....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....


http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/01/20150105.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/01/20150105.htm

YÖNETMELİK

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

TARIMSAL ARAZİLERİN MÜLKİYETİNİN DEVRİNE

İLİŞKİN YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; tarımsal arazilerin devri, miras yolu ile intikali, değerlemesi, yeter gelirli arazi büyüklüğü ve ekonomik bütünlüğüne ilişkin hükümler ile ehil mirasçıya ait niteliklerin tespitine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; tarımsal arazilerin devri, miras yolu ile intikali, değerlemesi, yeter gelirli arazi büyüklüğü ve ekonomik bütünlüğüne ilişkin hükümler ile ehil mirasçıya ait niteliklerin tespitine ilişkin usul ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8 ila 8/K maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Asgari tarımsal arazi büyüklüğü: Üretim faaliyet ve girdileri rasyonel ve ekonomik olarak kullanıldığı takdirde, bir tarımsal arazide elde edilen verimliliğin, söz konusu tarımsal arazinin daha fazla küçülmesi hâlinde elde edilemeyeceği Bakanlıkça belirlenen en küçük tarımsal parsel büyüklüğünü,

b) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını,

c) Dikili tarım arazisi: Mutlak ve özel ürün arazileri dışında kalan ve üzerinde yöre ekolojisine uygun çok yıllık ağaç, ağaççık ve çalı formundaki bitkilerin tarımı yapılan, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan arazileri,

ç) Ehil mirasçı: Kişisel yetenek ve durumları göz önünde tutulmak suretiyle bu Yönetmelik hükümlerince belirlenen kriterlere uygun sulh hukuk mahkemesi tarafından belirlenen mirasçı veya mirasçıları,

d) Ekonomik bütünlük: Mülkiyeti aynı kişiye ait birden fazla tarımsal arazinin tarımsal üretim faaliyetine ekonomik bir değer katacak şekilde birbirine bağımlı olarak işletildiği Bakanlıkça tespit edilen arazileri,

e) Kanun: 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununu,

f) Tarım arazisi: Toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, hâlihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazileri,

g) Tarımsal gelir değeri: Tarım arazilerinden elde edilecek yıllık ortalama net gelirin yirmi yıl ile çarpımı sonucu hesaplanan değeri,

ğ) Örtü altı tarım arazileri: İklim ve diğer dış etkilerin olumsuzluklarının kaldırılması veya azaltılması ve gerekli özel çevre koşullarının yaratılması için cam, naylon veya benzeri malzeme kullanılarak alçak ve yüksek sistemler içinde tarımsal üretim yapılan arazileri,

h) Sulu tarım arazisi: Tarımı yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı arazileri,

ı) Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü: Bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak il ve ilçelerin Kanuna ekli (1) sayılı listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerini,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Tarım Arazilerinin Değerlemesi, Yeter Gelirli Tarımsal Arazi

Büyüklüğü ve Ekonomik Bütünlük
Tarım arazilerinin değerlemesi

MADDE 5 – (1) Tarımsal arazilerin gelir değeri, değerleme tarihinde, arazilerin optimum koşullarda işletilmesi halinde elde edilecek yıllık ortalama net gelirine göre hesaplanır.

(2) Üretim dönemlerine ait gayrisafi üretim değerlerinin hesaplanmasında, çiftçi eline geçen ürün fiyatları ile verimler dikkate alınır. Çiftçi eline geçen ürün fiyatlarında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri esas alınır. Ürün deseni ve verimlerin hesabında, değerlemesi yapılacak arazinin veya bu arazilere benzer özellik arz eden yöredeki diğer arazilerin Bakanlık sistemlerindeki son beş yıllık kayıtları esas alınarak belirlenir.

(3) Değerleme yapılan yıl içinde çiftçi eline geçen ürün fiyatlarıyla ürünlerin son beş yıllık verim ortalamaları çarpılarak araziden elde edilen yıllık ortalama gayrisafi üretim değeri hesaplanır. Değerleme yapılan üretim dönemi için Bakanlık İl ve İlçe Müdürlüklerince belirlenecek bölgede yetiştirilen hakim ürünler için yapılan ortalama yıllık üretim masraflarının yıllık ortalama gayrisafi üretim değerinden çıkartılması sonucu, arazinin yıllık ortalama net geliri tespit edilir. Tespit edilen yıllık ortalama net gelirin yirmi yıl ile çarpılması sonucu oluşan değer, tarımsal arazilerin gelir değeridir.

(4) Tarımsal gelir değerine yapılacak itirazlar; hesaplamada kullanılan arazilerdeki ürün deseni ve verimleri, ürün maliyetleri ve çiftçi eline geçen fiyatlar üzerinden yeniden değerlendirilir. Arazilerin ürün desenine, maliyetlerine ve çiftçi eline geçen fiyatlara yapılacak itirazlarda Bakanlık ve TÜİK sistemlerindeki kayıtlar esas alınır.

Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü

MADDE 6 – (1) İl ve ilçelerin yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak Kanun ile belirlenmiştir. Tarımsal araziler Kanuna ekli (1) sayılı listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin altında ifraz edilemez, bölünemez. Tarımsal arazilerin bu niteliği tapunun beyanlar hanesine şerh konulmak üzere Bakanlık tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.

(2) Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin hesaplanmasında, aynı kişiye ait ve Bakanlıkça aralarında ekonomik bütünlük bulunduğu tespit edilen tarım arazileri birlikte değerlendirilir.

(3) Yeter gelirli arazi büyüklüklerinin hesaplanmasında, aynı kişiye ait tarımsal arazilerin farklı sınıflarda olması halinde, her ilçe için Kanun ile farklı sınıftaki araziler için belirlenmiş yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin birbirlerine oranlaması ile elde edilen sınıflar arası dönüştürme katsayıları dikkate alınır.

Ekonomik bütünlük

MADDE 7 – (1) Aynı kişiye ait tarımsal araziler arasındaki ekonomik bütünlük olup olmadığının tespiti aşağıdaki kriterlere göre belirlenir:

a) Örtü altı tarım arazilerinde bir dekar, dikili tarım arazilerinde beş dekar, sulu ve kuru tarım arazilerinde on dekarın altında olan tarım arazileri ekonomik bütünlük arz etmez.

b) Aynı kişiye ait sınırdaş olmayan tarım arazilerinin aralarındaki mesafe on km’den az ve örtü altı tarım arazilerinde bir dekar, dikili tarım arazilerinde beş dekar, sulu ve kuru tarım arazilerinde on dekarın üzerinde ise bu araziler arasında ekonomik bütünlük bulunduğu kabul edilir.

c) Mülkiyeti aynı kişiye ait, sınırdaş olan tarımsal arazilerin ekonomik bütünlük teşkil ettiği kabul edilir.

ç) Aynı kişiye ait tarımsal arazilerden birinin veya birkaçının paylı olması durumunda kişinin tarım arazisi içindeki pay miktarı dikkate alınarak ekonomik bütünlük değerlendirmesi yapılır.

(2) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa tabi Türkiye’de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurtdışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubeleri, finansal holding şirketleri, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununa tabi finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri ile tarım kredi kooperatiflerinin farklı kişilerden alacaklarına mahsuben mülkiyetine geçirdikleri tarımsal araziler arasında ekonomik bütünlük bulunmaz. Bu kuruluşların, aynı kişilerden elde ettikleri tarımsal arazilerde bu madde hükmüne göre ekonomik bütünlük değerlendirmesi yapılır.

(3) Ekonomik bütünlük değerlendirmesi yukarıdaki kriterler doğrultusunda il veya ilçe müdürlükleri tarafından yapılır. Topoğrafik koşullar ve kullanım güçlüğünden kaynaklanan diğer mücbir nedenlerden dolayı bu kararlara karşı yapılan itirazlar Bakanlıkça değerlendirilerek karara bağlanır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Tarımsal Arazilerin Devir İşlemleri ve Ehil Mirasçıya Ait Kriterler
Tarımsal arazilerin devri

MADDE 8 – (1) Tarımsal arazilerin her türlü mülkiyeti devir taleplerinde aşağıdaki işlemler uygulanır.

a) Taşınmaz malikinin aynı ilçe sınırları içinde tarımsal nitelikli tek arazisi olması durumunda bu taşınmazın devri yapılabilir.

b) Taşınmaz malikinin aynı ilçe sınırları içinde birden fazla tarımsal arazisinin bulunması durumunda, bu arazilerin tamamının mülkiyeti devir işlemine konu olması halinde, bu taşınmazların devri yapılabilir.

c) Aynı kişiye ait birden fazla tarımsal arazi olması halinde, 7 nci madde hükümlerine göre yapılan ekonomik bütünlük değerlendirmesi sonrasında tarımsal arazilerin ekonomik bütünlüğe haiz olmayan kısımlarının devrine izin verilebilir.

ç) Ekonomik bütünlük arz eden tarımsal arazilerde, yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin üzerinde olan ve yeter gelirli arazi büyüklüklerinin altında ifraz gerektirmeyen arazilerin devrine izin verilir.

d) Paylı tarım arazilerinde, payın tamamının bir veya birden fazla paydaşa devri halinde bu arazilerin devrine izin verilir.

Mirasa konu tarımsal arazilerde devir

MADDE 9 – (1) Mirasa konu tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerde mülkiyetin devri esastır.

(2) Mirasçılar mirasa konu tarım arazilerinin mülkiyeti devir işlemlerini mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde aşağıda belirtilen şekillerde gerçekleştirebilir.

a) Asgari tarımsal arazi büyüklüğü ve yeter gelirli arazi büyüklüğü kriterleri dikkate alınarak bir veya birden fazla mirasçıya devrini kararlaştırabilir.

b) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 373 ila 385 inci maddelerine göre noter senedi ile aile malları ortaklığı veya kazanç paylı aile malları ortaklığı kurabilirler. Noter senedinin bir örneği tapu müdürlüğüne ibraz edilerek, söz konusu ortaklık tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenir.

c) Mirasçıların tamamının miras payı oranında hissedarı oldukları 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre limited şirketi kurabilirler.

ç) Mirasçılar, mirasa konu tarım arazilerinin üçüncü kişilere satışını gerçekleştirebilirler.

(3) Mirasçılar tarafından tarımsal arazilere ilişkin mülkiyet devirlerinin bir yıl içinde tamamlanmaması ve yetkili sulh hukuk mahkemesi nezdinde dava açılmaması durumunda, Bakanlık tarafından mirasçılara Kanun hükümlerinin uygulanması için üç aylık süre verilir.

(4) Bu süre sonunda da devir işlemlerinin tamamlanmaması durumunda, Bakanlık resen veya bildirim üzerine bu yerlerin istemde bulunan ehil mirasçıya, ehil mirasçı olmaması durumunda en fazla teklifi veren istekli mirasçıya devri, aksi hâlde üçüncü kişilere satılması için ilgili sulh hukuk mahkemesi nezdinde dava açabilir.

(5) Mirasçı veya Bakanlık tarafından dava açılması durumunda sulh hukuk hâkimi;

a) Tarımsal arazi veya yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin; Kişisel yetenek ve durumları göz önünde tutulmak suretiyle 10 uncu madde ile tespit edilen ehil mirasçıya tarımsal gelir değeri üzerinden devrine, birden çok ehil mirasçının bulunması hâlinde, öncelikle asgari geçimini bu yeter gelirli tarımsal arazilerden sağlayan mirasçıya, bunun bulunmaması hâlinde bu mirasçılar arasından en yüksek bedeli teklif eden mirasçıya devrine, ehil mirasçı olmaması hâlinde, mirasçılar arasından en yüksek bedeli teklif eden mirasçıya devrine karar verir. Tarımsal gelir değeri, davanın açılış tarihi dikkate alınarak hesaplanır.

b) Birden fazla ehil mirasçı olması ve bu mirasçıların miras dışı tarımsal arazilere sahip olması durumunda, bu mirasçıların mevcut arazilerini yeter gelirli büyüklüğe ulaştırmak veya bu arazilerin ekonomik olarak işletilmesine katkı sağlamak amacıyla hâkim, tarım arazilerinin yeter gelir büyüklüğünü aramaksızın bu mirasçılara devrine karar verebilir. Hakim, mirasçıların mevcut arazileri ile devri yapılacak mirasa konu araziler arasında ekonomik bütünlük ve yeter gelir arazi büyüklüğü kriterlerini dikkate alarak karar verir.

c) Mirasa konu yeter gelirli tarımsal arazinin kendisine devrini talep eden mirasçı bulunmadığı takdirde, hâkim satışına karar verir. Bu suretle yapılacak satış sonucu elde edilen gelir, mirasçılara payları oranında paylaştırılır.

ç) Yeter gelirli tarımsal araziler birden çok yeter geliri sağlayan tarımsal arazi büyüklüğüne bölünebiliyorsa, sulh hukuk hâkimi bunlardan her birinin mülkiyetinin, yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde mirasçılara ayrı ayrı devrine karar verebilir.

(6) Mahkeme kararı kesinleşinceye kadar, mirasçıların Kanunun öngördüğü şekilde anlaşmaya vardıklarını yazılı olarak Mahkemeye sunmaları durumunda, dava anlaşma hükümlerine göre sulh yolu ile sonlandırılır.

Ehil mirasçıya ait kriterler

MADDE 10 – (1) Ehil mirasçının belirlenmesinde aşağıdaki kıstaslar dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda elli puan ve yukarısına sahip olan mirasçı veya mirasçılar ehil mirasçı olarak kabul edilir. Mirasçılardan;

a) Geçimini mirasa konu tarım arazilerinden sağlayanlara yirmi puan,

b) Tarım dışı geliri bulunmayanlara on puan,

c) Eşi fiilen tarımsal faaliyette bulunanlara on puan,

ç) Tarımsal arazileri işleyebilecek mesleki bilgi ve beceriye sahip olanlara on puan,

d) Mirasa konu arazilerin bulunduğu ilçe sınırları içinde altı yıla kadar ikamet edenlere beş puan, altı yıl ve daha uzun süre ikamet edenlere on puan,

e) Herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlara on puan,

f) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında tarım sigortası olanlara beş puan,

g) Bakanlığın mevcut kayıt sistemlerine kayıtlılık süreleri altı yıla kadar olanlara beş puan, altı yıl ve daha uzun süre olanlara on puan,

ğ) Tarımsal örgütlere kayıtlılık süreleri altı yıla kadar olanlara iki puan, altı yıl ve daha uzun süre olanlara beş puan,

h) Tarım alet ve donanımlarına sahip olanlara beş puan,

ı) Kadın olanlara beş puan verilir.

Mirasa konu tarımsal arazilerde değer artışı

MADDE 11 – (1) Yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin mirasçılardan birine devredilmesinden itibaren yirmi yıl içinde bu arazilerden tamamının veya bir kısmının tarım dışı kullanım nedeniyle değerinde artış meydana gelmesi durumunda; devir tarihindeki arazinin parasal değeri tarım dışı kullanım izni verilen tarihe göre yeniden hesaplanır. Bulunan değer ile arazinin tarım dışı kullanım nedeni ile oluşan yeni değeri arasındaki fark, diğer mirasçılara payları oranında arazinin mülkiyetini devralan mirasçı tarafından ödenir

(2) Tarım arazilerinin Kanun hükümlerine göre mahkeme kararı ile mirasçılardan birine tarımsal gelir değeri üzerinden devri halinde, devir işleminden itibaren yirmi yıllık süre içinde tarım dışı amaçla kullanım izni sonucu oluşacak değer artışından diğer mirasçıların hak sahibi olacağı konusunda tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh konulur.

(3) Şerh konulan tarım arazilerinin yirmi yıllık şerh süresi dolmadan tarımsal amaçlı kullanılmak üzere satışa konu edilmesi durumunda, diğer mirasçıların muvafakati alındığı takdirde şerh kaldırılarak; muvafakati alınmadığı takdirde şerhli olarak satış yapılabilir. Taşınmazı şerhli olarak satın alan üçüncü kişiler, aynı süre içinde tarım dışı kullanım nedeniyle oluşacak değer artışlarından diğer mirasçılara karşı sorumludur.

(4) Bu madde kapsamındaki tarımsal arazilere şerh süresi içinde tarım dışı kullanım izni verilmesi durumunda, verilen izin on beş gün içinde Bakanlık tarafından diğer mirasçılara bildirilir. Mirasçıların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren altmış günlük süre içinde değer artışına istinaden talepte bulunması zorunludur. Birinci fıkraya göre hesaplanan fark mirasçılara ödenmedikçe tarımsal arazi üzerindeki şerh kaldırılmaz.

(5) Tarım dışı amaçla kullanım nedeniyle oluşan değer artışı sonrasında mirasçılar arasında anlaşma sağlanması halinde, mirasçıların onayı ile tapunun beyanlar hanesindeki şerh kaldırılır. Mirasçılar arasında anlaşma sağlanamaması durumunda, diğer mirasçılara ödenecek değer artış farkı TÜİK tarafından belirlenen Üretici Fiyatları Endeksi kullanılarak Sulh Hukuk Hakimi tarafından belirlenir.

(6) Sulh Hukuk Hakimi tarafından mirasa konu tarım arazilerinin açık artırma yolu ile satılmasına karar verilmesi veya mirasçıların 9 uncu maddenin ikinci fıkrası hükümleri uyarınca anlaşması durumunda, söz konusu arazilerde tarım dışı kullanım nedeniyle oluşabilecek değer artışı konusunda yirmi yıllık şerh konulmaz.

(7) Yirmi yıllık şerh süresi tamamlandıktan sonra şerh kaldırılmış sayılır.

Diğer mirasçıların paylarının ödenmesi

MADDE 12 – (1) Sulh hukuk hâkimi, mülkiyetin devrini uygun bulduğu mirasçıya, diğer mirasçıların miras paylarının bedelini mahkeme veznesine depo etmek üzere altı aya kadar süre verir. Mirasçı tarafından talep edilmesi hâlinde altı aya kadar ek süre verilebilir. Belirlenen süreler içinde bedelin depo edilmemesi ve devir hususunda istekli başka mirasçı bulunmaması durumunda sulh hukuk hâkimi, tarımsal arazinin veya yeter gelirli tarımsal arazinin açık artırmayla satılmasına karar verir.

(2) Kendisine yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyeti devredilen mirasçılardan, diğer mirasçıların paylarının karşılığını öz kaynakları ile ödeyemeyecek durumda olanların bu ödemeleri gerçekleştirmek için bankalardan kullanacakları kredilere Bakanlığın ilgili yıl bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanmak üzere faiz desteği verilebilir. Verilecek kredi miktarı diğer mirasçıların payları karşılığı tutarın toplamından fazla olamaz. Bu fıkra uyarınca verilecek kredilere ve yapılacak faiz desteğine ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın ve Bakanlığın müşterek teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.

(3) Mirasçılar arasında anlaşma sağlanması durumunda, diğer mirasçıların paylarının karşılığını öz kaynakları ile ödeyemeyecek durumda olanlar hakkında da ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

Tarımsal faaliyetin sonlandırılması

MADDE 13 – (1) Tarımsal arazi malikleri sahibi oldukları arazilerinin tamamını elden çıkarmak suretiyle tarımsal faaliyetine son verebilir. Arazi maliki, bu durumda arazilerinin tamamını aynı anda olmak şartı ile yeter gelirli büyüklüğe ulaştırmak amacıyla talepte bulunan birden fazla arazi malikine satabilir. Arazilerin tamamının alımı için istekli olmaması durumunda, malik bu durumu Bakanlık il veya ilçe müdürlüğüne yazılı olarak bildirir. Bakanlık, bu malike ait arazilerin en az % 50 sinden az olmamak şartı ile, mevcut arazilerini yeter gelirli büyüklüğe ulaştırmak amacıyla talepte bulunan maliklere satışına izin verebilir. Satışı yapılmayan diğer tarımsal araziler ile ilgili olarak Kanunun 8/K maddesi hükümleri uygulanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler
Düzenleme yetkisi

MADDE 14 – (1) Bakanlık, bu Yönetmeliğin uygulaması ile ilgili olarak her türlü alt düzenlemeyi yapmaya yetkilidir.

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Yılın ilk bombası..
Paylaşım için teşekkürler.
Hepsini okudum.Üzerinde daha çok okuyup tartışırız.
Püf noktası, ' ' yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü ' ' tanımı .Bir bölge için bu tanıma uyan yer 20 dekarsa 40 dekarlık bir tarla iki mirasçıya ayrı ayrı 20 şer dekar olarak ifraz edilip devredilebilir diyor. ' ' Ekonomik bütünlük kavramı ' ' da güzel.
Mirasçılara ' ' aklınızı başınıza alın,topraklarınızı gösterilen yöntemlerden biriyle işletin yoksa 50 dekarlık tarlanın 25-30 yıl içinde 3-5 dekarlık tarlacıklara ayrılmasına izin verilmeyecek ' ' mesajı veriliyor.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Hayr ' lı uğurlu olsun.Tarım arazilerinin amaç dışı satılmasının engellenmesi,gerçek çiftçilerin tarlalarının yönetmelik dahilinde çoğalması olması dileğiyle.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Valla bunun olması zorunluydu. Türkiye ' nin bölünmüş tarım arazileri nedeni ile yıllık kaybının 22 milyar lira olduğu söyleniyor ki inanırım.

Ne olursa olsun, ekstrem durumlar için ekstrem tedbirler uygulanır.

Çevremde, sırf yatırım olsun diye tarla-tezek-çiftçilik ile uzaktan yakından alakası olmayan kişiler, 2-5-10 dekarlık tarım arazilerini alarak kelimenin tam manası ile 'öldürüyorlar'.

Ve bu arazi miktarları gerçekten çok büyük büyük boyutlara ulaştı. Artık çözüm kaçınılmaz oldu.

Neden?

1-) Kendilerinin araziyi işleme olanakları olmadıkları için araziyi ya icarı veriyorlar, yada boş bırakıyorlar.

2-) sürekli ikametleri büyük şehirler yada şehir merkezleri olduğundan, yapılması gereken icar sözleşmelerinde büyük sıkıntılar oluyor. Ya zamanında sözleşme yapamıyorlar, yada (sözleşmenin muhtarın huzurunda imzalanması gerekliliği nedeni ile) ilgili muhtarın karşısına çıkmaya fırsat bulamayarak hiç sözleşme yapamıyorlar. Sonuç: hiç bir desteklemeden faydalanılamayan kayıt dışı tarım arazileri.

3-) Herkesin alabilme imkanı olduğu için uygun fiyatlı tarım arazilerine olan talep artıyor. Sonuç fiyatlar yükseliyor ve arazinin gerçek sahibi olması gereken kişiler, yani çiftçilerin bu arazileri alması 'imkansızlaşıyor'

4-) Parçalı araziler ve alınamayan destekler nedeni ile maddi durumu kötüleşen çiftçi, son çare olarak kandine ait arazilerden bir yada bir kaçını satılık çıkartıyor. Sonuç sadece sorunun büyümesi oluyor.

İçinde traktör dönmemeyecek, ulaşımda harcanan yakıtın, işlemeyi geçtiği, hatta işlemeye deyecek küçüklükte tarım arazilerinde oluşan bir arazi koleksiyonumuz oluyor.

İş o kadar içler acısı hale geldi ki, bir ilçede tarım arazisi komisyonculuğu yapan emlakçılar, o tarim arazilerini işleyen çiftçilerden kat be kat fazla kazanmaya başladı.

Yine diyorum. Bazı aksaklıklar olabilir ama ne olursa olsun, sert bir önlem alma zamanı çoktan gelmiş, hatta bayağı da geçmişti.

Toprak, bir yatırım aracı olabilir. Ama daha önemlisi bir 'üretim aracıdır'. Ki asli görevi unutuldu.

Bir tarlanın 'nasıl daha pahalıya' satılabileceğinin değil de 'nasıl daha verimli hale' getirilebileceğinin sorulması gerekiyor artık. Varsın emlakçılar kaybetsin, ama tarım ve çiftçi kazansın. Üreten kazansın.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

sebazios link=topic=80394.msg953817#msg953817 date=1420467909' Alıntı:
Valla bunun olması zorunluydu. Türkiye ' nin bölünmüş tarım arazileri nedeni ile yıllık kaybının 22 milyar lira olduğu söyleniyor ki inanırım.

Ne olursa olsun, ekstrem durumlar için ekstrem tedbirler uygulanır.

Çevremde, sırf yatırım olsun diye tarla-tezek-çiftçilik ile uzaktan yakından alakası olmayan kişiler, 2-5-10 dekarlık tarım arazilerini alarak kelimenin tam manası ile 'öldürüyorlar'.

Ve bu arazi miktarları gerçekten çok büyük büyük boyutlara ulaştı. Artık çözüm kaçınılmaz oldu.

Neden?

1-) Kendilerinin araziyi işleme olanakları olmadıkları için araziyi ya icarı veriyorlar, yada boş bırakıyorlar.

2-) sürekli ikametleri büyük şehirler yada şehir merkezleri olduğundan, yapılması gereken icar sözleşmelerinde büyük sıkıntılar oluyor. Ya zamanında sözleşme yapamıyorlar, yada (sözleşmenin muhtarın huzurunda imzalanması gerekliliği nedeni ile) ilgili muhtarın karşısına çıkmaya fırsat bulamayarak hiç sözleşme yapamıyorlar. Sonuç: hiç bir desteklemeden faydalanılamayan kayıt dışı tarım arazileri.

3-) Herkesin alabilme imkanı olduğu için uygun fiyatlı tarım arazilerine olan talep artıyor. Sonuç fiyatlar yükseliyor ve arazinin gerçek sahibi olması gereken kişiler, yani çiftçilerin bu arazileri alması 'imkansızlaşıyor'

4-) Parçalı araziler ve alınamayan destekler nedeni ile maddi durumu kötüleşen çiftçi, son çare olarak kandine ait arazilerden bir yada bir kaçını satılık çıkartıyor. Sonuç sadece sorunun büyümesi oluyor.

İçinde traktör dönmemeyecek, ulaşımda harcanan yakıtın, işlemeyi geçtiği, hatta işlemeye deyecek küçüklükte tarım arazilerinde oluşan bir arazi koleksiyonumuz oluyor.

İş o kadar içler acısı hale geldi ki, bir ilçede tarım arazisi komisyonculuğu yapan emlakçılar, o tarim arazilerini işleyen çiftçilerden kat be kat fazla kazanmaya başladı.

Yine diyorum. Bazı aksaklıklar olabilir ama ne olursa olsun, sert bir önlem alma zamanı çoktan gelmiş, hatta bayağı da geçmişti.

Toprak, bir yatırım aracı olabilir. Ama daha önemlisi bir 'üretim aracıdır'. Ki asli görevi unutuldu.

Bir tarlanın 'nasıl daha pahalıya' satılabileceğinin değil de 'nasıl daha verimli hale' getirilebileceğinin sorulması gerekiyor artık. Varsın emlakçılar kaybetsin, ama tarım ve çiftçi kazansın. Üreten kazansın.

Yılmaz, aç bak sahibinden.com ' u her taraf böyle ilanlarla dolu. Sonuç dediğin gibi tabi. Dönümü 1500-2000 TL eden yer oluyor sana 5000-6000. Küçük küçük yerler, 5 dönüm 6 dönüm. Herkes işin kolayına kaçma derdinde olduğundan sıkıntı oluyor böyle haliyle.

O değil de, ismini vermek istemeyeceğim Tekirdağ ' ın bir köyünde meraya yakın bir yer buldum, ruhsat alınabilecek bir yer, 20 dekar. Köyün muhtarının telefonunu bulup arayayım, bilgi alayım dedim. Yılmaz, adam tutup 'Sana burada hayvancılık yaptırmam' demesin mi :( Adam açtı ağzını yumdu gözünü, adama tek kelime etmeme izin vermedi, dinlemedi bile. Adama en son şunu sorabildim: 'Neden?' 'Sen bu köyden değilsin de ondan' dedi. Şimdi senin bu yazdıklarınla yan yana koyuyorum da adam haklı be, millet böyle küçük küçük ala ala bitirmiş köyü herhalde, korkuyor o da, kimse gelsin istemiyor. Adama 'Yahu ben de senin köylün olmayacak mıyım o zaman' dedim, 'ikamet vermem' dedi. Arkadaş, çok moralim bozuldu, hayvan alsan hayvanlarını meraya sokmam dedi, çok koydu ciddi ciddi. Ulan Siirt ' te malum durumlar olmasa hiç düşünmem, babamın eski müvekkileri falan var, Bin dönüm yeri parasız ek istediğini yap diye verirler ama malum PKK olayları nedeniyle kendi memleketimize gidemez olduk. Çok moralim bozuldu çok.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Aklin yolu birdir derler..Avrupa ulkeleri bu sorunu taa 1800 lerde halletti..Tarim arazisi bolunmez..Tarimsal amac disinda kullanilamaz.Tarla sahibinin, tarimsal arazilerin bagli oldugu ciftliklerde hem sahsen kalmasi hemde isletme zorunlulugu vardir.Hic kimseye falanca yerde biraz tarla alayim ilerde degerlenir diye toprak satmazlar..Bu sekilde arazilerin maddi degeri yusek olmuyor haliyle..Bence belirlenen 20 dekar 40 dekar sinirlar hala cok dusuk. Avrupa ortalamasi ciftci basina yanilmiyorsam 400 dekar civari.Turkiye de de bu seviyelere cikmak gerekiyor..
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Osman Musaogullari link=topic=80394.msg953835#msg953835 date=1420469108' Alıntı:
Aklin yolu birdir derler..Avrupa ulkeleri bu sorunu taa 1800 lerde halletti..Tarim arazisi bolunmez..Tarimsal amac disinda kullanilamaz.Tarla sahibinin, tarimsal arazilerin bagli oldugu ciftliklerde hem sahsen kalmasi hemde isletme zorunlulugu vardir.Hic kimseye falanca yerde biraz tarla alayim ilerde degerlenir diye toprak satmazlar..Bu sekilde arazilerin maddi degeri yusek olmuyor haliyle..Bence belirlenen 20 dekar 40 dekar sinirlar hala cok dusuk. Avrupa ortalamasi ciftci basina yanilmiyorsam 400 dekar civari.Turkiye de de bu seviyelere cikmak gerekiyor..
aslında abi dekar işini komple kaldırıcan direk bölünemez yapıcan yıllar içinde koca koca tarlalar olur :)
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Haklısınız.Bu konuda trakya geçte olsa çok bilinçlendi.Yoksa kısa zaman sonra kendi topraklarında işçi olacaklardı.Buluşmada Trakyalı arkadaşlar artık köylerinde dolaşan emlak manyağı paragöz,açgözlü,para bulmuş İstanbul luları kovaladıklarını anlattı(Sözüm meclisten dışarı,yanlış anlaşılmasın).Denizlili bir arkadaş emlakçıyı köylerinden kovduklarını anlattı.Piyasayı yükselttiklerini söyledi.
' ' Ne güzel işte,sizin tarlalarınızında değeri artıyor ' ' dediğimde ' ' Olurmu abi, komisyonlarını artırmak için çok küçük yerlerde fiyatı yükseltiyorlar sonra biz tarım amacıyla 20 dekar yer almaya kalksak o fiyattan piyasa oluştuğundan alamıyoruz,spekülatif iş yapıyorlar bizde artık köye onları sokmuyoruz ' ' dedi.
Yönetmelikteki, 20 yıl içinde arazideki tarım dışı amaçla kullanımdan oluşan değer artışından devletin pay alma maddeside güzel.Spekülasyonu biraz azaltır.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

55-46 link=topic=80394.msg953841#msg953841 date=1420470067' Alıntı:
aslında abi dekar işini komple kaldırıcan yıllar içinde koca koca tarlalar olur :)

Çok haklısınız, elimde İzmir ilinin 2013 yılı tarımsal verileri var, şimdi hesap ettim, İzmir ilinde (merkez+ilçeler+köyler) toplam 3.216.033 dekar işlenen tarım arazısı varmış, bunlara tarla alanı, sebze alanı, süs bitkileri alanları, bağ ve meyve alanları ve zeytinlikler dahil, nadasa bırakılan araziler, tarıma elverişli boş araziler ve kavaklıklar hariç.

Tarımsal üretimde kullanılan traktör sayısı da 33559 adet, yani traktör başına 95 dekar tarım arazisi düşüyor, bu rakam size göre nasıldır? Bilgisi olanlar aydınlatabilir mi? Bu traktör miktarının %50 sine yakını 35-50 bg. güç aralığındaki motorlar. Bu güçte bir traktör ile max. ne kadar yer işlenebilir aslında? Bir traktör ile işlenen arazi miktarı olabildiğince arttırılabilse, üretim verimliliğin (mahsul verimliliğnden bahsetmiyorum) artabileceği düşünülebilir mi?
 

Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

sinan35 link=topic=80394.msg953851#msg953851 date=1420470692' Alıntı:
Çok haklısınız, elimde İzmir ilinin 2013 yılı tarımsal verileri var, şimdi hesap ettim, İzmir ilinde (merkez+ilçeler+köyler) toplam 3.216.033 dekar işlenen tarım arazısı varmış, bunlara tarla alanı, sebze alanı, süs bitkileri alanları, bağ ve meyve alanları ve zeytinlikler dahil, nadasa bırakılan araziler, tarıma elverişli boş araziler ve kavaklıklar hariç.

Tarımsal üretimde kullanılan traktör sayısı da 33559 adet, yani traktör başına 95 dekar tarım arazisi düşüyor, bu rakam size göre nasıldır? Bilgisi olanlar aydınlatabilir mi? Bu traktör miktarının %50 sine yakını 35-50 bg. güç aralığındaki motorlar. Bu güçte bir traktör ile max. ne kadar yer işlenebilir aslında? Bir traktör ile işlenen arazi miktarı olabildiğince arttırılabilse, üretim verimliliğin (mahsul verimliliğnden bahsetmiyorum) artabileceği düşünülebilir mi?
abi tam olarak emin değilim ama izmir de genellikle zeytin bağ bahçe türü şeyler var bunun içinde küçük boyutlu traktörler kullanılıyor bağ bahçe için son yıllarda boyutu küçük ama bg gücü yüksek traktörlerin kullanımı arttı o yüzden genelde bg güçleri düşük traktörlerin onuda geçtim bg güçleri yüksek olursa çok alan ile uğraşılırsa bahçede o oranda insan gücünede ihtiyaç var o yüzden işlenen alan pekte artmaz bence :) tabi bereketteki tarım teknoloji programında portakal toplayan alet benzeri makinalarımız olursa orası ayrı :)
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

DeHLiZ link=topic=80394.msg953831#msg953831 date=1420468932' Alıntı:
Yılmaz, aç bak sahibinden.com ' u her taraf böyle ilanlarla dolu. Sonuç dediğin gibi tabi. Dönümü 1500-2000 TL eden yer oluyor sana 5000-6000. Küçük küçük yerler, 5 dönüm 6 dönüm. Herkes işin kolayına kaçma derdinde olduğundan sıkıntı oluyor böyle haliyle.

O değil de, ismini vermek istemeyeceğim Tekirdağ ' ın bir köyünde meraya yakın bir yer buldum, ruhsat alınabilecek bir yer, 20 dekar. Köyün muhtarının telefonunu bulup arayayım, bilgi alayım dedim. Yılmaz, adam tutup 'Sana burada hayvancılık yaptırmam' demesin mi :( Adam açtı ağzını yumdu gözünü, adama tek kelime etmeme izin vermedi, dinlemedi bile. Adama en son şunu sorabildim: 'Neden?' 'Sen bu köyden değilsin de ondan' dedi. Şimdi senin bu yazdıklarınla yan yana koyuyorum da adam haklı be, millet böyle küçük küçük ala ala bitirmiş köyü herhalde, korkuyor o da, kimse gelsin istemiyor. Adama 'Yahu ben de senin köylün olmayacak mıyım o zaman' dedim, 'ikamet vermem' dedi. Arkadaş, çok moralim bozuldu, hayvan alsan hayvanlarını meraya sokmam dedi, çok koydu ciddi ciddi. Ulan Siirt ' te malum durumlar olmasa hiç düşünmem, babamın eski müvekkileri falan var, Bin dönüm yeri parasız ek istediğini yap diye verirler ama malum PKK olayları nedeniyle kendi memleketimize gidemez olduk. Çok moralim bozuldu çok.

Gürsel, 20 dekar değil de 300 dekar alacaksan, sana ben al derim. Hem ekonomik büyüklüğü olan, hem de hayvancılık ile kombine edilip bilinçli işlendiğinde bir haneyi rahatla geçindirebilecek bir yatırım yapmış olursun.

Ama aynı amaçlarla, hayallerle 3-5-10-20 dekar binlerce arazi atıl duruyor şu anda. Bu hem arazilerde fahiş fiyat artışlarına neden oluyor, hem de gerçekten bu işle geçinmek zorunda olanları ekmeğinden ediyor.

Muhtar arkadaş lisan-ı münasip ' i bilmiyor olabilir. Kabalık etmiş ama maalesef durum bu.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

sebazios link=topic=80394.msg953860#msg953860 date=1420471268' Alıntı:
Gürsel, 20 dekar değil de 300 dekar alacaksan, sana ben al derim. Hem ekonomik büyüklüğü olan, hem de hayvancılık ile kombine edilip bilinçli işlendiğinde bir haneyi rahatla geçindirebilecek bir yatırım yapmış olursun.

Ama aynı amaçlarla, hayallerle 3-5-10-20 dekar binlerce arazi atıl duruyor şu anda. Bu hem arazilerde fahiş fiyat artışlarına neden oluyor, hem de gerçekten bu işle geçinmek zorunda olanları ekmeğinden ediyor.

Muhtar arkadaş lisan-ı münasip ' i bilmiyor olabilir. Kabalık etmiş ama maalesef durum bu.
Yılmaz sıkıntı şu ki 300 dekar fiyatına 20 dekar yerler. Yoksa 300 dekar yeri almayı ben de isterim. Zaten en mantıklısı o, diğer türlü yem için icarla uğraş, bir tarla Anya ' da diğeri Konya ' da. Ben ilk tarla araştırmaya başladığımda 200 dekardan aşağı yer bakmıyorum. 3 yıl önce dekarı 1500 TL olan yerler şimdi baktım 10 bin diyor. Ha bir yer var 100 dekar 3500 dedi dekarı. Şimdilik anca onu almak için plan yaptım, o da seninle konuştuğumuz olay için. Ama o da köye bayağı uzak. Ama bana öyle ya da böyle köy içinde 250 m2 bile olsa bir yer lazım olacak ev ve traktör için. Yani Nereden baksan 500 bin TL lazım bana. Neyse konuyu kirletmeyeyim. Kredi alıp başka iş kurmak için çiftlik kuranlar yüzünden aldı başını gitti fiyatlar. O kadar derme çatma çiftlik var ki satılık şaşarsınız. Adam proje ile almış krediyi, başka işte harcamış.

Bir de hep : geleceğe yatırım bilmem ne diye ilanlar. Arkadaşın teyze oğlu var Hayrabolu ' da, buğdayla ayçiçek ekiyor. Geçen konuştuk, 'yer alacağım alamıyorum, kendi tarla komşum yatırımlık burası deyip bir dünya para istedi' dedi. Yani herkes kolay yoldan zengin olma derdinde. Şu emlak krizi patlasın da göreyim şu yatırımcıları!
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

bu kanunda ve yönetmelikte çok yanlış şeyler var.
kanun çıktığı zaman bir kaç yazı ile bunları saymıştım. tekrar edeyim.

sorun neler ?
1- Arazilerin miras yoluyla bölünmesi
2- mevcut arazilerin küçük parçalar halinde olması.

- peki bu kanun ve yönetmelik bunların düzeltilmesini mi amaçlıyor ?
- hayır.
- neden hayır?
1- kanun ve yönetmeliğin asıl amacının miras yoluyla arazilerin bölünmesini engellemek değil; tarla sahibi olan kişi sayısını azaltmak olduğu apaçık ortada.
şöyle ki; bütün araziler ehil mirasçıya kalacak, diğer mirasçıların hiç tarlası olmayacak (parayı bastırıp satın almazsa).
10-15 sene içinde çiftçi / köy nüfusunu AB ' deki gibi %5-6 seviyesine indirmek istiyorlar. kanunun ve yönetmeliğin asıl amacı bu.
Oysa; tarlaların niteliği ve niceliği dikkate alınarak mirasçılar arasında bir denkleştirme yapılıp, hakim tarafından 'şurası senin, burası senin' şeklinde bir taksimat yapılsaydı, arazilerin miras yoluyla bölünmesi engellenecekti, fakat bunu yapmadılar... !!!

2- küçük tarlaların birleşip büyümesi ile ilgili tek bir madde bile yok. demekki araziler büyüklükleri yeterli, büyümesi istenmiyor !
Oysa; tarlaların birleşip büyümesi için şöyle maddeler eklenebilirdi....; 1- satılan tarlalara komşu, sınırdaş tarlaların birinci derecede ön alım hakkı olur ve sınırdaşlar almayacaklarını beyan ettikten sonra başkaları o tarlaya alabilirdi. 2- mülkiyeti aynı kişiye ait sınırdaş tarlalar tapuda birleştirilir.

görüldüğü gibi amaç 1- miras yoluyla bölünmeyi önleme ve 2- küçük tarlaların büyümesi ise; yapılacak olanlar sadece bunlar olmalıydı.
Fakat kanun ve yönetmelikte bunlar yok.
ne var?
tüm tarlaların Ehil mirasçıya kalması, diğer mirasçıların tarlasız hale getirilmesi, rızkını başka işlerde araması, kırsal nüfusun azaltılması...

benim düşüncem bu.
kesinlikle iyi niyetli bir kanun / yönetmelik değil...
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Zaten ehil mirasçılar diye tabir edilen kişiler tarafından asıl tarım yapılmakta değil mi, diğer mirasçıların tarımla hiçbir ilgisi olmadığı gibi destekleme aldıklarını da herkes biliyor. Böyle bir uygulama yapılmalı ama kimseninde mülkiyet hakkı elinden zorla alınmamalıdır. Bundan yıllar önce uygulanması gerekli olan bir düzenleme olduğu herkes tarafından bilinmekle birlikte aileler arasında ilişkilerinde bozulacağı ortadadır.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

mrts link=topic=80394.msg954136#msg954136 date=1420530892' Alıntı:
Zaten ehil mirasçılar diye tabir edilen kişiler tarafından asıl tarım yapılmakta değil mi, diğer mirasçıların tarımla hiçbir ilgisi olmadığı gibi destekleme aldıklarını da herkes biliyor. Böyle bir uygulama yapılmalı ama kimseninde mülkiyet hakkı elinden zorla alınmamalıdır. Bundan yıllar önce uygulanması gerekli olan bir düzenleme olduğu herkes tarafından bilinmekle birlikte aileler arasında ilişkilerinde bozulacağı ortadadır.


hayır bazı düşüncelerine katılmıyorum. şöyle benden önceki nesilden bana intikal eden yerlerden benim hisseme düşenden çok az yer çalışmaktayım. diğer yerleri öteki mirasçılar hakkı olmadığı kadar yer çalışmakta. Zaten miraslı yerler devreye girdikten sonra kaç aile de ilişkiler iyi düzeyde ki?
 
edirne22 link=topic=80394.msg954132#msg954132 date=1420529519' Alıntı:
bu kanunda ve yönetmelikte çok yanlış şeyler var.
kanun çıktığı zaman bir kaç yazı ile bunları saymıştım. tekrar edeyim.

sorun neler ?
1- Arazilerin miras yoluyla bölünmesi
2- mevcut arazilerin küçük parçalar halinde olması.

- peki bu kanun ve yönetmelik bunların düzeltilmesini mi amaçlıyor ?
- hayır.
- neden hayır?
1- kanun ve yönetmeliğin asıl amacının miras yoluyla arazilerin bölünmesini engellemek değil; tarla sahibi olan kişi sayısını azaltmak olduğu apaçık ortada.
şöyle ki; bütün araziler ehil mirasçıya kalacak, diğer mirasçıların hiç tarlası olmayacak (parayı bastırıp satın almazsa).
10-15 sene içinde çiftçi / köy nüfusunu AB ' deki gibi %5-6 seviyesine indirmek istiyorlar. kanunun ve yönetmeliğin asıl amacı bu.
Oysa; tarlaların niteliği ve niceliği dikkate alınarak mirasçılar arasında bir denkleştirme yapılıp, hakim tarafından 'şurası senin, burası senin' şeklinde bir taksimat yapılsaydı, arazilerin miras yoluyla bölünmesi engellenecekti, fakat bunu yapmadılar... !!!

2- küçük tarlaların birleşip büyümesi ile ilgili tek bir madde bile yok. demekki araziler büyüklükleri yeterli, büyümesi istenmiyor !
Oysa; tarlaların birleşip büyümesi için şöyle maddeler eklenebilirdi....; 1- satılan tarlalara komşu, sınırdaş tarlaların birinci derecede ön alım hakkı olur ve sınırdaşlar almayacaklarını beyan ettikten sonra başkaları o tarlaya alabilirdi. 2- mülkiyeti aynı kişiye ait sınırdaş tarlalar tapuda birleştirilir.

görüldüğü gibi amaç 1- miras yoluyla bölünmeyi önleme ve 2- küçük tarlaların büyümesi ise; yapılacak olanlar sadece bunlar olmalıydı.
Fakat kanun ve yönetmelikte bunlar yok.
ne var?
tüm tarlaların Ehil mirasçıya kalması, diğer mirasçıların tarlasız hale getirilmesi, rızkını başka işlerde araması, kırsal nüfusun azaltılması...

benim düşüncem bu.
kesinlikle iyi niyetli bir kanun / yönetmelik değil...

1-) Paydayı azaltmak, payı azaltmaktan kolaydır. Üstelik aynı yola çıkar.
2-) Temel hak ve özgürlükler (mal edinme hakkı gibi) vardır. Buna engel olunmaz.
3-) Sınırdaş komşu arazinin alınmasını için uzun zamandır teşvik var. (Düşük faizli çok yıllık kredi) Ama işe yaramadı.

4-) Senin dediğin gibi Hakim, arazileri tarım yapan / yapmayan farkı gözetmeksizin 'bölmeden' parça parça her birine ayrı ayrı taksim ettiğinde, eski düzenden ne farkı olacak ki? Şu an zaten (20 dekar ve aştı tarım arazilerinin parçalı / hissleri satışı, yani) bölünmesi kabinen engellenmiş durumda.

5-) bu yönetmelik, aslında 4. maddede anlattığımız kanunun devamı niteliğindedir. Neden?

Şu an tarım arazilerinin fiilen bölünmesi engellendi. Çünkü satışı yapılamıyor. Ama bunun sonucu onlarca hissedarı olan, fiilen bölünmemiş ama mülkiyet/hisse bakımından paramparça halde tarım arazileri oluştu. Bu yönetmelik ile bu sorun aşılmaya çalışılıyor.

Yani amaç zaten arazilerin bölünmesini engellemek değil.

Amaç, arazilerin büyümesini sağlamak.

Gemi eğri olabilir ama rota doğru.
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

Arazilerin bölünmesini engelleyebilecek yegane şey kanuni yaptırımlar maalesef. Çünkü bizim halkımızda birlikte kazanma bilinci neredeyse yok gibi. Kanundan benim anladığım işine geliyorsa al, işine gelmiyorsa ver demiş, eğer kimsenin işine gelmiyorsa bırakında yapacak bir kişi sebeplensin bu işten diyor. Hayırlısı diyelim öyle olsun. Temiz düşüncelerle yaklaşılırsa çözülemeyecek sorun olmaz diye düşünüyorum.
 

Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

bu kanun ve yönetmelik ile
resmen, haksız olarak
mirasçıların (ehil olmayanların) mallarına el koyuluyor.
analarından, babalarından hatıra kalmasına engel olunuyor.

bilirkişi fiyat biçecek,
ehil olan mirasçı diğerlerinin haklarını, bu bilirkişi ücreti üzerinden
5-10 senede azar azar ödeyecek...
tuz sabun parası olacak yani...

ayrıca bilirkişiler, normal piyasa satış fiyatının 3 ' te 1 ' ini veriyorlar.
örneğin dönümü 7500-8000 TL ' ye giden tarlaya 3000 TL fiyat biçtiler.
inanmayanlar
Sulh hukuk mahkemelerine gidip, paydaşlığın giderilmesi davalarına bakabilir...
bilirkişilerin biçtiği fiyatın 3 katına araziler satılıyor.

peki bu kanunda ne olcak...
ehil mirasçı, diğer mirasçıların haklarını 3 ' te 1 fiyatına alacak,
parayı da azar azar 5-10 senede ödeyecek...

nerde hak, hukuk...

hakim şurası senin, burası senin deyip tarlaları paylaştırsaydı daha iyiydi.
tarlalar bölünüp, parçalanmıcak işte...
ama bu yapılmıyor, neden...???
çünkü niyet başka...
amaç: tarla sahibi kişi sayısını azaltmak.
ÇKS ' ye kayıtlı 25 milyon kişi varsa
10 sene içinde bu 5-10 milyona düşecek...
 
Ynt: ....Tarımsal Arazilerin Mülkiyet Devrine ilişkin Yönetmelik....

ydincbayram link=topic=80394.msg954429#msg954429 date=1420575458' Alıntı:
Arazilerin bölünmesini engelleyebilecek yegane şey kanuni yaptırımlar maalesef. Çünkü bizim halkımızda birlikte kazanma bilinci neredeyse yok gibi. Kanundan benim anladığım işine geliyorsa al, işine gelmiyorsa ver demiş, eğer kimsenin işine gelmiyorsa bırakında yapacak bir kişi sebeplensin bu işten diyor. Hayırlısı diyelim öyle olsun. Temiz düşüncelerle yaklaşılırsa çözülemeyecek sorun olmaz diye düşünüyorum.
Aynen, tarım arazileri parçalanmamalı ve tarım dışı kullanılmamalı.
 

Benzer Konular