“Türkiye’de tarım hor görülüyor”

02.12.2012
13,461
3,245
Bayburt

http://www.bloomberght.com/yorum/irfan-donat/1655317-turkiyede-tarim-hor-goruluyor


Bu sözler Loyola Chicago Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vefa Tarhan’a ait.

Türkiye ekonomisinin kronikleşen sorunları arasında yer alan cari açığın düşürülmesine yönelik politikalarda tarım ekonomisinin etki ve potansiyeline dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan’ın önemli tespitleri var.

Aynı zamanda Bilkent Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak bulunan Prof. Dr. Tarhan, geçtiğimiz gün Bloomberg HT ekranlarında konuktu.

Biz de Prof. Dr. Tarhan’ı dinlerken Türkiye’de tarım sektörüne yönelik değerlendirmelerine kulak kabarttık.

Prof. Dr. Tarhan’a göre tarım, petrolden daha önemli bir silah olacak çünkü dünya nüfusu azalmıyor tam aksine çoğalıyor.

Doğru ürünlerin ihracatı noktasında Türkiye’nin mukayeseli avantajı olduğu dört sahayı ise şöyle sıralıyor: Tarım, lojistik, turizm ve eğitim.

“Bir ülkenin 1 dolarlık ihracat için yaptığı ithalat 1 doların üstünde ise ve bu gittikçe artıyorsa belki de sorun o ülkenin doğru ürünleri ihraç etmediği yönündedir” diyor Prof. Dr. Tarhan.

Türkiye’nin cari açık sorununun çözümünde teşvik politikalarından çok mukayeseli avantajı olduğu sahalarda üretim yapması ve ihracat yapmasının daha mantıklı olduğunu savunan Prof. Dr. Tarhan, Türkiye’de tarım sektörüne hak edilen ilgi ve önemin gösterilmediği görüşünde.

Prof. Dr. Tarhan, “Tarım sektörü Türkiye’de hor görülüyor. Bu konuda Türkiye’nin aslında çok büyük bir avantajı var. Bizde sanayileşme, modernleşme gibi konular birbiriyle eş tutulur. Ama önemli olan nereden para kazandığınızdır. Türkiye’nin tarımda çok yüksek potansiyeli var. Dünyanın bir numaralı tarım ihracatı yapan ülkesi olan ABD’de Orta Batı, dünyanın ekmek sepeti olarak gösterilir. Bizde de aynı özelliklere sahip İç Anadolu var. Kaliforniya da önemli bir tarım eyaleti. Bizdeki karşılığı Ege ve Akdeniz’dir. ABD’nin önemli başka bir tarım bölgesi olan Pasifik Kuzey Batı tarafı ise Türkiye’de Doğu Karadeniz ile eşdeğerde. Türkiye’nin bu potansiyeli kullanması lazım” diyor.

Sık sık gündeme gelen yerli otomobil konusunda da şu çarpıcı örneği veriyor Prof. Dr. Tarhan: “Yüz liralık bir otomobil ihraç ettiğinizi düşünün. Otomobil imal edip, satmak belki gurur verici bir durum ama önemli olan 100 liralık otomobil için ne kadarlık ithalata ihtiyacınız olduğudur. Halbuki 100 liralık buğday sattığınız zaman ne kadarlık bir ithalata ihtiyacınız var? Neredeyse yok. Olsa bile tarımdaki yan ürünleri kendi ülkenizde üretme şansınız çok daha kolay ve yüksek. Türkiye’nin avantajı tarım sektöründe, neden bu avantajımızı kullanmıyoruz?”

Tarımsal üretimde ithalat ihtiyacının aslında sıfıra yakın olduğunu savunan Prof. Dr. Tarhan’a göre Türkiye istese doğru politikalarla tarımda ithalatı sıfırlayabilecek kapasite ve potansiyele sahip. Bu açıdan bakıldığı zaman da tarım mevcut küresel konjonktürde doğal bir savunma mekanizması görevi üstleniyor.

Basit bir mantıkla söylemek gerekirse tarım bir temel ihtiyaç alanı, bir lüks değil.

Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde insanların belli tüketim alışkanlıklarından vazgeçtiğini hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, “İnsanlar belki tatile çıkmaz, ya da kıyafet alışverişi yapmaz ama gıda tüketmeyi bırakamaz” diyor.

Prof. Dr. Vefa Tarhan’ın görüşlerine katılıyoruz.

Cari açık, enflasyon ve işsizlik gibi Türkiye’nin temel ekonomik sorunlarının çözümünde tarım, önemli rol üstlenebilecek nitelikte bir sektör.

Bir dönem tarımda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olarak gösterilen Türkiye bugün sahip olduğu potansiyelin çok altında bir performans sergiliyor.

Türkiye’de tarım sektörü hızlı bir şekilde gelişirken mevcut sorunlar da paralel hızda artıyor.

Bu konuda daha planlı, programlı ve günü birlik çözümlerden çok, orta ve uzun vadeli politikalara ihtiyaç olduğu ise aşikar.

Geleceğin stratejik önemdeki sektörünü artık hor görmekten vazgeçme zamanı geldi de geçiyor bile.

İrfan Donat

Bloomberg HT Editörü

idonat@bloomberght.com
 
Ynt: “Türkiye’de tarım hor görülüyor”

sene 1961 yer ankara vehbi KOÇun ortağı bernar nahum
‘Bursa’da şeftali üretmek otomobil üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır’ demiş sene 2014 olmuş kafa değişmemiş...
not:bu lafı söyledikten sonra genç bi mühendisimiz ayağakalkar ve ayakkabısını nahumun alnının ortasına yapıştırır...
 
Ynt: “Türkiye’de tarım hor görülüyor”

Parçalı arazilerle dışarı ile rekabet etmek, aynı kalitede standartta üretim yapmak mümkün değil. Toprak reformuyla bir kademe güçlenecek çiftçi.
Çiftçi her kesimi besler ama ne hikmetse en alt tabaka olarak görülüyor. Tohumcu-Gübreci-İlaçcı-Traktörcü-Ekipmancı-Sanayici... Saygı gösterilmesi-desteklenmesi gereken bir kesim bence çiftçi.
 
Ynt: “Türkiye’de tarım hor görülüyor”

çok saçma bir yazı. çiftçinin hor görüldüğü doğru ayrıca gıda sektörü kilit bi sektör. dünya nüfusu artıyo ve bu nüfusu doyurmak için tarıma önem verilmesi gerekiyo fakat dikkat çekici nokta bu konuşmada yatan mesaj. karnımız doysun yeter mantığı yanlış. gelişmiş ülkelere baktığınızda dünyada söz sahibi olmanın yolu gelişmiş teknolojiden geçmekte. biz hammaddeyi ihraç ediyoruz onlar işleyip geri bize satıyo. 1 tır cep telefonuyla alıcağınız gıdayı düşünün ve 1 cep telefonu maliyetinin kaç katı fiyatlara satılmakta.

buğdaya gelince en büyük girdi olan gübre ve mazot zaten ithal ediliyo traktörlerimizin çoğu ithal yada parçaları yurtdışından geliyo burda montajlanıyo.
 
Ynt: “Türkiye’de tarım hor görülüyor”

kilit cümle..

Doğru ürünlerin ihracatı noktasında Türkiye’nin mukayeseli avantajı olduğu dört sahayı ise şöyle sıralıyor: Tarım, lojistik, turizm ve eğitim.

****

ülkemizde Tarımın yeterince önemsenmediği kesin.. aslında işin ucunun nereye dayandığının daha farkında değiliz..

oysa sağlık harcamalarına-halk sağlığına kadar biçok şeyin temelinde tarım-toprak var..

toprakları ve çiftlik hayvanları sağlıksız bi ülkede sağlıklı insan olmaz..
 
Ynt: “Türkiye’de tarım hor görülüyor”

hepinizin yazdıklarını dikkatlice tek tek okudum. burada suçu bence ilk önce kendimizde aramamız gerektiği kanaatindeyim. şöyle ki benim babam zamanında 300 dölüm civarı yer çalışıyorduk. baba vefatından sonra yerler biraz artsa da şimdi o yerleri 3 traktör çalışıyor. bu bir. ikincisi biz çiftçiler birbirimize sahip çıkacağımıza birbirimizin gözünü çıkarmakla meşkulüz. üçüncüsü bölünmüş araziler sorun tamam ama küçük yerleri küçük traktörleri olan arkadaşlar işlese büyük parseller de de bizler onlara yardımcı olsak pek sorun olacağını sanmam.
gaggoş
Arkadaşın yazdıklarına katılmakla beraber Vehbi beye de katılmak lazım. şöyle siz gidin tarımla uğraşın traktör ve araba üretme işi sanayici yapsın( herkes bildiği işi yapsın).
son olarak ta başkası bizlere ne gözle bakarsa baksın bizler birbirimize sahip çıkmamız ,yeniliklere açık olmak ve bütçe de ayırmamız gerekir.
 
Ynt: “Türkiye’de tarım hor görülüyor”

Bir yanda bakıyorsun 'Köylü milletin efendisidir' diyen Atatürk, diğer yanda köylüye 'Ananı da al git' diyen bir c.başkanı!

Ne olmasını bekliyordunuz ki? Kapatılan köy enstitülerinden, parsellenen meralardan, her yere bina dikilmesinden ama hepsinden öte köylünün sessiz kalmasından kaynaklı bu durum.

Elindeki ekmeği alırken adam, dindar görüntüsüyle uyuttu milleti, moderatör arkadaşlar siyasete girmeyin dese de konu tamamen siyasi olduğu için ister istemez giriyorsun. 'Buna da şükür' psikolojisi ile uyuttular insanları, be arkadaş Avrupa çiftçisi buna da şükür demediğinden mi başka nedenden mi artık bizden çok daha ileri.

Kendisini hor gördürtmüyor, insanların ona olan ihtiyacını biliyor. İthalat 1-2 yapılır sonra yapılamaz, öyle elektronik eşyaya benzemez tarım ve hayvancılık ürünü. Nasılsa her durumda suçlu köylü oluyor, ekmeğin fiyatı artar suçlu köylü, meyvenin fiyatı artar suçlu köylü, millet bilmiyor ki 3 kuruşu kalıyor kalıyor köylüye, gerisi hep tüccara.

Evet suçlu köylü, kooperatifleşmediği için, Fehim ağabeyin de dediği gibi, birbirinin gözünü çıkarmakla meşgul olduğu için bunlar oluyor.

Oysa çözüm o kadar kolay ki, bir köyde 2-3 tane besi çiftliği ya da süt çiftliği varsa, bunlar birleşse ve sütün işlenmesi sağlansa, et kombinesi şeklinde tesis kurulsa, eti kendi pazarlasa büyükler hiçbir şekilde baş edemez.

Böyle bir kaç tane işletme var bildiğim, tamamen köy imecesi ile yapılmış olan. Traktörler ortak alınsa, herkes ortak olsa ve yine aynı şekilde herkes çalışsa...

Çalışsa da biz de biliyoruz ki böyle bir şey mümkün değil, iki gün sonra bir çok kişi 'sen az çalıştın sen şöyle yaptın böyle yaptın' diyerek birbirine girer. Birlik olmadan kuvvet olmaz. Keşke önce bunu bir öğrensek.
 

Benzer Konular