YERLİ OTOMOBİL FİKRİNE BAKIN KİM KARŞI ÇIKMIŞ VE NASIL BİR TEPKİ GÖRMÜŞ


YERLİ OTOMOBİL FİKRİNE BAKIN KİM KARŞI ÇIKMIŞ VE NASIL BİR TEPKİ GÖRMÜŞ
Yıl 1961. Yer Ankara... Birinci Otomotiv Sanayi Kongresi yapılmaktaydı. Kongre ' ye katılanlar arasında işadamları, bürokratlar, mühendisler, gazeteciler vardı. Kongre ' nin öncülüğünü yapan isimse daha sonra Türkiye ' nin siyasi hayatına damgasını vuracak olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan ' dı.
Erbakan,1956 yılında daha 30 yaşında iken Gümüş Motor Fabrikasını kurarak Türkiye ' nin ilk büyük sanayi hamlesini gerçekleştirmiş, yine 1960 yılında Ankara ' da yapılan Sanayi Kongresi ' nde ilk kez 'Türkiye ' nin kendi otomobilini üretebileceği' fikrini ortaya atmıştı. 1961 yılındaki Otomotiv Kongresi bu çabaların bir sonucu toplanmıştı. Kongre salonu oldukça kalabalık ve heyecanlıydı. Salonda Türkiye ' nin kendi otomobilini üretebileceğinin inancı ile heyecanlanan mühendislerin yanı sıra, yerli otomobil fikrine karşı çıkan işbirlikçi Masonlar da bulunmaktaydı.
Bunlardan biri de, Bernar Nahum ' dur.
Bernar Nahum, Koç Otomotiv Grubu ' nun temsilcisi olarak toplantıdaydı.
Parantez açalım: Vehbi Koç ile Bernar Nahum 1944 yılında tanışmış, bu tanışma Koç Grubu için tarihi bir dönüm noktası olmuş, . Grup hızla büyümeye ve küresel bir şirket olmaya başlamıştı. Koç ile Nahum ortaklaşa Otokoç ' u kurmuş ve başına da Nahum atanmıştı. Bir iddiaya göre Bernar Nahum, Lozan anlaşmasının mimarı meşhur Hayim Nahum ' un oğlu olmaktaydı. Bir iddiaya göre de Koç grubu ' na ait, BEKO ' nun BE ' si Bernar ' dan, KO ' su Koç ' tan alınmaydı.
Gelelim ayakkabılı eyleme:
Bernar Nahum, Birinci Otomotiv Kongresi ' nde konuşurken salondaki hava giderek elektriklenmeye başlamıştı. Çünkü Otokoç ' un ortağı ve yöneticisi Nahum, salondaki heyecanın aksine otomotiv sanayinin zorluklarından bahsetmekte ve yerli otomobil fikrine karşı çıkmaktaydı.
O sırada ön sıralarda oturan genç bir mühendis, bir kürsüde konuşan Bernar Nahum ' a, bir de ayakkabılarına bakmaktaydı. Makina Kimya Endüstrisi ' nde (MKE) çalışan Erbakan’ın Millici ekibinden olduğu anlaşılan mühendisin ayağında kurumun yeni dağıttığı postallardan vardı. Nahum konuşmasına devam ederken ön sıradaki genç ise, postalının bağcıklarını çözmeye çalışmaktaydı. Çünkü öfkesi iyice kabarmıştı.
Nahum; 'Bursa ' da şeftali üretmek otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır' dediği anda da ortalık karışmıştı. Nahum ' un 'otomotiv yerine şeftali üretmeyi' önermesine dayanamayan genç mühendis ayağından çıkardığı postalı kürsüye fırlatmıştı.
Postal, Nahum ' un alnına çarparken, MKE ' li vatansever: 'Bize otomobili siz ürettirmiyorsunuz, sizler bizi batıya mahkûm ve mecbur ediyorsunuz' diye bağırmaktaydı. Ve bu genç mühendis te Erbakan gibi, milli ve yerli kalkınma sevdalısıydı.
Herkes unutmuş olsa da işte bu olay ilk ayakkabılı protestoeylemi olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır.
Artık yazmak zorundayız. Her şeye rağmen Türkiye ' nin ilk yerli otomobili 'Devrim'i yapma fikri bu kongre ' nin sonucunda ortaya çıkmıştır. Yapılmıştır da... Ama biliyorsunuz benzin koymayı unuttukları() için yürümemiş ve öylece kalmıştır.
Oysa, Erbakan ilk yerli otomobil fikrini 50 yıl önce ortaya attığında, ne Kore ' nin Hyundai ' ı, Ne İran ' ın Samand ' ı, ne Hindistan ' ın Tata ' sı, ne Çin ' in Cherry ' si vardı. Ne kadar acıdır ki, şimdi sokaklarımız Hyundai, Tata, Cherry ile dolup taşmaktadır.
Son bir not: Türkiye ' ye 'Otomobil yerine şeftali üretilmesini' öneren Bernar Nahum hakkında bakın Rahmi Koç yıllar sonra ne buyurmuşlardı:
'Koç ' un otomotiv sanayi işine girmesini, büyümesini ve kâr etmesini sağlayan Mösyö Bernar ' dır. Vehbi Bey ' in büyük itimadını kazanmış biriydi ve Vehbi Bey, o ne derse kabul ederdi. Bernar Nahum eldeki paranın daima otomotiv işine yatırılmasını istemiştir.'
Capital Dergisi-2008
 
Ynt: YERLİ OTOMOBİL FİKRİNE BAKIN KİM KARŞI ÇIKMIŞ VE NASIL BİR TEPKİ GÖRMÜŞ

Bu koç grubu yıllarca Türkiye yi yedi hatta ülkemize birçok traktör markasının girmesini engelledi new holland iyisini yurtdışına kötüsünu Türkiyede sattı. 1961 de üretilen Devrim arabalarından beyaz olanı Eskişehir de Tulomsas fabrikasında sergileniyor.
 
Ynt: YERLİ OTOMOBİL FİKRİNE BAKIN KİM KARŞI ÇIKMIŞ VE NASIL BİR TEPKİ GÖRMÜŞ

bu koç grubunu oldum olası sevmedim zaten el mecbur bizde nh kullanıyoz ama bundan sonraki traktörümüz koç grubu olmaz koç kazanacağına amerikan JD kazansın daha iyi. Birde yerli üretim binlerce kişi istihdam ediliyo bilmem ne diye savunurlar kendilerini.
 
Ynt: YERLİ OTOMOBİL FİKRİNE BAKIN KİM KARŞI ÇIKMIŞ VE NASIL BİR TEPKİ GÖRMÜŞ

Son dönem yapılması planlanan yerli otomobil için de Koç Grubu prototipi Fiat Albea olan bir yerli otomobil yapılmasını önermişlerdi. Yıllarca kuş serisi otomobille milleti sömürdüler. Şimdi de yine kuş serisi benzeri bir otomobille sözde yerli otomobil yapılmasını uygun görüyorlar.
 
Ynt: YERLİ OTOMOBİL FİKRİNE BAKIN KİM KARŞI ÇIKMIŞ VE NASIL BİR TEPKİ GÖRMÜŞ

Türkiye’nin, “devrim” adı verilen ilk yüzde yüz yerli arabasının başına gelenler. Yıl; 1961. Yer; Ankara. Birinci Otomobil Sanayi Kongresi… Dönem 27 Mayıs askeri darbesinin yapıldığı günler. Öyle ya, Nasır başkanlığında Mısır’da iktidara gelen askerler yapmıştı, aynısı Türkiye’de yapılacaktı.
Sonrasında Devlet Başkanı Cemal Gürsel tümüyle yerli üretim bir otomobil yapılmasını emreder ve görevin TCDD işletmesine verildiği bildirilir. Zor şartlarda insanüstü gayretle üretilir ama… Sonrası hazin bir hikâye…
İçe dönük denilen ama montaj sanayisinden başka bir anlam ifade etmeyen bir süreçti. Ve ‘devrim’in sokakta gezmesine izin vermeyenler Amerikan arabalarının Türkiye’de montajlanmasının ne kadar “hayırlı” olduğunu propaganda ediyordu. Başkasına da izin verilemezdi zaten. Nitekim yerli otomobil ‘devrim’den 5 yıl sonra Türkiye’nin ilk yerli otomobili olarak bilinen Anadol üretildi. Kim tarafından? Amerikan Ford ile Koç Holding ortaklığı Otosan tarafından…
Ancak böylesine izin verilebilirdi. Bugünkü ‘yerli üretim’ söylemi ile uluslararası sermaye ilişkisini görmek için ne kadar ön açıcı hikâyeler değil mi?
Alıntı
 

Benzer Konular