Ynt: KONYA Gıda ve Tarım Üniversitesi
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk Başkanlığındaki, Muharrem Candan, Dr. Mikdat Çakır, Öner Kabasakal, Prof. Dr. H. Kürşat Güleş, Prof. Dr. Ahmet İncekara, Prof. Dr. Menşure Özgüven, Dr. Osman Dur ve Bekir Küçükgökden oluşan Konya Tarım ve Gıda Üniversitesi Mütevelli Heyeti Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlunu makamında ziyaret etti. Salı günü gerçekleştirilen ziyarette heyet Davutoğluna üniversitenin kuruluş sürecinde gerek YÖK, gerekse TBMM aşamasında sürecin hızlandırılması, bürokratik bazı prosedürlerin aşılmasında verdiği destek ve yaptığı katkılar nedeniyle teşekkür ederken, görüşmede üniversitenin akademik yapılanması ile Konyanın güncel meseleleri ve geleceğe yönelik projeleri de istişare edildi.
Söz konusu ziyarette Konya Tarım ve Gıda Üniversitesi Mütevelli Heyeti, geçtiğimiz aylarda kuruluş kanunu TBMMde kabul edilen üniversitenin Konyaya kazandırılması için siyasi ağırlığını ve gücünü kullanarak projenin hayata geçirilmesinde katkısı büyük olan Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğluna katkıları ve destekleri nedeniyle teşekkür ederken, yapılan toplantıda üniversitenin akademik yapılanması ile geleceğe yönelik yapacağı çalışmaların rotası da belirlendi. 1 saatten fazla süren ziyaretin ana gündem maddesi dünyanın gıda başkenti olmaya talip Konyanın bu vizyonuna Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinin nasıl bir akademik yapılanma ve hangi çalışmalarla ivme katabileceği oldu. Üniversitenin akademik yapılanması ile yapacağı çalışmaların planlandığı toplantıda Konyanın yakın gelecekte karşısına çıkacak ve Karapınarda kurulacak termik santral ile ilgili de fikir alışverişinde bulunuldu. Ayçiçeğinin de gündeme geldiği toplantıda yağlı tohumlarda hem dünyadaki üretim fazlası hem de Konyadaki beklenmedik üretim artışı nedeniyle yerli üreticinin mağdur olmaması için Dışişleri Bakanı Davutoğlu iki bakanlık nezdinde başlattığı girişimleri Bakanlar Kuruluna taşıyacağını söyledi.
Üniversitenin Rotası Belirlendi
Konya Tarım ve Gıda Üniversitesinin kuruluş süreci boyunca, bu üniversite projesiyle Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlunun her aşamayla tek tek ilgilendiğini, yoğun mesaisine rağmen bu üniversitenin Konyaya kazandırılması için zaman ayırdığını, bu üniversitenin doğru projelendirilmesi için tecrübe ve birikimini paylaşma konusunda cömert davrandığını belirten Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, Bu ziyaret bir teşekkür ziyaretinden ibaret değildi. Bu sürecin tamamında yer alan ve bu üniversitenin Konyaya kazandırılması için desteğini esirgemeyen, siyasi ağırlığını ve siyasi gücünü bu proje için kullanan Sayın Bakanımız ile yine bu projeyi ve bu projenin geleceğini konuştuk. Kendilerinin siyasi kimliği elbette ki önemli. Ancak Sayın Davutoğlu saygın bir bilim adamı ve yükseköğretim konusunda hem akademik hem idari anlamda engin bir tecrübe ve birikime, yükseköğretim konusunda eşsiz bir ufka sahip. Kendileri hem YÖK aşamasında hem Bakanlar Kurulu aşamasında hem de Meclis Komisyonları ve TBMM Genel Kurulunda bu projenin her şeyiyle ilgilendi. Çıkan ufak tefek pürüzlerin süratle giderilmesini sağladı. Ülkemizde henüz örneği olmadığı için bir ihtisas üniversitesinin, özellikle tarım ve gıda ihtisas üniversitesinin karşısına çıkan meslek tanımlamalarından, eğitim müfredatına kadar önümüze çıkan meselelerin aşılmasında akademik birikimi, siyasi ağırlığı ve gücü ile bu üniversitenin yolunu açtı. Dünyanın gıda başkenti olmaya talip Konyanın bu vizyonuna yakışır bir gıda ve tarım ihtisas üniversitesinin Konyamıza ve ülkemize kazandırılması konusunda bizim hiçbir talebimizi geri çevirmedi. Kendilerine hem süreç için teşekkür ettik hem de bu projenin bundan sonraki aşamalarını konuştuk dedi.
Kangal ve Ayçiçeği Konuşuldu
Dış politikadaki yoğun gündeme rağmen Sayın Davutoğlunun kendilerine bir hafta içinde iki kere zaman ayırdığına dikkat çeken Konuk özetle şunları söyledi;
Mısır ve Suriyedeki sıcak gündeme, Eylül başında gerçekleşecek G-20 zirvesi hazırlıklarına, Olimpiyat oylaması öncesi yoğun diplomasi trafiğine, dış politikadaki merkez konumumuzun getirdiği ve zamanla yarışı zorunlu kılan meşguliyetine rağmen, Sayın Dışişleri Bakanımız konu Konya, Konyanın geleceği ve Konya özelinde ülke tarımının, gıda sanayisinin geleceği olunca sağ olsunlar bizlere bir hafta içinde iki kere zaman ayırdılar. Önce Kangal Termik Santralinin devir törenine katılarak yaptıkları vizyoner konuşma ile şevk ve heyecanımızı katladılar, önümüzde yeni ufuklar açılmasına, önümüze küresel hedefler koymamıza vesile oldular. Bu hafta içinde ikinci görüşmemizi ise üniversite mütevelli heyetimizi kabulleriyle gerçekleştirdik. Bu toplantıda kendilerinin birikim ve tecrübesinden istifade ettik. Üniversite için ilk kazmayı vurmadan, akademik yapılanma ile ilgili ilk kararları almadan önce kendilerinin engin tecrübe ve birikiminden bir kez daha istifade etmek istedik. Konya ve ülke tarımının geleceğine damga vuracak bu üniversitenin hem akademik yapılanmasını hem de rotasını kabaca planladık. Dünya gıda başkentliğine giden yolda bu üniversite Konyaya ve Konya tarımı ile sanayisine nasıl yapılanır ve ne gibi çalışmalar yaparsa daha fazla katkı verebilir onları değerlendirdik.
Kendileri ile sıcak gündem maddelerimizden biri olan Karapınarı konuştuk. Karapınardaki kaynağın Konya tarafından değerlendirilmesi, bu projeyi Konyanın gerçekleştirebilmesi için alternatifleri değerlendirdik. Karapınardaki kömür havzasına kurulacak termik santralden oluşacak katma değerin Konyada kalabilmesi, Konyanın zenginliğine zenginlik katabilmesi için oluşturulabilecek yatırım formüllerini konuştuk.
Konyanın önündeki fırsatları ve bu fırsatları değerlendirmek için yapılabilecekleri istişare ettik. Ve tabii ki, Konyanın güncel meselelerini, tarımını konuştuk. Bu çerçevede ayçiçeğindeki durumu da kendilerine aktarma fırsatı bulduk. Konuyu kendilerinin de yakından takip ettiğini öğrendik. Sayın Bakanımız konu ile ilgili zaten ilgili bakanlıklar nezdinde girişimde bulunmuşlar. Biz kendilerine Konyada bir önceki yıla göre beklenmedik oranda bir üretim artışı olduğunu 2012 yılına göre üretimin hemen hemen ikiye katlanacağını aktardık. Konya şeker olarak bizim Ham Yağ Fabrikamızın kapasitesinin 150 bin ton civarında olduğunu fiyatlama konusunda ham yağ satış fiyatını baz alarak başa baş noktasında üreticinin ayçiçeğine yine en iyi fiyatı vereceğimizi ancak buna rağmen Konyadaki 380 bin tonluk üretim düşünüldüğünde bölgede arz fazlasının oluşacağını aktardık. Yaklaşık 200 bin tonluk bu arz fazlası nedeniyle Konyalı üreticinin mağdur olmaması için önerilerimizi kendilerine aktardık. Kaldı ki, dünyada ayçiçeği ve yağlı tohumlarda bu sene gerçekleşen üretim artışının özellikle de Ukraynadaki üretim artışının yerli üreticiyi tehdit ettiğini ve ithalatta oluşan 400 dolarlık ton fiyatının iç piyasayı baskı altına aldığını ve üreticinin endişeli olduğunu, hükümetten bir çözüm beklendiğini ilettik. Bu çerçevede kendilerine iki öneri ilettik. Birincisi ham yağ ve yağlı tohum ithalatına bir gümrük vergisi konulması en azından hasat sezonunda bu önlemin alınması oldu. İkinci önerimiz ise dünyadaki üretim fazlası ve ithalat baskısını dikkate alarak yerli üreticiyi korumak ve üretim açığımız olan bu ürünün gelecek yıllarda da ziraatının yapılabilmesi, dolayısıyla da geçtiğimiz yıllarda 3,5 milyar dolar civarında ithalat bedeli ödediğimiz yağ ve yağlı tohumların ülkemiz topraklarında üretilebilmesi için hükümetimizin yağlı tohumlara verdiği destekleme primini bu sene için %50 oranında arttırması şeklinde oldu. Konunun zaten takipçisi olan Sayın Bakanımız hem ilgili Bakanlarla konuyu bir kez daha değerlendireceğini hem de Bakanlar Kurulunda konuyu gündeme getireceklerini ve ellerinden gelen gayreti göstereceklerini söylediler.