10 milyona ‘yerli’ mozeralla


10 milyona ‘yerli’ mozeralla
Zeynep BİLGEHAN /Fotoğraf: Murat ŞAKA
09 Kasım 2015




İşadamı Ömer Aral ve Niyazi Yelkencioğlu Türkiye’de iyi mozarella yiyemekten şikayetçi olunca kendi üretimlerini yapmaya karar verdi. Emeklilik hayali olarak başlayan iş 10 milyon liralık bir yatırıma dönüştü. Türkiye’nin yüzde yüz manda sütünden üretilen ilk mozarellasının yapıldığı Kandıra’daki çiftliğin mandaları, genel müdürü, veterineri ve peynir ustası ise İtalyan.

BİRKAÇ yıl önce bir emeklilik hayali olarak “Kendi üretimimizi mi yapsak?” diye düşünen işadamı Ömer Aral ve Niyazi Yelkencioğlu, Türkiye’de iyi mozarella yiyemekten şikayetçi olunca 10 milyon liralık yatırımla kendi üretimlerini yapmaya başladı.

İyi mozarella için iyi süt, iyi süt için iyi manda gerektiğini söyleyen Yelkencioğlu, “Baktık ki iyi manda sütü yok kaliteli sütü üretmeye karar verdik! Memleketim olan İzmit’in Kandıra ilçesinde yerel yöneticilerin de teşviğiyle bir yıllık bir arayışın sonunda 50 dönüm büyüklüğünde uygun arazi bulup manda çiftliği için ilk adımı attık” diye konuşuyor.

Araziyi bulduktan sonra ise sıra içeriyi doldurmaya geldiğini anlatan Ömer Aral şunları söylüyor: “Bu süreçte Türk mandalarında aradığımızı bulamadık. Bunun üzerine rotayı İtalya’ya çevirdik. Türkiye’de mandalar günde 3-4 litre arasında, İtalya’dakilerse 10-15 litre arasında süt veriyor. Dünyanın en iyi mozarellasının yapıldığı bölge olan Napoli’ye gidip Piemonte yakınlarından uygun hayvanları bulduk. ‘Buffa’ isimli şirketi kurduktan iki yıl sonra, 2014 Nisan’ında çiftliğin ilk sakinleri 128 gebe manda Kandıra’ya vardı.“



YÜZDE 100 MANDA SÜTÜ

İtalya’dan örnek alınan modellerle inşa edilen çiftlikte şu an 300 manda var. Ömer Aral mandaların hayat tarzının da İtalyan olduğunu anlatıyor: “Köylerdeki Türk mandalar tarlada ne bulursa onu yiyor. Bizse mandalara özel olarak getirtilen yonca, yulaf ve soyadan oluşan bir mönü veriyoruz. Hazır yem kullanmıyoruz. Şu an ortalama 750 kilo süt alıyoruz. Gerçekleşecek doğumlarla bu miktar iki ayda iki katına çıkacak. Yabancı mandalarda sağım da kolay oluyor. Neredeyse kendileri gidiyorlar. Yerli mandalar doğada dolaştıklarından biraz vahşi oluyor.” Peynir makineleri ve İtalyan peynir ustasının da gelmesiyle çiftlikte mozarella, burrata, mascarpone ve ricotta üretimine de başlandığını söyleyen Yelkencioğlu, ürettikleri mozarellanın Türkiye’de bir ilk olacağını söylüyor. Yelkencioğlu, “Türkiye’de yüzde 100 manda sütünden burrata ve mozarella yapılmıyor. Buradakiler inek sütü karıştırılarak veya inek sütünden yapılıyor. Tadı da çok farklı oluyor” dedi.

Toplam yatırımı 10 milyonu buldu

ÇİFTLİKTE üretilen peynirlerin İstanbul’daki restoran ve şarküterilere pazarlanması da bizzat iki ortağın oğulları Ali Aral ve Eren Yelkencioğlu tarafından yapılıyor. Manda sütünün kilosu, 1 lira olan inek sütünün altı katı olduğu için fiyatları pazar ortalamasının biraz üstünde. Niyazi Yelkencioğlu “Küçük bir iş olarak başladık ama ikimiz de mükemmeliyetçi olduğumuzdan en iyisi olsun istedik” diye anlattığı mozarella işine 10 milyon lira yatırım yaptıklarını söylüyor. Ancak bununla birlikte Kandıra’da mandacılık işini artık bir sosyal sorumluluk olarak da ele alıyorlar. Manda yetiştiriclerine yardımcı olmak için Kocaeli Manda Birliği’ni kuran Yekencioğlu, “Buraya gelmemiz manda yetiştiricilerini de cesaretlendirdi. Böyle bir çiftlik kurulabileceği ve mandalardan daha fazla süt verimi alınabileceğini gördüler” diyor.

İtalyan genel müdür sünnetle Müslüman

İTALYAN mandalara bakan ekip de İtalya’dan gelmiş. Mandaları bizzat seçen ve ayda bir kontrole gelen veteriner Carlo Grassi 20 yıldır mandıralarda mozarella ve burrata yapan peynir ustası Rabah Belamine’yi da ikna ederek Kandıra’ya getirmiş. Peynir tariflerini patronlarına bile vermeyen Belamine şu an ailesiyle birlikte Türkiye’ye taşınmaya hazırlanıyor. Ancak çiftlikteki İtalyanlar arasında Türkiye’ye en temelli yerleşen Genel Müdür Angelo Lotumolo olmuş. İtalya’da 2 bin dönüm arazi üzerindeki aile çiftliklerinde 600 mandayla ilgilenerek bu işin içine doğan zooteknisyen Lotumolo Türkiye’de hem yeni bir iş hem de hayat edindi! Kandıra’da tanışıp aşık olduğu Tuğba’yla evlenebilmek için sünnet olup Müslüman oldu.
zbilgehan@hurriyet.com.tr
 
Ynt: 10 milyona ‘yerli’ mozeralla

Hermiyas link=topic=86383.msg1033835#msg1033835 date=1447222848' Alıntı:
10 milyona ‘yerli’ mozeralla
Zeynep BİLGEHAN /Fotoğraf: Murat ŞAKA
09 Kasım 2015




İşadamı Ömer Aral ve Niyazi Yelkencioğlu Türkiye’de iyi mozarella yiyemekten şikayetçi olunca kendi üretimlerini yapmaya karar verdi. Emeklilik hayali olarak başlayan iş 10 milyon liralık bir yatırıma dönüştü. Türkiye’nin yüzde yüz manda sütünden üretilen ilk mozarellasının yapıldığı Kandıra’daki çiftliğin mandaları, genel müdürü, veterineri ve peynir ustası ise İtalyan.

BİRKAÇ yıl önce bir emeklilik hayali olarak “Kendi üretimimizi mi yapsak?” diye düşünen işadamı Ömer Aral ve Niyazi Yelkencioğlu, Türkiye’de iyi mozarella yiyemekten şikayetçi olunca 10 milyon liralık yatırımla kendi üretimlerini yapmaya başladı.

İyi mozarella için iyi süt, iyi süt için iyi manda gerektiğini söyleyen Yelkencioğlu, “Baktık ki iyi manda sütü yok kaliteli sütü üretmeye karar verdik! Memleketim olan İzmit’in Kandıra ilçesinde yerel yöneticilerin de teşviğiyle bir yıllık bir arayışın sonunda 50 dönüm büyüklüğünde uygun arazi bulup manda çiftliği için ilk adımı attık” diye konuşuyor.

Araziyi bulduktan sonra ise sıra içeriyi doldurmaya geldiğini anlatan Ömer Aral şunları söylüyor: “Bu süreçte Türk mandalarında aradığımızı bulamadık. Bunun üzerine rotayı İtalya’ya çevirdik. Türkiye’de mandalar günde 3-4 litre arasında, İtalya’dakilerse 10-15 litre arasında süt veriyor. Dünyanın en iyi mozarellasının yapıldığı bölge olan Napoli’ye gidip Piemonte yakınlarından uygun hayvanları bulduk. ‘Buffa’ isimli şirketi kurduktan iki yıl sonra, 2014 Nisan’ında çiftliğin ilk sakinleri 128 gebe manda Kandıra’ya vardı.“



YÜZDE 100 MANDA SÜTÜ

İtalya’dan örnek alınan modellerle inşa edilen çiftlikte şu an 300 manda var. Ömer Aral mandaların hayat tarzının da İtalyan olduğunu anlatıyor: “Köylerdeki Türk mandalar tarlada ne bulursa onu yiyor. Bizse mandalara özel olarak getirtilen yonca, yulaf ve soyadan oluşan bir mönü veriyoruz. Hazır yem kullanmıyoruz. Şu an ortalama 750 kilo süt alıyoruz. Gerçekleşecek doğumlarla bu miktar iki ayda iki katına çıkacak. Yabancı mandalarda sağım da kolay oluyor. Neredeyse kendileri gidiyorlar. Yerli mandalar doğada dolaştıklarından biraz vahşi oluyor.” Peynir makineleri ve İtalyan peynir ustasının da gelmesiyle çiftlikte mozarella, burrata, mascarpone ve ricotta üretimine de başlandığını söyleyen Yelkencioğlu, ürettikleri mozarellanın Türkiye’de bir ilk olacağını söylüyor. Yelkencioğlu, “Türkiye’de yüzde 100 manda sütünden burrata ve mozarella yapılmıyor. Buradakiler inek sütü karıştırılarak veya inek sütünden yapılıyor. Tadı da çok farklı oluyor” dedi.

Toplam yatırımı 10 milyonu buldu

ÇİFTLİKTE üretilen peynirlerin İstanbul’daki restoran ve şarküterilere pazarlanması da bizzat iki ortağın oğulları Ali Aral ve Eren Yelkencioğlu tarafından yapılıyor. Manda sütünün kilosu, 1 lira olan inek sütünün altı katı olduğu için fiyatları pazar ortalamasının biraz üstünde. Niyazi Yelkencioğlu “Küçük bir iş olarak başladık ama ikimiz de mükemmeliyetçi olduğumuzdan en iyisi olsun istedik” diye anlattığı mozarella işine 10 milyon lira yatırım yaptıklarını söylüyor. Ancak bununla birlikte Kandıra’da mandacılık işini artık bir sosyal sorumluluk olarak da ele alıyorlar. Manda yetiştiriclerine yardımcı olmak için Kocaeli Manda Birliği’ni kuran Yekencioğlu, “Buraya gelmemiz manda yetiştiricilerini de cesaretlendirdi. Böyle bir çiftlik kurulabileceği ve mandalardan daha fazla süt verimi alınabileceğini gördüler” diyor.

İtalyan genel müdür sünnetle Müslüman

İTALYAN mandalara bakan ekip de İtalya’dan gelmiş. Mandaları bizzat seçen ve ayda bir kontrole gelen veteriner Carlo Grassi 20 yıldır mandıralarda mozarella ve burrata yapan peynir ustası Rabah Belamine’yi da ikna ederek Kandıra’ya getirmiş. Peynir tariflerini patronlarına bile vermeyen Belamine şu an ailesiyle birlikte Türkiye’ye taşınmaya hazırlanıyor. Ancak çiftlikteki İtalyanlar arasında Türkiye’ye en temelli yerleşen Genel Müdür Angelo Lotumolo olmuş. İtalya’da 2 bin dönüm arazi üzerindeki aile çiftliklerinde 600 mandayla ilgilenerek bu işin içine doğan zooteknisyen Lotumolo Türkiye’de hem yeni bir iş hem de hayat edindi! Kandıra’da tanışıp aşık olduğu Tuğba’yla evlenebilmek için sünnet olup Müslüman oldu.
zbilgehan@hurriyet.com.tr


Sermaye, çevre, ufuk olunca gayet güzel oluyor.
 
Ynt: 10 milyona ‘yerli’ mozeralla

aynısını düşünerek 10 hayvanla başlayabildiğim işi adamlar 600 hayvanla yapacak. tüh be.

bi de gazetelerin; emekliliğinde çiftçi oldu, hobi olarak 500 baş hayvan ile başladı gibi haberlerine gıcık oluyorum.

bu aynı, sabancı ailesinin oğullarından ali sabancı ' nın pegasus havayollarını kurup sanki bir başarıymış gibi lanse edince sinirden zılgıt çekiyorum.
 
Ynt: 10 milyona ‘yerli’ mozeralla

avukatadam link=topic=86383.msg1033918#msg1033918 date=1447254481' Alıntı:
aynısını düşünerek 10 hayvanla başlayabildiğim işi adamlar 600 hayvanla yapacak. tüh be.

bi de gazetelerin; emekliliğinde çiftçi oldu, hobi olarak 500 baş hayvan ile başladı gibi haberlerine gıcık oluyorum.

bu aynı, sabancı ailesinin oğullarından ali sabancı ' nın pegasus havayollarını kurup sanki bir başarıymış gibi lanse edince sinirden zılgıt çekiyorum.

Katılıyorum imzamı atarım, daha bizlerden birini göremedim şöyle kurumsallaşıp başarılı bir işletme kurmuş...
 
Ynt: 10 milyona ‘yerli’ mozeralla

avukatadam link=topic=86383.msg1033918#msg1033918 date=1447254481' Alıntı:
aynısını düşünerek 10 hayvanla başlayabildiğim işi adamlar 600 hayvanla yapacak. tüh be.

bi de gazetelerin; emekliliğinde çiftçi oldu, hobi olarak 500 baş hayvan ile başladı gibi haberlerine gıcık oluyorum.

bu aynı, sabancı ailesinin oğullarından ali sabancı ' nın pegasus havayollarını kurup sanki bir başarıymış gibi lanse edince sinirden zılgıt çekiyorum.

Evet başarıdır. Hava yolculuğu hata kabul etmez ve girdi çıktıları kara yolu veya bi deniz yolu taşımacılığına(duruma göre) göre çok fazladır. Kullandıkları uçaklar milyonlarca dolar seviyelerinde oluncada işin büyüklüğü artıyor. Bu adamlarda ilk girdikleri işe aşağı bi noktadan girdiler ve büyüttüler yani bunda sinirlenilecek bi şey yok. Onların işini Ali Sabancı büyütmemiş ona büyütülmüş olarak gelmiş o ise Sabancı bünyesinde bulunan bi şirketi değilde yeni bi şirkete can vermek istemiş bence bu güzel bi iştir ve evet her ne kadar sıfırdan başlamakla aynı olmasada bi başarı hikayesidir.

Maalesef o sonradan girenler yani zenginler dediğimiz adamlar işi araştırıp giriyolar. O çiftliklerde onlar bilmeden tabiri caizse inekler bile dışkısını yapamıyor. A-B adamını almıyor sektörde adını kabul ettirmiş kişileri alıyor ve maksimum verimi alıp minimum çıktı ile çalıştırıyor. Burada onların en büyük artısı satacağı pazarı çok daha rahat bulurlar. Aslını bakılırsa çiftçi olupta sonradan işi büyütüp tüccar olup sonra fabriklar kuran adamlar çevremizde var. Bunlar fabrikayı bıraktıktan sonra çiftçiliği bıraktığı için biz öyle bilmiyoruz. Un fabrikalarının çoğunun temelleri buna dayanıyordur.

Ha 500 hayvan hobi falan yazanlara bende gıcık oluyorum o ayrı. 500 hayvan asla hobi olamaz çok büyük bi getirisi olan çoğu fabrikadan daha fazla geliri olan bi işletme olur.
 

Benzer Konular