http://www.tarimdunyasi.net/?p=4215
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2 Haziran 2005te oturduğu bakanlık koltuğundan, 7 Haziran seçiminden sonra veda etmeye hazırlanıyor. Tam 10 yıl bu görevde kaldı. Böylece cumhuriyet tarihinin en uzun süre görev yapan Tarım Bakanı olarak tarihe geçti.
Bakanlığa veda etmeye hazırlanan Mehdi Eker, Tarımdan Kültüre:Agrostrateji adıyla bir kitap yazdı. Bu hafta raflarda yerini alan kitap, adından da anlaşılacağı üzere, tarımın stratejik bir sektör olarak ele alınması gerektiğini anlatıyor.
Tarım politikalarını belirleyen ve uygulayan bakanlığın en tepesinde 10 yıl süreyle görev yapan Dr. Mehdi Eker, bu dönemde tarımın stratejik bir sektör olması için neler yaptı?
Mehdi Ekerin, görev yaptığı 10 yıl boyunca elbette iyi niyetle ülke tarımının gelişmesi ve büyümesi için çalıştığı söylenebilir. Özellikle çıkarılan yasalar, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi, kayıt sisteminin yaygınlaştırılması gibi kimi konularda başarılı olduğu kabul ediliyor.
Ancak, genel olarak bakıldığında ve 10 yıllık dönem bütünüyle değerlendirildiğinde başarıdan söz etmek mümkün mü? Bu döneme ilişkin çalışmalara not vermek gerekirse, 10 üzerinden 5 verilir mi?
Bu soruyu çiftçilere sorarsanız farklı, yatırımcılara sorarsanız farklı, ithalatçılara sorarsanız daha farklı yanıt alırsınız.
AKP iktidarında, özellikle de son 10 yıllık döneme bakıldığında tarım, hiç bir zaman stratejik sektör olarak görülmedi. Tam tersine uygulanan politikalarla tarım bilinçli olarak dışa bağımlı hale getirildi.
En uzun süre görev yapan Bakan olarak tarihe geçen Mehdi Eker, aynı zamanda Cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ithal eden, kurbanlık hayvan ithal eden Bakan olarak tarihe geçti.
Genetiği Değiştirilmiş(GDO) ürünlere ilk kez bu dönemde izin verildi.
Mazot,gübre,yem,zirai ilaç gibi temel girdilerde fiyatların en çok yükseldiği, dışa bağımlılığın doruk noktaya ulaştığı bir dönem oldu.
Üretimin değil, ithalatın desteklendiği, 500 binden fazla kişinin tarımdan çekildiği, aile işletmeciliğinin tasfiye edilerek yerine şirket tarımının egemen kılındığı bu 10 yıllık dönemde çiftçi para kazanamamaktan, tüketici gıda ve tarım ürünlerini çok pahallıya almaktan hep şikayetçi oldu.
...
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2 Haziran 2005te oturduğu bakanlık koltuğundan, 7 Haziran seçiminden sonra veda etmeye hazırlanıyor. Tam 10 yıl bu görevde kaldı. Böylece cumhuriyet tarihinin en uzun süre görev yapan Tarım Bakanı olarak tarihe geçti.
Bakanlığa veda etmeye hazırlanan Mehdi Eker, Tarımdan Kültüre:Agrostrateji adıyla bir kitap yazdı. Bu hafta raflarda yerini alan kitap, adından da anlaşılacağı üzere, tarımın stratejik bir sektör olarak ele alınması gerektiğini anlatıyor.
Tarım politikalarını belirleyen ve uygulayan bakanlığın en tepesinde 10 yıl süreyle görev yapan Dr. Mehdi Eker, bu dönemde tarımın stratejik bir sektör olması için neler yaptı?
Mehdi Ekerin, görev yaptığı 10 yıl boyunca elbette iyi niyetle ülke tarımının gelişmesi ve büyümesi için çalıştığı söylenebilir. Özellikle çıkarılan yasalar, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi, kayıt sisteminin yaygınlaştırılması gibi kimi konularda başarılı olduğu kabul ediliyor.
Ancak, genel olarak bakıldığında ve 10 yıllık dönem bütünüyle değerlendirildiğinde başarıdan söz etmek mümkün mü? Bu döneme ilişkin çalışmalara not vermek gerekirse, 10 üzerinden 5 verilir mi?
Bu soruyu çiftçilere sorarsanız farklı, yatırımcılara sorarsanız farklı, ithalatçılara sorarsanız daha farklı yanıt alırsınız.
AKP iktidarında, özellikle de son 10 yıllık döneme bakıldığında tarım, hiç bir zaman stratejik sektör olarak görülmedi. Tam tersine uygulanan politikalarla tarım bilinçli olarak dışa bağımlı hale getirildi.
En uzun süre görev yapan Bakan olarak tarihe geçen Mehdi Eker, aynı zamanda Cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ithal eden, kurbanlık hayvan ithal eden Bakan olarak tarihe geçti.
Genetiği Değiştirilmiş(GDO) ürünlere ilk kez bu dönemde izin verildi.
Mazot,gübre,yem,zirai ilaç gibi temel girdilerde fiyatların en çok yükseldiği, dışa bağımlılığın doruk noktaya ulaştığı bir dönem oldu.
Üretimin değil, ithalatın desteklendiği, 500 binden fazla kişinin tarımdan çekildiği, aile işletmeciliğinin tasfiye edilerek yerine şirket tarımının egemen kılındığı bu 10 yıllık dönemde çiftçi para kazanamamaktan, tüketici gıda ve tarım ürünlerini çok pahallıya almaktan hep şikayetçi oldu.
...