Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!


Kendinize izletin, bize değil

DÜN televizyonda bir reklam gördüm.

Gayet iyi hazırlanmış, son derece doğru çağrı yapan bir reklam spotu.

Özü şu:

“Tarım arazilerine sanayi tesisleri kurmayın. Yerleşim alanlarını tarım arazileri üzerine inşa etmeyin. Bakın atalarımız yerleşimlerini tepelere kurmuş, tarım arazilerini tarıma bırakmışlar.’’

Kendi kendime, “Çok doğru. Herhalde bir çevreci örgüt, hükümeti uyarmak için böyle bir spot hazırlamış’’ diye düşündüm.

Hatta o örgüt hangisidir bilemeden cesaretine hayran kaldım.

Öyle ya, böyle bir spot hazırlayıp hükümetin gözüne soktukları için her an paralelci ilan edilebilir ya da darbe teşebbüsüyle suçlanabilir, eski Türkiyeci olmakla itham edilebilirlerdi.

Reklamı yayınlayan televizyon kuruluşununki de iyi cesaretti.

RTÜK’ün AK Partili üyeleri tarafından cezalandırılmaları büyük ihtimaldi.

Ben bunları düşünürken reklam sona erdi.

Bir de baktım ki reklam bir kamu spotuymuş ve Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlatılmış.

Şaşırdım ve güldüm.

Bence bu spotun gösterilmesi gereken yer televizyon izleyen bizlerin evi değil, Bakanlar Kurulu toplantı salonuydu.

Çünkü tarım arazilerini imara açan biz değiliz.

Zeytinliklerin yok edilmesine yol açan yasal değişikliği yapan da biz değiliz.

Her türlü araziden rant elde etmeye çalışan da biz değiliz.

Tüm bunlar AK Parti hükümetinin icraatı.

Bakanlık bu spotu hükümete izletsin.

Birer kopyasını da belediyelerine.

Çünkü bunu bize söylediğiniz zaman, “Siz yapmayın, bizimkiler yapsın’’ demek istediğinizi düşünüyoruz.

Kaynak: http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/1004487-kurtler-bolunmemek-icin-daga-cikar-mi
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Adamlar 2B vs kanunlarla tarım arazisinin yanında ormanları bile imara açtı her fırsatta Osmanlı ' ya dem vuruyor muhteremler Osmanlı ' nın tırnağı olamazlar bu konularda
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

bu bizim Alo Fatih dielmi yau zuha-*-s

Kardeş dediğine 100/1000 katılıyorum sonucda bu adamlar deilmi maden torba kanunu cıkarıp mileti yerin dibine gömen insanlar...
Tarım ı da ÖZELLEŞTİRDİLER yakında Türkmiletini de özeleştirlerse hiç şaşırmam zuha-*-s
Çiftciyi Özel sektörün kucana saldılar sonra bu çiftciler çalışmıyor ekmiyor biçmiyor vıdı vıdı vıdı...

Bunların yaptıkları sadece KENDİLERİ ÇALIYOR KENDİLERİ OYNUYOR başka bi açıklaması yokk!!!!
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

lordsaar link=topic=78686.msg931061#msg931061 date=1414680602' Alıntı:
bu bizim Alo Fatih dielmi yau zuha-*-s

Kardeş dediğine 100/1000 katılıyorum sonucda bu adamlar deilmi maden torba kanunu cıkarıp mileti yerin dibine gömen insanlar...
Tarım ı da ÖZELLEŞTİRDİLER yakında Türkmiletini de özeleştirlerse hiç şaşırmam zuha-*-s
Çiftciyi Özel sektörün kucana saldılar sonra bu çiftciler çalışmıyor ekmiyor biçmiyor vıdı vıdı vıdı...

Bunların yaptıkları sadece KENDİLERİ ÇALIYOR KENDİLERİ OYNUYOR başka bi açıklaması yokk!!!!

Konuyu siyasi we dini polemiklere getirmeden tartışanlara we okuyanlara teşekkürler....

Fatih Altaylı (Alo Fatih değildir) Bilinmesi için yazıyorum;

Fatih Saraç ' ın Erbakan döneminden beri “Milli Görüş” çevrelerinde etkin bir isim olan Emin Hoca ' nın oğlu olduğu belirtiliyor. “Fatih Saraç” isme üzerinde yoğunlaştı. Kim bu, Başbakan ' ın bu kadar güvenip bizzat talimatlar verdiği adam? Fatih Saraç ' ın halihazırdaki görevi HaberTürk ' te “Yönetim Kurulu Başkan Vekili” olması.
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Murat, bende şaşırmıştım o görüntülere hatta yanımdakilere dedim bak yine kabahatli biz olduk .
Benim yaşadığm kasaba Canım Karabiga gitti termik santıral merkezi oldu duyan geliyor ne denizi ne tarihi kalesi ne ormanı ne sit alanları hepsi tehdit altında .
Tarımı hayvancılığı havası suyu hatta çevremizdeki yerleşim yerleri de bu tehdit altında.
Tarihi kale kalıntılarının içinden geçen yol dar biçer tablası ile geçemiyor yarım metre kıralım dedik kimse yi razı edemedik yıllarca tabla çıkart geç tekrar tak , şimdi termik santral projesi içinde kalan kale projede görünmüyor bile
Yeni yetişen nesil daha bilinçli ama onlara temiz bırakabilecekmiyiz bilmem bu toprakları .
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Hermiyas link=topic=78686.msg931353#msg931353 date=1414740374' Alıntı:
Konuyu siyasi we dini polemiklere getirmeden tartışanlara we okuyanlara teşekkürler....

Fatih Altaylı (Alo Fatih değildir) Bilinmesi için yazıyorum;

Fatih Saraç ' ın Erbakan döneminden beri “Milli Görüş” çevrelerinde etkin bir isim olan Emin Hoca ' nın oğlu olduğu belirtiliyor. “Fatih Saraç” isme üzerinde yoğunlaştı. Kim bu, Başbakan ' ın bu kadar güvenip bizzat talimatlar verdiği adam? Fatih Saraç ' ın halihazırdaki görevi HaberTürk ' te “Yönetim Kurulu Başkan Vekili” olması.
Yau Kusra bakmayın bu Fatihleri karıştırıyorum sağlık olsun Hoca efendiyi severim keşke bu nesili adam gibi yetiştirseydi kendi görüşüne saygı duyan biri olarak !!!!
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

TÜİK’e göre buğday üretimi yüzde 14 azalacak

EKONOMİ SERVİSİ
31 Ekim 2014, Cuma

Tarım makineleri üreticisi LandForce’un Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Kır’a göre Türkiye, 20 yılda 3 milyon hektar tarım alanını kaybetti.


Daha çok verimli tarım arazilerinin rezidans yapılmasıyla Türkiye’deki tarım alanı 23,81 milyon hektara geriledi.
Bunun yüzde 66’sını tahıl ve diğer bitkisel ürünlerin ekim alanı oluştururken, 7,77 milyon hektar ise buğday ekim alanı olarak kullanılıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar’a göre kuraklığın 2013-2014 üretim sezonunda buğday, arpa başta olmak üzere tahıl üretimini çok olumsuz etkilemesi büyük üretim kalemini oluşturacak buğdayı çok etkileyecek. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri Bayraktar’ı destekliyor. Nitekim TÜİK’e göre 2013’te 22 milyon 50 bin ton olan buğday üretimi, bu sene yüzde 13,8 azalarak 19 milyon ton civarında gerçekleşecek.

Türkiye’de buğday ekim alanı son yıllarda azalmasına rağmen, geçen yıl, 2012’ye göre 243 bin hektar artarak 7,77 milyon hektara çıkmıştı. 2014 yılında ekilen alan miktarının henüz açıklanmadığını, 2013 yılıyla aynı düzeylerde olduğunu tahmin ettiklerini kaydeden Bayraktar’a göre tarım alanlarının önündeki diğer bir engel de sulama. Sulama altyapı yatırımları tamamlanmadığı için Türkiye’de teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek 8,5 milyon hektar alanın yüzde 67’sinin ancak sulanabildiğini belirten Bayraktar, “2,77 milyon hektar ise henüz sulanamıyor. Sulama altyapı yatırımları hızla tamamlanmalı. Sulanabilir bütün alanların sulanmasıyla diğer ürünlerde olduğu gibi buğdayda da önemli üretim artışı olacak, ülkenin büyük bölümünde, kuraklığın ürüne olumsuz yansıması görülmeyecek.” dedi.
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Maalesef doğu ve güneydoğuda terör yüzünden fazla üretim yapılamıyor, zaten verimsiz topraklar, kalan mevcut toprakların da ıslahı için bir şey yapılmıyor.

En az 3 çocuk özendirilmesi, gelen Suriyeliler ' in bir daha gitmelerinin zor görünmesi ve bunlara paralel olarak gıda ihtiyacının arması, ancak aynı şekilde binaların fazlalaşma sonucu tarım alanlarının azalması hepsi bir arada bizi mahvediyor. Mazot pahalı çiftçi ürün ekmek istemiyor, doğru düzgün de verim alamıyor, hal böyle olunca bize yine dışarıdan bir şeyler alma zorunluluğu doğuyor.

Toprakların ıslahı şart, bu hükümetin mazotu ucuzlatacağı yok, çiftçi yine kendi bulmak zorunda en ucuz yöntemi. Sulamada elektrik ve mazot giderlerini azaltmak gerek, bu da anca ya rüzgar gülü ya da güneş panelleri ile olur.

Biyoyakıtların kullanımı arttırılmalı, özellikle ucuz olan biyogaz. Dünya ' da mevcut 2 tane biyogaz traktörü var ki bunlar da Türkiye ' de yok, bir Valtra ' nın diğeri Steyr ' in traktörler. Sanırım oldukça da pahalılar. Toprağın ıslahında solucanlar ve humusları oldukça önemli olduğu için anıza ekim yaygınlaştırılmalı, devlet eliyle tohum ıslahı da yapılmalı.

Eh bunlar yaygınlaştıktan sonra olmuyorsa artık, yapacak bir şey yok :) Bulgaristan ' dan, Suriye ' den toprak satın alırız artık ülke olarak *sda*-s *sda*-s
 

Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Kalkınmakta olan ülkeler yeterli dozda vergilerle devletin kalkınması için akaryakıta falan yüklenir ama bizim devletimiz bunun ... sını çıkarıyor ve uzun vadede halkın fakirleşeceği gözardı ediliyor halkı fakir olan hiçbir devlet zengin değildir ikincisi toplanan vergiler de birilerinin cebine gidiyor doğrudan. Tarihte hiçbir türk devleti bu kadar basiretsiz. beceriksiz bir döneme sabretmedi.
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Son dönemlerde yapılan yatırımlara bakıldığında inşaat yatırımlarında müthiş bir patlama var, yapılan arazi tarım arazisiymiş, zeytinlikmiş umurlarında değil. Dağ taş zeytinlik nolacak kesilse deniliyor.

Manisa ' nın Çal Dağında dünyada hiçbir örneği olmayan ilkel yöntemlerle nikel madeni çıkarılması için Koskoca Gediz Ovası hiçe sayılarak maden işletmeye açılması için uğraşılıyor. İngiliz şirket tam 7 yıldan beri madeni açabilmek için uğraş veriyor.
ÇED raporuna göre işletmenin 15 yılda çıkaracağı nikel madeni 6 milyar dolar, Turgutlu ilçesinin tarımsal olarak 15 yılda üreteceği ürün 5.1 milyar dolar olarak hesaplanmış. 2 milyon ağacın kesilmesi, Gediz nehrinden günlük 12.000 ton suyun madene tahsis edilmeside cabası. Madende kullanılacak sülfrik asidin çevreye vereceği tahribat... o önemli değil nasıl olsa uzun yıllar sonra ortaya çıkacak. Çoluk çocuğumuzun, torunlarımızın geleceğini çalıyoruz, yarın ben torunlarıma bunların hesabını nasıl vereceğim diye düşünen bir milletvekili,bir bakan nedense çıkmıyor...

Enflasyon yükselir diyerek emekliye, işçiye, memura yapılacak zam oranını düşük tutan bir ekonomi yönetiminin olduğu bir ülkede, bir bakanlık binasına aylık yaklaşık 800.000 lira kira ödeniyor, kiraya vereceğin parayla yeni bina inşaatı yapmak kimsenin aklına gelmiyor. Bu İsraf, bu gereksiz harcamalar kimin parasıyla yapılıyor bunu sorgulayan yok, ortalama 800-900 lira maaş alan emekli, 900 küsür lira maaş alan askeri ücretli, gübrenin çuvalını 70-80 liradan mazotun litresini 4,5 liradan alan çiftçi bu yapılan israfı şatafatı saltanatı savunmaya çalışıp köy kahvelerinde kavga edip birbirine giriyor.
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Sakarya Nehri kenarına fabrika kurulacak
Sakarya Nehri kenarına fabrika kurulacak
DURAN SAVAŞ - SAKARYA
23 Kasım 2014, Pazar

Türkiye’nin en verimli arazilerinin bulunduğu Pamukova’da, ovanın ortasından geçen Sakarya Nehri kenarında kağıt fabrikası kurulacak. Sakarya Toprak Kurulu, İstanbul’a da içme suyu takviyesi yapılan nehrin kenarındaki 200 dönümlük birinci sınıf tarım arazisi üzerine Halkalı Kağıt firmasının fabrika kurmasına onay verdi. Sakarya Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu, “Fabrikaya karşı değiliz ama buraya kurmak akıl kârı değil. Herkes rant peşinde.” diye tepki gösterdi.

Kurulun 3 üyesi fabrikaya ‘ret’ oyu verirken, diğer 8 üye fabrikanın kurulmasına yeşil ışık yaktı. Ret oyu verenlerden Sakarya Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu, “Fabrikaya karşı değiliz ama yeri burası değil. Buraya fabrika kurmak akıl kârı değil. Herkes rant peşinde.” dedi. Fabrika kurulmasına karşı olmadıklarını, çevrede daha uygun araziler olduğunu dile getiren Şenoğlu, “Bu fabrikada atık kâğıtlardan kâğıt üretimi yapılacakmış. Kâğıt fabrikaları çevreyi kirletici etkiye sahip. Atıkları çevreyi olumsuz yönde etkiliyor.

Çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Bu sebeple nehir kenarına ve birinci sınıf tarım arazilerine böyle fabrikalara izin verilmemeli.” uyarısında bulundu. Ayrıca Sakarya Nehri’nden İstanbul’a içme suyu takviyesi yapıldığına da işaret eden Şenoğlu, şunları kaydetti: “İki sene sonrasını bile düşünen yok. Türkiye’de kuraklık baskısı giderek artıyor. İstanbul’a şu anda Sakarya Nehri’nden içme suyu takviye ediliyor. Sakarya Nehri, bölgenin ve İstanbul’un gelecekte en önemli içme ve kullanma suyu kaynağı olacak. Nehir bölgeye ve İstanbul’a lazım. Biz çevresindeki fabrikaların taşınması gerektiğini söylerken yeni fabrikalara izin vermek inanılır gibi değil.”

En fazla kayıp Konya’da, en düşük Bolu’da

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tarım alanlarında en çok kayıp yaşanan iller Konya, Yozgat, Diyarbakır, Kars, Adana, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş, Malatya, Edirne, Tekirdağ şeklinde sıralanırken, daha az kayıp yaşanan şehirler ise şöyle: Samsun, Mardin, Ankara, Kayseri, Çorum, Kırşehir, Bursa, Adıyaman, Osmaniye, Kütahya, Erzincan, Kırklareli, Muş, Elazığ, Hatay, Gümüşhane, Balıkesir, Antalya, Ordu, Aksaray, İzmir, Zonguldak, Sinop, Aydın, Erzurum, Kocaeli, Bitlis, Kastamonu, Düzce, Muğla, Sakarya, Bilecik, Karabük, Gaziantep, İstanbul, Hakkari ve Bolu. Tarım arazilerini artıran iller de Van, Isparta, Şanlıurfa, Manisa, Ardahan, Bayburt, Kırıkkale, Eskişehir, Çankırı ve Ağrı.
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Tarım Bakanlığı: Tarım arazilerini birlikte koruyalım
Tarım Bakanlığı: Tarım arazilerini birlikte koruyalım
23 Kasım 2014, Pazar

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ağustos ayında yayınladığı iki kamu spotu ile tarım arazilerine yapılacak tarım dışı faaliyetlerin doğuracağı zararlara dikkat çekmiş ve buna izin vermeyeceklerini bildirmişti.

Tarım alanlarında binaların yükselmesinin vurgulandığı reklam filmlerinin ilkinde, “78 milyon hektarlık Türkiye yüzölçümünün yalnızca yüzde 11’i sulanabilir mutlak tarım arazisidir. Toprak kaybı gıda güvenliği tehlikesinin habercisidir. Üretilemeyen kaynak bir avuç topraktır.” deniyor. Çocuklarımıza yaşanılabilir bir dünya bırakmak için ‘Haydi Türkiye tarım arazilerini birlikte koruyalım’ sloganın dillendirildiği tanıtım filminde, bir küçük kız çocuğu ‘Çünkü ben güvenilir gıdayla büyüyeceğim’ diyerek toprak kaybından doğacak gıda sorunlarına dikkat çekiliyor. Ayrıca ilk kamu spotunun sonunda, “Verimli tarım arazilerine yapılacak tarım dışı faaliyetlere izin verilmeyeceğini kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.” ifadeleri dile getiriliyor. İkinci reklam filminde ise atalarımızın tarım arazilerini korumak için yüz yıllardır tepelere yerleştiklerine dikkat çekilerek, “Bu toprakların bize atlarımızın mirası değil torunlarımızın emaneti olduğunu unutmayalım.” deniliyor. “Tarım arazileri üzerine yapılan konutlar, sanayi tesisleri ve yapılar. Bilinçsizce heba edilen milyonlarca hektarlık tarım arazisi.” ifadelerinin yer aldığı kamu spotunda, Türkiye’de her türlü kullanıma uygun yeterince alan olduğu vurgulanıyor. İlgililerin yatırım yapmadan önce ise mutlaka bakanlık görüşünü almalarına dikkat çekiliyor.
 
Ynt: Fatih Altaylı da Tarımı Yazdı...!!!

Hermiyas link=topic=78686.msg939137#msg939137 date=1416831752' Alıntı:
Sakarya Nehri kenarına fabrika kurulacak
Sakarya Nehri kenarına fabrika kurulacak
DURAN SAVAŞ - SAKARYA
23 Kasım 2014, Pazar

Türkiye’nin en verimli arazilerinin bulunduğu Pamukova’da, ovanın ortasından geçen Sakarya Nehri kenarında kağıt fabrikası kurulacak. Sakarya Toprak Kurulu, İstanbul’a da içme suyu takviyesi yapılan nehrin kenarındaki 200 dönümlük birinci sınıf tarım arazisi üzerine Halkalı Kağıt firmasının fabrika kurmasına onay verdi. Sakarya Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu, “Fabrikaya karşı değiliz ama buraya kurmak akıl kârı değil. Herkes rant peşinde.” diye tepki gösterdi.

Kurulun 3 üyesi fabrikaya ‘ret’ oyu verirken, diğer 8 üye fabrikanın kurulmasına yeşil ışık yaktı. Ret oyu verenlerden Sakarya Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu, “Fabrikaya karşı değiliz ama yeri burası değil. Buraya fabrika kurmak akıl kârı değil. Herkes rant peşinde.” dedi. Fabrika kurulmasına karşı olmadıklarını, çevrede daha uygun araziler olduğunu dile getiren Şenoğlu, “Bu fabrikada atık kâğıtlardan kâğıt üretimi yapılacakmış. Kâğıt fabrikaları çevreyi kirletici etkiye sahip. Atıkları çevreyi olumsuz yönde etkiliyor.

Çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Bu sebeple nehir kenarına ve birinci sınıf tarım arazilerine böyle fabrikalara izin verilmemeli.” uyarısında bulundu. Ayrıca Sakarya Nehri’nden İstanbul’a içme suyu takviyesi yapıldığına da işaret eden Şenoğlu, şunları kaydetti: “İki sene sonrasını bile düşünen yok. Türkiye’de kuraklık baskısı giderek artıyor. İstanbul’a şu anda Sakarya Nehri’nden içme suyu takviye ediliyor. Sakarya Nehri, bölgenin ve İstanbul’un gelecekte en önemli içme ve kullanma suyu kaynağı olacak. Nehir bölgeye ve İstanbul’a lazım. Biz çevresindeki fabrikaların taşınması gerektiğini söylerken yeni fabrikalara izin vermek inanılır gibi değil.”

En fazla kayıp Konya’da, en düşük Bolu’da

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tarım alanlarında en çok kayıp yaşanan iller Konya, Yozgat, Diyarbakır, Kars, Adana, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş, Malatya, Edirne, Tekirdağ şeklinde sıralanırken, daha az kayıp yaşanan şehirler ise şöyle: Samsun, Mardin, Ankara, Kayseri, Çorum, Kırşehir, Bursa, Adıyaman, Osmaniye, Kütahya, Erzincan, Kırklareli, Muş, Elazığ, Hatay, Gümüşhane, Balıkesir, Antalya, Ordu, Aksaray, İzmir, Zonguldak, Sinop, Aydın, Erzurum, Kocaeli, Bitlis, Kastamonu, Düzce, Muğla, Sakarya, Bilecik, Karabük, Gaziantep, İstanbul, Hakkari ve Bolu. Tarım arazilerini artıran iller de Van, Isparta, Şanlıurfa, Manisa, Ardahan, Bayburt, Kırıkkale, Eskişehir, Çankırı ve Ağrı.
Bizim Eskişehir organize sanayisi son yıllarda epey büyüdü ve hep tarıma elverişsiz veya verimsiz tarım alanlarına doğru genişliyor.Başka illerden gelip fabrika kurmak isteyen yatırımcıyada elektrik,doğalgaz, gibi girdilerde indirim yapıyor.Birkaç yıl içerisinde de tren yolunun yanındaki lojistik köyü ile organize sanayiyide tren yolu ile bağlayıp ulaşımı dahada hızlandıracak.Yatırımcılar böyle 1.sınıf tarım arazilerine fabrika kuracaklarına Eskişehir organize sanayisi gibi sanayi bölgelerine fabrika kurmalılar.
 

Benzer Konular