Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor


Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

Arslanlar 5070 link=topic=78932.msg933949#msg933949 date=1415549859' Alıntı:
galiba benim kendimi örnek vermemi yanlış yorumladın ve işin rengi değişti :) şimdi kalkıp şu kadar kazandım veya zarar ettim diyecek halim yok ego tatmini yapacak halimin olmadığı gibi :) kısa ve öz cvb verim eğer herkes ( benim gibi) yapmayıp ayağını yorganına göre uzatıyorsa sıkıntı yok demektir :) kolay gelsin :)

sen halinden memnunsun diye herkes halinden memnun olmak zorunda değil sonuçta herkesin yaşadığı coğrafya farklı ekonomik çıktıları farklı yaşadığı yere göre :)
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

Yusuf.. en gariban gözüken asgari ücretlinin bile bi komisyonu var.. üretici-çiftçi rüzgarda savrulan yaprak.. ya tutarsa hesabı..

EN basit bi örnek.. geçen erzuruma rektefe-taşlama için Orhan usta diye Palandöken motor yenilemeye geldik.. ÇOK ilginç bi ayrıntı.. sohbet çay derken..

TÜM ülkemizdeki motor yenilemecilerin GMY diye gelişmiş motor yenileme adıyla.. seneler önce anlaşıp biraraya geldiklerini öğrendim..

tebrik edip, çok zor bi işi başarmışsınız deyip.. peki ne işinize yaradı dedim..

mesela büyük marka-firmalar GMY ile oturup anlaşıyormuş.. o marka sadece GMY ile anlaşmalı yerlerle çalışıyo.. işte bu kadar..


Sen kendini ciddiye almayınca ÇOK normal olarak siyasetciside kimsede seni ciddiye almaz!

Geçen tarım bakanı burdaydı.. tolantılar o kadar sıradan ve komiktiki.. 1 tane adam gibi üretici örgütü olsa kalkıp.. derdimiz şu, devası şu.. taleplerimiz bu derdi..

konuyu uzattıkça uzatmak mümkün ama HİÇ gerek yok..




işte olay budur, gerisi hikaye:)


 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

Umut yazdıklarına katılıyorum, Balıklı Şema güzelmiş, her zaman söylerim milletimizi Deprem öldürmez ama PANİK Öldürüyor.... Onun için PANİK yapmadan hareket edenler sakin kalıp çözüm üretmek önemli...
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

Murat abi.. Sazı elime verdin Yusuf.. yarama bastın.. durmak yok yazayım biraz daha:)

HER iddiasına varım küçük-dinamik AMA örgütlü çiftçiler.. dünya devlerine KÖK söktürür.. dünyada örnekleri var..

küçük demek kötü-yaramaz demek değildir..

büyük balık küçük balığı yutamaz! yutsa dünyada küçük balık kalmazdı.. bi sakatlık olsa İLK önce büyüklerin başı yanar, büyük balık kalmaz dünyada zaten.. koca dinazorların kökü kurudu.. karıncalar, arılar aynen yola devam:)


sorun küçük ve basit tarım yapmamızda değil.. kafamıza göre takılıp azıcık aşım kaygısız başım derken.. EN büyük kaygıları yaşamamızda..

matematik-mantık-hesap kitap.. neyse hepsini konuşmak mümkün ama üretici psikolojisi ve gönüllü birleşmeler olmadıkça ne desek BOŞ!


neyse hayırlısı..
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

düşünmek lazım organize olmaya nasıl başlarız. .
bir araya anca net üzerinden gelebiliyoruz..
bu kışın biraz araştıralım neler yapabiliriz bi bakalım.
bek bu işe merak sardım..


umut beraber bişeyler başlayalım bakarsın gerisi gelir..
önümüz kış boş vakit çok. ..
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

forumun 50 bin üyesi var..!

aynı yerde olmak şart değil.. bi an hayal edelim.. biz yapamazsak çocuklarımız yapacak nede olsa;

mesela trakkulüp-kooperatifi olarak.. 50 bin başlangıç ve sonrası 500 bin üyeyle ülkenin en büyük üretici örgütlerindeniz:)

*tüm tarım politikası ve desteklerde görüş alınıyo

*mazot tüm girdiler için toplu alım ve cazip indirimlerden yararlanıyoruz

*tüm traktör-makine/ekipman alımlarında toplu ve indirimli alım

*tüm ürün satışlarda mümkün olduğunca toplu anlaşmalı satış

*tüm kaza vs için sigorta sistemi..vs

*tüm üyelerin adına avukat ve mahkeme işleri


dediğim gibi bizim nesil olmasa bi sonraki nesil yapacak zaten bunu:)
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

1 milyon çiftçinin üretimden uzaklaştırılmsının nedeni planlıdır.. Öncelikle yandaş veya değil dev şirketlerin tarımda yer almasını sağlamak.Çiftçilikle uğraşan toplumda ki oranı %5 seviyelerine çekmek.. Avrupa normları.. Diğer yandan çiftçiliği bırakan kesim ucuz iş gücü oluyor, moder kölelik yani... Sanayi kalkınması için ucuz işgücü gerekli. Çin ' de günlük 2$ işçi maaşı .. Hayal edemeyeceğimiz boyutlarda çin üretim yapıyor.. Dev otomobil şirketleri ucuz işgücü dolaysıyla çinde üretim üslri kurdular.. Ancak devlet politkamız o kadar havalaı ve ayakları yere bazmaz ki , kendisini çinle , rusyayla kıyasalyan ortadoğunun liderli sanan ama kendi insanını hiç umursamayan bu devlet politikası uzun vadede büyük acılar yaştacak daha.. Daha iki gün önce 6000 zeytin ağacı kökünden söküldü bi kaç saat içinde , hemde kanunsuz bir şekilde.. Sonra yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Olan yine çiftçiye oldu..

Türkiyenin tarım politikalrı 1950 li yıllardan sonra yavaş yavaş yok oldu.. Şu anda da tek amaç yandaş ve ya olmayan dev tarım şirketleri yaratmaktır.Madem bunlar dev tarım şirketleri yaratmak istiyor , biz çiftçiler bir araya gelip bir şirkette kurabiliriz.. Yönetimi şeffaf olacak şekilde.. Bilimsel fikirlere dayanan gelişimein olacağı bir şirket, ve üreticilerin bu şirkette söz sahibi olacağı bir yapı.. Malatyada kayısı üretimi yaptımız için size bundan örenek vereyim : Kayısı piyasası 7 tane tücarın elindedir. Bunların yıllık kazançları 100 milyon dolardan fazla kayısı ticareti ile.. Kayısıyı bizden 10 liraya alıp 25 liraya ihraç ederler.Ve kaysı üretici gerçekten zor durumdadır daima.. Ama malatyada kayısı üreticilerinin birbirine hiç güveni yoktur. Bir ara kayısı birlik kuruldu ama orada da yolsuzluklar oldu ve tüccarların istediği gibi harekt eden bir kurum haline dönüştü.. Benim babam ve malatyada siyaset alanında tanınan güvenilir bi kaç kişi Kaysan Holding adında bir holding oluşturmak için çiftçiye teklif götürdüler. Üyelik şartları için 2000$ ve 4000$ ödeme gerekiyordu bir defaya mahsus. istyen 2 bin isteyen 4 bin ödeyrek şirkette söz sahbi olacaktı. bi kaç insan para verdi ama çoğu insan siz parayı yiyeceksiniz deiler babama. Babam da paralı geri verdi ve vazgeçtiler bu işten..Yani evet ne yazık ki kuralsız, acımasız bir kapitalizm var ve bu kapitalizm insanların birbirine güvensizliği sayesinde güçleniyor..Burada 100 çiftçi bir aray gelip bir şirket kursa bile gerisi gelir. Ancak güven şart.. Aramızda farklılıkların sorun olmaycağı bir şirket olursa tarım politkalrı konsunda söz sahibi oluruz...
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

Oy oy oyy oyna oyna kop kop Yeme zam gelmiş off suyundanda koy batık artık ineklere yem yerine ev yemeğimi versem napsam acaba kuru fasulyeyi yerlermi iç-*-*

Abilerim büyükleirm siz devleti yönetenleri birazdaha poh poh layın az kaldı biz burada o dediğiniz işciden olacagız saati 4 TL olan şu yeni işcilerden.

Niye diye soracak olursanız adapazarında Sakarya spora bi statyum yapıyorlar ve tam karşısında sakarya nehrin aktığı güzergahtaki çiftcileri tahliye etiler adamların ahırlarını mühürlediler , neymiş efendim oralar cafeterya balıkcı yerleri falan filan olacakmış diyor orada oturanlar , yavaş yavaş bize doğru gliyorlar her halde bi 5-10 Yıla kalmaz bizede hadi bilader naş naş derler ee artık bende sizin taraflara gelirim arazilerin dönümü nekadar oralarda zuha-*-s zuha-*-s zuha-*-s zuha-*-s
 

Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

Ülkemiz ve vatandaşımız bu olayların sonucunda büyük bedeller ödeyebilir avrupa ülkeleri gelirlerinin yarısını direkt tarıma aktarıyor ama bizim ülkemizde bu oran %5civarlarında sonra niye avrupa çiftçisi daha iyi derler adamların arkasında koskoca devlet var
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

Benim anlayabildigim, ciftcinin en buyuk sorunu tarim finansmani. Bir traktor, makina alip buna bir para bagliyoruz ve bunu senelik olasi kazanclar ile geri oduyoruz. Ayni sekilde ektigimiz tohumu, kullandigimiz gubreyi simdi kullanip kazancini 6-10 ay sonra elde ediyoruz. Finansmanin temel kurallarindan biri paranin zaman degeri, cebimizdeki nakidi kullanarak bunlari yapmak finansal acidan karli degil, ornegin yuz bin lirayi tarimsal yatirim ile (kiraladiginiz arazi, ektiginiz tohum, kullandiginiz gubre + +) degerlendirdiginizde, nisbeten cok buyuk riskler alarak, cok kucuk kazanc elde ediyorsunuz. Bu faiz oranlari ile o kadar parayi banka faizine veya ticari islere kullanmak cok daha karli ve cok daha az riskli. Bu finansmani kendi paranizdan degil piyasa sartlarinda kredi kullanarak saglamaya calismak ise delilik, zarar garantili bir yatirim. Devletin tarimsal finansman mekanizmalari da dogru durust calismayinca, benim anladigim tarim arazileri baska bir takim islerden sermaye birikimini saglamis buyuklerin yatirim araclarina donusuyor.

Tarimsal arazi miktarinin artmasi mumkun degil, ancak baska kaynaklardan parasi olan birilerinin surekli arazi alimina talebinin olmasi arazi fiyatlarini surekli yukari dogru cekiyor. Bu arazileri alanlarin verimli sekilde isleyebildiginden de supheliyim. Gidisat benim gordugum, Istanbul ' un bazi semtlerindeki daire fiyatlari gibi, surekli fiyati arttigi icin birileri bunlari yatirim amacli aliyor, talep oldugu icin fiyatlar artiyor. Herkes bir evin yapilma kullanma amacinin icersinde oturmak oldugunu unutmus, bunu amacinin tamamen disinda bir amacla 'yatirim amacli' kullanmaya baslamis.

Ne olacak bilmiyorum. Benim sahsen tarim verimli ve modern sekilde yapilirsa kazancli bir is olabilir belki diye bir umudum vardi, boylelikle omur torpusu Istanbul ' da yasama bir alternatif olabilir mi diye dusunuyordum. Pek parlak gorunmuyor su anda. Ancak topragi isleyip uretmenin buyusu, kanina girebildigi insandan da cikmiyor galiba...
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

küçük ve orta büyüklükteki tarım işletmeleri ya birleşip hayatta kalacak ya tek tek yok olacaklar..

zaten kırsal nüfusun yaş ortalaması hızla artıyo.. sahaya çıkıp sürekli anket-sohbet yapıyoz.. sonuç: adamın 5 çocuğu var 300-500 dekar yeri.. nerdeyse çocukların tamamı yurtiçi-dışı gurbette tarım dışı çalışıyo..


son 10 yılda kurulan büyük hayvancılık işletmelerinin nerdeyse tamamının arazisi kendine yetmez durumda ve sürekli yer kiralayıp yada satın alıyorlar..

birleşip-büyümenin tadını avantajını doğru düzgün 1 kere yaşasa üretici kovsan daha ayrılmaz ama şimdilik ülke geneli 'azıcık aşım kaygısız başım'modunda..
 
Çevremde tanıdığım tahminen 500 civarı çiftçi var lakin bunlardan sadece 3, bilemedin 4 tanesi yeni yatırımlar yapacak, vaya refah bir şekilde yaşabilecek parayı kazanıyor.

Çiftçilik yakın zamana kadar memurluk gibiydi. Az yada çok insanların karınlarını doyurabiliyordu. Ama:

1-) yaşam standartların yükselmesi ile temel ihtiyaçların artması

30 yıl önce tek derdi elektrik faturası olan bir çiftçi ailesi şu an 4 cep telefonu, 1 internet faturası ödüyor en basitinden. Hayatın her alanında bu durum geçerli. Ekmek bakkaldan, peynir marketten, süt dükkandan, kışlıklar manavdan alınmaya başlandı. 20 yıl önce üzüm bozarken öğle yemeğine oturmuştuk. Masada envai çeşit yiyecek. Ekmek, kavurma, yoğurt, peynir, biber, salata, yumurta, zeytin, reçel, salça, turşu, soğan, tereyağ.... Liste uzun. Arkadaşlardan birinin hoşuna gitmiş herhalde, zeytini sordu: 'sizin mi?' Diye.

O an masaya baktım ve masada 'TUZ' dışında bizim üretimimiz olmayan hiçbirşey yoktu. Oysa şimdi bizim üretimimiz olan birşey arıyorum, binde bir.. Çoğu çiftçi de aynı durumda, eminim.

2-) tarımsal giderlerin artması

Yukarda anlatılmış zaten. %400 son 10 yılda. Peki son 30 yılda? Ayrıca birim alandan alınan verimi arttırmak içim yapılan uygulamalar da bunun cabası. 30 yıl önce bir gübre masrafı bilinirdi, şimdi ise:

Tohum gübresi
Tohum ilaçlaması kaplama ilaçları (yahut sertifikalı buğday)
Dar yapraklı ilacı
Geniş yapraklı ilacı
Kök boğazı ilacı
Pas ilacı
En az 2 yaprak gübresi
Süne ilacı

gibi üst gübre dışındaki 8 kalemi düşünmeden yazabilirim. Ha bunlar verimi arttırma içim yapılan masraflar ve fazlası ile geri dönüşü oluyor ama konumuz bu değil. Sonuçta tüm bu kalemlerin masrafı cebimizden çıkıyor. Burda önemli nokta, bir afet yada felakette altına girdiğimiz risk faktörünün, eskiye nazaran çok büyük olması. Sonuçta en bilinçli çiftçi de olsak olsa herşey bir bulutun altında. Eskiden de onca masraf yapıp '0' sıfır ürün hasat ettiğimiz oluyordu, şimdi de oluyor. Tabiat ana değişmedi. (Sigorta diyenleri duyuyorum, o da ekstra masraf. Üstelik hak yiyen bir masraf. Toprak inkar etmez ama sigortacı 'kapsam dışı' diyerek inkar edebiliyor)

4-) devlet, ürün fiyatlarına müdahale ederek çiftçiyi koruma politikasını bıraktı.

Başta, tarımsal istihdamı azaltma gibi çok sebebi var bunun. Ama gerçek bu. Mesela Ofis açılsaydı 85 kuruştan verecektik buğdayımızı. Bakandan açıklama geldi, alımlar durdu. 65 kuruş zor verdik. 1 günde bir yıllık emeğimizin %25 ' ini uçurdular. Şu an başkalarının cebinde.

Bu kadarla kalsa iyi. Kırk yılda bir çiftçinin para kazanacağı sene geliyor, bu seferde ithalatı açarak kafasına sopayı vuruyor. Yani müdehale hakkı sadece çiftçi ve üreten aleyhine kullanılıyor.

5-) klasik çiftçilerin serbest piyasaya adaptasyon sorunları.

İşte bu son aşama için kooperatiflerime hayati önem taşıyor. Kooperatifleşemediğimiz (ne uzun kelime oldu be!) taktirde harcanırız. Tarımda dünya devi olan Hollanda ' nın başarı sırrı işte burda. Kooperatifleşmemiş tek ürün yada çiftçi grubu yok. Doğal sonuç Umut Abi ' nin yukarda balık örneği.

Kısaca durumun sorumlusu ne o '20 beygir' ne de sadece çiftçi. Kollektif bir sorun bu. Birçok tarafı var ve çözülmesini taktirde durum daha da kötüye gidecek.

Şahsen bildiğim tek gerçek var:

'Kendini yenileyemeyen, dolayısı ile 'birim alandan yüksek verim alamayan' çiftçi tarih sahnesinden yok olup gidecek..'

10 dönüm Bostan işleyen Osman ' ın öldü anlayacağınız..
 
Ynt: Çiftçi, üretimi terk ediyor; Gıda güvenliği alarm veriyor

aynen Yılmaz..

Bi olay çok karmaşıksa, çok sayıda da suçlu vardır.. aynen ülkemizdeki tarımsal yapı gibi.

Sadece hükümetleride sadece üreticiyide sadece üretici örgütlerinide TEK başına günah keçisi yapmak doğru değil.. bakanlığından, üniversitelerine azçok hepimizin eseri bu yapı..!
 

Benzer Konular