Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...


Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak
Elif Tuğba Gürkan
Yazar: Özgür Gürbüz

29 Nisan 2014, 08:15

Bir kilovatsaat elektriği rüzgârdan alırsa, devletin kasasından 5 sent daha az para çıkıyor. Türkiye’deki alım garantileri ise yenilenebilir kaynaklara verilenin iki katı olduğundan adeta ‘kral çıplak’ dediriyor ve ‘ucuz nükleer’ masalını boşa çıkarıyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi, 2004 ' ten bu yana nükleer santral kurmak için çabalıyor. Mersin ve Sinop ' ta kurulmak istenen nükleer santrallar için Rusya ve Japonya ile anlaşmalar imzalandı. 12 Mayıs 2010 tarihinde Rusya Federasyonu ile yapılan uluslararası anlaşmaya göre Mersin ' in Akkuyu mevkiinde 4 bin 800 megavat (MW) kurulu gücünde bir nükleer santral kurulmak isteniyor. Rus devlet şirketi Rosatom Türkiye ' deki faaliyetlerini Akkuyu NGS adlı bir şirket üzerinden yürütüyor. Şirket yüzde 100 Rus sermayeli ve istese bile en fazla yüzde 49 hissesini satabiliyor. Anlaşmaya göre Türkiye, ilk iki reaktörün üreteceği elektriğin yüzde 70 ' ini, diğer iki reaktörün üreteceği elektriğin ise yüzde 30 ' unu 15 yıl boyunca Akkuyu NGS A.Ş. ' den satın alacak. Fiyatı da belli, kilovatsaat (kWs) başına 12,35 dolar sent (26 kuruş). Sinop için de 3 Mayıs 2013 tarihinde benzer bir anlaşma imzalandığı ve bu defa 20 yıl boyunca 11,80 dolar sentlik bir alım garantisi verildiği belirtiliyor. Belirtiliyor diyoruz çünkü anlaşma metni aradan geçen bir yıla rağmen kamuoyuyla paylaşılmadı. Sürecin gizli yürütülmesi Sinop projesine özgün değil.

Mersin ' de nükleer santral yapmak için alınması gereken yer lisansı süreci, daha önce eksik bulunduğu için iade edilen Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun son hali aynı bu anlaşma gibi kamuoyundan gizleniyor. Nükleer enerjiyi savunan hükümet yetkilileri, nükleer karşıtlarıyla tartışmaya yanaşmıyor. Şeffaf bir süreç işletilmiyor. Türkiye ' nin nükleer projeleri demokrasi açısından sorunlu ama tek sorun o değil. Nükleer enerjinin maliyeti de tartışmalı.

Nükleer enerji ucuz mu?

Nükleer santrallarda en büyük maliyet kalemi santralın kendisi. İlk yatırım maliyeti neredeyse elektrik fiyatının dörtte üçünü oluşturuyor. Bu nedenle nükleer santrallar çoğu zaman gizli ya da açık, devlet desteğine ihtiyaç duyuyor. Akkuyu ve Sinop ' taki projelerin her biri 20-25 milyar dolar. Türkiye bu finansmanı karşılayamayacağı için yatırımı yabancılara yaptırıyor ama her iki santrala da ' alım garantisi ' veriyor. Sinop ' ta kamu kuruluşu EÜAŞ ' ın yüzde 35 payla ortaklığı da söz konusu. Alım garantisi, santralların üreteceği elektriğin devlet tarafından belirlenmiş bir fiyattan satın alınması demek. Nükleer enerjinin ucuz olup olmadığını anlamak için Türkiye ' de yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen alım garantileriyle nükleeri karşılaştırdık. Türkiye, Akkuyu santralından üretilecek elektriğin kilovatsaatini 12,35 dolar sentten alacak. Herhangi bir rüzgar veya hidroelektrik santraldan üretilen elektriğin 1 kilovatsaatini 7,3 dolar sentten, jeotermali 10,5, güneş ve biyokütle santrallarında üretileni ise 13,3 sentten satın alıyor. Hesap ortada. Bir kilovatsaat elektriği rüzgârdan alırsa, devletin kasasından 5 sent daha az para çıkıyor. Üstelik, nükleere verilen alım garantisi Mersin ' de 15, Sinop ' ta 20 yılken, yenilenebilir kaynaklara verilen taahhüt 10 yılla sınırlı. Türkiye ' deki alım garantileri adeta ' kral çıplak ' diyor ve ' ucuz nükleer ' masalını boşa çıkarıyor.

KAZA, SÖKÜM MALİYETLERİ

Nükleer enerjinin pahalı olmasında santrallerdeki kaza ve sızıntıların önemli bir payı var. Çernobil kazasının yüz milyar dolarlarla ifade edilen maliyetini bir kenera bırakalım. Her kaza veya sızıntı, aynı hatanın tekrarlanmaması için santrallardaki güvenlik önlemlerinin artırılmasına neden oluyor. Bu da ek maliyetler getiriyor. Bulgaristan ' da, Çek Cumhuriyeti ' nde nükleer projelerden vazgeçilmesinin ardında bu santralların pahalı olması yatıyor. ABD Enerji Bilgi İdaresi ' nin (EIA) 2014 yılına ait raporu buna iyi bir örnek. EIA, 2019 ' da faaliyete geçecek, gelişmiş, yeni bir nükleer reaktörden elektrik üretmenin maliyetinin kWs başına 9,6 sent olacağını tahmin ediyor. Aynı yıl faaliyete geçecek bir rüzgar türbini ise 8 sent maliyetle elektrik üretiyor. Bu rakam hidroelektrikte 8,45, jeotermalde 4,79 ve güneşte 13 sent. Bu hesaplamalar sadece ilk yatırım, yakıt ve işletme giderleri üzerinden yapılmış. Nükleer santralların söküm ve binlerce yıl radyoaktif kalan atıklarının depolama, bakım maliyetleri hesaba dahil değil.

Nükleer enerjinin tek rakibi de yenilenebilir enerji kaynakları değil. EIA ' nın tahminine göre, doğalgaz ve kömür santrallarında 1 kWs elektrik üretim maliyeti 6,4 ile 9,5 sent. Ve bu kaynaklar aynı rüzgâr ve hidroelektrik gibi devlet desteğine ihtiyaç duymadan kurulabiliyor. ABD ' de geçen yıl dört nükleer reaktör (Crystal River-3, Kewaunee, San Onefre 2-3) kapatıldı. Bunların üçü tasarım ömürlerini doldurmamıştı. Başta doğalgaz olmak üzere rekabete dayanamadılar. San Onofre santralinin iki reaktörü için 4,1 milyar dolarlık bir söküm maliyeti hesaplandı. Bu rakamı esas alarak tahmin yaparsak, Akkuyu ve Sinop santrallerinin radyasyona bulaşmış parçalarını sökmek için 20 milyar dolar daha gerekecek.

Türkiye nükleere mecbur mu?

Türkiye 2013 yılında 240 milyar kWs elektrik tüketti. 2012 ' ye göre elektrik tüketimi yüzde 1,3 oranında arttı. Hükümetin beklentisi bu artışın en az yüzde 5,3 olmasıydı. Yüksek talep tahmini ise yüzde 7,4 ' tü. 2011 ' de yüzde 9 artan elektrik talebi, 2012 ' de yüzde 5,1 ve 2013 ' te de yüzde 1,3 oranında artarak düşüş eğiliminde olduğunu gösterdi. 2014 sonunda artışın yüzde 4,6 olması beklense de, büyüme rakamlarının yüzde 2 ' lerde kalması halinde 2013 benzeri düşük bir artış kimseyi şaşırtmaz. Nükleer santralları gerekli göstermek için kullanılan en önemli argümanın 2-3 yıldır geçerli olmadığı ortada.

Nükleer santrallar sadece elektrik enerjisi üretebiliyor. Bu nedenle nükleer yerine hangi kaynaktan, daha ucuz ve çevreci elektrik üretebiliriz diye bakmak akıllıca bir yol olur. Çevrecilerin sıkça kullandığı 'rüzgar, güneş bize yeter' sloganı, rakamlarla desteklenebilir. Hükümetin de kabul ettiği güneş enerjisi potansiyeli 380 milyar kWs. 240 milyarlık tüketimin çok üstünde. Halihazırda, 3 bin megavat kurulu güçle elektrik tüketiminin yüzde 3 ' ünü sağladığımız rüzgâr enerjisinin, 45 bin megavatlık ekonomik potansiyeli daha var. Bu iki teknolojinin en büyük avantajı elektrik üretim maliyetlerinin giderek azalması. Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, hidroelektrik, rüzgâr, güneş, jeotermal, yerli linyit ve biyogaz kaynaklarından 700-750 milyar kWs ' lik bir üretimin gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Bugünkü tüketimin 3 katı büyüklüğünde bir potansiyelden bahsediyor. Türkyılmaz ayrıca, enerjiyi verimli kullanarak yüzde 25 oranında tasarruf sağlanabileceğine de işaret ediyor. Bu, enerji verimliliği tedbirleri arttırılsa, Türkiye dörtte bir oranında az elektrik/enerji harcayarak aynı üretimi yapabilir demek. Türkyılmaz ' ın reçetesinde nükleer, yeni ithal kömür ve doğalgaz santralı yok. Çevreciler hidroelektrik, linyit gibi kaynaklara sıcak bakmıyor, zaman zaman bazı rüzgâr projeleriyle ilgili şikâyetlerini de dile getiriyor. Bu tartışmalı kaynakları dışarıda bıraksak bile Türkiye ' nin Sinop ve Mersin nükleer santralları devreye girdiğinde üreteceği yaklaşık 80 milyar kWs ' lik elektriği başka kaynaklardan hatta sadece enerjiyi verimli kullanarak karşılayabileceği söylenebilir. Bu durumda son sözü Nükleer Mühendis Prof. Dr. Tolga Yarman ' a bırakmalı. Yarman, nükleer enerji kararının teknik değil, siyasi olduğunu söylüyor. O halde hükümet bu siyasi kararının gerekçelerini halka açıklamalı.
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Bildiğim kadarıyla nükleer atığın yarılanma yılı yani zararsız hale gelmesi yüzbinlerce yıl alıyor. Kısaca nükleer santraller calıstıkca cıkan atıgı bir yerlere depoluyorlar dağ altları vs. ancak yoketmek söz konusu değil. Yani bu radyasyon atıgı yıllarca sürekli artarak birikecek. Bir şekilde doğaya havaya suya karışabilecek. Bu nedenle nükleerin çok çok enerjisiz kalınmadığı sürece kullanılmaması taraftarıyım. İnsan doğayı zehirleyerek yaşarsa geleceğini tehlikeye atmaktan başka bir şey yapmaz. Bu atıkların birde kayıt dışı çeşitli şekilde kurtulmak için başka ülkelere atıldıgını yada başka ülkelerin bize attıgını düşünsenize. Bir sürü insanın kanserden ölmesine sebep olacaktır. Heryerin radyasyonla kirlendiği bir dünyada yaşamak mümkün değil.

Belkide günümüzdeki artan kanser vakalarının cogu bu atıkların havaya dogaya karısmasından kaynaklanmıstır.
Yıllarca cesitli ülkelerce atom bombası denemesi yapılmıs. Amerikanın 1951 de atmosferde atom bombası denediği zaten biliniyor.
Allahın işine bakınki amerika biz ne halt ettik dedikten yıllar sonra yıldırımların bu radyasyonu temizlediğini keşfettiler.

Aynen yazıdada belirttiği gibi ülkemizde daha pahalı olsa bile güneş -rüzgar enerjisi gibi kaynakları dahada geliştirmeye ve depolanmasına yönelik calısmalar yapılsa bizim için daha hayırlısı olacağına inanıyorum.
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Bu gün, sabah namazını kıldıktan sonra bana gelen bazı yazıları değerlendirdim.

Türkiye ' nin en büyük Gezi ve İnceleme platformundan birileri bana bir yazı gönderip ricada bulunmuş. Kısaltarak yazarsak şöyle:

Sayın ..., efendim sizin ISPARTA ilinde yapılacak olan hidroelektrik santrali yakınlarında ..... isimli bir köy var, o köy halkı ile iletişime geçip bu santralin yapılmasını engellemeye çalışalım.

Adı geçen köyü araştırdım ve İntanbul merkezli guruba bir cevap yazdım. 'Sizin dediğiniz yerde köy yok, sadece bazı yörük çobanların ağılları var. Sayıları ise sadece 15 kişi. Ayrıca benim ülkemin santrallere ihtiyacı var. Sizin gibiler ne kadar engellese de bu ülke gelişmeye devam edecek İnşallah.'

Bu arada HERMİYAS ismini de bir araştırayım dedim...:)) Tıpkı Saint-Pol ismi gibi bu isimde YUNAN halkı için çok önemliymiş. Yunan papaz isimlerinden en çok kullanılanlarından...!


Hatta Yunan mitolojisinde bu isim çok önemlidir ve mitolojide 3 büyük HERMİYAS vardır.


Antik Yunan felsefesinde 3 tane Hermiyas vardır:

iskenderiye okulundan yunan filozofu hermias (m.s. v. yüzyıl), proklos ' un, daha sonra atina felsefe okulunun başı surianos ' un öğrencisi oldu. hermias, platon ' un phaidros adlı diyaloguna bir açıklama yazdı. poryphiros ' un eisagoge ' si üzerine bir araştırması, pek kesin olmamakla birlikte, aristoteles ' in organon ' u üzerine bir açıklaması vardı.

m.s. 200 ' den önce yasamis yunan filozofu hermias. hıristiyanlığı savunan ve yücelten diasyrmos ton ekso philosophon (filozoflarla alay) adlı yunanca eserin yazarı olduğu sanılır. kitap, eski filozofların tanrı, ruh ve evren üstündeki çelişik düşüncelerini alaylı bir dille anlatır.

atinali hermias ' in ise (m.ö. iv. yüzyıl) aristoteles ' in dostu, platon ' un öğrencisi olduğu sanılır. atarna ' da iktidarı ele geçirince aristoteles ile ksenokrates ' i yanına aldı. perslerin eline düştü, artakserkses iii ' ün emriyle öldürüldü (m.ö. 340). aristoteles, delphoi ' e onun bir heykelini diktirdi ve kız kardeşi veya yeğeni olan pyhias ile evlendi.



Böyle bir sonuçla karşılaştım...:))

Bütün engellemelere rağmen Allah ' ın izni ile bu ülke gelişecek.
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Bana göre ülkemiz için gerekli bir enerji dünyanın gelişmiş bütün ülkelerinde nükleer santralaer var eğer önemli olmasaydı iran dünyayı karşisina almadı
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Yahu, tüm Dünya temiz enerjiye geçerken, biz nükleer santral kuruyoruz. Arkadaşlar, herhangi bir kazada evinizdeki TÜP patlaması gibi olmayacak, etkileri yüzlerce yıl sürecek. Nükleer yarılanma yüzlerce hatta bazen binlerce yıl sürer, bu yarılanma süresince de radyoaktif ışıma yapar.

1986 ' dan itibaren tüm Dünya ' da kanserli insan sayısında çok ciddi bir artış var, bunun nedeni de Çernobil. Çernobil kazası araştırıldığında o santralin Dünya ' nın yarısından fazlasını etkilediğini siz de görürsünüz.

Güneş enerjisi santralleri bile zarar verebiliyor, en iyi enerji kaynağı jeotermal santraller iken biz onlar kaplıca olarak kullanıyoruz :)
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Kazandığımıźın %70 ni enerji satın almak için dışarı veriyoruz.Enerjide tamamıyla dışa bağımlıyız.Ülke içerisinde üretilen enerjiye büyük ihtiyacımız var.Rusya İran Azerbaycan doğalgaz vermiyorum dese ülke batar (sanayiye evlere 1 hafta elektrik gelmediğini düşünün) .O yüzden kesinlikle nükleeri destekliyorum artarak devam etmeli.

İleride insanlarımız enerji yokluğundan dolayı birilerine bağlı olacağına ben 5 yıl az yaşamaya razıyım.
 

Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

DeHLiZ link=topic=82856.msg986972#msg986972 date=1427528875' Alıntı:
Yahu, tüm Dünya temiz enerjiye geçerken, biz nükleer santral kuruyoruz. Arkadaşlar, herhangi bir kazada evinizdeki TÜP patlaması gibi olmayacak, etkileri yüzlerce yıl sürecek. Nükleer yarılanma yüzlerce hatta bazen binlerce yıl sürer, bu yarılanma süresince de radyoaktif ışıma yapar.

1986 ' dan itibaren tüm Dünya ' da kanserli insan sayısında çok ciddi bir artış var, bunun nedeni de Çernobil. Çernobil kazası araştırıldığında o santralin Dünya ' nın yarısından fazlasını etkilediğini siz de görürsünüz.

Güneş enerjisi santralleri bile zarar verebiliyor, en iyi enerji kaynağı jeotermal santraller iken biz onlar kaplıca olarak kullanıyoruz :)
Jeotermal enerjiyi bu hafta derste detaylı olarak sunum şeklinde anlatıcam.Jeotermal enerji maliyetleri karşılayamayan bir enerji sebebi ise alınan suyun yenilenebilmesi için tekrar kuyulara basılması gerekiyor.Kuyulara basma maliyetide çok çok yüksek.
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Nukleer yeni bir enerji kaynagi dgil bize ancak yuzyil sonra geliyor buda geri kalmisligimzin gosttgesidir insallah bu sayede disa bagimliliktan kurtulurz hermiyas konusunda enes beye katilmyorum foruma bilgileriyle katkida bulunan birisidir hemiyas gibi moderator arkadaslrimizn abartmiyorum turkiyede tarima milyon liralik katkisi oluyor emin olun
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

ahmtkskr link=topic=82856.msg986973#msg986973 date=1427528954' Alıntı:
Kazandığımıźın %70 ni enerji satın almak için dışarı veriyoruz.Enerjide tamamıyla dışa bağımlıyız.Ülke içerisinde üretilen enerjiye büyük ihtiyacımız var.Rusya İran Azerbaycan doğalgaz vermiyorum dese ülke batar (sanayiye evlere 1 hafta elektrik gelmediğini düşünün) .O yüzden kesinlikle nükleeri destekliyorum artarak devam etmeli.

İleride insanlarımız enerji yokluğundan dolayı birilerine bağlı olacağına ben 5 yıl az yaşamaya razıyım.
ahmtkskr link=topic=82856.msg986974#msg986974 date=1427529123' Alıntı:
Jeotermal enerjiyi bu hafta derste detaylı olarak sunum şeklinde anlatıcam.Jeotermal enerji maliyetleri karşılayamayan bir enerji sebebi ise alınan suyun yenilenebilmesi için tekrar kuyulara basılması gerekiyor.Kuyulara basma maliyetide çok çok yüksek.

Ahmet ' ciğim, mesele 5 sene fazla-az yaşamak değil. Nükleerin riski çok fazla, hele bizim ülkemizde :) Maden facialarını unutmayın derim, bizde işler düzgün yürümüyor biliyorsun. Bir de bak, nükleer enerji santralleri suyun nükleer enerji ile ısıtılarak buhar türbinlerini çalıştırılması ile çalışır. O sıcak su daha sonra denize boşaltılacak. Deniz yaşamını nasıl etkileyeceğini düşün. Zaten Mersin sıcak bir yer, o ısıtılan suyun ısınma için kullanılması gibi bir durum da söz konusu değil, mecburen tekrar denize pompalanacak.

Jeotermal maliyetli olsa da hem temiz, hem de sonsuz bir enerji, Dünya var oldukça bitmeyecek bir enerji.

Sunumunu sonradan bana gönder bakayım merak ettim :D
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

DeHLiZ link=topic=82856.msg986982#msg986982 date=1427531301' Alıntı:
Ahmet ' ciğim, mesele 5 sene fazla-az yaşamak değil. Nükleerin riski çok fazla, hele bizim ülkemizde :) Maden facialarını unutmayın derim, bizde işler düzgün yürümüyor biliyorsun. Bir de bak, nükleer enerji santralleri suyun nükleer enerji ile ısıtılarak buhar türbinlerini çalıştırılması ile çalışır. O sıcak su daha sonra denize boşaltılacak. Deniz yaşamını nasıl etkileyeceğini düşün. Zaten Mersin sıcak bir yer, o ısıtılan suyun ısınma için kullanılması gibi bir durum da söz konusu değil, mecburen tekrar denize pompalanacak.

Jeotermal maliyetli olsa da hem temiz, hem de sonsuz bir enerji, Dünya var oldukça bitmeyecek bir enerji.

Sunumunu sonradan bana gönder bakayım merak ettim :D
risk yoksa enerjjide yok
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Eğer ülkemiz yüz ölçümü olarak yeterli alana sahip olmasaydı,
eğer iklim olarak güneş enerjisine elverişli olmasaydı,
eğer rüzgar alan dağlarımız, tepelerimiz olmasaydı,
eğer hidroelektrik santralleri kuracağımız akarsularımız olmasaydı, nükleer enerji kullanabilirdik.
Yakın geçmişte Ukrayna, çok yakın geçmişte Japonya ' da olan nükleer kazaları gördük, sonuçları acı verici oldu. Yıllar önce nükleer bomba atılan şehirlerinde hali ortada...

Tek çıkar yolumuz nükleer enerji olsa bunu desteklerim ama günümüz şartlarında nükleer santrale gereksinimin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Acaba başka şekilde çözemez miyiz?

Dünya ülkeleri nükleerde uzaklaşmaya çalışırken bizim nükleer enerjiye yönlenmemiz ne kadar mantıklı?

Amerika gibi koca koca uçak gemilerini nükleer enerji ile hareket ettireceksek, yada caydırıcı güç olarak atom bombasında kullanacaksak nükleer çalışma yapılması mantıklı, ancak elektrik üretmek için nükleer santral kurmak burdan ilk akla gelen yorumu sallamakla olmaz. iyi araştırma yapmak lazım. Zorunda mıyız? Soprusuna net bir cevap verebilmek lazım. Ayrıca Termik santrallerinde çok çok büyük zararları var, ekonomik olarakta işletme masrafları çok yüksek, bunu da unutmamak lazım.

Çernobil ile ilgili internette dolaşan bazı bilgiler aşağıdaki gibi, bu bilgiden yola çıkarak şunu çok net olarak söyleyebilirim; Kimse dibinde bir ölüm tehlikesi ile yaşamak istemez.

26 Nisan 1986 ' da Ukrayna ' daki Çernobil nükleer reaktöründe meydana gelen patlama ve sonucunda yayılan radyoaktif madde Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya ' da yaşayan 336.000 insanın tahliyesine, 56 kişinin ölümüne, 4.000 doğrudan ilişkili kanser vakasına ve 600.000 kişinin sağlığının ciddi şekilde etkilenmesine sebep olmuştur. Nükleer kalıntıların ürettiği radyoaktif bulut patlamadan sonra tüm Avrupa (Türkiye ' de özellikle Karadeniz ve Marmara bölgesi) üzerine yayılmış ve Çernobil ' den yaklaşık 1100 km uzaklıktaki İsveç Formsmark Nükleer Reaktöründe çalışan 27 kişinin elbiselerinde radyoaktif parçacıklara rastlanmış ve yapılan araştırmada radyoaktif parçacıkların İsveç ' ten değil Çernobil ' den gelen parçacıklar olduğu tespit edilmiştir.
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Bu enerji üretimi konusu çok hassas bir konu .

Günümüzde enerji ihtiyacı çığ gibi artarak çoğalıyor, bir dakikalık elektrik kesintisine tahammülümüz yok .

Elektrikli araçlar hızla çoğalıyor , ama nasıl sağlayacağız bu enerjiyi .

Nükleer enerji çevreye karşı zararlı , ama rüzgar, güneş, ve termik hidroelektrik santraller de hiç zararsız değil .

Benim yaşadığım kasaba çok güzel deniz kenarında sessiz sakin bir yer isteyen Karabiga yazıp googleden video ve fotolara bakabilir, pişman olmazsınız.

Bizim güzelim Karabiga da enerji maduru dibimizde termik santral inşaatı başladı mahkeme mahkeme üstüne ama inşaat sürüyor.

Termik santral nükleere göre farklı kömür ile çalışıyor .günde bilmem kaç bin ton kömür yanacakmış dışarıdan ithal kömür.

Liman bitti sayılır santralin temelleri başladı .

O kadar büyük harfriyat oldu ki bir mahalleyi gömecekler dedim toprak ile.

45 yaşındayım bu kasabada doğdum büyüdüm sessiz sakin temiz halini bilirim ama bu halinide görmek varmış : ' (

Bu termik santralın olmasını isteyen belediye başkanı ve ekibi kazandı son yerel seçimleri evet arkadaşlar kazandı sırf satralı istiyor diye, benimde arkadaşım başkan şu an aramız çok iyi olmasada .

O kadar ilginç oldu son yerel seçimler siyaset değil santral belirledi sonuçları , EN YAKIN ARKADAŞIMLA BİLE TERS DÜŞTÜK , SENİN İŞİN VAR DEDİ BANA BANA EKMEK LAZIM İŞ LAZIM DEDİ arkadaşım .

Şimdi bu çevrede yaşayan arkadaşlara kötü haberim bu santral artık işin yolunu açtı ya peşinden diğerleride geliyor .

Bende derdimi anlatmak istedim , Şimdi benim sizden istediğim konu çok zor bir konu enerji konusu bozar bizi.
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Rus firmasına basıcaz parayı ne olduğunu bilmediğimiz bir sistemin başına bekci olarak koyacaklar bizi. O santralinde belirli bir ömrü var unutmayalım. İkaz Lambası yanarsa bize haber verin dicekler büyük ihtimalle. Japonlar taa ne zamandan beri kullanıyorlar bu işte ustalar ama gel gelelim tsunamide heryere radyasyon sızdı. RADYASYON TEMİZLENEMİYOR arkadaslar havadan sudan hersekilde yayılıyor yani %0.1 risk dahi olsa risktir. İnşallah bu riskleri hesaba katarak önlemini alarak yaparlar.

Maden işletmelerimiz gibi işletilirse bu santraller vay halimize..
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

Enerji ihtiyacımızı gidermek için, üretimi arttırmaktan ziyade tüketimi düşürmeye çalışsak daha mantıklı olacak, enerji verimliliği, ısı izolasyonu, tasarruflu ürünler ve tüketimde bilinçlenme arttırılmadıkça değil 1, 111 tane santral bile yetersiz gelir...
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

DeHLiZ link=topic=82856.msg986982#msg986982 date=1427531301' Alıntı:
Ahmet ' ciğim, mesele 5 sene fazla-az yaşamak değil. Nükleerin riski çok fazla, hele bizim ülkemizde :) Maden facialarını unutmayın derim, bizde işler düzgün yürümüyor biliyorsun. Bir de bak, nükleer enerji santralleri suyun nükleer enerji ile ısıtılarak buhar türbinlerini çalıştırılması ile çalışır. O sıcak su daha sonra denize boşaltılacak. Deniz yaşamını nasıl etkileyeceğini düşün. Zaten Mersin sıcak bir yer, o ısıtılan suyun ısınma için kullanılması gibi bir durum da söz konusu değil, mecburen tekrar denize pompalanacak.

Jeotermal maliyetli olsa da hem temiz, hem de sonsuz bir enerji, Dünya var oldukça bitmeyecek bir enerji.

Sunumunu sonradan bana gönder bakayım merak ettim :D
Bulgaristan ' daki, Ermenistan ' daki 1970 ' li yıllarda yapılmış santraller patlayınca sınır kapısını kapatırız olur biter.
 
Ynt: Türkiye’nin Nükleer İnadı Pahalıya Patlayacak...

stulu link=topic=82856.msg987035#msg987035 date=1427546215' Alıntı:

Kendiniz kaynağı vermişsiniz, 2 nükleer tesisten biri zaten hizmetten çıkmış, diğeri de seneye çıkıyor. Hazır onlar hizmetten çıkıyorken biz de yenisini mi sokalım hizmete :) gerek var mı sizce böylesi bir riske? Sırf siz bile enerji ihtiyacınızı karşılama adına bir şeyler yapabilirsiniz, evlerin çatılarını güneş panelleri ile doldurun, gerekirse evlerin önüne rüzgar türbini koyun. Alın size bireysel enerji üretimi ile tüketimin azaltılması ;) Her şeyi devletten beklemeyin :D
 

Resimler ve ekler

  • 11052880_10153731517954517_991331088162593916_n.jpg
    11052880_10153731517954517_991331088162593916_n.jpg
    51.3 KB · Görüntüleme: 106
  • 11052880_10153731517954517_991331088162593916_n.jpg
    11052880_10153731517954517_991331088162593916_n.jpg
    51.3 KB · Görüntüleme: 112
  • 11052880_10153731517954517_991331088162593916_n.jpg
    11052880_10153731517954517_991331088162593916_n.jpg
    51.3 KB · Görüntüleme: 105

Benzer Konular