TZOB: Pamuk ekim alanları 8 yılda yüzde 22 azaldı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye ' de son 8 yılda pamuk ekim alanlarının yüzde 22 azaldığını belirterek, '1980 ' lerde ülkemizin beyaz altını olan pamuk artık eriyor' dedi.
Bayraktar, birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye Pamuk Sektör Raporunu açıkladı, küresel mali krize karşı Türk tarımı ve çiftçilerini korumak için alınması gereken önlemler ile Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ' ın 31 Ekim ' de gıda fiyatlarıyla ilgili yaptığı açıklamayı değerlendirdi.
Eylül ayında Birlik merkezinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ziraat Mühendisleri Odası, İzmir ve Şanlı Urfa Ticaret Borsaları ile Ziraat Odalarının katılımıyla Pamuk Sektör Toplantısı gerçekleştirildiğini anımsatan Bayraktar, söz konusu toplantıda dünyada ve Türkiye ' de pamuğun üretim, tüketim ve pazarlanmasında uygulanan politikalar ve gelişmelerin değerlendirildiğini, hazırlanan rapor için sektör temsilcilerinin görüşlerinin alındığını söyledi.
Dünyada yaklaşık 25 milyon tonluk pamuk üretiminin yüzde 26 ' sını Çin ' in gerçekleştirdiğini ifade eden Bayraktar, bu ülkeyi yüzde 18 ' lik üretimle ABD ' nin izlediğini ardından sırasıyla Hindistan, Pakistan, Brezilya ve Özbekistan ' ın geldiğini belirtti. Bayraktar, Türkiye ' nin yüzde 3,5 ' lik payla dünyanın 8. büyük pamuk üreticisi olduğunu kaydetti.
Bayraktar, Türkiye ' de pamuk veriminin BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 340 Kg/dekar verimle 214 kg/dekar olan dünya ortalamasının oldukça üstünde olduğunu ifade etti.
Tekstil sanayinin yatırımları sonucu pamuk tüketiminin de arttığını anlatan Bayraktar, Türkiye ' nin pamuk tüketiminin yaklaşık 1,5 milyon tona ulaştığını, 2008 yılı üretim rakamının ise ilk tahmine göre 787 bin ton olduğunu söyledi.
Üretimin, tüketime paralel artış gösteremediğini ve pamukta her geçen gün dışa bağımlılığın arttığını vurgulayan Bayraktar, konuşmasında ABD ve AB ' nin pamuk sektöründe izledikleri politikaları anlattı.
Türkiye ' de pamuk için uygulanan prim sisteminin özellikle üretimi yönlendirme ve üretici gelir seviyesinin korunması açısından istenilen başarıyı sağlayamadığını ifade eden Bayraktar, bu nedenle pamukta halen istenen üretim artışının sağlanamadığını ve dışa bağımlılığın azalmadığını kaydetti.
Pamuk fiyatlarında son yıllardaki artışın oldukça az olduğuna dikkati çeken Bayraktar, 2006 yılına gelindiğinde fiyatların hala 2003 yılının seviyelerinde olduğunun görüldüğünü, bu yıl TARİŞ ' in 1 YTL/kg ile geçen yılla aynı fiyatı açıkladığını söyledi.

Serbest piyasada fiyatların, 65-85 YKr/kg aralığında değiştiğine işaret eden Bayraktar, dünya pamuk üretim maliyetleri üzerine yapılan bir araştırmaya göre Türkiye ' nin, İsrail ' den sonra maliyeti en yüksek pamuk üretimi yapan ülke olduğunu bildirdi.
Tarımsal üretimde kullanılan girdilerin fiyatlarının enflasyonun bile üzerinde artış gösterirken, ürün fiyatlarında gerilemenin söz konusu olduğunu belirten Bayraktar, uygulanan prim miktarının da üreticinin gelir kaybını telafi etmeye yetmediğini ifade etti.
1998 yılından 2007 yılına kadar enflasyonun 8,5 kat, girdi fiyatlarının yaklaşık 15 kat artarken, pamuk fiyatlarının sadece 5 kat artış gösterdiğini bildiren Bayraktar, tekstil sanayinin artan talebi ancak ithalatla giderilebildiğini kaydetti.
Geçen yıl yapılan 1,2 milyar dolarlık pamuk ithalatının yüzde 63 ' ünün ABD ' den yüzde 10 ' unun ise Yunanistan ' dan yapıldığını ifade eden Bayraktar, üretimdeki düşüşün göz önüne alındığında ithalat rakamının 2008 yılı sonunda 1,5 milyar dolara ulaşabileceğini bildirdi.
Bayraktar, Türkiye ' de son 8 yılda pamuk ekim alanlarının yüzde 22 azaldığını belirterek, şunları söyledi:
'1980 ' lerde ülkemizin beyaz altını olan pamuk artık eriyor. Türkiye AB Gümrük Birliği anlaşması gereği pamukta tarife uygulaması yapmamaktadır. Ayrıca pamuk için DTÖ;ye verilen tarife oranı da oldukça düşüktür. Kısacası tarife uygulaması yapabilsek dahi uygulanacak tarife oranı pamuk üreticisini korumaya yetmeyecektir. Pamukta düşük dünya fiyatları karşısında üreticiyi koruyabilecek araç pamuk için gümrük vergisi değildir.'

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Bayraktar, pamuk üretimini artırabilmek için alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı:
'Pamuk için açıklanan prim yetersizdir. Prim miktarı hedef fiyat ile piyasa fiyatı arasındaki fark olarak belirlenip üreticiye ödenmelidir. 2008 ürünü için belirlenen 30 YKr prim sürdürülebilir üretim için üreticimizi tatmin etmeyecektir. Prim miktarı artırılmazsa 2009 ' da pamuk üretimi çok daha azalacaktır. İthalattan kurtulabilmemiz için primi en az 50 YKr;ye çıkarmak gerekmektedir. Tohumluk, ilaç, gübre, elektrik, mazot gibi girdi kalemlerinde ödenen ve üreticiye geri ödemesi yapılmayan KDV oranları düşürülmelidir.
Tekstil sanayinin en büyük sorunu olan pamukta kontaminasyonun üreticiden kaynaklanan bölümünü önlemek de makineli hasatla mümkün olacaktır. Dış Ticaret Müsteşarlığının pamukta kirlenmeyi önlemek ve kalite kriterlerini yükselmek üzere yapılan çalışmalar ve kaliteli pamuğa fazla fiyat mantalitesi pamukla ilgili tüm sektör temsilcileri tarafından onay görmüştür.
AB uyum süreci için yapılan çalışmaların hız kazandığı şu günlerde ülkemizin en güçlü üretici birlikleri olan Tarım Satış Kooperatiflerinin düşük faizli kredi ile desteklenmesi gerekmektedir. Bunların çözülmesi için öncelikle ulusal pamuk politikasının belirlenmesi gerekmektedir. Üreticilerin yeniden üretime dönmeleri için dünya piyasalarındaki pamuk fiyatları ile rekabet edebilir bir ortam yaratılmalıdır.'

KÜRESEL MALİ KRİZ
Konuşmasında küresel mali krize de değinen Bayraktar, ekonomik krizlerden ve bu krizler için alınan önlemlerden en çok tarım sektörü ve çiftçilerin etkilendiğini söyledi.
Çiftçilerin kamu ve özel bankalara 10 milyar YTL ' yi aşan borcu bulunduğunu belirten Bayraktar, şöyle konuştu:
'Tarımda mevcut sorunlar devam ederse, sektör bu istihdam yükünü taşımaya devam edemez. 2001 krizinden sonra 5 yıl içinde tarımsal istihdam 2.3 milyon kişi azalmıştır. İçinde bulunduğumuz koşullarda artan işsizlere bir de tarımı terk edenlerin katılmasına mani olunmalıdır. Böyle dönemlerde, temel ve zorunlu ihtiyaç maddesi olan gıda fiyatlarında olağanüstü artışlarla halkın gıda temininde daha büyük sıkıntıya düşmemesi için de tarımsal üretim artırılmalıdır.'
Bayraktar, mali krize karşı tarımın ve çiftçilerin korunması için girdi fiyatlarındaki artışların frenlenmesi veya telafi edilmesi, elektrik borçlarının yeniden yapılandırılması, kredi kullanımında kısıntının olmaması, tarımsal destekleme bütçesinin ihtiyaca uygun büyüklükte belirlenmesi, artırılacak bütçe çerçevesinde oluşturulacak bir fonla, stratejik ürünler için TMO ' nun gerektiğinde müdahale alımları yapmasının sağlanması, tarımsal kamu yatırımlarının artırılması, sulama alanlarının hızla genişletilmesi, tarımsal işletme yapısının iyileştirilmesi, tarımsal gelir ve çiftçilerin satınalma gücünün artırılması ve kırsal kalkınmanın hızlandırılması gerektiğini bildirdi.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ' ın 31 Ekim günü yaptığı açıklamada 2008, 2009, 2010 yılları enflasyon tahminleri için iki senaryo öngördüğüne işaret eden Bayraktar, 'Bunlardan birisi gıda fiyat enflasyonunun baz senaryoya göre yüksek, diğerinin düşük artışlar göstermesi halleridir. Bu iki senaryo ile öngörülen enflasyon rakamları arasında yıllara göre 3 ile 6 puan farklar görülmektedir. Eğer önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarındaki artışın yüksek olmasını istemiyorsak ve bu suretle enflasyonu 6 puan düşürmek istiyorsak, tarımsal üretimi artırmanın çok önemli yararı olacaktır' diye konuştu.


: ' (
 

Benzer Konular