Bakanlık görüşü: İthalat çözüm değil


Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan Kırmızı Et Stratejisi’ne göre kırmızı et üretiminde ve tüketiminde yaşanan sorunlar et ve besilik hayvan ithalatı ile çözülemez. Çözüm için besilik materyal üretimi ve yem üretiminin artırılması şart.

Üretimden tüketime,yüksek girdi maliyetinden önlenmeyen yüksek fiyata kadar her aşamasında sorun yaşanan kırmızı ette sorunlar neler? Bu sorunların çözümü için neler yapılabilir? İthalat bağımlılığından kurtulmak mümkün mü? Bu sorulara yanıt bulması gereken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 17-19 Ekim 2014’te Ankara Kızılcahamam’da kırmızı et konusunda kapsamlı bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya sektör paydaşlarının katılımı sağlanarak 4 ana strateji çerçevesinde sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı. 2023 hedefl eri belirlendi.Tüm bu çalışmalar ışığında “Kırmızı Et Stratejisi-2015” hazırlandı. Bu stratejinin ayrıntılarını ilk kez DÜNYA’da okuyacaksınız.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hazırladığı Kırmızı Et Stratejisi’nde, dünyada ve Türkiye’de kırmızı et sektörünün ayrıntılı analizi yapılıyor. Türkiye’de uygulanan politikalar 1923’ten 2013’e kadar dönemsel olarak anlatılıyor ve 2023 hedeflerine yer veriliyor. Kırmızı Et Stratejisi’nde, “Besicilikte Girdi Temini ve Girdi Tedarik Stratejisi”,”Besi Dönemleri ve Besi Maliyetleri”, “Kırmızı Et Arz ve Talep Projeksiyonu”, “Besi Sektöründe Desteklemeler ve Finansman” olmak üzere 4 ana başlık 8 bölümde ele alınıyor.

Yapısal sorunlar sürüyor

Türkiye’de hayvancılık sektörüne yönelik desteklemeler özellikle son 10 yılda önemli düzeyde artırılmasına rağmen temel yapısal sorunların devam ettiği belirtilen Kırmızı Et Stratejisi’nde “Besicilikte Girdi Tedarik Stratejisi 'hakkında şu değerlendirmeye yer veriliyor:

“Türkiye’de hayvancılık işletmeleri genelde küçük ölçeklidir. Yem bitkileri üretimi ile çayır ve meraların korunma ve ıslahı yetersizdir. Suni tohumlama sayısı uluslararası ortalamaların altında ve hayvan hareketleri ile hayvan sağlığına yönelik önlemler yeterlilikten uzak bir durumdadır. Gelinen noktada Türkiye’de kişi başına düşen kırmızı et üretiminin 13 kg/yıl ile 19 kg/yıl olan dünya ortalamasının bir hayli altında gerçekleştiği görülmektedir.”

Maliyetleri etkileyen 3 temel girdi

Kırmızı et üretimini ve tüketimini artırmak için öne çıkan sorunların başında, girdi temini ve tedarik konusu gelmektedir. Yapılan çalışmalarda besi girdi maliyetlerinin temelde üç ana kalemden oluştuğu görülmektedir. Birincisi, besi hayvanı materyali, girdi masrafl arındaki payı yüzde 50- 60 oranındadır. İkincisi girdi masraflarındaki payı yüzde 25-40 oranında olan yem giderleri. Üçüncüsü de, işçilik, kredi faizi,ilaç,veteriner ve benzeri diğer girdilerdir. Bu girdilerin maliyetteki payı da yüzde 5 ile 15 arasında değişmektedir.

İthalat sorunu çözemez

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Kırmızı Et Stratejisi’nde altı çizilen en önemli konulardan birisi zaman zaman başvurulan ithalat oldu. Doğu Anadolu Bölgesi’nde 2014 yılında 830 bin baş besilik materyal üretildiği ve bunun 650 bin başının diğer bölgelere sevk edildiği vurgulanan Strateji’de” Doğu Anadolu Bölgemizin materyal teminindeki önemi dikkate alınarak duruma uygun politikalar daha uygun olacaktır.Sürü kompozisyonumuza bakıldığında sütçü ırkların mutlak hakim olduğu görülmektedir. Sadece süt ırkı sığırların erkekleri ile besicilik randıman, verim,günlük ağırlık artışı ve kemik oranları dikkate alındığında ekonomik değildir. Kırmızı et üretiminin artışında,besi hayvanı materyali temini büyük önem taşımaktadır. Zaman zaman başvurulan et ve besilik hayvan ithalatı sorunu çözmekten uzaktır.” görüşüne yer verildi.

Yemde 20 milyon ton açık var

Besicilikte yemin toplam girdilerin yüzde 25-40’ını oluşturduğu ,hem kaba hem de karma yem üretiminin yetersiz olduğu belirtilen Kırmızı Et Stratejisi’nde yem ile ilgili şu değerlendirmeye yer verildi:” Türkiye’de üretilen karma yemlerin yüzde 40- 45’i ithal yem hammaddelerine bağlı olduğu için karma yem maliyetleri yükselmekte ve bu durum kırmızı et üretim maliyetini olumsuz etkilemektedir. Rasyonel bir besicilik ve daha ucuza et üretimi için besicilikte kullanılan kaba yem oranının mutlaka artırılması gerekmektedir. Toplam 73.6 milyon ton olan kaba yem ihtiyacının, çayır, mera, yem bitkileri silaj, bahçe içi otlak ve saman ile sadece 58.6 milyon tonu karşılanabilmektedir. Kaba yem açığı 15 milyon ton olarak hesaplanmaktadır. Toplamda 14.1 milyon ton olan karma yem ihtiyacının sadece 9.1 milyon tonu karşılanabilmektedir.Karma yem açığı 5 milyon ton olarak hesaplanmıştır.”

Etçi ırklar koşullara uygun değil

Son yıllarda en çok tartışılan konulardan birisi kırmızı et üretiminin artırılması ve verimlilik için sütçü ırklardan besilik hayvan materyali yerine etçi ırkların yaygınlaştırılması. Gıda, Tarım ve hayvancılık Bakanı Mehdi Eker açıklamalarında zaman zaman etçi ırkların yaygınlaştıracaklarını söylüyor. Ancak, Bakanlığın Kırmızı Et Stratejisi’ne göre Türkiye, etçi ırkların yaygınlaştırılması konusunda uygun koşullara sahip değil.

ETTE VE BESİCİLİKTE ÖNEMLİ TESPİTLER

1 - Kırmızı et üretimine yönelik hayvan materyali teminindeki strateji mevcut sığır,koyun ve keçi varlığımızın değerlendirilmesi ve verimlerinin artırılması şeklinde olmalıdır.

2 - Sadece hayvan sayısı artışı yoluna gitmeyip,mevcut hayvansal üretimde verimliliği artırmak daha rasyonel bir yol olarak gözükmektedir.Kırmızı et üretimine dönük etçi ırkların yaygınlaştırılması ülkemiz koşullarına uygun görülmemektedir.
3 - Türkiye’de hayvancılık işletmeleri genelde küçük ölçeklidir. Yem bitkileri üretimi ile çayır ve meraların korunma ve ıslahı yetersizdir.
4 - Toplam yem ihtiyacında 20 milyon ton açık var. Açığın 15 milyon tonluk bölümünü kaba yem, 5 milyon tonluk bölümünü karma yem ihtiyacı oluşturuyor.


Kırmızı ette temel girdilerde sorunlar ve çözüm önerileri

KABA YEM

► Türkiye’de kaba yemler; çayırmeralar, yem bitkileri ve bitkisel üretim atıkları olmak üzere 3 temel kaynaktan karşılanmaktadır.
► Mevcut mera alanları çok ciddi boyutlarda azalmış,yıpranmış ve zayıflamıştır.Meraların kullanım amacının dışına çıkışının önlenmesi ve ıslahı hayati önem taşımaktadır.
► Yem bitkileri hayvansal üretimin en önemli girdilerinden birisidir. Yem bitkileri olarak yonca,fiğ,korunga,hasıl ve silajlık mızır,burçak,üçgül, ve hayvan pancarı yetiştirilmektedir. Şu anda mevcut yem bitkileri ekim alanlarımız,gerek duyulan kaliteli kaba yemin tamamını karşılayamamaktadır.
► 2013 itibarıyla yem bitkisi ekim alanı dane mısır dahil yaklaşık 2.6 milyon hektar iken, Bakanlıkça desteklenen yem bitkileri ekiliş alanı 637 bin 609 hektardır.Ekilebilir arazinin yem bitkilerine ayrılan kısmı yüzde 11’den yüzde 15’e çıkartılmalıdır.
► Yem bitkisi desteklemeleri, ekiliş alanı ve kaba yem üretiminin artmasında etkili olmuştur. Silajlık mısır ve yoncada destekleme kuru madde oranına göre yapılabilir.
► Kaba yem ve karma yemleri kayıt altına alabilmek için KDV yüzde 1’e düşürülmeli.
► Yüksek kuru maddeli silaj (haylaj) üretim ve teknolojisi geliştirilmeli. ► Ekmeklik buğday ekim alanından elde edilen ve yeme giden 2.5 milyon ton buğday için ayrılan ekim alanında da yem bitkisi ekilişi teşvik edilmeli.

KARMA YEM

► Karma yem sektörü yüzde 40-45 oranında ithal yem hammaddelerine bağımlı üretim yapmaktadır. Kısa vadede ithalat kaçınılmaz görülmektedir.
► Hububat ve yağlı tohum üretiminde son 10 yılda kayda değer bir artış görülmemiş olup,ithalata olan bağımlılık artarak devam etmektedir. Hububat ve yağlı tohum üretimi hayvancılığın ihtiyacına yeter seviyeye getirilmesi gerekmektedir. Bunun için iyi tarım uygulamaları ile verimlilikte artış sağlanması ve yağlı tohumlarda sözleşmeli üretim modelini özendirici tedbirlerin getirilmesi üretim artışına yol açacaktır.
► Kırmızı et /yem paritesinin en az 22’de,süt/yem paritesinin ise 1.2’de tutulması sürdürülebilir hayvancılık açısından gerekli görülmekte.

BESİLİK MATERYAL

► Besi materyali temini amacıyla Türkiye’de üretilen 6 milyon baş civarında sağmal süt ineğinden (Holstein) 1-1.5 milyonuna 3’üncü veya 4’üncü laktasyondan itibaren etçi ırk sperması verilerek her yıl 1-1.5 milyon melez erkek ve dişi hayvan materyali elde edilebilir. Dişilerin de besiye alınması halinde yağın et lifleri arasına yayılmasıyla daha lezzetli bir et elde edilmesi mümkündür.
► Doğu Anadolu ile Batı ve diğer bölgeler arasındaki iklim farklılıkları, yetiştirici gelenekleri ve eğilimlerinde görülen farklılıklar,hayvan materyalinin genotip farklılıkları göz önünde bulundurularak besi materyalleri üretim modelleri geliştirilmelidir.Doğu’da etçi ve kombine ırklarla kullanma melezi yetiştirme teknikleri uygulanmaktadır. Bu şekilde kullanma melezlemesi yoluyla elde edilen hayvan materyali için özel destekler verilebilir. Erzurum Kars, Ardahan gibi illerimizde özel teşvikler uygulanmalıdır.
► Süt ve kırmızı ette, ilgili üretici birliklerinin katkılarıyla üretim planlaması yapılmalı, bu planlama doğrultusunda süt arzında bir yetersizliğin olmaması veya fazlalığın olduğu dönemlerde süt işletmelerinde her yıl belli oranda etçi/ kombine ırklarla kullanma melezlemesi yapılması özendirilebilir.
► Bölge yöre ve işletme koşullarına uygun damızlıklar geliştirilmelidir.
► Besiye alınan kasaplık hayvanların karkasları sınıfl andırılmalı. Ayrıca kırmızı eti pazara arz ederken karkas etiketlenmelidir. Karkasta; ait olduğu hayvanın cinsiyeti,yaşı ve genetik yapısı ile diğer izlenebilirlik bilgileri etikette yer almalıdır.
► Hayvan pazarları, besilik hayvanların alınıp satıldığı tek yerdir. Bu alanların da mutlaka rehabilite edilmesi gerekmektedir.Üretici, örgütleri bu konuda görev ve sorumluluk alabilir. ► Besi materyali temininde broiler entegrasyon sistemine benzer “sözleşmeli yetiştirici” modeli kesim,besleme ve işleme konularında da hizmet verecek altyapı ve organizasyonun oluşturulması açısından teşvik edilmelidir.
► Doğum ile sütten kesim arasındaki ölümler de dikkate alınmalı. Bakanlık tespitlerine göre her yıl 450- 480 bin baş buzağı kaybı olmaktadır.Özellikle Amerika’dan gelen genotiplerde önemli kayıplar görülmektedir.
► Geçmişte verilen düşük faizli besicilik kredilerinin yararlı olup olmadığı gözden geçirilmelidir..Bu kredilerin sözleşmeli model çerçevesinde kullanılması sağlanmalıdır.
► Gıda Kodeksi Kırmızı Et Tebliği gözden geçirilerek dişi inek kesimine neden olabilecek uygulamaların kaldırılması, bu programın bütünlüğü açısından yararlı olacaktır.
 
Şu an öyle bir yanlış daha yapıldı ki, artık telafisi kalmadı.

Maliyetler zaten çok yüksekti. Belki bu Bayram besicinin cebine 3-5 kuruş para girecekti, üretmeyi bırakmayı düşünen kişi fikrinden vazgeçecek, belki biraz daha şevki artacak ve yeni yatırım yapacaktı.

Sırf vatandaşa (anlık olarak) yaranabilmek için, kurban kesebilecek gücü olan insanların cebinden bir miktar daha az para çıksın diye ithal ette vergi 'sıfıra' indirildi.

Yav bırak, senede bir defa üreticinin tüketiciye doğrudan satış yapma fırsatı yakaladığı Bayram döneminde bari yetiştirici gün yüzü görsün.

Yav bırak vatandaşın cebinden 3 kuruş fazla çıksın da bir sektör yok olmaktan kurtulsun. Ama yok.

Bunlar stratejik hatalar. Öldürücü darbeler. Bu ithalattan taşradaki üretici fazla etkilenmeyecek. Çünkü fiyat düşüşü ithal hayvanın yığıldığı metropollerde gerçekleşecek.

Lakin bir ton nakliye masrafına girerek büyük şehirlere hayvan götüren, yer kiralayan ve aradığını bulamayan küçük üreticiler hasar alacak.
 
Ynt: Bakanlık görüşü: İthalat çözüm değil

*** bu raporun ana fikri şu :
herşeyin sorumlusu küçük üretici...
büyük et üreticileri ne kadar çok olursa, üretim o kadar fazla olur, fiyat da düşer...
demek ki, küçük üreticiyi yok edip, büyük üreticilere yol vermek gerek...***

Allah sonumuzu hayretsin,
bunlara da akıl fikir izan versin....
 
Ynt: Bakanlık görüşü: İthalat çözüm değil

edirne22 link=topic=85230.msg1018412#msg1018412 date=1439802893' Alıntı:
*** bu raporun ana fikri şu :
herşeyin sorumlusu küçük üretici...
büyük et üreticileri ne kadar çok olursa, üretim o kadar fazla olur, fiyat da düşer...
demek ki, küçük üreticiyi yok edip, büyük üreticilere yol vermek gerek...***

Allah sonumuzu hayretsin,
bunlara da akıl fikir izan versin....
Aynen dediğinize katılıyorum.Nedense kendilerini hiç eleştirmemişler.Tüm suçlu üretici
 
Ynt: Bakanlık görüşü: İthalat çözüm değil

200 kg üstü hayvan kestirince
300 TL destekleme veriliyordu,
180 TL ye düşürdüler, sebebi neydi acaba...
sen desteklemeyi ver bakalım nasıl üretiyor bu millet...

Mısıra, silaja, arpaya, yoncaya, fiğ, yem bezelyesi vs. destekleme verdin de bu millet üretmedi mi !

Ete ver desteklemeyi, kim kaç kg kestirirse o kadar destek vercem de.
ben 400 kg kestirirsem bana 400 TL ver, bir başkası 600 kg kestirirse ona 600 TL ver...

Et sorunu aslında bir süt sorunudur.
dana veya kesimlik düve / inek olması için, çok sayıda İnek olması gerekir.
süt para etmeyince kimse inek beslemiyor.
inek olmayınca buzağı doğmuyor.
olan az sayıdaki düve / dana fiyatları artıyor.
sen süte parayı ver bakalım
herkes nasıl inek besleyecek, buzağı miktarı nasıl artacak...
dolayısıyla kesimlik hayvan artacak...

ama süt fiyatları 2 senedir artımıyor, hep aynı, herşeyin fiyatı arttır süt değişmedi...
sütçülük çok zahmetlidir. dana gibi değil. danaya günde iki kere ver yemini, iki kere altını temizle tamam.
ama süt ineği öyle değil...
sabah 5 te kalkıyorsun, bokunu temizliyorsun, yemini samanını veriyorsun, sağıyorsun, 5 te girdiğin ahırdan 10 da çıkıyorsun,
öğlen tekrar yemini ver altını çek...
akşam tekrar gir sabah yaptığın gibi 5 saat uğraş...
bir inek dananın yediğinin 3 katı yiyor, 3 katını sıçıyor...
haliyle zahmetli...
imkanı olan zaten inek bakmaz,
erkek buzağıyı alır, 1 sene bakar, daha sonra danayı satar veya kestirir...

Süte fiyat ver, Et işi çözülsün...
 
Ynt: Bakanlık görüşü: İthalat çözüm değil

edirne22 link=topic=85230.msg1018421#msg1018421 date=1439804761' Alıntı:
200 kg üstü hayvan kestirince
300 TL destekleme veriliyordu,
180 TL ye düşürdüler, sebebi neydi acaba...
sen desteklemeyi ver bakalım nasıl üretiyor bu millet...

Mısıra, silaja, arpaya, yoncaya, fiğ, yem bezelyesi vs. destekleme verdin de bu millet üretmedi mi !

Ete ver desteklemeyi, kim kaç kg kestirirse o kadar destek vercem de.
ben 400 kg kestirirsem bana 400 TL ver, bir başkası 600 kg kestirirse ona 600 TL ver...

Et sorunu aslında bir süt sorunudur.
dana veya kesimlik düve / inek olması için, çok sayıda İnek olması gerekir.
süt para etmeyince kimse inek beslemiyor.
inek olmayınca buzağı doğmuyor.
olan az sayıdaki düve / dana fiyatları artıyor.
sen süte parayı ver bakalım
herkes nasıl inek besleyecek, buzağı miktarı nasıl artacak...
dolayısıyla kesimlik hayvan artacak...

ama süt fiyatları 2 senedir artımıyor, hep aynı, herşeyin fiyatı arttır süt değişmedi...
sütçülük çok zahmetlidir. dana gibi değil. danaya günde iki kere ver yemini, iki kere altını temizle tamam.
ama süt ineği öyle değil...
sabah 5 te kalkıyorsun, bokunu temizliyorsun, yemini samanını veriyorsun, sağıyorsun, 5 te girdiğin ahırdan 10 da çıkıyorsun,
öğlen tekrar yemini ver altını çek...
akşam tekrar gir sabah yaptığın gibi 5 saat uğraş...
bir inek dananın yediğinin 3 katı yiyor, 3 katını sıçıyor...
haliyle zahmetli...
imkanı olan zaten inek bakmaz,
erkek buzağıyı alır, 1 sene bakar, daha sonra danayı satar veya kestirir...

Süte fiyat ver, Et işi çözülsün...
ben destekten çok vergilerin kaldırılması yada sembolik olarak %1 e indirilmesi taraftarıyım çünkü desteklemelerde çok dümenler döndüğüne şahit olduk bu süreçte...mesela çiftçi olan biri ahır mı yapacak inşaatında kullandığı demirden tutunda çimentosuna kadar vergi %1 olacak o da niye kayıt tutulması hasebiyle...suni tohumlamamı yapacak %1 vergi mazot mu alacak %1 vergi kullandığı tüm materyaller %1 vergili olaması lazım ki et fiyatlarında bir düşüş olsun tabi ben bunları saydım ama hayvancılıkta en büyük sorunumuz tabi ki mera en başta onu halletmeleri lazım...
 
Ynt: Bakanlık görüşü: İthalat çözüm değil

bina ekipman desteğinden çok
üretime dayalı destekleri kastettim.
mesela tanelik mısır, silajlık mısır, yem bezelyesi, yonca vs.. gibi dekar başına verilen destekler arttırılsa üretim de artar.
dana kesiminde kaç kag kestirirsen o kadar çok destek verilse, herkes iyi besler...
 

Benzer Konular