Kalkınma Bakanlığı:Kırmızı ette açık artacak(yatırımcı arkadaşların dikkatine)

40 lirayı aşmasıyla gündeme gelen kırmızı et krizi, önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Kalkınma Bakanlığı Hayvancılık Özel İhtisas Komisyonu Raporu ' na göre Türkiye ' nin kırmızı et açığı her yıl artarak 2018 yılında 248 bin tona çıkacak. Tedbir alınıp hayvan sayısı artırılırsa bu açık azalacak.

Milyarlarca lira kredi desteğine rağmen kırmızı etteki sıkıntı bir türlü çözülemiyor. 2010 yılında yaşanan ve son günlerde 40 lirayı aşmasıyla yeniden patlak veren kırmızı et krizinin, önümüzdeki yıllarda da devam edeceği tahmin ediliyor. Türkiye ' de kırmızı et üretimi, son beş yıldır artış eğilimi gösteriyor. 2010 yılında 780 bin ton olan kırmızı et üretimi 2014 yılı sonunda 1 milyon 8 bin tona ulaştı. Hâlihazırda üretimle talep başa baş gidiyor ancak önümüzdeki yıllarda üretim, talebi karşılamayacak, arz talep dengesi bozulacak. Kalkınma Bakanlığı ' nın hazırladığı Hayvancılık Özel İhtisas Komisyonu Raporu ' na göre Türkiye ' nin kırmızı et açığı her yıl artarak 2018 yılında 248 bin tona çıkacak. Halen 1 milyon ton civarında olan iç talep, 2018 yılında 1 milyon 640 bin tona ulaşacak. Kişi başı kırmızı et açığı 3 kilogramı bulacak. 2018 yılına kadar et talebini karşılamak için hem hayvan sayısını hem de hayvan başına verim seviyesinin artırılması gerekiyor. Kalkınma Bakanlığı, 10. Kalkınma Planı Özel Hayvancılık İhtisas Komisyonu üyelerinin öngörülerine dayanarak Türkiye ' nin 2018 yılı süt ve et üretim ve tüketim hedeflerinin belirlenmesi amacıyla üç senaryo hazırladı. Her üç senaryoda da Türkiye ' nin kırmızı et açığı artacak. Birinci senaryoya göre Türkiye ' nin kırmızı et açığı her yıl artacak ve 2018 yılında 248 bin 187 tona çıkacak. Bu dönemde Türkiye toplam et üretiminin yüzde 41 ' inin kırmızı, yüzde 59 ' unun ise piliç etinden oluşacağı tahmin ediliyor. Rapora göre kırmızı et ihtiyacının yerli üretimle karşılanabilmesi için sığır varlığının 16,6 milyon, koyun varlığının 32,5 milyon, keçi varlığının 9,3 milyon, manda varlığının 120 bin baş olması gerekiyor ancak bu hayvan varlığı ile üretilebilecek kırmızı et miktarı bile talebini tam olarak karşılayamıyor.

İkinci senaryoya göre 2018 yılında, yaklaşık 62,5 bin tonluk bir kırmızı et açığı oluşacak. Bunun kapatılması için ek olarak yaklaşık 655 bin baş sığır ve 1,58 milyon baş koyuna daha ihtiyaç duyulacak. Eğer bu açık etçi, melez veya kombine ırklarla kapatılmaya çalışılırsa gerekli hayvan miktarı azalacak. Diğer bir çözümse birim başına verimin artırılması. Bunun için de Türkiye ' de istikrarlı bir süt piyasası olması gerekiyor. Bunun yanı sıra toplam et üretimiyle talebi arasında, üretim lehine bir fark bulunmuyor. Üçüncü senaryoya göre tahminlerin gerçekleşmesi durumunda kırmızı et açığı nerdeyse yarıya inerek 136 bin tondan 66 bin tona geriliyor.

Rapora göre kırmızı et açığını kapatmak için sadece hayvan varlığını artırmak veya verim seviyelerini yükseltmek yeterli değil. Talebi karşılamak için koyun ve keçi gibi başka kırmızı et kaynakları da teşvik edilmeli. Özellikle süt piyasasının düzenlenmesi, kırmızı et açığının kapatılması için hayati önem taşıyor. Bunun için de teşvik ve desteklemelerin, yatırımcıyı sektöre ve özellikle de mevcut işletmeleri kapasite artışına yönlendirecek nitelik ve nicelikte olması gerekiyor. 2018 yılına yönelik hesaplanan kırmızı et talebini, hayvan sayısının ve karkas ağırlığının artması şartları altında yerli üretimle karşılamak mümkün. Özellikle sığır karkas veriminin yıllık yüzde 1 artırılması, arz-talep dengesinin sağlanmasında büyük önem taşıyor.

‘DIŞA BAĞIMLILIK AZALTILMALI '

Türkiye ' nin önümüzdeki beş yıllık süreçte kırmızı et üretimindeki arz açığını en aza indirebilecek, yerli kaynakların en etkili şekilde kullanılmasını sağlayacak politika ve stratejilere ihtiyacı bulunuyor. Sürdürülebilir bir hayvan ürünleri üretimi için dışa bağımlılığın azaltılması gerekiyor. Türkiye, 2018 olmasa da 8 yıl sonra üretim ile talebini dengeleyebilecek güce ve imkânlara sahip ancak hayvan ürünleri piyasası, hâlihazırda oldukça kırılgan. Piyasa istikrarsızlığı, üretimi olumsuz etkiliyor ve düzelmesi uzun yıllar alıyor. Bu durumdaki bir piyasada üreticinin, ithal hayvan ve ürünlerle rekabet edebilmesi mümkün değil. Bu sebeple Türkiye, sekiz yıl sonra hayvan ürünleri üretimi ile talebini tüketimini dengeleyebilmek için öncelikle ürün ve özellikle yem ile genetik materyal piyasasını dış etkilere karşı korumak zorunda.
 

Benzer Konular