Kompost nasıl elde edilir?

Kompost: Hayvan gübreleri, bitki artıkları, mutfak artıkları gibi materyallerin bünyesindeki organik maddelerin, mikroorganizmalar vasıtasıyla parçalanmasıdır. Sonucunda toprağımsı bir yapı oluşur. Aslında bu, çiftçilerin doğal olarak 1-2 sene bekleyerek yakılmasını sağladığı aşamanın kısaltılmış ve daha verimli halidir. Bazı şartlar kontrol edilerek hızlı olgunlaşma sağlanır. Kompostlama aşamalarında oluşan yüksek ısı sayesinde nem azalır, zararlı mikroorganizmalar ve yabancı ot tohumları ölür. Eğer kompostlama doğru yapıldıysa en sonunda kokudan kurtuluruz.

Kısaca kompostlama aşamaları:
Kullanılan hammaddeler karıştırılıp havalandırılır. Daha sonra mikroorganizmalar aktif halde çalışmaya başlar. Böylece mikroorganizmalar suyu yavaş yavaş tüketir, kimyasal tepkimeler sayesinde de ısı açığa çıkar. Gerektiğinde sulama ve havalandırmak için de karıştırma işlemi yapılır. En sonunda sıcaklığı hava sıcaklığına kadar düşmüş, kokusuz ürün elde edilir. Kompostlama sonunda kuruması için biraz daha beklenirse çok kaliteli bir ürün ortaya çıkar.

GEREKLİ ŞARTLAR:

1610650168366.png


1)Karbon / Azot oranı (C/N):

Mikroorganizmalar karbonu; enerji üretme, büyüme için Azotu ise; protein üretmek için ve üreme için kullanırlar. Dolayısıyla olmazsa olmazdır. Karbonun azota oranı ise C/N olarak ifade edilir. Eğer bu oran dengede olursa ortamda yeterli besin olduğu kesin olarak söylenir. Kompostlama da 25:1 – 30:1 C/N oranı yani 25 karbona 1 azot ve 30 karbona 1 azot denk gelecek şekildeki oran en uygun seviyedir. Fakat 20:1 – 40:1 oranı da kabul edilebilir. Eğer C/N oranı 20’den düşük olursa daha azot bitmeden karbon hızlıca tüketilir. C/N oranı 40:1’den büyük olduğunda ise fazla karbonu mikroorganizmalar harcamak ister ve kompostlama süresi artar.

Ayrıca karbonların ayrışma oranı da göz önüne alınmalıdır. Ortamdaki azotun mikroorganizmalar tarafından alınmasında bir engel bulunmazken, karbonların bir kısmı biyolojik ayrışmaya dayanıklı birleşiklerin yapısında bulunur. Bunun nedeni odunsu ham maddelerin yapısında bulunan “lignin ve selüloz” dur. Lignin, özellikle ağaç dokusunda fazlaca bulunan ve ayrışmaya – parçalanmaya çok dayanıklı maddedir. Selüloz, bitki hücre duvarını oluşturan ana maddedir. Lignin ise selülozları birbirine bağlayan, hücre duvarına sertlik kazandıran maddedir.

Her hammadde de farklı oranlarda bulunabilir. Ayrıca selülozun bazı formlarını bulunduran hammaddelerdeki karbonda zor parçalanabilir. Mesela saman çok kolay parçalanır, mısır koçanı yapısındaki bazı selülozlardan dolayı lignini fazla bulunduranlar gibi zor parçalanır. Ana hammaddelerden biri olan sığır gübresinin saf halinin ise %40 parçalanabileceği bilinmekte.

Kullanılacak hammaddeleri özel olarak laboratuvarda analiz ettiremezsek aşağıdaki değerleri dikkate alabiliriz:

1610650193030.png

1610650204560.png



2)Nem:
Mikroorganizmaların biyolojik aktiviteleri, kimyasal reaksiyonları, hareketi, karbon ve azotun taşınması için su gereklidir. Su zaten her canlının biyolojisi için olmazsa olmazdır. Bakterilerin yaşadığı ortamda bulunan su miktarı %15’den aşağı düşerse biyolojik aktivite tamamen biter. Ortamdaki su %60’dan fazla olursa komposttaki hava boşlukları su ile kapanır ve bu kez de oksijene ulaşamadıkları için aktivite durur. Ama havasız- oksijensiz bir diğer deyişle anaerobik komposto üretimi de vardır. Bundan ilerleyen zamanda bahsedecek olsak da çok yavaş olduğunu şimdiden bilmeniz yeterli. %50-60 oranda su bulunması en ideal durum olsa da %40-65 aralığında su bulunması tavsiye edilir. Komposttaki nemi arttırmak için başlangıçta nem oranı yüksek bitkisel ürünler eklenebilir veya hammadde yeterli nemdeyken de kullanılabilir. Kompostun henüz hammadde tedarik aşamasında isek çok ıslak kompostun üzerine kuru maddeler ekleyerek düşürebiliriz. Kompostun hazırlık aşamasında nem miktarının tavsiye edilen en yüksek oranda bulunması (%65) tavsiye edilir çünkü mikroorganizmalar aktif hale geldikten sonra suyun artması söz konusu olmaz. Yavaş yavaş ortamdaki su tükeneceği için tavsiye edilen max. Su oranı olan %65’ bile min. oran olan %40’dan aşağı düşebilir. Kompostun bu evresinde ise su eklenebilir veya ilk karıştırma zamanı geldiyse nem oranı yüksek maddeler eklenebilir. Son aşamalarda komposta madde eklenmesi tavsiye edilmez. Çünkü o maddenin çürütülmesine daha yeni başlanacağı için diğer maddeleri arkadan takip eder. Kompost hazır hale gelip, kokusu büyük oranda gitse bile illaki bu çok geç eklenen maddeler henüz parçalanmamış olabilir. Yani kompostun kalitesi düşer.

Bazı hammaddelerin oranları:

1610650228170.png


3)Ortamdaki hava – oksijen:

Aeorbik yani havalı koşullarda çok fazla oksijen harcanır. Anaeorbik şartlarda ise buna bağlı olarak çok yavaş olgunlaşma olur. Mikroorganizmalar faaliyete başladığında ilk olarak ayrışması kolay maddeler ayrışır. En fazla oksijene bu aşamada ihtiyaç duyulur ve en fazla ışı başlarda olur. Oksijene rahat ulaşmak için ise yeterli hava önceden depolanmalıdır. Kompost hazırlanırken kesinlikle traktörle çiğneme yapılmamalı, çok ıslak halde bırakılmamalıdır. Kompostun ilerleyen aşamalarında ortamdaki oksijen mikroorganizmalar tarafından tüketilip azalırsa, açık hava basıncından veya hammaddelerin birbirine yapışıp havayı kesecek kadar ayrışmasından dolayı kompostta çökme yaşanırsa karıştırılarak havalandırabiliriz. Havalandırmayı traktör kepçesiyle alt-üst ederek veya özel makinalarını kullanarak yapabiliriz. Ayrıca fazla ısı oluştuğunda karıştırma işlemi yaparken de havalandırmış oluruz. Yani bir taşla iki kuş vurabiliriz. Optimum yani en uygun şartları sağlamak istiyorsak oksijen oranının %5’den kesinlikle fazla olması lazım. Oksijen oranın üst noktası olmasa da ne kadar fazla havalandırmayı sağlarsak o kadar kârdır.

Havalandırma ekipmanına göre yığın boyutu tavsiyesi:

1610650246910.png


4)Partikül (parça) boyutu:


Bunları ifade ederken “porozite, yapı ve kıvam” terimlerini kullanırız. Ham madde seçerken bunlara dikkat edeceğiz. Kompost hazırlama aşamasında hammadde karışımını düzenleyecek olan maddelerin porozite, yapı ve kıvamına muhakkak bakarız.

Porozite, kompostun içindeki hava boşluğunun ölçüsüdür ve hava akımına direncini ölçer. Hammadde karışımında fiziksel olarak küçük ve tek tip aynı maddeler poroziteyi yani kompost içindeki hava geçirgenliğini azaltır.

Yapı; partiküllerin (parçaların) sertliğini, sıkışma, çökelme karşı direncini belirler. Çabuk kırılacak parçalar kompostun tabanına doğru yüksek basınçtan dolayı kırılır. Uzun ve büyük parçalar olsalar bile kırıldıktan sonra küçük partiküllere benzerler ve hava akışını azaltırlar. Yani karışımdaki partiküllerin dağınık, irili ufaklı bulunmasını sağlayıp hava geçirgenliğini iyileştirmemiz gerek.

Doku; aerobik yani hava kullanılarak yapılan ayrışmalarda önemli bir etkendir. Partiküllerin yani hammadde parçalarının en dış kısmında mikroorganizmalar çalışmaya başlar. Yani hammadde dokunun tam içine direkt giriş mümkün değildir. Birim hacimdeki hammaddenin en geniş yüzey alanına ulaşmasını sağlarsak mikroorganizma aktivitesi ve dolayısıyla sindirim hızı artar. Şöyle düşünelim, bir madde ne kadar kübik ve küre gibi olursa o kadar toplu halde bulunur yani yüzey alanının en düşük olduğu halde bulunur. Ama ne kadar ince- uzun halde olursa o kadar yüzey alanı artar. Bir diğer yüzey alanını arttırma sekli ise, parçalamaktır. Mesela eti kıyma haline getirip de pişirirsek mi hızlı pişer yoksa kuşbaşı haliyle pişirmek mi? Evet, tabi ki en fazla parçalanmış haliyle hızlı pişer. Yine de yanlış anlamayalım, hammaddeleri öğütürsek veya sırf küçük, hızlı parçalanacak diye tek bir hammadde kullanmak da olmaz. Kompostun içindeki havanın rahat dolaşması için büyük parçalara da ihtiyaç var. Optimum partikül boyut çapının 0,32 – 1,27 cm olması istenir.

1610650287453.png
 
5) pH

Bilmeyenler için hatırlatalım. pH, bir maddenin asitlik veya bazlık ölçüsüdür. “Bazı” bilmeyenler olabilir. Kireçli, vücudu kurutan ve acı maddeler baziktir. pH cetvelinde 1-14 arası rakamlar bulunur. Su ise bunun tam ortasında yani 7’dir. 1-7 arası asit sayılır. 1’e yaklaştıkça asitlik artar. 7-14 arası ise baziktir. 14’e yaklaştıkça baziklik artar. pH metre ile ölçülür.

Kompostta çalışan mikroorganizmalar diğer etkenlere bakarak pH konusunda daha duyarsızdır. Yani daha esnektir. pH 4.5 – 5 arasında olduğunda etkinlik çok fazladır. 5.5 noktasında ve 9 noktasında, 7’de yani nötr seviyedeki etkinlikten fazla etkinlik vardır. pH azot oranı yüksek, yani C:N azot oranı (1 azot başına düşen karbon sayısı) düşük maddelerde daha önemlidir. Çünkü pH 8.5 seviyesinden fazla olduğu zaman azot bileşikleri gaz haldeki amonyağa dönüşür ve havaya uçup gider. Ayrıca bu amonyak bir şekilde hapsedilse bile tarlaya saçıldığında bitkilerin alabileceği azot formunda değildir. Hatta bitki organlarını yakar. Özellikle bu nedenden dolayı yanmamış hayvan gübrelerinin 8.5 pH üzeri topraklara atılması tavsiye edilmez. Çünkü toprağa atıldıktan sonra hayvan gübresinin yaralı hale geçebilmesi için mikroorganizmalar tekrar çalışmaya başlar. Fakat açığa çıkacak amonyak bitkilere zarar verir. Bunları göz önüne alarak bazı çiftçilerin kara düzen mantığıyla, analiz olmadan yığının üzerine kireç/kül dökülmemelidir yoksa pH arttırır. Eğer ki pH 4.5 aşağısında tespit edilirse o zaman kullanabilir.

Kompostlama işlemi sürerken de pH değişebilir. Örneğin kullandığımız hammadde de yüksek oranda organik asit, yani bitkilerde bazı özelleşmiş görevleri olan asit bileşikleri fazlaysa kompostlamanın ilk aşamalarında pH düşer yani asitlik artar. Ortama fazlaca amonyak verildiği 8.5 pH’dan yukardaki ortamlarda ise amonyaktan dolayı yine bir pH artışı görülür. Yani amonyak baziktir. Böylece birbirini tetikleyen bazik artışlar görülebilir. Ancak kompostun sonuna doğru; ortamın pH’ı başlangıçta, ortalarda her ne olursa olsun ortamın pH’ı 7 civarında olur.

6)Sıcaklık

Tepkimelerin gerçekleşmesi ve zararlıların ölmesi için optimum seviye 54-60 ºC arasıdır. Ancak 43-65 ºC arası da kompostlama için esnek değerlerdir.

Mikroorganizmaların tepkimeleri sonucu ortaya çıkan enerji ısıya dönüşür. Isı birikimiyle sıcaklık yavaş yavaş 70 ºC’ye çıktığında kompostu hazırlayan faydalı mikroorganizmalar da ölür. Bundan dolayı kompostun sıcaklığı ani olarak hızlıca düşer. Tekrar ideal sıcaklık sağlanınca hayatta kalan çok az mikroorganizma üremeye ve ayrıştırmaya devam edince tekrar sıcaklık yükselir. Bu kısır döngüden kurtulmamız için ise sıcaklığın tavsiye edilen max. 65 ºC’den karıştırılarak aşağıda tutulması lazım.

Sıcaklık, doğal olarak buharlaşan su ile beraber buharlaşır. Ancak yığının su oranı %40’dan aşağı olduğu durumlarda bu yolla da serinleme olmaz. Küçük yığınlarda yine kıyma mantığındaki gibi daha fazla serinleme olur. Küçük yığınlar yaparak serinlemeden ne kadar fazla yararlansak bile mutlaka termometre ve karıştıracak ekipman bulundurmalıyız.

Bitkisel üretimde zararlılardan:

-Yabancı ot tohumları 63 ºC’de ölür.

-Bakteriler türlerine göre 15-60 ºC arası geniş bir yelpazede ölür.

-Mantarlar 20-30 ºC arasında ölür.

-Aktinomizetler 30-40 ºC ve 50-55 ºC periyotlarında ölür.

-Protozoolar 40 ºC’de ölür.


7)Süre:


Kullanılan hammaddeler, sıcaklık, nem, C/N oranı, havalandırma ve çiftçinin isteğine göre süre değişebilir.

Yetersiz nem, yüksek C/N oranı, düşük sıcaklık, yetersiz havalandırma, büyük partiküller ve karışımdaki lignin oranının artması süreyi uzatır. Kompost hazır hale geldikten, kokusu gittikten sonra biraz nemli şekildedir. Bu şekildeyken ekim öncesinde tarla boşken verebiliriz. Bu sayede kompostun nemi toprağa dağılır. Ama kompostun kuru olması gerekiyorsa (özellikle satış yaparken aranan bir özellik) bir süre daha beklenebilir. Bu işi profesyonel yapan ve sadece bu iş için kurulan işletmelerde çok iyi denetleme ve uygun koşulların sağlanması ile 7 güne kadar kompost elde edilebilir. Fakat kullanılmadan önce bir kenarda 4-6 hafta kendi halinde bekleyip iyice olgunlaşması, toprağımsı hale gelmesi tavsiye edilir. Bunun için biyolojik aktivitenin durduğu %15 nem miktarı esas alınabilir. Bu sürelerin toplamının 2 ayı biraz daha geçmesi tavsiye edilir.


Genellikle kullanacağımız bazı hammaddeler:
  • Sığır gübresi: Azotça zengin, çok nemli, kolay ayrışan yapıdadır. Altlık olarak buğdaygil samanı /mısır samanı kullanılırsa idrarda tutulur ve daha zengin bir gübre olur. Ayrıca altlık nemi de depolar. Doğru altlık kullanımında, komposta hiçbir ek malzeme eklemeden direkt şekilde kullanabiliriz. Saf çiftlik gübresinin karbon oranı yükseltilmeden kullanımı tavsiye edilmez.
  • Kümes hayvanlarının gübreleri: Azot oranı yüksek, normal nemlidir. Altık olarak kullanılan talaş kompost için uygundur. Yüksek pH’lı olduğu için amonyak kayıpları görülür. Bu yüzden aşırı kokusu vardır. pH düzenleyici kullanmayı gerektirir.
  • At dışkısı: Genelde fazla miktarda altlık içerir. Bu yüzden C/N oranı yüksek kabul edilir. Tek başına direkt olarak kompostlanabilir. Eğer altlık olarak saman kullanılmışsa hızlı çürür.
  • Küçükbaş gübreleri: Koyun ve keçi gübrelerinde yüksek C/N oranı olsa da birim kuru maddedeki azot miktarı büyükbaş gübresinden fazladır. Fiyatı büyükbaşa göre daha fazla pahalıdır.
  • Mahsul artıkları: Başlıca buğdaygil samanı, mısır samanı ve odun talaşı altlık olarak kullanılmaktadır. Mısır samanı, buğday samanına göre daha iyi nem çekiyor olup bu yönden çok avantajlı olmasına rağmen, selüloz miktarından dolayı daha zor ayrışır. Buğday samanı çok kolay ayrışan bir materyaldir. Kompostun hazırlık aşamasında sonradan eklenebilir. C/N oranı yüksektir, tamponlayıcı olarak da kullanılır, kokuyu azaltır. Odun talaşı ise yüksek karbonlu, orta derecede ayrışan materyaldir.
 
  • Beğen
Tepkiler: ziyaretci34
KOMPOSTLAMA SONU:

*Kompostlama ortamdaki besinlerin parçalanıp, mikroorganizmaların aç kalması sonucu biter ve sıcaklık hava sıcaklığına düşmesi ile biter.

-Oluşan kompost koyu kahverengi-siyah yapıdadır.

-Partikül boyutları küçülür ve toprağa benzer.

-Koku ortadan kalkar.

-Humus miktarı artar.

-Uçmayan azotun tamamı stabil olan organik formuna dönüştürülür.

-%15 civarında azot bulundurur. Tamamı ilk ürün sezonunda kullanılabilir.

-C/N oranı azalır (azot bakımından oran olarak daha zengin olur).

-pH nötrale yaklaşır.

- Uygulanan toprakta besin tutma kapasitesi artar.

- Başka hazırlanan karışımın su ve karbon kaybından dolayı %40-80’i ortamdan uzaklaşır. Saf halde, kuru, kaliteli kompost elde edilir.

-pH 8.5’den aşağı olsa bile küçük miktarlardaki azot, amonyak formunda yığından uzaklaşır. Uygun şartlarda kalan daha yüksek azot ise kompostun toprağa verilmesi ile birlikte, kompostun kalitesi sayesinde hızlı parçalanarak bitkilerin azot ihtiyacını geleneksel hayvan gübresi yakma yöntemlerine göre daha hızlı karşılar.

-Kompostlama sırasında mikroorganizmalar enerji harcarlar. Gerekli enerjileri fotosentez ile elde edilen bitki bünyesindeki organik maddelerin bağlarını kırarak elde ederler. Bu işlem sırasında bir miktarda enerji, ısı şeklinde ortaya çıkar. Özellikle büyükbaş gübresi %50 oran civarında organiktir, yani yarım sindirilmiştir. Hayvanlara verilmemiş bitkiler ise %90 organik, %10 inorganik madde içerir.

-Kompleks yapıdaki hammaddeler basit hale dönüşür. (Humus)

-Lignin ve selüloz gibi maddeler olabildiğince az parçalanır.



Olgunlaşma evresi:

-En ihmal edilen evredir. 10-40 ºC sıcaklıklarda gerçekleşir. Kompostun ayrışma sonrası bir kenarda kendi halinde beklemesidir. Isı üretimi, su ve oksijen ihtiyacı daha az olur. Tam olarak toprağımsı karakterde olmayan yani olgunlaşması beklenmeyen kompost tarlaya verildikten sonra olgunlaşmak için biraz daha oksijene ihtiyaç duyar. Kökler yaşamak için oksijene ihtiyaç duyar (çeltik hariç). Yani biz geleneksel yöntemlerden uzak durup doğru kompostu hazırlamış olsak bile, yeterince olgunlaşması için kenarda en az 4-6 hafta bekletmeden tarlaya verirsek bizim zararımıza olabilir, bitkiyle rekabete düşer. Sıra araları, toprak altında köklendikten sonra ara işleme ile kökleri havalandıramayız. Ayrışmış ama tam olgunlaşmamış kompostun tarlaya verilmesinden sonra bu zararının olduğunu paylaştık. Siz bir de geleneksel olarak, inekten gübre çıktıktan kısa bir süre sonra tarlaya atılanları düşünün. Sıcaklıktan etkilenmeyen başta yabancı ot tohumları ve mantar hastalıkları olduğu gibi tarlaya gidecek. Geleneksek yöntemlerle yanmamış veya kompost haline getirilmemiş çiftlik gübrelerinde en çok pancarda yapraklara zarar veren “Cercospora beticola” hastalığı taşınır.

-Olgunlaşma sonrasında pH daha da nötrale yaklaşır. C/N oranı daha da düşer. Bu evreyi atlatmış kompost tarlanın besin tutma kapasitesini daha da arttırır. Bu evrede humus oranı artar.

-Lignin ve selüloz bu evrede bir miktar çözünür.

-Yoğunluk 640kg/m^3’den aşağı düşer.

Kompostlamanın avantajları:

-Mükemmel bir toprak ıslah maddesi oluşturur.

-Satılabilir (ABD’de yığın [açık]kompostun 1m 3 ’ünün fiyatı yaklaşık 7-13$ arasında değişmektedir. Çiftlik kompostonun 1m3 ’ünün fiyatı ise 65$’dır). Türkiye kompostlamaya yeni yeni alışmaya başlasa da Amerika’da 18.yy’dan beri kullanılıyor.

-Başlangıçta kötü tercih edilmiş hammaddeleri bile iyi hale getirir.

-İçindeki bitkilere zararlı maddeler ölüdür. Safi özellik gösterir, temizdir. Virüslerin taşınmasını önler. Virüs kaynaklı hastalıkların kimyasal mücadelesi yoktur! Sadece kültürel olarak ve doğru bitki besleme ile önlenebilir.

-Mecbur kalınan durumlarda hayvan altlığı olarak kullanılabilir.

1610650972983.png


Dezavantajları:


-Analiz yaptırmak için veya kendi analizini yapmak için yığına saplanabilir termometre, pH metre, nem ölçer gereklidir.

-Geleneksel olarak gübreyi sadece bir yığında 1-3 yıl hiç yanına uğramadan bekletmeye göre daha fazla alan kaplar.

-Çok soğuk havalarda sıcaklık düşük olacağı için mikroorganizmalar yavaş çalışır, yüksek sıcaklıklara çıkılamadığı için yabancı ot tohumları da ölmeyebilir. Bu nedenle soğuk mevsimlerde çadırla yığının üzerini kapatan işletmeler vardır.

Anaerobik – Geleneksel yakma:

Oksijensiz şartlarda yaşayabilen mikroorganizmalar vasıtasıyla, daha çok sıkışmış yığınlarda gerçekleşen, uzun süren gübre olgunlaştırma işlemleridir. Çok fazla azot kaybı görülür.

Sonucunda metan (CH4), karbon dioksit, organik asitler, hidrojen sülfür (H2S) gibi farklı bileşikler oluşur. Kokuları uzun süreli ve kötüdür. Isı üretimi az olduğundan dolayı bitkilere zararlı maddeler zor temizlenir.

Daha da bilgisiz şekilde, beklenmeden tarlaya atılan hayvan gübrelerinin aşırı zararı vardır.

Bu paylaşım Prof. Dr. Mustafa Öztürk'ün HAYVAN GÜBRESİNDEN VE ATIKLARDAN KOMPOST ÜRETİMİ kitabından derlenmiş ve bazı bilgiler eklenmiştir, kendisine teşekkür ederiz.
 
Güzel yazı ama ben anlamakta zorluk yaşıyorum şunu öğrendim
Kompostlama yapıldığında 1.5 ay içinde fermente oluyor ve azot değeri daha yüksek oluyor
E peki normal bekletilmiş gübre ile kıyaslandığında ne kadar azot farkı ortaya çıkar bir de bu azot kaybını yığını uzun süre bekletme yönteminde önlemek için bir diğer yöntem olan üzerini toprak ile örtme methodu uyguladığımızda kompostlama ile aynı değerleri yakalayabilirmiyiz bu şekilde sadece zaman farkımı olur
 

Benzer Konular