Tarımı bekleyen yeni tehlike: Kaya gazı!

***alıntı***

Uzun süredir ABD ve Avrupa ’nın gündeminde olan, Türkiye ’de şimdilik Diyarbakır’da sondaj çalışmalarına başlayan ve Trakya bölgesinde de lisans verilen kaya gazı, yaşam savunucularının tepkisini çekiyor. Çünkü, enerji kaynağı çeşidi olan kaya gazı çıkarılma aşamasında, temiz su kaynaklarını ve tarım arazilerini kirletme riski taşıyor. Araştırmalar, halk sağlığı üzerinde de olumsuz etkilerinin olduğunu gösteriyor.
DİYARBAKIR’DA 3 KUYU TRAKYA’DA LİSANS
Evrensel gazetesinden Sinem Uğurlu ' nun haberine göre, ilk olarak ABD’de çıkarılmaya başlayan kaya gazı ya da literatürdeki adıyla şeyl gazı, yatay ve dikey sondaj yöntemiyle elde ediliyor. Sondaj sırasında, içine çeşitli kimyasal kirletici maddeler ilave edilmiş bol miktarda su kullanılıyor ve elde edilen bu sıvı ile yer küre çatlatılıyor.
Kaya gazı karşıtları ise, bu yöntemde çok fazla su kullanıldığı ve suya ilave edilen kimyasal kirleticilerin su kaynaklarını kirlettiği için itiraz ediyor.
ABD’de ve Avrupa’da kuyular açıldıkça kaya gazı karşıtı hareketlerin de yükselmeye başlamasıyla pek çok Avrupa ülkesinde bu yönteme yasak geldi. Ancak Türkiye kamuoyunda yeni yeni tartışılıyor. Diyarbakır’da 3 kuyu açıldı, Trakya da ise şirketlere 31 bin 714 hektar alan için lisans verildi.
KİMYASALLI SIVI SULARI KİRLETİYOR
Çevre Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen “Kaya gazı ve çevresel etkileri” panelinde konuşan odadan Menekşe Kızıldere, kaya gazı çıkarılırken, borularla yer küreye su enjekte edildiğini, bu suyun içine de çeşitli kirletici kimyasallar ilave edildiğini ifade etti. Kızıldere’ye göre, sorun tam da burada başlıyor. Çünkü hidrolik çatlatma sıvısı denilen bu sıvı, yerin altına enjekte edildiği kadarı geri çekilmiyor. Bir kısmı yerin altında kalan bu sıvı, yer altı ve yer üstü sularını kirletmeye başlıyor.
‘KİMYASALLARIN NE OLDUĞU AÇIKLANMIYOR’
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık da, hidrolik çatlatma sıvısında kullanıldığı tespit edilen 2 bin 500 kimyasaldan, 650’den fazlasının kanserojen madde içerdiğini, şirketlerin de bu kimyasalların ne olduğunu ticari sır nedeniyle açıklamadığını söyledi. “Yani ne olduğunu bilmediğimiz maddeler, yer altına enjekte ediliyor” diyen Atalık, yer altına bırakılan sıvının da sadece yüzde 50 ya da 70’inin geri çekildiğini, gerisinin yer altında kaldığını ifade etti.
Kaya gazının halk sağlığı üzerinde de etkilerinin olduğunu dile getiren Atalık, “ABD ' nin Louisiana eyaletinde hidrolik çatlama sıvısına maruz kalan 16 inek öldü. Ticari sır nedeniyle de bu hayvanların hangi maddelerden öldüğü araştırılamadı” diye konuştu.
‘TARIMDAN SÖZ EDİLEMEZ’
Tüm Köy Sen (Tüm Üretici Köylü Sendikası) Yönetim Kurulu üyesi Yusuf Gürsucu, kaya gazı çıkarmak için kurulan kuyularda tek sefer için 3 bin metreküp su kullanıldığını, aynı işlemin ise 15-20 kez tekrarlandığını, bir bölgeye ise çok sayıda kuyu açılabileceğini belirtti. Gürsucu, “Kaya gazı çıkarılmasını önleyemezsek 1. sınıf tarım arazileri olan Trakya’da tarımsal faaliyetten söz etme olanağı kalmayacak” dedi.
 
Ynt: Tarımı bekleyen yeni tehlike: Kaya gazı!

Petrol, kayagazı çıkarılmasın, nükleer, hidrolik, termik santral olmasın. Peki Türkiye ' enerji ihtiyacını nereden karşılayacak. Biz herşeye karşıyız ama ihtiyacımızı nasıl karşılayacağımızı kimse söylemiyor. Günümüzde enerji, gıda ve su gibi temel ihtiyaç. Elektirikler iki dakika kesilince herkes bağırıyor yetkililer nerede, 2. yüzyıl Türkiye ' sinine yakışmıyor. Aynı kişiler enerjinin her türlüsüne karşılar.
 
Ynt: Tarımı bekleyen yeni tehlike: Kaya gazı!

stulu link=topic=82366.msg979619#msg979619 date=1425895958' Alıntı:
Petrol, kayagazı çıkarılmasın, nükleer, hidrolik, termik santral olmasın. Peki Türkiye ' enerji ihtiyacını nereden karşılayacak. Biz herşeye karşıyız ama ihtiyacımızı nasıl karşılayacağımızı kimse söylemiyor. Günümüzde enerji, gıda ve su gibi temel ihtiyaç. Elektirikler iki dakika kesilince herkes bağırıyor yetkililer nerede, 2. yüzyıl Türkiye ' sinine yakışmıyor. Aynı kişiler enerjinin her türlüsüne karşılar.

Haklı bir noktaya parmak basmışsınız, fakat şu da var, ürettiğimiz enerji, enerji karşılığında elimizdeki havayı,suyu ve toprağı bizden alacaksa, varsın ipad ler şarşsız kalsın, enerjinin ne yazıkki bir bedeli var, ve biz bu bedelin ne olduğunu bilmek isteme hakkına sahibiz, yoksa torunlarımız kulaklarımızı o kadar çınlatacak ki, mezarımızda rahat uyuyamayacağız, üretim içinde kullanılan kimyasal maddelerin ne olduğu gibi konular bilinmeli, bu tarz konular halk seviyesinde konuşulup tartışılmalı, elbetteki enerji zaruri ihtiyaç, ama yaşam hakkından daha önemli bir ihtiyaç değil ki, hayat yoksa, elektriği ne yapalım, mezarlıklarımızı mı aydınlatacağız?
Bir de her konuda 'amerikada yapılan-üretilen' gibi laflarla ABD ye atıfta bulunmaktan vazgeçelim (bunu başlıktaki konu için yazıyorum, sizle alakası yok), ne yani amerikada yapılıyorsa sıkıntı yok 'amerikalılar da zaten yapıyormuş' diyerek geçiştiremeyiz, unutmayın ABD tam sonuçlarını bilmediği halde atom bombasını siviller üzerine atarak milyonlarca insanın ölmesine sebep olmuş bir medeniyet(!)tir... ;)
İnsanoğlu dünyadaki kısıtlı enerji kaynaklarından, sınırsız enerji talebini karşılayabilmek için, dünyayı bile yakmaya hazır, daha fazla enerji için yapılması gereken, daha az enerji tüketmek aslında, yani tasarruf yapmak, har vurup harman savurmamak...
 

Benzer Konular