Cumhuriyetin 100.yılına doğru,Yeni Tarım Düzeni..
Kayıt : 9 Aralık 2014
Yazan : Ali Ekber Yıldırım Kategori : Kırsal politikalar, Tarım genel, Tarım politikaları
Sizler bu satırları okurken, Almanya Dışişleri Bakanlığının davetlisi olarak Berlinde olacağız. Almanyada Tüketiciyi Koruma başlıklı program kapsamında tarım, gıda ve diğer bir çok konuda bilgilendirme toplantılarına katılacağız.
Berlin öncesi bir kaç saatlik Ankara seyahati sıkıştırdık. Cumartesi günü sabahın ilk saatlerinde ulaştığımız Yenimahalle Belediyesinin Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Merkezinin önü şehirlerarası otogar görünümünde. Türkiyenin değişik illerinden gelen otobüslerden yüzlerce çiftçi iniyor. Kimisi yorgun, kimisi heyecanlı. Haziran 2015′te yapılacak seçim öncesi Anamuhalefet Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) belki de en kapsamlı raporunu, Tarım Programını açıklayacak.Salonun içinde de dışında da büyük bir koşuşturma var.
CHP Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak, Selin Sayek Böke, Bursa Milletvekilleri Sena Kaleli ve İlhan Demiröz, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Tarım Programını hazırlayan Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın son hazırlıkları yapıyor.
Gazeteci dostlarımız Gila Benmayor ve Pelin Cengizle bu koşuşturmaya tanık oluyoruz.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlunun salona girdiği dakikalarda heyecan doruğa ulaştı. Güçlü Çiftçi, Güçlü Türkiye sloganının yazıldığı sahnede Cumhuriyetin 100.Yılına Doğru Yeni Tarım Düzeni başlıklı Tarım Programını Gökhan Günaydın sundu. Günaydın,AKP iktidarının 12 yıllık uygulamalarını eleştirirken CHPnin neler yapacağını tek tek sıraladı.
AKPnin 12 yıllık iktidar döneminde Çiftçiyi İmha Planı uyguladığı belirtilen programda özetle şu eleştirilere yer verildi:
Gıda üretiminin dünyada giderek stratejik bir önem kazandığı süreçte, Türkiye artan ölçüde dışa bağımlı hale geldi.
Çiftçimiz desteklenmedi, vergilendirildi.
Tarım sektöründe yüzde 2ler düzeyinde kalan yetersiz büyüme süreci, bitkisel ve hayvansal üretimdeki artış ortalamasını nüfus artış oranının gerisinde bıraktı.
Üretim düşerken, ithalat patladı.
Özelleştirmeler sonucu birçok fabrika kapandı.
Çiftçimiz haciz-icra kıskacına alındı.
Tarımla uğraşan üretici sayısı, ekim alanı ve üretim miktarı azaldı.
Tüketici yetersiz ve dengesiz beslenme gerçeği yanında, beslenmeden kaynaklı sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldı.
Doğal kaynaklarımız ve çevre üzerindeki rant baskısı, geriye dönüşü olanaksız tahribat yarattı.
Sonuç;tarımda net ithalatçı olduk.
2003-2014 döneminde 31 milyon ton buğday ithalatı karşılığında 20 milyar lira dışarıya ödendi.
Türkiye son 4 yılda 3.5 milyon baş canlı hayvan ithal etti. Aynı dönemde canlı hayvan ve et ithalatına ödenen döviz 3.5 milyar dolar.
Son 11 yılda tarım ve gıda ithalatına 267 milyar lira ödendi.
CHP ne yapacak?
Tarım Programını açıklayan Gökhan Günaydın CHPnin tarımı ayağa kaldıracak bir bütçe programı uygulayacağını belirterek, 2015′te 17.7 milyar lira öngördükleri tarımsal destekleme bütçesini her yıl artırarak 2026′da 26 milyar liraya çıkaracaklarını söyledi.
Mazottan Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi almayarak çiftçiye mazotun litresini 2 liradan verileceğini söyleyen Günaydın, arazi toplulaştırma, sulama yatırımları, araştırma-geliştirme yatırımları ile altyapı sorunlarını çözeceklerini belirtti. Günaydın, ülkeyi ithalattan kurtaracak bir politika benimseyeceklerini, hayvancılıkta yerli, üretici ve tüketici yararına bir politika uygulayacaklarını belirterek 2026 yılına kadar yapılacakları tek tek anlattı.
Sunumdan sonra Türkiyenin değişik bölgelerinden çiftçiler kürsüden hem sorunlarını hem de CHPden beklentilerini anlattı. Çiftçilerin dile getirdiklerini kısaca özetlemek gerekirse; yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretim yapamıyoruz. Ürettiğimiz ürünün, alınterimizin karşılığını alamıyoruz. Bu yanlış politikalardan vazgeçilmezse ve üretimi destekleyen, çiftçiyi destekleyen politikalar uygulanmazsa tarım da batar, çiftçi de batar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun konuşması ise çiftçilerin dile getirdiği tarımdaki tehlikenin boyutunu özetler nitelikteydi: Çiftçi batarsa,Türkiye batar.
Kırsaldan kentlere olağanüstü bir göç olduğunu ve Anadolunun boşaldığını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Bugünlerde narenciye çiftçide kilosu 25 kuruştan satılıyor. Marketlerde tüketiciye 2.5 liradan satılıyor. Bu neyin düzeni? Haramilerin düzeni. Onlara sorarsanız çiftçinin hiç bir derdi yok. Sarayın penceresinden bakarsanız sorun yok. Ama çiftçiler burada anlattı. Bir zamanlar canlı hayvan ihraç ediyorduk. Ortadoğuyu biz besliyorduk. Şimdi ithal ediyoruz. Bu düzeni değiştireceğiz.
Tarımda zincirin en önemli halkasının üretim olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu:Biz sizden 12 yıl değil, sadece 4 yıl için yetki istiyoruz. Bakın bakalım tarım nasıl şaha kalkıyor. Bu ülkede hem doğal hem de mali kaynak var. Sorun, bu kaynağı nerede ve kimin için harcadığınızdır. Biz kaynağı üretimden yana, çiftçiden yana kullanacağız.
Özetle, Cumhuriyet Halk Partisi çok kapsamlı bir tarım programı açıkladı. Bu programı uygulayabilmek için iktidar olması şart. İktidar olabilmek için de bu programı topluma anlatarak oy alması gerekiyor. Bunu ne ölçüde başarabileceğini önümüzdeki 6 ayda göreceğiz.
Kayıt : 9 Aralık 2014
Yazan : Ali Ekber Yıldırım Kategori : Kırsal politikalar, Tarım genel, Tarım politikaları
Sizler bu satırları okurken, Almanya Dışişleri Bakanlığının davetlisi olarak Berlinde olacağız. Almanyada Tüketiciyi Koruma başlıklı program kapsamında tarım, gıda ve diğer bir çok konuda bilgilendirme toplantılarına katılacağız.
Berlin öncesi bir kaç saatlik Ankara seyahati sıkıştırdık. Cumartesi günü sabahın ilk saatlerinde ulaştığımız Yenimahalle Belediyesinin Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Merkezinin önü şehirlerarası otogar görünümünde. Türkiyenin değişik illerinden gelen otobüslerden yüzlerce çiftçi iniyor. Kimisi yorgun, kimisi heyecanlı. Haziran 2015′te yapılacak seçim öncesi Anamuhalefet Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) belki de en kapsamlı raporunu, Tarım Programını açıklayacak.Salonun içinde de dışında da büyük bir koşuşturma var.
CHP Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak, Selin Sayek Böke, Bursa Milletvekilleri Sena Kaleli ve İlhan Demiröz, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Tarım Programını hazırlayan Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın son hazırlıkları yapıyor.
Gazeteci dostlarımız Gila Benmayor ve Pelin Cengizle bu koşuşturmaya tanık oluyoruz.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlunun salona girdiği dakikalarda heyecan doruğa ulaştı. Güçlü Çiftçi, Güçlü Türkiye sloganının yazıldığı sahnede Cumhuriyetin 100.Yılına Doğru Yeni Tarım Düzeni başlıklı Tarım Programını Gökhan Günaydın sundu. Günaydın,AKP iktidarının 12 yıllık uygulamalarını eleştirirken CHPnin neler yapacağını tek tek sıraladı.
AKPnin 12 yıllık iktidar döneminde Çiftçiyi İmha Planı uyguladığı belirtilen programda özetle şu eleştirilere yer verildi:
Gıda üretiminin dünyada giderek stratejik bir önem kazandığı süreçte, Türkiye artan ölçüde dışa bağımlı hale geldi.
Çiftçimiz desteklenmedi, vergilendirildi.
Tarım sektöründe yüzde 2ler düzeyinde kalan yetersiz büyüme süreci, bitkisel ve hayvansal üretimdeki artış ortalamasını nüfus artış oranının gerisinde bıraktı.
Üretim düşerken, ithalat patladı.
Özelleştirmeler sonucu birçok fabrika kapandı.
Çiftçimiz haciz-icra kıskacına alındı.
Tarımla uğraşan üretici sayısı, ekim alanı ve üretim miktarı azaldı.
Tüketici yetersiz ve dengesiz beslenme gerçeği yanında, beslenmeden kaynaklı sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldı.
Doğal kaynaklarımız ve çevre üzerindeki rant baskısı, geriye dönüşü olanaksız tahribat yarattı.
Sonuç;tarımda net ithalatçı olduk.
2003-2014 döneminde 31 milyon ton buğday ithalatı karşılığında 20 milyar lira dışarıya ödendi.
Türkiye son 4 yılda 3.5 milyon baş canlı hayvan ithal etti. Aynı dönemde canlı hayvan ve et ithalatına ödenen döviz 3.5 milyar dolar.
Son 11 yılda tarım ve gıda ithalatına 267 milyar lira ödendi.
CHP ne yapacak?
Tarım Programını açıklayan Gökhan Günaydın CHPnin tarımı ayağa kaldıracak bir bütçe programı uygulayacağını belirterek, 2015′te 17.7 milyar lira öngördükleri tarımsal destekleme bütçesini her yıl artırarak 2026′da 26 milyar liraya çıkaracaklarını söyledi.
Mazottan Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi almayarak çiftçiye mazotun litresini 2 liradan verileceğini söyleyen Günaydın, arazi toplulaştırma, sulama yatırımları, araştırma-geliştirme yatırımları ile altyapı sorunlarını çözeceklerini belirtti. Günaydın, ülkeyi ithalattan kurtaracak bir politika benimseyeceklerini, hayvancılıkta yerli, üretici ve tüketici yararına bir politika uygulayacaklarını belirterek 2026 yılına kadar yapılacakları tek tek anlattı.
Sunumdan sonra Türkiyenin değişik bölgelerinden çiftçiler kürsüden hem sorunlarını hem de CHPden beklentilerini anlattı. Çiftçilerin dile getirdiklerini kısaca özetlemek gerekirse; yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretim yapamıyoruz. Ürettiğimiz ürünün, alınterimizin karşılığını alamıyoruz. Bu yanlış politikalardan vazgeçilmezse ve üretimi destekleyen, çiftçiyi destekleyen politikalar uygulanmazsa tarım da batar, çiftçi de batar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun konuşması ise çiftçilerin dile getirdiği tarımdaki tehlikenin boyutunu özetler nitelikteydi: Çiftçi batarsa,Türkiye batar.
Kırsaldan kentlere olağanüstü bir göç olduğunu ve Anadolunun boşaldığını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Bugünlerde narenciye çiftçide kilosu 25 kuruştan satılıyor. Marketlerde tüketiciye 2.5 liradan satılıyor. Bu neyin düzeni? Haramilerin düzeni. Onlara sorarsanız çiftçinin hiç bir derdi yok. Sarayın penceresinden bakarsanız sorun yok. Ama çiftçiler burada anlattı. Bir zamanlar canlı hayvan ihraç ediyorduk. Ortadoğuyu biz besliyorduk. Şimdi ithal ediyoruz. Bu düzeni değiştireceğiz.
Tarımda zincirin en önemli halkasının üretim olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu:Biz sizden 12 yıl değil, sadece 4 yıl için yetki istiyoruz. Bakın bakalım tarım nasıl şaha kalkıyor. Bu ülkede hem doğal hem de mali kaynak var. Sorun, bu kaynağı nerede ve kimin için harcadığınızdır. Biz kaynağı üretimden yana, çiftçiden yana kullanacağız.
Özetle, Cumhuriyet Halk Partisi çok kapsamlı bir tarım programı açıkladı. Bu programı uygulayabilmek için iktidar olması şart. İktidar olabilmek için de bu programı topluma anlatarak oy alması gerekiyor. Bunu ne ölçüde başarabileceğini önümüzdeki 6 ayda göreceğiz.
