İNEKLERDE REPRODÜKTİF VERİMLİLİĞİ ARTIRMA PROGRAMLARI

Prof.Dr. Dursun Ali Dinç

İNEKLERDE REPRODÜKTİF VERİMLİLİĞİ ARTIRMA PROGRAMLARI


Giriş
İneklerde uygun reprodüktif verimliliği sağlamada östrüs tespiti ve hayvanın uygun zamanda tohumlanması kritik öneme sahiptir. Östrus tespit oranı reprodüktif performans üzerine doğrudan etki gösterir. Yetersiz ve yanlış tespit, gebelik başına tohumlama sayısını, boş geçen günleri ve buzağılama aralığını artırır. Boş geçen günler ile östrus tespitindeki yanılgılara bağlı kayıplar arasında %92 oranında korelasyon vardır (39). Bu sebeple östrüs tespiti ve hayvanların uygun zamanda tohumlamasına yardımcı olabilen senkronizasyon yöntemleri üzerinde yoğun araştırmalar yapılmaktadır. (7, 41). Östrüs siklusunun seyrini değiştirmek, ovulasyon zamanını düzenlemek ve belirlenen zamanda tohumlamanın verimliliğini artırma konusunda farklı ve yeni yaklaşımlar getirilmiştir.
İneklerde östrüs senkronizasyonu için farklı uygulamalar olmasına karşılık progestagenler ve özellikle prostoglandin (PG) F2α en sık kullanılan bileşikler olarak günümüze kadar gelmiştir (43).
Ancak, progesteron veya progestagenlerin 14 gün ve daha fazla süreli uygulamaları sonucu optimum östrüs senkronizasyonu sağlanmasına karşılık gebelik oranları oldukça düşük oluşmaktadır. Kısa ve uzun süreli progesteron uygulamalarından sonra, östrüs siklusunun başlamasındaki gecikmeler, dominant follikülün kalıcı olması veya yaşlı bir oositin ovule olması ile sonuçlanabilmektedir (26, 61, 67)
PG’in keşfi ile östrüsler daha kısa sürede kontrol altına alınabilmiştir. PG siklusu kısaltır ve östrüs tespit etkinliğini artırır. Östrüs siklusunun belirli dönemlerinde etki gösterir (6-16. günle arası). Ancak PG ile tüm hayvanlarda östrüs ve ovulasyonun senkronizasyonu sağlanamamaktadır. Anovulator olgularda başarısız kalır. PG mevcut CL’un sonlanmasına neden olur, fakat folliküler dalgaların seyrini değiştiremez. Bu sebeple PG uygulama gününe bağlı olarak oluşacak östrüs ve takiben şekillenecek ovulasyon bir haftalık bir süreye yayılabilmektedir. Dolayısıyla PG enjeksiyonu sonrası belirlenen saatlerde (fixed- time) yapılan tohumlamalardan (72-96 saat sonra veya 80. saatte) elde edilen gebelik oranları, östrüs gözlenerek yapılan tohumlamalardan elde edilen gebelik oranlarından daha düşüktür (21, 36).
Sığırlarda follikülerin gelişimi ve regresyonunun tabiatı üzerinde yapılan temel araştırmalarda ultrasonografinin kullanılması ile folliküler dalgalar keşfedilmiştir (22). Folliküler ve luteal gelişimin seyrinin anlaşılması ineklerde reprodüktif siklusun kontrolü için pratik stratejilerin geliştirilmesinde ilk adım olmuştur (20).
Östrüs siklusunun maksimum seviyede kontrolü için luteolizisin yanı sıra folliküler dalgaların da kontrol altına alınması gerekmektedir. Bilindiği gibi düve ve inekler bireysel olarak her bir östrüs siklusunda 2, 3 hatta 4 adet folliküler gelişim dalgasına sahiptirler (9)(bakınız şekil). Her bir folliküler dalga 7-11 günlük bir süreyi kapsar (54). İki folliküler gelişim dalgasına sahip ineklerde 1. dalga siklusun 2. gününde (1-3. günler), 2. dalga ise 11. gününde gelişmeye başlar ve ovulasyon 2. dalgadan şekillenir. Üç folliküler gelişim dalgasına sahip ineklerde 1. dalga 2. günde gelişir ve 8-12. günlerde statik hale dönüşür, 12-16. günlerde regrese olur. İkinci dalga 10-11. günde başlar ve 17. günde son bulur. Üçüncü dalga 16. günde başlar ve ovulasyonla sonlanır. Bu durumda 3 dalgalı siklusta ilk dalganın süresi 10-11 gün iken orta dalganın süresi ise daha kısadır (9, 61). İneklerde folliküler gelişim, endokrin etkileşim (başlıca FSH/LH), intrafolliküler faktörler (östradiol, inhibin, activin, follistatin, IGF/IGFBP/insulin-like growt factor binding protein) ve intraselüler moleküler etki şekilleri (sitotokinler, reseptörler, sinyal transfer molekülleri, kopyalama ve büyüme faktörleri, enzimler, hücre siklus düzenleyicileri, hücresel komponentler ve apoptosisi kapsayan faktörler) ile gerçekleşir (bakınız şekil). Foliküllerin gelişiminde FSH hormonu ve intraovarian faktörler anahtar rol oynar (14). Her bir folliküler dalgada aday, seçilmiş ve dominant follikül evreleri vardır. Ovulasyonun oluşmayacacağı dalgada atrezia evresi tamamlanır aksi halde gaaf follikülü evresine geçilir (60). Folliküler gelişim dalgaları ve bunların evreleri östrüs ve ovulasyonun senkronizasyonunda oluşacak cevap için oldukça önemlidir.
Ovaryum fonksiyon bozukluluklarının tedavisinde kullanılan GnRH hormonu, son yıllarda ineklerde östrüs ve ovulasyonun senkronizasyonu, özellikle de folliküler dalgaların kontrolü amacıyla yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hatta, senkronizasyon çalışmalarının çoğu belirlenen zamanda (fixed-time) tohumlamalar ile daha fazla gebelik oranı elde etme üzerine yoğunlaşmıştır Böylece reprodüktif fizyologlar tarafından uzun zamandır araştırılan ve östrüs gözlemeyi sınırlandıran ve bununla ilişkili problemlere çözüm getiren yöntem keşfedilmiştir (21). İlk kez Wisconsin üniversitesinde geliştirilen yöntem ovulasyonun senkronizasyonu veya kısaca Ovsynch olarak adlandırılmıştır (49). Burada gözetilen amaç ardışık hormon uygulamaları ile, belirlenen zamanda fertil bir ovulasyonu sağlamak için gerekli olayları uygun şekilde kurgulayarak, ineklerde reprodüktif siklusu maksimim düzeyde kontrol altına almaktır (68).
GnRH’ın yanı sıra, senkronizasyon amacıyla daha önceden kullanılan östrogen, progesteron hormonlarından ve prostaglandin’den de yararlanılarak, her bir bileşiğin yalnız başına uygulamasında karşılaşılan komplikasyonlar ve elde edilen dölverimi düşüklüklerinin giderilmesi yönünde farklı kombinasyonlar oluşturularak değişik senkronizasyon programları uygulamaya konulmuştur.
Söz konusu gelişmeler sonucunda ineklerde östrüs siklusunun kontrol altına alınması işlemleri, folliküler gelişimin senkronizasyonu (GnRH, Östradiol, Progesteron), Corpus luteum’un kontrolü/regresyonu (Prostoglandin F2α) ve ovulasyonun uyarılması (GnRH, Östradiol, hCG ve LH) şeklinde özetlenebilir (63).
Belirtilen etken maddeler kullanılarak yapılan siklik maniplasyonlar aşağıda bahsi geçen protokoller şeklinde adlandırılmaktadır. Protokollerin çoğunda östrüslerin gözlenmesine gerek duyulmamaktadır. Dolayısıyla iş gücü ve zaman kazancı sağlanmaktadır. Ayrıca östrüs tespitindeki yanlışlıkların ve ovulasyon mekanizmasında oluşan bozuklukların (suböstrüs, anostrus, kistik ovaryum) önüne geçilmekte, infertiliteye neden olan repeat breeder (RB) ve metritis gibi problemler daha kolay çözülebilmektedir ( 2, 3, 15, 23, 66).
Sunulan derlemede, süt inekçiliğinde reprodüktif verimliliği artırmak amacıyla da uygulanan veya optimum reprodüktif verimliliği sağlamada büyük oranda güçlük oluşturan birtakım patolojik olguları ve fizyolojik faktörleri bertaraf etmeyi sağlayan ve sistematik çiftleştirme programları olarak da adlandırılan (38, 41) bu uygulamalar (folliküler gelişimin kontrolü, östrüs ve ovulasyonun senkronizasyonu girişimleri) özetlenmeye çalışılmıştır.

Ovsynch
Ovsynch, GnRH ve PG kullanılarak ovulasyonun senkronizasyonu veya kontrol altına alınması demektir. Ovsynch uygulaması, östrüsten ziyade ovulasyonu senkronize etmektedir. Östrüs gözlenerek yapılan tohumlama (AI) ile benzer sonuçların alınabildiği ilk belirlenen zamanda tohumlama yapılabilen senkronizasyon protokolüdür (20). İlk kez Wisconsin Üniversitesinde geliştirilmiştir (49) Laktasyondaki süt inekleri için en popüler senkronizasyon protokolüdür (50, 52). Diğer tüm protokoller ovsynch protokolünün varyasyonu denebilir (2).
Ovsynch ile östrüs gözlenmeden aşım ya da tohumlama zamanı belirlenir. Ovsynch protokolü, aşım veya tohumlama yapılmadan önce GnRH, PG ve GnRH’ın ardışık olarak uygulanmasıdır. GnRH hipofizden LH salınımına neden olur. GnRH enjeksiyonundan 7 saat sonra LH hormonu pik seviyeye ulaşır ve bir pikin süresi 100 dakika sürer (68). GnRH, siklusun dönemine veya ovaryumlardaki folliküler gelişmenin evresine göre (folliküler dalgalar), genç folliküllerin gelişmesini hızlandırır, östrogenin dominant olduğu follükülerde ovulasyon oluşturur (antral folliküller) ve büyük veya yaşlı follükülleri luteinize eder. Kısaca folliküllerin gelişimini senkronize eder. PG ise luteal regresyonu senkronize eder. GnRH’ın PG’den 6-7 gün önce uygulanması, PG ile senkronizasyona cevabı artırmaktadır.
İlk GnRH enjeksiyonu sonrası dominant bir follikül varsa ovulasyon şekillenir. Takiben yeni veya accessory CL oluşur ve yeni bir folliküler dalga gelişmeye başlar. Yeni folliküler dalganın sırasıyla gelişen (aday), selektif ve dominant follikül evrelerine ulaşması için genelde bir hafta gerekir. Bu sebeple PG ejeksiyonu ilk GnRH uygulamasından 7 gün sonra yapılmaktadır. PG orijinal CL’u ve ilk GnRH enjeksiyonunu takiben oluşabilen accessory CL’u veya luteal yapıyı regrese eder (bakınız şekil). Progesteron seviyesi düşer. Dominant follikül olgunlaşmaya (maturasyon) devam eder. PG enjeksiyonundan 2 gün sonra yapılan 2. GnRH, LH pikinin oluşturur. LH, follikül ve ovumun nihayi olgunlaşmasına sebep olarak 24-32 saat sonra ovulasyonu gerçekleştirir (20, 21, 61). LH piki oluşunca, östrogen sentezleyen folliküler hücreler progesteron sentezleyen hücrelere dönüşerek östrüs ve belirtileri baskılanıp provoke ovulasyon şekillenir (28)
Ovsynch protokolünde östrüsün oluşması, ovulasyonun senkronizasyonu, elde edilen gebelik oranı ve embriyonik kayıplar karşılaştırıldığında uygulama başlangıcında siklusun döneminin çok önemli olduğunu ileri süren farklı görüşler oluşmuştur (65). Siklusun 5-10. (20) veya 5-14. (45), günleri arasında uygulandığında fertilitenin arttığı ve gebelik oranının daha yüksek olduğu gözlenmiştir. En iyi cevap 10 mm çapında dominant bir follikülün bulunduğu evrede alınmaktadır (34, 61). Dolayısıyla siklusun 5-14. günleri arası herhangi bir gün uygulamaya başlanılması halinde dominant follikül yakalama
şansı daha yüksek olmaktadır. Bu sebeple ovsynch protokolü öncesinde hayvanlara 14 gün arayla 2 kez PG uygulanması (bakınız pre-synch), ovsynch’in söz konusu günlerde başlatılmasını sağlamaktadır. Siklusun erken döneminde (1-4 gün) başlatıldığında ikinci GnRH enjeksiyonunda yaşlı bir dominant follikül ile karşılaşılır. Bu follikül 5 gün ve daha fazla süre dominant kaldığından ovulasyon şekillenmeyebilir veya şekillense de fertilitesi düşüktür. İleri döneminde (15. günden sonra) başlatıldığında ise PG enjeksiyonu esnasında hayvan muhtemelen östrüs evresindedir ve follikül çok küçüktür ve yeni CL gelişmez (64).
Ovsynch protokolünde ilk GnRH enjeksiyonunun siklusun herhangi bir gününde/rastgele yapılması halinde hayvanların ortalama % 65’inde ovulasyon şekillenir. Uygulama günü bu noktada da önem kazanmaktadır. Siklusun 1-4. günlerinde uygulamaya başlandığında ilk GnRH enjeksiyonu sonrası ovulasyon oranı çok düşüktür ( %23). Ancak 5-10. günler arası uygulamada, hayvan 2 veya 3 adet folliküler dalgaya sahip olsa dahi, ovulasyon oluşma oranı çok yüksektir (% 90’dan fazla). Ve bu uygulama sonrası hayvanların % 100’ünde yeni bir folliküler dalga gelişir. İkinci GnRH uygulamasına oluşan cevabın ilkiyle ilişkisi bulunmamaktadır. Hatta ilk uygulama sonrası ovulasyonların düşük olması halinde ikincisine cevap daha yüksek oluşmaktadır. İkinci GnRH uygulamasına cevabın oluşmaması, ya ilk uygulama sonrası gerçekleşen ovulasyonu takiben dominant follikülün hızla gelişerek ikince GnRH uygulaması esnasında dominat özelliğini kaybetmesi veya CL’un tabi regresyonu sonucu ikinci GnRH enjeksiyonundan önce dominant follikülden ovulasyon şekillenmesi sebebiyledir (20, 21 , 61, 65). ilk GnRH enjeksiyonu sonrasında PG uygulamasından hemen önce veya sonra hayvanlar östrüs gösterebilir (%8-16). Bu durumda daha sonraki uygulamalara geçilmeden ve maksimum gebelik oranı elde etmek için tohumlama yapılabilir (bakınız selectsynch protokolü) (12, 57, 63). Yukarıda seyri tanımlanan olaylar laktasyondaki normal siklik inekler için söz konusudur.
Ovsynch protokolünde en güç evre 2. GnRH enjeksiyonundan sonra tohumlamanın (AI) ne zaman yapılacağıdır. İster ovsynch ister co-synch protokolünde 2. GnRH enjeksiyonu ovulasyonu hızlandırarak östrüsün dış belirtilerinin oluşmasını fırsat vermemektedir (68). Ovulasyon 2. GnRH enjeksiyonundan 24-32 saat sonra şekillenmektedir (20). Farklı saatlerde yapılan AI uygulamalarından sonra elde edilen gebelik oranlarında da farklılıklar gözlenmiştir. Örneğin 2. GnRH enjeksiyonunu takiben 24. saatten sona yapılan tohumlamalarda gebelik oranı düşmektedir (50). Bu sebeple tohumlamaların 2. GnRH enjeksiyonu sonrası daha erken dönemde (en ideal 16. saat) yapılması başarıyı artırmaktadır. (23, 40). Modifiye bazı çalışmalarda ise (12, 47, 60), 2. PG enjeksiyonu sonrası 72. saatte GnRH+AI yapılması ile daha yüksek oranda gebelik elde edildiği bildirilmektedir.
Ovsynch protokolü post partum 60-100. günler arasında gebe kalma oranını artırmak için uygulanabilir (40). Post partum 70. günden önce uygulandığında başarı oranı düşmektedir. Bu sebeple pp 70-76. günlerden sonra uygulanması tavsiye edilmektedir (32, 36).
Ovsynch protokolü yoğun olarak laktasyondaki ineklerde denenmiş ve sonuç alınmış bir senkronizasyon yöntemidir. Özellikle yüksek süt verimine sahip ineklerde reprodüktif performansı artırmakta ve ekonomik katkı sağlamaktadır (20). Düveler için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir, hatta uygulanmaması tavsiye edilmektedir (40). Düvelerdeki folliküler dalgaların çok farklılık arz etmesi oluşan yanıtı da büyük oranda etkilemektedir. Örneğin, düveler ilk GnRH enjeksiyonuna daha az duyarlıdır ve premature östrüsler oluşabilmektedir. Bu sebeple düvelerde daha çok progesteron destekli protokoller kullanılmaktadır. Aynı amaçla ovsynch protokolü modifiye edilerek (PG 6. gün, ikinci GnRH 8. gün verilip fixed–time tohumlama veya ilk GnRH ile birlikte progesteron desteği yapılması) fixed-time tohumlamalarla da düvelerde tatmin edici gebelik oranlarına ulaşılabilmiştir (1, 19,26, 27, 47, 53)
GnRH ile ovulasyonun senkronizasyonunu etkileyen faktörleri sıralamak gerekirse; yukarıda da sözü edildiği gibi uygulamaya başlandığında östrüs siklusunun dönemi, yaş (hayvanın inek veya düve olması), laktasyonun dönemi, sıcaklık stresi ve ovaryum fonksiyon bozuklukları (anöstrüs, kistik ovaryum dejenereasyonu) sayılabilir. Siklusun dönemine ilişkin en iyi cevap 10 mm çapında dominant bir follikülün bulunduğu evrede alınır (34). Laktasyonun dönemi de etkilidir. En erken pp 70-75. günde başlanılmalıdır. Erken uygulama pp anöstrüsde oluşacak cevabı ve gebelik oranını düşürür. Kondisyon skorunun da kötü olması (2.5 ve aşağı) başarıyı düşürür (33, 41). Sıcaklık stresi ise preovulatör folliküllerden östrogen salınımını azaltır ve östrüs belirtileri daha hafif oluşur. Bu yüzden ovsynch protokolünde belirlenen zamanda (fiked time) tohumlama tavsiye edilir. Ovsynch protokolü, rutin uygulamalarla östrüs tespiti yapılamayan sürüler ve birden fazla PG uygulaması yapılan ve östrüs göstermeyen inekler için yararlı olabilmektedir (41). Hormon uygulamalarına akşam sağımından önce (saat 16-18) yapılması, fixed-time tohumlamanın işbaşı saatine (sabah 08.00-10.00) rastlatılması sebebiyle kolaylık sağlar.
Ovsynch protokolü uygulandıktan sonra hayvan gebe kalmamış ise 21 gün sonra östrüs gösterir. Bu dönemde hayvanın dikkatli gözlenmesi ile östrüs tespit edilebilir. Eğer hayvan gebe kalmadığı halde östrüs göstermiyor ise ve bu durum ultrasonografik muayene ile belirlenmiş ise, 35. gün PG enjeksiyonu yapılabilir. Bunu takiben 2-5 gün içerisinde oluşacak östrüste hayvan tohumlanır. Böylece sonraki östrüs oluşma süreci kısaltılır. Veya aşağıda sözü edilen re-senkronizasyon yöntemlerinden biri uygulanabilir.
Protokolde kullanılan ilaçların dozu GnRH 100 mikrogram, PG ise luteolitik dozu gerektirmektedir. Ancak GnRH ovsynch, co-synch ve select-synch protokollerinde yarı dozda (50 mikrogram) kullanılarak da aynı sonuçlar alınabilmiştir (17, 18, 69, 37). Buna karşılık post partum 75. günden önce yapılan uygulamalarda ilk GnRH dozunu 200 mikrograma çıkararak gebelik oranını artırdığını savunanlarda vardır (2).
Co-synch
Ovsynch protokolünün benzeri veya özel bir şeklidir. Besi hayvanları üzerinde çalışan araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir (2). Co-synch protokolünde sadece 2. GnRH uygulaması aşım veya tohumlama ile birlikte yapılmaktadır. İlk GnRH uygulamasından 7 gün sonra PG enjeksiyonu yapılıp, bundan 2 gün sonra GnRH ile birlikte tohumlama yapılır (bakınız şekil). Ovsynch protokolünde olduğu gibi östrüs gözlemeyi gerektirmeyen bir programdır. Ancak Ovsynch ile karşılaştırıldığında inekler için daha az zaman ve işgücü gerektirmesi avantaj olarak nitelenebilir. Ziyaret sayısı ile birlikte çalışma etkinlikleri de 1/3 oranında azadır (23). Çünkü cosynch protokolünde tohumlamalar 2. GnRH enjeksiyonu ile birlikte yapılmaktadır. Ama Co-Synch protokolü sonrası elde edilen gebelik oranları, Ovsynch protokolünde 12-18 saat sonra yapılan tohumlamalardan elde edilen gebelik oranları kadar olamayabilir (21).
Co-synch ile pre-synch programının birlikte kullanılması ile daha iyi gebelik oranı elde edilebilir. Ancak yöntem maliyet artışıyla birlikte daha fazla enjeksiyon gerektirir.
Heat-synch (östrus senkronizasyonu)
Ostrogen eskiden beri ovulasyonu sağlamaya yardımcı olmak amacıyla fizyolojik ve patolojik olgularda kullanılmıştır. Östrogenin başlıca etkisi östrüsün belirtilerini daha çarpıcı olarak oluşturmak ve hipothalamus’tan pik seviyeye ulaşacak dalgalar şeklinde GnRH salınımını sağlamaktır.
Heat-Synch, Ovsynch protokolünün benzeridir. Farklılıklar, ikinci GnRH yerine ECP (estradiol cypionate) enjeksiyonu yapılması ve tohumlamaların hem östrüs gözlenerek hem de fixed time gerçekleştirilebilmesidir (bakınız şekil). Ayrıca östrogen’in ucuz olması sebebiyle heatsynch’in maliyeti daha düşüktür. Heatsynch’de ikinci GnRH yerine, PG enjeksiyonundan 1 gün sonra 1 mg ECP uygulanır. Tohumlamalar ise östrüs gözlenerek veya PG enjeksiyonundan sonraki 72. saatte veya ECP enjeksiyonundan sonraki 48. saatte fixed-time da yapılabilir (42). Östrogenin esprisi, östrüs belirtilerinin daha çarpıcı olarak oluşturmasının yanı sıra, tedavinin sonunda GnRH’ın pulsatile salınımının etkisi ile senkronize folliküler dalgaların oluşmasına neden olarak, sağlıklı, östrogen-aktif, dominant bir follikülün bulunmasını sağlamasıdır (31). Heat-synch östrüs tespitini %100’e ulaştırmayı amaçlayan bir yöntemdir (2).
Heat-synch, Ovsynch/Pre-Synch protokolünün alternatifi olarak sunulmaktadır. Çünkü ECP’nin, östrüsü, PG’den sonra uygulanan 2. GnRH’dan daha iyi oluşturduğu ileri sürülmektedir (62). Ovsynch ve heatsynch arasındaki diğer önemli farklılıklar; ovsynch’de 2. GnRH uygulaması sonrası çok kısa sürede (1 saat veya sonrası) LH piki oluşmakta, takiben hızla ovulasyon şekillenmekte ve hatta östrüs belirtilerinin oluşmasına fırsat dahi kalmamaktadır. Heat-synch’de, östrogen uygulaması sonrası ise LH piki 41. saate kadar uzamakta ve östrüs belirtilerin çok çarpıcı olarak oluşmaktadır (13, 58). Östrüsler ECP uygulamasından 29.0±1.8 saatten sonra başlamakta, ovulasyonların % 75’i ise 48-72. saatler arasında (ortalama 55.0±2.7 saat) şekillenmektedir. Bu sebeple ECP enjeksiyonundan sonraki 48. saatte hayvanların tohumlanmış olması tavsiye edilmektedir (42). Heat-synch protokolünde östrüsü tespit etmek daha kolaydır. Fixed-time tohumlama yapılırken dahi östrüse ilişkin değişimler (uterus tonusu vs) kolaylıkla izlenebilir (20).
Ovsynch ve presynch protokolleri, kistik ovaryumlu ineklerde daha etkili olmasına karşılık, heat-synch normal siklus gösteren ineklerde daha iyi sonuç vermektedir (4). Anovulator hayvanlarda siklusu presynch-ovsynch kombinasyonu kadar uyaramamaktadır (20, 39,). Heatsynch protokolü, ahır ve gezinti alanları zemini uygun olmayan işletmelerde uygulanmamalıdır. Yoğun östrüs davranışları sonucu kazalar oluşur (28).
Select-synch
Modifiye ovsynch yöntemidir. Select senkronizasyon protokolünde 2. GnRH enjeksiyonu yapılmamakta, östrüs tespiti ve tohumlama birleştirilerek, yalnızca östrüs gösteren inekler tohumlanmaktadır. Bu bakımdan ovaulasyondan ziyade bir östrüs senkronizasyon protokolüdür (63). İkinci enjeksiyon için ilaç maliyetini ortadan kaldırmakta ancak östrüslerin gözlenmesi için zaman harcamayı gerektirmektedir (68).
Protokole GnRH enjeksiyonu ile başlanır. Yedi gün sonra PG enjeksiyonu yapılır. Östrüsler ilk GnRH enjeksiyonundan sonraki 6. günde gözlenmeye başlanarak 12. güne kadar sürdürülür. Tohumlamalar östrüs gözlenerek gerçekleştirilir (12) (bakınız şekil).
Siklik ineklerin büyük bir bölümü PG enjeksiyonundan 36-71 saat sonra östrüs gösterir (30). Nonsiklik ineklerde östrüs daha erken oluşabilir. Bu yüzden östrüs tespit gözlemlerine PG enjeksiyonundan bir gün önce başlanılmaktadır. Eğer östrüsler PG enjeksiyonundan önce oluşursa, hayvan 12 saat sonra tohumlanır ve PG enjekte edilmez (23).
Basit ve kısa süre içerisinde östrus oluşumuna sebep olan bir yöntemdir (12) Non siklik ineklerde select-synch ve co-synch protokolü ile aynı oranda gebelik elde edilirken, siklik ineklerde select-synch protokolü ile daha yüksek oranda (%70) gebelik elde edilmiştir (23). Select-synch protokolüne başlamadan 7 gün önce ilave GnRH verilip protokolün sürdürülmesi anöstrüs ineklerde siklusu uyarabildiği gibi, siklik ve nonsiklik hayvanlarda folliküler gelişimi daha iyi senkronize etmektedir (12).
Modifiye Select-synch Protokolü;Nonsiklik ineklerde gebelik oranını artırmak için, select-synch protokolündeki uygulamalara progestin ilave edilerek, Stevenson tarafından geliştirmiştir (56). GnRH ile birlikte aynı gün progestin uygulaması başlatılır. Yedi gün sonra progesteon uygulamasına son verilip aynı anda PG enjekte edilir. Östrüs gözlenerek tohumlama yapılır. Progesteron nonsiklik ineklerde ovaryum üzerine sıçrama diyebileceğimiz ilave uyarımlar başlatmaktadır. Erken östrüs oluşumunu engellemektedir ve PG uygulaması sonrası 36-48 saat sonra östrüs aktivitelerinin yoğunlaşmasına sebep olmaktadır (23).
Pre-synch
Presynch, gerçek anlamda ovulasyon senkronizasyon yöntemlerinin (ovsynch, co-synch, heat-synch) uygulanmasına başlamadan önce hayvanların siklusun uygun döneminde, daha doğru bir ifadeyle folliküler gelişimin uygun döneminde bulunmasını sağlayan protokoldür. Çünkü sözü edilen programlar, dominant bir follikülün bulunduğu siklusun 5-9. günleri arasında başlatıldığında gebe kalma oranında artışlar sağlanabilmektedir ( 25, 35, 65).
Presynch, bu yöntemler uygulanmaya başlamadan önce 14 gün arayla 2 kez PG uygulamasıdır. Ancak orijinal presynch protokolünde, senkronizasyon yöntemlerinin 2. PG uygulamasından 12 gün sonra başlatılmaktadır (13). Oysa 14 gün sonra başlatılması halinde ilk 4 enjeksiyonlar haftanın aynı adlı gününe isabet edeceğinden programlama daha kolay olmakta ve orijinal presynch uygulaması ile aynı döl verimi sonuçları alınabilmektedir (20, 21).
Pesynch prtokolünde iki kez PG uygulamanın uterus ortamını ve uterus savunma sistemini olumlu etkilediği gözlenmiştir (21). Presynch’in bir diğer gerekçesi de hayvanların gönüllü bekleme süresinin sonunda mümkün olan en kısa sürede tohumlanmasını sağlamaktır. Çünkü çoğu sağlıklı inekde pp 30. günden evvel östrüs başlar ve gönüllü bekleme süresinin sonunda en azından 2 kez östrüs göstermiş olur. Bu sebeple genelde post partum 28±3 günde protokol uygulanmaya başlanır. Hayvan ilk PG enjeksiyonuna cevap verirse, ki arzu edilen budur, 14 gün sonra yapılan 2. PG enjeksiyonu esnasında luteal evrededir ve buna da cevap verecektir. Şayet ilkine cevap vermez ise 14 günlük süre içinde luteal evreye girecek ve ikincisine kesin cevap verecektir. İkinci PG enjeksiyonundan 14 gün sonra başlanacak orijinal protokol esnasında hayvan siklusun 5-14 günleri arasında bulanacaktır. Örneğin 2. PG enjeksiyonundan 2-5 gün sonra östrüs oluşursa (ortalama 3 gün), 2-3 gün de proöstrüs, östrüs ve ovulasyon için eklendiğinde 14-5=9. güne tekabül eder. Presynch, siklik ineklerde ovsynch ve heatsynch uygulamasında gebelik oranını artıran etkili bir yöntemdir (10). İlk PG uygulanması esnasında, özellikle post partum dönemde, hayvanın siklik olması gebelik oranını artırmaktadır (39). Presynch iyi bir re-senkronizasyon yöntemi değildir (20)
Ovsync protokolü ile uygulanması (presynch-ovsynch kombinasyonu)
Ovsynch programına ilave PG uygulamasıyla gerçekleştirilen modifiye Ovsynch protokolü olarak tanımlanabilir. Ovsynch programının aynısı uygulanmadan önce, yani ovsynch protokolündeki ilk GnRH enjeksiyonundan 14 ve 28 gün önce 2 kez PG uygulaması yapılıp ovosynch programı ile tamamlanır. Özetle, 2 kez PG artı ovsynch programının kombinasyonudur (bakınız şekil). Ovsynch protokolünün ostrüs siklusunun 5-14. gününde başlatılması halinde dölverimi artmaktadır. Bu da ancak presynch uygulanarak gerçekleştirilebilir (37, 45).
Idaho Üniversitesinde yapılan bir araştırmada (47), presynch protokolünde, 2. GnRH ejeksiyonu ve tohumlamaların PG enjeksiyonundan 72 saat sonra birlikte yapılması ile daha iyi gebelik oranı elde edildiği bildirilmektedir
Post partum dönemde uygulanan ve fixed time tohumlama yapılan hayvanlarda, ilk tohumlamada gebelik oranı Ovsynch protokolüne nazaran daha yüksektir (20). Bu sebeple, genellikle pp dönemde başvurulan bir yöntemdir. Hatta erken post partum dönemde uygulanmaya başlanılması uterus enfeksiyonu bulunan hayvanlarda önemli yararlar sağlamaktadır. Uygulama başlangıcında hayvanların siklik olmaları gebelik oranını artırmaktadır. Anovulatör hayvanlarda % 75’e varan oranda siklusu uyarabilmektedir (63).
Cosynch ve Heatsynch protokolü ile uygulanması
Presynch’in diğer protokollerle birlikte uygulanması, ovsynch protokolünde olduğu gibi asıl protokole başlamadan evvel 14 gün arayla 2 kez PG uygulaması ve 28. günde asıl protokolün başlatılması şeklindedir. Cosynch ile kombinasyon sonrası gebelik oranında düşüşler elde edildiği bildirilmiştir (11)
Hedef Çiftleştirme Protokolü (Targeted Breeding / TB)
Pharmacia Animal Health tarafından geliştirilen ve senkronize östrüslerde östrüs tespitini kolaylaştıran, agresif ve aktif bir protokoldür (39). Östrüs tespiti gerektiren bir yöntemdir. Daha önce bilinen klasik PG ile senkronizasyon protokolündeki gibi birbiri ardı sıra 2 kez PG enjeksiyonu şeklinde tanımlanabilir. Ancak Hedef çiftleştirme protokolünde PG uygulama aralıkları 14 gündür. Böylece ikinci PG uygulamasında folliküler gelişim dalgası ve CL daha uygun dönemde yakalanarak maksimum cevap alınması amaçlanmaktadır. Düveler için uygun bir protokoldür (32).
Protokol, PG enjeksiyonu ile başlatılır. 14 gün sonra 2. PG enjeksiyonu yapılır. Hayvanlar östrüs gözlenerek tohumlanır. Östrüsler genelde PG enjeksiyonundan sonraki 2-5 gün içerisinde oluşur (en fazla 6. gün). Östrüs göstermeyenlere 14 gün sonra üçüncü enjeksiyon yapılır (bakınız şekil). Östrüs tespitinde hedef, enjeksiyon yapılan ineklerin en az % 70’ ini kapsamalıdır. Protokol, hayvanların gönüllü bekleme süresinin sonunda tohumlanabilmesini sağlayacak şekilde post partum 30-40. günler arası başlatılmalıdır. Daha doğrusu gönüllü bekleme süresinin bitiminden 14 gün önce ilk enjeksiyon yapılırsa, süre bitiminde hemen sonra ilk tohumlama gerçekleştirilebilir. Bu sebeple ilk enjeksiyon sonrası tohumlama yapılmaz. Üçüncü enjeksiyon sonrası östrüs gözlemeden 80.saatte (72-96 saatler arası) tohumlama yapılabilir (32, 41, 57).
Modifiye Hedef Çiftleştirme Protokolü (Modify Targeted Breeding / MTB);MTB, Pharmacia Animal Health tarafından geliştirilen ve östrüs tespiti ve belirlenen zamanda (fixed-time) tohumlamanın kullanıldığı hibrit protokoldür (46). GnRH kullanılması sebebiyle, hedef çiftleştirme protokolünün verimliliğini artıran bir protokoldür. Ovsynch protokolünün aksine ovulasyonların yanı sıra östrüsleri de senkronize edebilen bir yöntemdir. Bu sebeple tohumlamalar için östrüsleri gözlemeyi gerektirmesinin yanı sıra östrüs belirtileri göstermeyenlerin de belirlenen zamanda tohumlanabilmesine imkan veren bir protokoldür (40). Belirgin dönemlerde östrüsü gözlenemeyen veya tespit edilemeyen inekler için yarar sağlar. Gönüllü bekleme dönemini takiben ilk siklusta hayvanların % 100’ünde östrüs oluşumuna imkan verebilir (46).
MTB protokolünde, önce PG enjeksiyonu yapılır. 14 gün sonra GnRH verilir. Yedi gün sonra tekrar PG enjeksiyonu yapılır. Hayvanlar östrüs gözlenerek tohumlanır (bakınız şekil). İlk PG enjeksiyonu esnasında hayvan luteal evrede ise östrüs gösterecektir. Bu dönemde hayvan tohumlanmaz. Ancak bu östrüsün fertiliteye olumlu etkisi vardır. Ondört gün sonra uygulanan GnRH,
dominant follikül varsa ovulasyonu şekilledirir. Yeni bir CL oluşumu veya accessory CL şekillenmesiyle sonuçlanarak yeni bir folliküler dalga gelişmesini başlatır. Yeni dalgada aday, selektif ve dominant follikül evrelerine geçiş için genelde 7 gün gereklidir. Bu dönemde (GnRH’dan 7 gün sonra) uygulanan 2. PG original CL’u ve accessory CL’u regrese eder ve dominant follikülden kısa süre içerisinde ovulasyonun şekillenmesine sebep olur (10). İkinci PG enjeksiyonundan sonra östrüsler 2 veya 3 gün içerisinde oluşur (genelde 24-36 saatlerde başlar). Dominant follikülde yüksek miktarda östrogen bulunur ve östrüs belirtileride çok bariz olarak oluşur. Şayet östrüs belirtileri tespit edilemez ise inekler 2. PG enjeksiyonundan sonraki 72-80. saatler arasında tohumlanabilir (40). Bu uygulama ile hayvan gebe kalmamış ise 21 gün sonra östrüs gösterecektir ve bu östrüste hayvan tekrar tohumlanabilir. Gebelik muayenesinde boş olduğu tespit edilen ineklere uygun zamanda GnRH yapılarak tekrar MTB protokolüne dahil edilip 7 gün sonra 2. PG enjeksiyonu yapılarak zamandan kazanç sağlanabilir (40).
Progesteron Kullanılan Senkronizasyon Programları
CIDR (controlled intravaginal drug releasing)
En yeni senkronizasyon potokollerinden biridir. CIDR, 1.38 mg progesteron içeren ve vaginaya yerleştirilen sponge’dir. Vaginaya yerleştirilmesi ve çıkarılması çok kolaydır. Anöstrüsteki veya postpartum dönemdeki ineklerde siklusu uyarmaya yardımcı olmak ve düvelerde pubertası hızlandırmak için kullanılmaktadır (13). Tabii progesteron içeren CIDR daha önce kullanılan progesteron bileşikleri ile aynı etkiyi göstererek sun’i CL görevi görmektedir. Uygulamadan sonra kısa süre içinde (1 saat) plazma P seviyesi 1.5 ng/ml’ye yükselmektedir. Olgun bir CL 4-7 ng/ml arasında progesteron üretir. (61).
Protokolün orijinali, vaginaya CIDR yerleştirilir, 6. gün PG enjeksiyonu yapılıp 7. gün CIDR çıkarılarak östrüs gözlenip tohumlama yapılır. Amaç PG enjeksiyonu sonrası östrüslerin daha kısa sürede oluşmasını sağlamak ve östrüs gözlemeyi daha kısa süre içinde gerçekleştirerek zamandan kazanç sağlamaktır. Genelde CIDR çıkarılmasından 2 gün sonra östrüsler oluşur (2).
Progesteron içeren protokoller veya CIDR birçok farklı şekilde uygulanmaktadır (1, 26, 27,). Örneğin fast-back breeding (hızlı geri dönüş) protokolünde yalnız başına kullanıldığı gibi (53)(bakınız şekil), PG ile birlikte, Ovsynch ve Co-synch protokolü içerisinde, embrio transferi (ET) çalışmalarında alıcıların hazırlanmasında, anöstrüste, kistik ovaryumların tedavisinde de kullanılabilmektedir (29). Ovsynch protokolünde olduğu gibi ilk GnRH enjeksiyonu ile birlikte CIDR vaginaya yerleştirilir, 7 gün sonra uygulanan PG enjeksiyonu esnasında CIDR vaginadan çıkarılır ve hayvanlar ya östrüs gözlenerek veya belirlenen zamanda(fixed-time) tohumlanır. PG enjeksiyonu veya CIDR çıkarılmasını takiben 3-4 gün süreyle hayvan östrüs yönünden izlenir. Östrüs tespit edildikten 8-12 saat sonra hayvan tohumlanır. Veya CIDR çıkarıldıktan 55-65 saat sonra tohumlanır (fixed-time). Ya da 2 yöntemin kombinasyonu yapılarak, CIDR çıkarıldıktan sonraki 72. saate kadar östrüs gözlenerek tohumlama yapılır. Göstermeyenler 72. saatte fixed-time tohumlanır, bundan sonra gösterenler ise tekrar tohumlanmalıdır (26). Daha iyisi ve yaygın olarak kullanılan şekli ise ovsynch protokolüyle kombinasyonudur. CIDR çıkarılmasından 2 gün sonra GnRH enjeksiyonu yapılıp aynı anda tohumlama veya enjeksiyondan 12 saat sonra tohumlama yapılır (bakınız şekil). Son tanımlanan yöntem östrüs gözlemeyi gerektirmemekte ve diğer uygulamalara göre gebelik oranında artış sağlamaktadır (13, 55).
Progesteron destekli uygulamaya, ovsynch, cosynch ve heatsynch protokellerinde ulaşılan gebelik oranlarını yükseltmek, non-siklik olma şüphesi olan hayvanlarda fertiliteyi düzeltmek, tabii östrüs oluşumunda belirtileri artırmak ve repeat breeder (RB) hayvanlar için başvurulmaktadır. İlave progesteron FSH ve LH salınımını tetiklemekte, gebeliğin şekillenme oranını artırmakta ve sürdürülmesini desteklemektedir (1, 2, 44). Aslında progesteron, GnRH ve LH’nın pik yapabilmesini sağlayan östrogene karşı hipofizin duyarlılığını artırır. Östrüs davranışlarının oluşması için de beynin östrogene duyarlılığını artırır (61).
Post partum dönemde veya gönüllü bekleme süresinde ovaryum aktivitesi göstermeyen (non-siklik) süt inekleri için uygun görülen bir protokoldür. Ovsynch protokolündeki ilk GnRH ve PG enjeksiyonu arasına CIDR takılması, post partum dönemde ovulasyon şekillenmeyen ve kistik ovaryumlu ineklerde ovulasyonun uyarılabilmesi ve belirlenen zamanda tohumlanması için etkili bir protokol olarak görülmektedir (21, 61). CIDR dışında melengesterol asetat/MGA, Norgestomet, Synchro-Mate-B gibi benzer etkili progesteron bileşikleri hem oral yoldan hemde implant veya sünger şeklinde kullanılarak düveler, siklik veya nonsiklik, post partum dönem veya dışında, etçi ve sütçü ineklerde farklı şekillerde ve modifiye veya hibrit protokoller altında kullanılabilmektedir (2, 43).
Progesteron ile Hedef Çiftleştirme Protokolü (CIDR + Targeted Breeding / TB)
CIDR ile TB protokolü, östrüs tespitini kolaylaştırdığı gibi östrüs oluşma oranını da artırmaktadır. Protokol PG enjeksiyonu ile başlatılır. Yedi gün sonra CIDR takılır. İlk PG enjeksiyonundan 14 gün sonra veya CIDR takılmasından 7 gün sonra 2. PG enjeksiyonu yapılır ve CIDR’da çıkarılır. Östrüsler gözlenerek hayvanlar tohumlanır. Burada amaç mümkün olduğunca uygulama yapılan tüm hayvanların östrüse gelmesi ve tohumlanmasıdır. Protokol, hayvanların gönüllü bekleme süresinin sonunda tohumlanabilmesini sağlayacak şekilde başlatılmalıdır. Östrüs göstermeyen hayvanlara 14 gün arayla PG enjeksiyonu yapılabilir.
Progesteron ile Modifiye Hedef Çiftleştirme Protokolü (CIDR + Modified Targeted Breeding / MTB)
MTB protokolüne CIDR ilave edilmesi ile ovulasyon ve total gebelik oranında iyileştirme sağlanabilmektedir.Protokol yine PG enjeksiyonu ile başlatılır. 14 gün sonra GnRH enjeksiyonu ile birlikte CIDR takılır. 7 gün sonra 2. PG enjeksiyonu ile birlikte CIDR çıkarılır. Ve östrüs gözlenerek hayvanlar tohumlanır. Östrüsler 2. PG enjeksiyonundan sonraki 2. günün sonunda veya 3. günün başında yoğun olarak oluşur (24-36. saatler arası). Yine östrüsü tespit edilemeyen hayvanlar 72-80. saatler arasında tohumlanabilir (Clean-up AI) (46).
Progesteron + Ostradiol Protokolü
Progesteron sponge’un takıldığı gün östradiol enjeksiyonu yapılır (gün 0). Sekizinci gün progesteron çıkarılır ve aynı anda PG enjekte edilir. Dokuzuncu gün tekrar östadiol enjeksiyonu yapılıp bundan 24 saat sonra tohumlama yapılabildiği gibi 10-11-12. günlerde östrüs gözlenerek tohumlama yapılır. Özetle progesteronun takıldığı gün ve çıkarıldığı günün ertesinde östradiol enjeksiyonu yapılmaktadır. İlk östradiol enjeksiyonu dominant follikülleri atresia etmekte ve 4-5 gün sonra yeni folliküler dalganın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. İkinci östradiol enjeksiyonu ise östrüsün oluşmasını güçlendirmekte, dış (davranışsal) belirtilerini artırmakta ve östrüs tespitini kolaylaştırmaktadır (1, 43).
Bu yöntem en sık pp anöstrüs gösteren ineklerde uygulanır. Anöstrüslü hayvanlarda progesteron hipotalamus-hipofiz bağadaşımını sağlar, östrogen ise dominant follikülün olgunlaşması ve ovulasyonun şekillenmesi için gonadotropinlerin salınımını uyarır.
Sözü edilen sistematik çiftleştirme veya senkronizasyon programları dışında popüler olmayan 7/11 Synch ve PGPG olarak adlandırılan protokoller de geliştirilmiştir.
Re-senkronizasyon
Yukarıda uygulanan senkronizasyon protokolleri sonrası gebe kalmayan hayvanlarda uygun gebelik oranına ulaşmak için hayvanların mümkün olan en kısa sürede tekrar östrüs göstermeleri sağlanarak yeniden tohumlanabilmeleri için yeniden senkronizasyon programına başvurulabilmektedir (63).
Fast back breeding: Tohumlama yapılıp gebe kalmayan ve östrüsü geriye dönen hayvanları senkronize etmek için dizayn edilmiştir. Hayvan gebe kalmadığı takdirde oluşacak ilk östrüsü senkronize etmek için uygulanır. Östrüs tespiti kolaylaşmakta ve gebelik oranı daha yükselmektedir. İlk tohumlamadan 14 ± 1 gün sonra CIDR takılır. 7 gün sonra (21±1 gün) CIDR çıkarılıp 22-23. günlerde östrüs gözlenerek hayvan tohumlanır. Bu protokolde asla PG kullanılmaz (53). Ancak progesteron kullanılan resenkronizasyon yöntemlerinde senkronize dönüş oranı artarken resenkronize östrüsleri takiben oluşan konseption oranında azalma/eğilimi gözlenmiştir (8, 59).
Ovsynch ile resenkronizasyon: İlk tohumlamadan 21 gün sonra Ovsynch protokolü başlatılarak re-senkronizasyon uygulamasıdır. Uygulanan protokol sonrası 21. günde ilk GnRH yapılır, 28. Günde gebelik teşhisi gerçekleştirilir (ultrasonografi ile). Hayvan gebe değilse PG enjekte edilir. Ovsynch protokolünde olduğu gibi 2 gün sonra yani 30. günde tekrar GnRH uygulanır ve 31. günde tohumlama gerçekleştirilir (63).
Ovsynch-Heatsynch ile re-senkronizasyon (Jumpstart Resynch): İlk tohumlamadan 23 gün sonra Ovsynch veya Heatsynch protokolü başlatılarak re-senkronizasyon yapılmasıdır (5, 6). Yirmi üçüncü günde ilk GnRH yapılır. Otuzuncu günde gebelik teşhisi gerçekleştirilir. Gebe değilse 30. gün PG enjekte edilir, 31. günde ECP ve 36 saat sonra AI ile heatsynch, veya 32. günde tekrar GnRH verilip 33. günde tohumlama yapılarak ovsynch protokolü tamamlanır.
PG ile re-senkronizasyon veya hızlı re-senkronizasyon (rapid resynch/RR): Gebelik teşhisi yapıldığı gün, hayvan gebe değilse ve ovaryum üzerinde CL bulunuyor ise PG ile re-senkronizasyon yapılabilir. Gebelik teşhisi en erken ve en güvenilir şekilde genelde ultrasonografi ile tohumlama sonrası 28. günde gerçekleştirilir. Şayet hayvan bu dönemde gebe değilse ovaryum üzerinde bir CL bulunur ve PG uygulanması endikedir (41). İki gün sonra GnRH yapılıp düveler 4, inekler 8 saat sonra fixed-time tohumlanır.
Hangi Protokolü Ne Zaman Kullanılır
Bu soruyu şu şekilde de sorabiliriz; hangi protokol ile en yüksek gebelik oranı elde edilebilir? Bu, uygulama zamanına, protokolde kullanılan ilaçlara, hayvanların sağlık durumuna ve östrüsleri belirleme etkinliğine göre değişebilir. Uygulamalar doğru ve zamanında yapılmalıdır. Kayıtların düzenli olması ve deneyimli AI teknisyeni önem arz eder. Hijyen ve sperma çözdürme kurallarına uyulmalıdır (10). Stres oluşturacak her türlü faktör elimine edilmeli Özellikle ısı stresi GnRH’ın etkisini düşürür. Preovulator follikülden östrogen üretimi azalır, östrüs belirtileri zayıflar ve embriyonik ölüm insidansı artar. Kondisyon orta veya iyi olmalıdır (3-4/5-6-7). Hedef çitfleştirmelerde ilk enjeksiyonlar pp 30-40. günlerde başlatılmalı. Sağlıklı ve iyi bir beslenme programı uygulanmalı ve östrüs tespit etkinliği yüksek olmalıdır (24, 41)
Presynch+ovsynch protokolünün, yalnız başına ovsynch protokolünden daha başarılı sonuç verdiği (57, 35), ovsynch ve heatsynch protokolü ile hemen hemen aynı gebelik oranı elde edildiği bildirilmiştir (42, 60).
Eğer bir işletmede pp gönüllü bekleme süresinden evvel hayvanlar sağlıklı ve siklik iseler ve östrüs tespiti problem teşkil ediyor ise Presynch+Ovsynch veya Presynch+Heatsynch kombinasyonu tercih edilebilir. Östrüs tespiti problem teşkil etmiyor ise modifiye hedef çiftleştirme protokolü uygulanabilir. Anöstrüs probleminin olduğu işletmelerde Ovsynch veya Heatsynch protokolleri yarar sağlar (10). Progesteron içeren protokoller nonsiklik ineklerde ve düvelerde daha başarılı sonuç verir (66).
Ovsynch, co-synch ve select-synch protokolleri 10 gün içerisinde başlatılıp sonlandırılan protokollerdir. Bu protokoller genelde düveler için tavsiye edilmemektedir. Hedef çiftleştirmeler ve progestagen içeren protokoller düveler için daha başarılı sonuç vermektedir (24, 32).
Sonuç olarak sistematik çiftleştirme programları siklik hayvanların % 75-90’ında uygulamayı izleyen 5 gün içerisinde östrüsü, anöstrüs hayvanların ise % 50’sinde fertil bir östrüsü uyarabilmektedir (12). Boş geçen günleri azaltmakta, gebelik oranını artırmaktadır (39).

04 Mart 2009
Prof.Dr. Dursun Ali Dinç
 

Benzer Konular