***Ette pahalılığın sebebi Verim düşüklüğü ve Maliyetler***


Yüksek et fiyatlarının nedeni "maliyet" ve "verimlilik"Yüksek et fiyatlarının nedeni "maliyet" ve "verimlilik"

Kırmızı et sektörü temsilcileri ve uzmanlar, Türkiye'de kırmızı et fiyatlarının yüksekliğinde temel nedenlerin yem, nakliye, enerji ve toprak maliyetlerindeki artışlarla verimlilik olduğunu belirtti.

Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, maliyetin yüksekliği ve verimliliğin düşüklüğünün et fiyatlarını yükselttiğini söyledi.

Türkiye'de yem maliyetlerinin yüksek olmasının buğday ithalatından ve toprak fiyatlarının yüksek olmasından kaynaklandığını iddia eden Solakoğlu, "Bugün Karacabey Ovası'nda, Çukurova'da veya Söke'de bir dekar alanın fiyatı 15 bin ile 25 bin lira arasında değişiyor. Avrupa'da sulu birinci sınıf tarım arazisinin ortalama fiyatı ise bin avro. Fiyatlar üç misli iken kira fiyatı da üç misline çıkıyor. Bu da bütün fiyatları etkiliyor. Avrupa'da arpanın tonu 600, Türkiye'de bin lira. Bin liralık arpayla beslenen hayvan ile 600 liralık yemle beslenen hayvanın fiyatı farklı olacaktır." dedi.

Solakoğlu, spekülasyonların tarım alanı fiyatlarını artırdığına değinerek, "Yanından yol geçen tarım arazisinin fiyatı artıyor. Yol geçti diye benim tarlam daha mı çok verim verecek, hayır. Yer değerlendi deyip daha fazla para talep ediliyor. Bu da nihai tüketiciye yansıyor. Tarım arazileri, tarımsal sit alanı haline getirilmeli." diye konuştu.

- "Türkiye coğrafyası küçükbaş hayvancılığa uygun"

Kırmızı Et Üreticileri ve Sanayicileri Birliği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yücesan, Türkiye coğrafyasının esasında küçükbaş yetiştiriciliğine uygun olduğunu belirtti.

Türkiye'de, yeşilin olduğu mevsimin bazı bölgelerde 4 aya düştüğüne dikkati çeken Yücesan, "Avrupa'da belli bölgelerde 8-12 ay boyunca hem yağmur alan hem toprağı verimli olan hem de sürekli bitkisi olan ve yılda 3-4 defa ürün alınabilen tarlalar var. Bizde 2 kez ürün almak bile sürpriz. Ülkemizde yem maddeleri pahalı olduğu için hayvan ve et ürünleri pahalıya geliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yücesan, ramazan ayı, Kurban Bayramı ve yaz sezonunda et fiyatlarının arttığına değinerek, "Hayvancılıkta yatırım orta vadede sonuç verir. Doğru hareket edilir ve doğru yatırım yapılırsa üç yıl sonra verim alınır. Dolayısıyla bugün yapılacaklarla 1-3 senede atılacak adımların projelendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Avrupa'da domuz eti gibi farklı ürünlerin dana etine ihtiyacı azaltıp, fiyatları kısmen aşağı çektiğini dile getiren Yücesan, bunun tek başına bir kıstas olmadığını, Türkiye'de esas sorunun maliyetlerden kaynaklandığını kaydetti.

- "Yüksek fiyatlarla üretilen yem pahalıya satılıyor"

Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (Türkiyem-Bir) Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Karakuş da Türkiye'de başta terör olmak üzere çeşitli nedenlerle Doğu ve Güneydoğu'da yaylak, mezra ve kışlakların boşaldığını, köyden kente göçün halen devam etmesi nedeniyle kapalı hayvancılığın günden güne arttığını söyledi.

Türkiye'de hububat pahalı olduğu için yemin de yüksek fiyatlardan satıldığına işaret eden Karakuş, şöyle devam etti:

"Arpanın tonu geçen sene başında 700 lira civarındayken geçtiğimiz ay bin lirayı gördü. Yeni mahsulle 800-850 liralara doğru çekildi. Yüksek fiyatlarla üretilen yem besicilerimize pahalıya satılıyor. Süt fazlası varken et açığının olması normal değil. Bu sorunların çözülmesi için çalışmalar yapılmalı."

- "İthalat yerine üretim artırılmalı"

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Öğretim Elemanı Prof. Dr. Numan Akman ise et fiyatlarında spekülasyon yapılıyorsa, hayvan yerine et getirilmesiyle sorunun kısa sürede çözülebileceğini söyledi.

Akman, ithal hayvanın piyasaya sürülmesinin 8 ay sürdüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Et ithal etmek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı aylık 50 milyon doların üzerinde para harcıyor. Etin ucuzlaması için ithalat yerine üretimin artırılması gerekir. 1940'larda kişi başına düşen sığır sayısı 0,55 iken bu rakam 2009'da 0,15'e geriledi ve 2015'te tekrar 0.18 düzeyine çıktı. Kişi başı 20 kg sığır eti için yıllık 6 milyon kesim yapmamız ve bunun için 20 milyon sığıra sahip olmamız gerekiyor. Şu anda sığır sayısı 14 milyon civarında. Türkiye'nin meraları da efektif kullanarak, düşük süt verimliliğine sahip ve etçi ırk olmayan düşük cüsseli inek yetiştirmeye gayret göstermesi ve bu hayvanları iri cüsseli hayvanlarla melezleyip buzağı elde etmesi gerekir."
http://www.bloomberght.com/tarim/haber/2024013-yuksek-et-fiyatlarinin-nedeni-maliyet-ve-verimlilik
 
  • Beğen
Tepkiler: Göktürk.
Sonunda biri doğruları söylemiş. Arazi fiyatlarının yüksekliği büyük sorun. Bunun nedeni de emlak balonu. Bugün sıfırdan başlayıp arazi alarak çiftçilik ya da besicilik işine girmek hiç akıl karı değil. Büyük yatırım gerekiyor, o parayı inşaata yatırmak çok daha fazla para getiriyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: ismail_17
Arpanin tonu 700 tl den 1000 tl leri gördü yeni urun 85 krs cumlesi aklimda kaldi
Yok imkan yok herkes bir yillik yemini depolayabilse yil ici fiyatlardan etkilenmese
Kimin cebine giriyor arpadaki yukselen fiyat.
Birde kucuk basa uygun cumlesi kaldi aklimda bence dogru
Buyuk bas et irki hayvanlari salacak anali buzagili meralar miz cayirlarimiz olsa erkek buzagi 6 ay emse anasini otlasa beraber sonra sulamadan bictigimiz misir silaji obekleri dag gibi yigili olsa yada yonca yok yok
 
  • Beğen
Tepkiler: bhan34 ve egemena
ithalata dayalı hayvancılık olmaz. devlet her yıl 50 bin et ırkı düve ithalatı yapmalı. 50 başlık düve sürüleri hibe şeklinde dağıtılmalı. bu iş 3-5 yıl devam etmeli. sürü yönetme-yemleme konusunda destek verilmeli. et ithalatı yanlış,kesinlikle yapilmamali. şimdilik besi danası ithalatı zorunlu görünüyor. esas mesele hayvan yetersiz. yem yetersiz. et ırkı inek sürülerinin yemi arpa mısır değil. saman, mısır silajı, pancar posası, ayçiçek küspesi. pancar üretimi artırılmalı, silajlık mısır ekimi artırılmalı. tahıl ekimi artırılmalı. yonca, çayır otu, mısır silajı sağılan ineklere verilir. tahıl-arpa-mısır besi danalarına verilir.
 
küspe ithalatı-ithalatın azaltılması ya da önlenmesi.

ayçiçek küspesi fabrika yemlerinde yaygın kullanılır. bu ihtiyacı azaltmak için yarı yarıya (%50)arpa posası gibi tahıl fermentasyon kalıntısı kullanılmalı. hayvancılıgın yemleme ile yaygın yapıldığı konya, aksaray, karaman, kırşehir vb yerlerde bira fabrikaları, viski fabrikaları, mısır işleyen alkol fabrikaları yaygınlaştırılmalı, desteklenmeli.
bu fermentasyon kalıntıları rasyonlara katılarak, hem rasyonların protein beslenmesi bakımından kalitesi artırılır, hem de küspe kullanma ihtiyacı yarı yarıya azalır.
tüm şeker fabrikalarının kapasitesi artırılmalı, gerekirse yeni şeker fabrikaları açılmalı. silajlık mısır-tahıl (arpa-buğday) ekimi desteklenmeli. sap yüzdesi çok olan çeşitlere yönelinmelidir. saman ihtiyacının karşılanması için.
et ırkı inek sürülerinin artması ile inek başına 2-3 ton saman ihtiyacı ortaya çıkar. besicilikte, avrupa birliği standartlarına uygun ahır (kapalı feedlot) yapımı derhal yasaklanmalı. açık-yada yarı açık feedlot (yemleme sahası) sistemine geçilmelidir.
2-3 milyon etçi inek sayısına erişmek üzere, etçi inek sürüleri teşkil edilmeli. ithalatla getirilecek genç düveler (200-250 kg, hibe olarak, 50-100 başlık sürüler olarak dağıtılmalıdır. saman-mısır silajı/pancar posasının bol üretildiği yerlerde (konya, afyon, eskişehir, aksaray, kırşehir, karaman vb şehirlerde) bu etçi inek sürüleri yaygınlaştırılmalı.
sürü bakımı-(yemleme, aşılama, tohumlama vs) konularında destek verilmeli. sürüler devlet tarafından izlenmeli, denetlenmeli.
sağılan sürülerde (siyah alaca), damızlık fazlası et ırkı tohumlar ile tohumlanmalı.
unutulmamalı, ithalat (et, dana) çare değil, geçici çaredir yani çaresizliktir.

trakkulup.net
 
Ha gayret.Sonunda ağzınızdaki baklayı çıkardınız.Olmadı değil mi,planlar tutmadı.
Milyon dolara düttürük ,100000 lira maliyetli 70-80 m2 lik daireler satılırken,sizin oralarda yediğiniz nimetleri üreten üreticinin toprağı beş para etmeyecekti,öyleki yalvaracaktı 'aman toprağımı alın' diye.Ülkede herkes ileri giderken köylü geri kalacaktı.İstediğiniz zaman,canınız çekerse, beğendiğiniz yerden şööyle 500-1000 dekar arazi kapıp , ''filanca yerde çiftliğimiz var şekerim'' diyecektiniz.Birilerinin önce Trakya'ya,sonra Bursa ve Çanakkale'ye saldırdığınızı kimse anlamayıp, cahil sandığınız köylüler üç kuruşa topraklarını kaptıracaklardı.Görünürde çiftçilik temelinde gerçekte spekülasyon olan amacınız anlaşılamayacaktı.
Arazi fiyatlarını artıran hem talep hem de ürünlerin getirisinin yükselmesidir.Arazi fiyatlarını artması ürün fiyatlarını artırmıyor,kimse yalan konuşmasın.Madem öyle, niye tanelik mısır (ki hayvan yeminin temel taşıdır,temelidir) fiyatları yedi yıl öncesinin altındadır.Hiç bilgisi olmayanlar Trakkulüp arşivinin 7 yıl öncesi mısır sohbetlerindeki fiyat kısmına bakabilir veya gugıl amcalarına sorabilirler.Nüfusun sürekli artmasıyla bir dekar toprağın bile altın olacağını kenttekiler biliyorda kırsaldakiler bilmiyormu yani.Ancak çiftçilik özentiyle,hevesle,arazi alarak,ekipman düzerek yapılabilecek bir iş değildir.Çok uzun yılların tecrübe birikiminin güncel teknoloji ile upgrade edilmesiyle sürdürülebilir.
15 milyon nüfuslu İstanbul'un dibinde,arsa fiyatına arazi edinilip parayla çuval çuval yem alıp yedirilerek hayvan beslenirse sonucunun avuç yalamak olacağını çocuklar bile tahmin edebilir.Son Trakkulüp toplantısında (Hamitabad) çevredeki çiftlikleri gördük.Ülkenin göz bebeği Koç holdingin uzun araştırmalar sonrası girip başaramadığını (Urfa) çiftçilikle ilgisi olmayan ''yatırımcı''lar mı başarabilecekti?
Egemena,sözlerim genel.Kişisel olarak size veya başkalarına yönelik değil.
 
Uçsuz bucaksız meralar duruyor hala öyle.. Devlet ıslah edecekte kira için ihaleye çıkacak bizde bekleyecez ölme eşeğim ölmee. ver kiralamak isteyene ücretsiz ıslah şartıyla gel her sene kontrol et. eksin adam yapay merayı çevirsin otlatsın hayvanlarını.. Diğer türlü ben tarla alacam ekecem yemimi hazır edecem depoya koyacam çiftliğimi yapacam damızlık etçi düveleri getirecem bana dana verecek besleyecem kestirecem de kar edecem hea ? Hadi 3-5 kuruş kaldı sürümden kazandırıyor o kadar maliyeti kaç senede amorti edecem :D Manyak mıyım? neden o işe gireyim
 
Damızlık birliği (eski dönem 4 yıl) denetim kurulu üyesi olarak değerlendireyim.
Avrupa'da çiftçi başı ortalama arazi büyüklüğü 300 dekar(1000 m^2). mazot 1 euro
https://www.haberler.com/almanya-da-mazot-7-senenin-en-dusuk-seviyesine-8072076-haberi/
Çiftçi destekleri burayla kıyaslanamaz zaten.
http://www.tarimdunyasi.net/2013/07/18/avrupa-birliginden-kucuk-ciftciye-destek/

Yüksek fiyatlarla üretilen yem konusu;
1 kg buğday ile 1 kg yem alabiliyorduk.Son 10 yılda yem fiyatları 25 tl den 55 tl ye geldi,Buğday, arpa, mısır fiyatlarına bakarsak, yemin çuvalı 40 TL yi geçmemeliydi.Dışarıdan ithal soya unu geliyor, kendi arazimizde üretsek toprak azot bağlar, piyasa karışık.Büyük çiftlikler artık yemini kendi yapıyor.
Saman ve yonca piyasasındaki oynaklık üreticiyi zora soktu.İnek ve düveler ete dönüştü.
Süt fiyatlarındaki alçak sürünme hala devam ediyor, en ufak numara yapan inek veya düve kasaba ayrılıyor.
Süt fazlalığına gelince nüfus 65 milyon, üretim 8 milyon litre, nüfus 79 milyon üretim 12 milyon litre. Bakarsan en fazla 2 milyon litre fazlalık var, 1,50 tl civarı seyretmesi gereken fiyatı 1,40 tl gibi rakama çeksin.Şu an desteklerle beraber 110 kuruş civarları dönüyor.
Damızlık inek ve buzağı destekleri olduğu gibi etçi ırk hayvana yöneliyor ve 4 ay doğurmuş inek satılamıyor, sistem tamamen besi işletmelerine malzeme sağlıyor.
Hayvancılık projelerinden alınan ithal damızlık düveler, hayvanlar et piyasası biraz iyileşince kendini amorti etmeye başladı, yoksa çiftçi çoktan iflas bayrağını çekmişti.
5-10 hayvana bakan işletmeler yavaş yavaş azalıyor,Ayakta duranlar genelde 30+ işletmeler, 5 tane hayvan için traktör çalışırsa işin içinden çıkılmıyor.
Piyasada aşırı fiyat dalgalanması yaşanıyor.
90 kuruşa Rusya'dan gübre alıyorduk, krize girdi, yeni yeni düzelecek.
Küçükbaş hayvan varlığımız yeterli değildir, ama bununla uğraşacak genç nüfus köyde azaldı,
Her köye bir tarım danışmanı ve bir veteriner bekliyoruz.Bekliyoruz bakalım...
 
  • Beğen
Tepkiler: keltaşlı
Eşit şartlarda üretim yapacaksak yani girdi maliyetlerimiz ve desteklerimiz aynı olacaksa,ben tarımsal avrupa gümrük birliğindeki her ülkenin üreticisi ile çarpışmaya hazırım.Hodri meydan.Gerisini arsa fiyatına tarla almayı ve susuz dağ bayırda buğday yetiştirmeyi düşünebilen bu şekilde çiftçi olunabileceğini sananlar (kendilerine toprak aşığı çiftçi görüntüsü veren yatırımcı boz. spek.) düşünsün.Sözlerim trakkulup un herhangi bir üyesine yönelik değildir.Hayırlı başarılar (herkese).
 
  • Beğen
Tepkiler: The_Hoca
Tarım Bakan(!)ı geçen gün açıklama yapmış,
"meralar boş duruyor" demiş...
hazır olun, meraları hayvan üretim şirketlerine 49 yıllığına kiralayabilirler...
alt yapı çalışması başladı...

Eger öyle bişey yaparsalar ayaklarına sıkarlar Türkiye'de ortalama sürü adeti nedir tahminen büyükbaş 10 küçükbaş 50 adet. kac tane büyük şirket var arsaları kiralayacak
 
Konu nereye geldi.Avrupa da tarım arazisi ort 1000 avroymuşta bizim bazı yerlerde 5000 avroymuş.Örnek gösterilen yer dünyanın tarım incilerinden yılda 3 kez ürün alınan Çukurova.Bu fiyatlarla tarım yapılırmıymış.Senin ist da sattığın daire fiyatına Fransa da şato alınıyor.Uyanıklığa bak,şato fiyatına daire sat,öldü parasına toprak almaya çalış.Madem fiyatı artan ithal ediliyor söyleyin tarla ithal edilsin.Bu yapılamıyor,nüfus baskısı ve artan nüfusun ek yiyecek ihtiyacı nedeniyle azalan tarım alanlarının sonucu olarak (bazı yerlerde ek olarak spek.)arazi fiyatları artınca kıyamet kopuyor.Arazilerin fiyatı daha ilerilere gidecek.Yatırım tavsiyesi değildir,ben üreticiyim,kimse benim aklkma uymasın.Tarlalarımın değeri üçe katlansa veya üçte bire düşse benim için farketmez ben üretmeye devam ederim.
Söylediğim eşit şartlar olursa niye avrupalı çiftçiyle baş edemeyim ki? Madem tarla ithal edilemiyor,özellikle hayvancılkk için geriye meralar kalıyor.Ovanın ortasında 80 dk meramız var İki yıldır köyde söylüyorum,burayı bize yedirmezler,gelin başvuralım,sürüp ıslah edelim,çayır otları ekelim,ben de 20-25 hayvan alayım,devlet gübrede veriyor,masrafı hayvan sayısına göre bölüşelim.Şimdilik sadece dinleyip çok iyi fikir diyor köylülerim.Sonunda bir şirket gelip 30 yıllığına meramıza oturunca anlayacaklar dediğimi.15-20 şer hayvanlarını da tarla sınırlarında güderler artık,randoplanmamış sınır bulurlarsa.Yemeyenin malını yerler dememim sebebi bu,hem millet hem köy olarak.