SÜT İNEKLERİNDE SU İHTİYACI VE SUYUN KALİTESİ

SÜT İNEKLERİNDE SU İHTİYACI VE SUYUN KALİTESİ


Canlılar için mutlaka alınması gereken besin maddeleri içerisinde en önemlisi sudur. Metabolizmada hemen her tür hayati işlemde su kullanılmaktadır. Besin maddelerinin taşınması, sindirilmeleri ve metabolize edilmeleri, metabolizma atıklarının ve fazla ısının vücuttan atılması, vücudun uygun sıvı ve iyon dengesinde tutulması, ana rahminde yavru için uygun sıvı ortamın hazırlanması gibi çok sayıda hayati görevde yer almaktadır. Bu nedenle canlılarda vücutta bulunan suyun %20’sinin kaybedilmesi durumunda ölüm gerçekleşmektedir. Süt sığırlarında su kaybı süt (%25-35), dışkı (%30-35), idrar (%15-20) ve diğer kayıplar salya, evaporatif ve ter (15-20) ile olmaktadır. Rasyondaki kaba yem oranı arttıkça dışkı ve idarla atılan su miktarında artış görülmektedir.

Süt ineklerinde su ihtiyacı
Kuru madde tüketimi,
Süt verimi,
Rasyonun kuru madde içeriği,
Çevre sıcaklığı,
Rasyondaki Na oranına bağlı olarak değişmektedir.


Su ihtiyacı,kg/gün= 16 + 1,58x KMT + 0,90xSV + 0,05xNaTük+ 1,20x T
KMT: Kuru madde tüketimi, SV: Süt verimi, NaTük: Sodyum tüketimi, T:Günün en az sıcaklığı (0-25°C)

Bu eşitliğe göre en düşük sıcaklığın 18°C olduğu bir mevsimde 25 kg KM tüketen, 45 kg süt veren ve rasyonunda 70 g Na bulunan bir ineğin su ihtiyacı

Su ihtiyacı,kg/gün= 16 + 1,58x KMT + 0,90xSV + 0,05xNaTük+ 1,20x T
= 16 + 1,58 x 28 + 0,90 x 45 + 0,05 x 70 + 1,20 x 18
= 126 litredir.


Rasyonun yapısına bağlı olarak su tüketim miktarında bazı değişiklikler olmaktadır. Su miktarı yüksek olan yemlerin büyük oranda tüketilmesi su ihtiyacını azaltmaktadır. Buna karşılık rasyonun tuz, NaHCO3 veya proteince zengin olması su tüketimini artırmaktadır. Bikarbonat ya da klorür olarak verilen her g sodyumun su tüketiminde 50 g artışa yol açtığı bildirilmektedir. Na yetersizliği durumunda da idrar ile su kaybının arttığı gözlenmektedir. Lifli maddeler bakımından zengin sindirilme derecesi düşük yemler verilmesi halinde ise dışkı ile su atımında önemli artışlar görülmektedir. Bu nedenle rasyonun yapısına bakarak tüketilecek su ihtiyacı hesap edilebilir.
Süt inekleri %1 oranına kadar sudaki tuz oranına kadar dayanabilmektedirler. Bu oranın üzerine çıkıldığında su tüketimi azalmaktadır. Oranın %2 ' yi geçmesi toksik etki yaratmaktadır.
Hayvanlara verilen su miktarında kısıtlama yapılması verimi olumsuz yönde etkiler. Bu konuda yapılan bir araştırmada, sürekli su verilen hayvanların günde iki öğün halinde içebilecekleri kadar su verilenlerden %4 daha fazla süt verdiği tespit edilmiştir. Öğün kısıtlamasının yanı sıra su miktarında da kısıtlama yapılması süt veriminde daha fazla azalmaya yol açacaktır.
Açık ahırlarda gölgelik olması su tüketimini %18 oranında azaltmaktadır.

Süt İneklerinde su içme davranışları

Süt inekleri günde ortalama 14 öğünde su içerler. Dakikada içtikleri su miktarı 4-15 litre arasındadır. Hayvan başına 5 cm suluk uzunluğu ya da 10 inek için bir suluk ve suluk yüksekliğinin 90 cm olması önerilmektedir.

Su tüketimi ve süt verimi üzerine suyun sıcaklığının etkileri de incelenmiştir. Su sıcaklığının 10°C ye kadar soğutularak verildiği birkaç çalışmada süt verimini olumlu etkilediği bildirilirken; 10 veya 27°C sıcaklığa sahip suyun etkilerinin araştırıldığı başka bir çalışmada su sıcaklığının verim üzerine etkisi gözlenmemiştir. Bu nedenle ekstra bir yatırım ve harcama gerektirecek bu uygulamalar sütçü işletmelere tavsiye edilmemektedir.

Bu bilgiler işletmenin su ihtiyacının belirlenmesi amacıyla ya da her hangi bir arıza nedeniyle su taşınması gerektiği durumlarda kullanılabilir. Tüm işletmenin su ihtiyacı hesap edilirken özellikle sağımhanede kullanılacak suyun miktarı da mutlaka göz önüne alınmalıdır. Fakat işletme kaba yemini kendi yetiştiriyor ise hayvanların içmesi için gereken su miktarının çok önemli olmadığı görülecektir. Bu nedenle işletme yeri seçiminde su miktarından ziyade suyun kalitesi önem taşımaktadır.

Suyun kalitesi ve temizliği ile ilgili aşağıdaki noktalar üzerinde durulmalıdır.

Su kalitesi ile ilgili olarak aşağıda belirtilen 5 kriter üzerinde durulur.
1. Suyun kokusu ve tadı: Suda değişik koku ve tad olmamalıdır.
2. Fizikokimyasal özellikler ( Asitlik(pH), Toplam çözünebilen maddeler, toplam çözünebilen oksijen ve sertlik):
Sığırlar için suda toplam çözünebilen tuzlar ile ilgili değerlendirme aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 11. Sığırlar için sudaki toplam çözünebilen tuz içeriğinin değerlendirilmesi


Düzey (mg/l) Değerlendirme


<1000 Güvenilir
3000-5000 Güvenilir fakat hafif ishal vakalarına yol açabilir.
3000-5001 Hayvanlar ilk verildiğinde suyu içmeyebilir. Geçici ishaller görülebilir. Performansta düşüler görülebilir.
5000-7000 Gebe ve laktasyondaki hayvanlara kesinlikle verilmez. Verim beklenmeyen hayvanlarda zorunlu şartlarda kullanılabilir.
>7000 Sığırlarda kullanılmaz, ciddi sağlık problemleri ve verimde düşüşlere yol açar



Çözünebilen maddeler içerisinde en çok bulunanı tuzdur. Yüksek oranda tuz ihtiva eden sular (4400 mg/dl) ile yapılan bir çalışmada kış ayalarında süt veriminde bir azalma gözlenmezken sıcak yaz aylarında verim önemli ölçüde düşmüştür. Bir yıllık su tüketim ortalamaları incelendiğinde ise tuzlu suyu tüketenlerin %10 kadar daha fazla su tükettikleri gözlenmiştir.
Sudaki Ca ve Mg konsantrasyonu ile yakından ilişkili olan suyun sertliği ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda önemli olumsuzluklara rastlanmamıştır.
Suyun pH’sı ile ilgili olarak hayvanlar üzerinde detaylı çalışmalar yapılmamıştır. İnsanlar için suyun pH’sının 6,5-8,5 arasında olması gerektiği bilgisinden hareket ederek aynı rakamları sığırlar için de kullanılabilir.

3. Zehirli maddeler (Ağır metaller, toksik mineraller, organik fosforlular ve hidrokarbonlar)

Tablo 12. Toksik elementler için öngörülen suda
bulanabilecek maksimum mineral değerleri

Element

Üst sınır,ppm
Alüminyum
Arsenik
Bor
Kadmiyum
Krom
Kobalt
Bakır
Flor
Kurşun
Manganez
Civa
Nikel
Selenyum
Vanadyum
Çinko

0,5
0,05
5,0
0,005
0,1
1,0
1,0
2,0
0,015
0,05
0,01
0,25
0,05
0,1
5,0


4. Mineral fazlalıkları (nitratlar, sülfatlar, sodyum ve demir)

Suda bulunan nitratlar işkembe mikroorganizmalarınca azot kaynağı olarak kullanılabilir. Fakat aynı zamanda nitrite de dönüşerek toksik etki yaratabilmektedir. Nitritler hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesini düşürerek, oksijen yetersizliğine yol açabiliriler. Nitrat düzeyinin çok yüksek olması durumunda solunumda güçlük, yüksek nabız, ağızda köpüklenme, konvulsyonlar, burun mukozasında ve göz çevresinde mavimsi bir renk ve kanın çok koyu bir renk alması gibi semptomlar gözlenir. Daha düşük konsantrasyonlarda ise büyümede gerilemeler, döl verimi bozuklukları, abortlar, vitamin A yetersizliği ile ilgili bulgular ve hayvanlarda genel bir düşkünlük gözlenir. Aşağıdaki tabloda sudaki nitrat düzeyi ile ilgili bilgiler verilmiştir.

- Ahırların yakınında ve ağır şekilde gübrelenmiş arazilerde bulunan kuyulardan elde edilen sularda ve ahır yada silaj suyu karışma ihtimali olan sularda nitrat miktarı oldukça yüksektir. Nitratlar zehirli değildir. Fakat işkembede mikrorganizmalar tarafından nitrite dönüştürülerek zehirli hale gelir. Gübre ya da idrarın doğrudan karışma ihtimali olan sularda hem su tüketimi çok düşer hem de hastalıklar yönünden risk artar.


Tablo 13. Sudaki nitrat düzeylerine göre değerlendirme.
Nitrat,mg/l

Nitrat-N

Değerlendirme
0-44

0-10

Güvenilir
45-132

10-20

Güvenilir fakat nitrat düzeyi yüksek yemlerle birlikte verilmemelidir.
133-220

20-40

Uzun süreli tüketimlerde zararlı olabilir
221-660

40-100

Kullanımı oldukça risklidir. Ölümler gözlenebilir.
>661

>100

Kesinlikle su kaynağı olarak kullanılamazlar.

Sudaki sülfat yoğunluğu ile ilgili olarak ergin sığırlarda 1000 ppm, buzağılarda ise 500 ppm sınırı bulunmaktadır. Ancak bileşiğin sülfat veya sülfid olduğunu bilinmesi gerekir. Sülfatlar daha çok ishal yapıcı özelliği ile bilinirler ve sığırların 2500 ppm’e kadar olan yoğunluk tolere edilebilir. Sülfidler daha zehirlidir ve 0,1 ppm konsantrasyonda bile etki gösterebilirler.

5. Mikrobiyolojik durum
Sığırlar için kullanılacak sularda koliform ve diğer bakterilerin miktar ve etkileri ile ilgili detaylı çalışmalar yapılmamış olmakla birlikte suyun insanlar için kabul edilen hijyenik sınırlar içerisinde olması gerekir.




10 Mart 2009
Prof.Dr. Behiç Coşkun

 

Benzer Konular