eleştirisiydi.

***

Gelelim verime:

Öncelikle bir yöntemin faydasını bilimsel olarak kanıtlama işi sadece paraya bakar.

Biraz makam,biraz mevki, biraz ödenek ile istediğiniz araştırma sonucunu çıkartırsınız bu ülkede. Maalesef ki akademisyenlerimizde biraz sorun var.

Hiç şaşırmayın. Çalıntı tez ile doktora yapan adamın ÖSYM başkanlığına getirildiği bir ülkede yaşıyoruz.

O nedenle tedbirli olucaz. Yani bir araştırmaya bakmadan önce, o araştırmayı kimin finanse ettiğine bakıcaz.

Çünkü Marlboro ' nun finanse ettiği bir araştırmadan 'sigara sağlığa çok faydalıdır' diye bir sonuç çıkabilir. Bu sigaranın faydalı olduğu anlamına gelmez.

Anıza Ekim ' de de maalesef böyle bir durum var. Tarım bakanlığının desteklediği neredeyse tüm araştırmalarda 'anıza ekim mucize' olarak çıkmış. Fotokopi gibiler.

Ama aşağıda, konu üzerine bu güne kadar yapılmış en ayrıntılı araştırmalardan biri var. Saha tecrübesi olan, üstelik tamamen bağımsız biri tarafından yapılmış.

Masa başında asparagas Araştırmacılık değil. Tarlanın içinden çıkmadan yapılan bi araştırma. Çok da güzel bir dille anlatılmış. Buyrun:

acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/1030/357061.pdf?sequence=1&isAllowed=y

Sonuçlar, mibzer üreticilerinin iddia ettiğinden bayağı bir farkı çıkmış açıkçası.

Tane verimindeki kayıp %40!..

***

Umut Abi sen şimdi diyebilirsin ki 'ilk yıllar verim düşebilir ama 4-5. yıla doğru toparlıyor'. Olabilir. Ama maalesef içimizde 4-5 yıllık bir verim kaybını kaldırabilecek az kişi var.

iflas bayrağını diktikten sonra da topraktaki karbon dengesin çiftçi için çok bir önemi kalmıyor açıkçası.

Hani derler ya 'Hiç bir şey bilmiyorsan, bir bileni takip et' diye.

Bakıyoruz, bu işin 'bileni' olanlar (özellikle Hollandalılar ve Almanlar) bu yöntemi tercih etmiyor. (Çok lokal örnekleri varsa vardır)

Hatta o kadar ki, bu gün ekim konusunda dünyanın en iyileri sayılan amazone, lemken, kuhn gibi markalar 'anıza ekim mibzeri denilen aleti 'üretmiyorlar' bile..

Bu işte bir terslik yok mu?
 
Son düzenleme:

Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

sebazios link=topic=77893.msg989891#msg989891 date=1428174545' Alıntı:
Umut Abi öyle tarım olmaz.

'Bi ekerken git, bi biçerken, parası olan azıcık DAP atar'

Tarımsal gelişmemişliğin itirafıdır bu cümle.

Abi sen Ziraat Mühendisi ' sin. Sence de bu düşünce yapısı doğru ise diyecek birşeyim yok zaten.

Trakyalı hemşerim Emin Elçin ' in, geçen yıl telefonda konuşurken kurduğu bir cümle hep aklımda:

'Attığım sistemik etkili süne ilacından sonra tam 35 gün boyunca istisnasız her gün tüm tarlaları dolaştım, herhangi bir süne popülasyonuna rastlacak mıyım diye'

Tarım budur.

Bu adamın kuru şartlarda ortalaması 830 kg/da ' dı geçen yıl. 900 ' ü geçtiği tarlaları oldu.

Hollanda ' da 'ülke ortalaması' 1000kg/da sınırında. 21. Yüzyıldayız. Kumda oynayacak zaman kalmadı yani.

Pulluğun 100 yıllık mazisi var. Doğru.

Ama bunu söylerken, sabanın 8000 yıllık mazisi olduğundan bahsetmemişsin.

Tarım pullukla başlamadı. Böyle bir yargı oluşmasın.

Biriyorsun. Asıl bıranşım tarih ve tarihin sadece işe gelen kısımlarını almanın çok tehlikeli olduğunu öğrettiler bize.

Tarım 8000 yıl yaşında. Sabanla akran. Dediğin gibi olsaydı, 8000 yıldır muhakkak anıza ekmeyi bir şekilde becerirdi insanoğlu. Boşu boşuna sabanı icat etmezdi.

Yani insanoğlu ne zaman toprağı işlemeyi öğrendi, toprağa ilk bupdayı da o zaman attı.

Anıza ekim yöntemine 'organiklik' maskesi takmak da çok riskli bir hareket.

Çünkü anıza ekimin temel sorunu olan yabancı otlar, yoğun ve etkili herbisit kullanımı ile önlenir.

Yoğun herbisit (kimyasal ot ilacı) ile anıza ekim, et ile tırnak gibi bir birbirinden ayrılamaz bir bütündür. Bunları birbirinden ayırmak yetiştiriciyi felakete götürür.

Tabloda, toprak işleme türüne göre mahsüldeki yabancı ot miktarları karşılaştırırmış:

807e80f65167ee6ca5df1264993bb17f.jpg


Böyle bir ot sorunu varken organikçilik oynayacak, herbisit kullanmayacaksın. Abi yok öyle dünya.

Mazottan kazanılan para ot ilacına verildikten sonra bu işin bi anlamı kalır mı?

Senin sevdiğim bir lafın var:

'Her bakımdan mükemmel olan bir şey varsa, o büyük ihtimal cennettedir' diye. Bu iş de öyle.

Yani tarımın saban ile doğması gibi anıza ekim de 'herbisit' ile doğdu.

Bir de herbisit ile kontrol altına alınamayan yabancı otlar var ki o konu çok daha vahim. Mesela kanola ekiyorsan, hardal ile ilgili yapabilecin en etkili, belki de tek mücadele, iyi bir toprak hazırlığıdır. Ilaca kaldıysan bittiğinin resmidir. Benzer durumlar buğdaydan arpaya her bitkide mevcut. Ve mekanik mücadele edilmediği sürece popülasyonları artıyor.

Bi de böyle birşey var.

Bu, olayın tarihsel ve metodolojik eleştirisiydi.

***

Gelelim verime:

Öncelikle bir yöntemin faydasını bilimsel olarak kanıtlama işi sadece paraya bakar.

Biraz makam,biraz mevki, biraz ödenek ile istediğiniz araştırma sonucunu çıkartırsınız bu ülkede. Maalesef ki akademisyenlerimizde biraz sorun var.

Hiç şaşırmayın. Çalıntı tez ile doktora yapan adamın ÖSYM başkanlığına getirildiği bir ülkede yaşıyoruz.

O nedenle tedbirli olucaz. Yani bir araştırmaya bakmadan önce, o araştırmayı kimin finanse ettiğine bakıcaz.

Çünkü Marlboro ' nun finanse ettiği bir araştırmadan 'sigara sağlığa çok faydalıdır' diye bir sonuç çıkabilir. Bu sigaranın faydalı olduğu anlamına gelmez.

Anıza Ekim ' de de maalesef böyle bir durum var. Tarım bakanlığının desteklediği neredeyse tüm araştırmalarda 'anıza ekim mucize' olarak çıkmış. Fotokopi gibiler.

Ama aşağıda, konu üzerine bu güne kadar yapılmış en ayrıntılı araştırmalardan biri var. Saha tecrübesi olan, üstelik tamamen bağımsız biri tarafından yapılmış.

Masa başında asparagas Araştırmacılık değil. Tarlanın içinden çıkmadan yapılan bi araştırma. Çok da güzel bir dille anlatılmış. Buyrun:

acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/1030/357061.pdf?sequence=1&isAllowed=y

Sonuçlar, mibzer üreticilerinin iddia ettiğinden bayağı bir farkı çıkmış açıkçası.

Tane verimindeki kayıp %40!..

***

Umut Abi sen şimdi diyebilirsin ki 'ilk yıllar verim düşebilir ama 4-5. yıla doğru toparlıyor'. Olabilir. Ama maalesef içimizde 4-5 yıllık bir verim kaybını kaldırabilecek az kişi var.

iflas bayrağını diktikten sonra da topraktaki karbon dengesin çiftçi için çok bir önemi kalmıyor açıkçası.

Hani derler ya 'Hiç bir şey bilmiyorsan, bir bileni takip et' diye.

Bakıyoruz, bu işin 'bileni' olanlar (özellikle Hollandalılar ve Almanlar) bu yöntemi tercih etmiyor. (Çok lokal örnekleri varsa vardır)

Hatta o kadar ki, bu gün ekim konusunda dünyanın en iyileri sayılan amazone, lemken, kuhn gibi markalar 'anıza ekim mibzeri denilen aleti 'üretmiyorlar' bile..

Bu işte bir terslik yok mu?
Güzel özetledin yılmaz abi yine. Tezi yazanı tanımıyorum ama onaylayanlar benim hocalarım. Onlar onayladıysa bu projede yanlış bişey olmaz diyebilirim.
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

Yılmaz mevzu uzun ve derin..

Kısaca;

*öncelikle karasaban, klasik pulluk mantığında değil çizel mantığında çalışan, toprağı altüst etmeden çizerek işleyen faydalı bi alet derim.

*bizim bu yöre ve çoğrafya/ekoloji için ot-böcek ilacına karşıyım. ülke geneli-verimli ovalar yeterince fazlasıyla sentetik kimyasala maruz kalıyo zaten. ülkemizde hiç olmazsa numunelik temiz topraklar kalsın derim.

*bizde 'durumun çok kötü demeyen onlarca kutu ilaç yazmayan doktor' kötü-bişeyden anlamayan doktordur. benim ziraatçilikte biraz öyle.. bugüne kadar sentetik kimyasal hiç bişe satıp-uygulayıp para kazanmadım daha:) hatta ticari-fabrika tarzı devleşmiş-tekelleşmiş organik tarıma bile karşıyım!

*ticaretin bel kemiği KOBİ ' ler olduğu gibi tarımda da KOBİ yanlısıyım.. büyük daha büyük derken KESİN bişeylerin boku çıkar, çıkıyo zaten..

*anıza doğrudan ekimle ilgili yerli-yabancı biçok kaynak vs bulmak mümkün ama şuan HİÇ biri kendi yapıp gözlediğim kadar değerli-önemli değil.. ziraat bi bilim ve sanattır.. 3 tane temeli vardır.. saha-saha-saha..

*niye dersen.. geçen ankarada tarım-gıda politikaları paneli vardı.. 100 kişilik bi salon düşün.. içlerinde en cahili benim.. sağım solum.. tıp-gıda-kimya-ziraat uzmanları profları ile dolu..

SONUÇ: koca bi sıfır.. inan yeminle gıda-tarım politikalrı konusunda sokaktaki ortalama bi vatandaştan daha berrak değil zihinleri, senin-benim aklım ne kadar karışıksa orda da aynı tablo..

çıkarken 'bi daha konuşmacı olarak çağırmazlarsa gelmem bu toplantılara 'dedim içimden ülkenin durumunu burdan anla.. akademi-üniversiteler-bilim adamları sahadan-hayattan o kadar kopuk ki vay yavrum vay.. bilimsel herşeye mesafeli, şüpheci yaklaşıyom epey yıllardır..


Neyse mevzu uzun ver derin;

Her yer ve her ürün için geçerli olmasa da bizim bura gibi.. ekolojiye-tarımsal yapıya uyar bu anız mibzeri derim bekleyip görecek artık, paylaşırım ara ara.. zaten Çatak gelmek üzre 30 tl/dekar destekle.. aha şurya yazıyom.. oransal olarak Bayburt seneye anıza ekimde İLK 3 ' tedir hatta 1. demedi demeyin :)
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

yılmazcım söylediğin çok doğru arkadaşlar türkiye ve dünya nüfusu bu hızla artarken biz hele buğdayda organik tarımdan bahsedemeyiz.ancak iyi tarımı konuşuruz.bu topraklara take-all gibi hastalıklar bulaştı.biz kök hastalıkları,külleme, septorya,pas çeşitleri ile yıla göre nasıl baş ederiz.buğday zararlılardan nasıl kollarız bunları konuşmalıyız.bu arada temel makro ve mikro elementleri zamanında vermeliyiz.gerisi allah kerim.bu yıl inşallah aynı sonuçları alırız.geçen yıl bu fotodaki buğdaydan ölçülmüş 900 kg üzeri verim aldık.şunu bilirim ve söylerim buğday ne kadar yeşilse o kadar verim alırız.
 

Resimler ve ekler

  • 100_1751.JPG
    100_1751.JPG
    2.2 MB · Görüntüleme: 196
  • 100_1751.JPG
    100_1751.JPG
    2.2 MB · Görüntüleme: 203
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

EMINELCIN link=topic=77893.msg990557#msg990557 date=1428349568' Alıntı:
yılmazcım söylediğin çok doğru arkadaşlar türkiye ve dünya nüfusu bu hızla artarken biz hele buğdayda organik tarımdan bahsedemeyiz.ancak iyi tarımı konuşuruz.bu topraklara take-all gibi hastalıklar bulaştı.biz kök hastalıkları,külleme, septorya,pas çeşitleri ile yıla göre nasıl baş ederiz.buğday zararlılardan nasıl kollarız bunları konuşmalıyız.bu arada temel makro ve mikro elementleri zamanında vermeliyiz.gerisi allah kerim.bu yıl inşallah aynı sonuçları alırız.geçen yıl bu fotodaki buğdaydan ölçülmüş 900 kg üzeri verim aldık.şunu bilirim ve söylerim buğday ne kadar yeşilse o kadar verim alırız.
pulverizatör ve gübre atma makinasıyla toplamda kaç kez girdin tarlaya abi çok iyi verim almışsın maaşallah
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

sebazios link=topic=77893.msg990500#msg990500 date=1428345335' Alıntı:
Peki verimde ilk kaçta olur?

verim olarak sıralaması şuankinden aşağı olmaz.. nerdeyse yine o civarda olur.. ama maliyetler ciddi düşer.. dediğim gibi 30 tl/dekar destekle birlikte baya yayılır burda..

***

dünya nüfusu ve beslenmeyle ilgili en büyük gözden kaçan gerçek;

*GDO ve sentetik kimyasallar olmazsa açımızdan ölürüz tezidir.. şu an dünya toplam gıda üretimi dünyaya fazla fazla yeter.. sorun üretmekte değil PAYLAŞMAKTA!

*obezite/çok yemekten ölenlerin, açlıktan ölenlerden FAZLA olduğu bi dünyada/dönemde yaşıyoruz.. gıda üretimi için GDO, sentetik kimyasal dayatması ne kadar doğrudur burdan pay biçin..

*Gıda da kantite/verim kadar belki daha fazla önem taşıyan olay KANTİTE/Kalitedir.. 1 kasa sahte dometes yerine 1 kilo gerçeğini tercih meselesi.. veya 1 ton sahte bala yerine 100 kilo gerçek bal..

*Sentetik kimyasallara harcanan para + hastalık/sağlık harcamaları masrafları.. abartılı verim artışlarını katlar geçer, geçiyo.. kirlenen ekoloji, azalan biyoçeşitlilik parayla ölçülemez zaten!

neyse mevzu uzun ve derin..

ama batıyada/akademik kuru bilgiyede peşin teslim olmak çok yanlış derim.. :)
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

arkadaşlar sizi tebrik ve tsk. ederim. harika gözlemci, araştırmacı, paylaşımcı ve bilgili ve ilgililersiniz. hayran kaldım, okumaktan zevk aldım. yılmazcım senin tasarımıda sabırsızlıkla bekliyoruz, Allah kolaylaştırsın...
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

ismail abi.. dün başka bi köyde anıza ekilen 2-3 parça yer gezdim.. normal ekilenlerle hiç bi farkı yok.. gayet düzgün çıkmışlar.. makine yanımda değildi çekemedim ama demesen kimse anlamaz anıza ekildiğini öyle diyim..
 

Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

UÖZKAN.77 link=topic=77893.msg990691#msg990691 date=1428401942' Alıntı:
verim olarak sıralaması şuankinden aşağı olmaz.. nerdeyse yine o civarda olur.. ama maliyetler ciddi düşer.. dediğim gibi 30 tl/dekar destekle birlikte baya yayılır burda..

***

dünya nüfusu ve beslenmeyle ilgili en büyük gözden kaçan gerçek;

*GDO ve sentetik kimyasallar olmazsa açımızdan ölürüz tezidir.. şu an dünya toplam gıda üretimi dünyaya fazla fazla yeter.. sorun üretmekte değil PAYLAŞMAKTA!

*obezite/çok yemekten ölenlerin, açlıktan ölenlerden FAZLA olduğu bi dünyada/dönemde yaşıyoruz.. gıda üretimi için GDO, sentetik kimyasal dayatması ne kadar doğrudur burdan pay biçin..

*Gıda da kantite/verim kadar belki daha fazla önem taşıyan olay KANTİTE/Kalitedir.. 1 kasa sahte dometes yerine 1 kilo gerçeğini tercih meselesi.. veya 1 ton sahte bala yerine 100 kilo gerçek bal..

*Sentetik kimyasallara harcanan para + hastalık/sağlık harcamaları masrafları.. abartılı verim artışlarını katlar geçer, geçiyo.. kirlenen ekoloji, azalan biyoçeşitlilik parayla ölçülemez zaten!

neyse mevzu uzun ve derin..

ama batıyada/akademik kuru bilgiyede peşin teslim olmak çok yanlış derim.. :)
Umut abi senin dediğin ilaçsız gübresiz sistem şimdiki buğdaylara uygulanırsa kalite düşüklüğü olur yemlik olur. Çünkü şimdiki buğdaylar zaten ıslah edilmiş cinsler yani bu demek oluyorki iyi bakmazsan kaliteli üründd alamazsın verimde alamazsın çünkş buna göre ıslah edilmiş. Ama eskiden dediğin gibi yapılsada kaliteli üretim oluyordu mesela dekara 70-80 kg veriyordu ama kaliteli oluyordu gübre atmasan bile. Mesela yabani buğdayda demir oranı 80-100 ppm civarıyken kültür buğdayında 20 ppm civarı. Özetle anıza ekim tartışılır ama bakım yapmamak gübre atmamak günümüz buğdaylarında organiklik değil kalitesiz ürün üretimi demektir. Asıl vicdan azabı çekilecekse ilaç atan değil bakımını doğru yapmayan çekmeli.
 
Ynt: BAYBURT-3 Anız Mibzeri/İnşallah Hayırlı Olur

işte işin kötü yanı BİYOÇEŞİTLİLİK tehlikede, azalıyo..

yani 1 asır önce dünya genelinde 100 çeşit/tür tohum varsa şimdi 25 ' e düşmüştür.. daha da düşüyo..

yani bi yerden sonra TEKELLEŞMİŞ firmaların tohumunu-gübresini-ilacını kullanmak zorunda kalacak herkes..

oysa tohum-toprak özgürlüktür.. kaybettimi GIDA köleliğin başlamış demektir..

***

bugün yine başka bi köyde anıza eken biriyle konuştuk.. olmaz boşa gider diye hiç gübre atmamıştım ekerken diyo.. ama çok güzel çıkmış gayet memnun..
 

Benzer Konular